
1955 ABD doğumlu Richard Phillips Feynman, 20’nci ve 21’inci yüzyılların kesiştiği bu tuhaf çağın en değerli bilim insanlarından biri. Nanoteknoloji ve teorik fizik alanında gerçekleştirdiği çalışmalarla tanınıyor ama onu bugün köşemde konuk etmemin nedeni ne nanoteknolojiyle ne de teorik fizikle ilgili; ben onun ‘öğretmenlere on önerisi’ üzerinde duracağım.
24 Kasım’a bir kala…
★★
Sosyal medyada elden ele dolaşan bir metin olsa da bu kez bir gazete köşesinde yayınlanması, öğütlerin, onları daha önce hiç işitmemiş bir meslektaşıma ulaşmasına belki vesile olur…
Ne güzel olur!
Olasılık işte, ‘belki’nin içindeki ‘umut’…
Bir bakalım, ne diyor Profesör Feynman?
I.
Öğrencilerin her şeyi mükemmel biçimde bilen bir öğretmene ihtiyacı yoktur. Öğrencilerin, okula gelmeleri için onları heyecanlandıracak ve öğrenme iştahlarını kabartacak mutlu ve işine aşık bir öğretmene ihtiyaçları vardır.
II.
Unutmayın: Beceriler, her zaman notlardan daha değerlidir!
Çünkü dünyayı değiştiren şey, birbirini tanımayan insanların birbirleriyle buluşmuş becerileridir.
III.
Çocuklarınıza sadece nasıl başarılı olunacağını öğretmeyin; onlara başarısızlıkla nasıl başa çıkacaklarını ve hatalarından nasıl ders çıkaracaklarını da öğretin.
IV.
Bir çocuk, ileri matematik yapabiliyorsa, birden fazla dili konuşabiliyorsa ve okulda iyi notlar alabiliyorsa; ancak duygularını yönetemiyor, çatışmaları çözemiyor ve stresle başa çıkamıyorsa gelecek yaşantısında diğer şeylerin hiçbiri gerçekten önemli olmayacaktır.
V.
Enerjinizi sürekli endişelenmek için kullanmayın! Enerjinizi daima inanmak, düşünmek, öğrenmek, üretmek ve büyümek için kullanın…
VI.
Evren, bizim evrene bakışımızdan çok daha büyüktür. Onda yeni bir fikir için her zaman yer vardır.
VII.
Size bir soru sorulduğunda ‘Bilmiyorum’ ya da ‘Bu konuda bir fikrim yok’ demenin kabul edilebilir bir yanıt olduğunu biliyor musunuz?
VIII.
Anla! Ezberleme! Formülleri değil, ilkeleri öğren ve sen de işte bunu öğretmeye çalış.
IX.
Eğitimin asıl amacı, boş bir zihni öğrenmeye açık bir zihin haline getirmektir. İnsanları derinden etkileyen iyi bir öğretmen olmak istiyorsan açık fikirli biri olmayı öğrenmelisin ve bunu öğretmelisin. Coşkuyu, merakı, keşfetme yöntemlerini ve ‘değerleri’ öğretmelisin!
X.
Küçükken nasıl birine ihtiyacın vardı? Öğretmen olarak işte o kişi ol, şimdi senin yakınında büyümekte olan insanlar için yap bunu…
Hadi yap!
★★
Oldukça farklı bir bakış açısı, değil mi? Pratik ve çok çarpıcı!
Evet çarpıcı; çünkü tam da ihtiyaç duyduğumuz şeyi, riyadan ve rüyadan arındırılmış bir eğitim yaklaşımını betimliyor.
‘Ah, keşke…’ diyoruz biz de tabii…
Keşke bütün öğretmenlerimiz, kendi beyninde ve yüreğinde böyle bir devrim, bir değişim gerçekleştirebilse; tüm dünyada böyle -Profesör Feynman gibi- düşünenler çoğalsa ve ülke, dil, din, ırk, kültürel ve ekonomik alt yapılar fark etmeksizin dünyanın bütün çocukları bu vicdani ilkelerle eğitilse…
Keşke!
24 Kasım’a bir kala…
★★
Sosyal medyada elden ele dolaşan bir metin olsa da bu kez bir gazete köşesinde yayınlanması, öğütlerin, onları daha önce hiç işitmemiş bir meslektaşıma ulaşmasına belki vesile olur…
Ne güzel olur!
Olasılık işte, ‘belki’nin içindeki ‘umut’…
Bir bakalım, ne diyor Profesör Feynman?
I.
Öğrencilerin her şeyi mükemmel biçimde bilen bir öğretmene ihtiyacı yoktur. Öğrencilerin, okula gelmeleri için onları heyecanlandıracak ve öğrenme iştahlarını kabartacak mutlu ve işine aşık bir öğretmene ihtiyaçları vardır.
II.
Unutmayın: Beceriler, her zaman notlardan daha değerlidir!
Çünkü dünyayı değiştiren şey, birbirini tanımayan insanların birbirleriyle buluşmuş becerileridir.
III.
Çocuklarınıza sadece nasıl başarılı olunacağını öğretmeyin; onlara başarısızlıkla nasıl başa çıkacaklarını ve hatalarından nasıl ders çıkaracaklarını da öğretin.
IV.
Bir çocuk, ileri matematik yapabiliyorsa, birden fazla dili konuşabiliyorsa ve okulda iyi notlar alabiliyorsa; ancak duygularını yönetemiyor, çatışmaları çözemiyor ve stresle başa çıkamıyorsa gelecek yaşantısında diğer şeylerin hiçbiri gerçekten önemli olmayacaktır.
V.
Enerjinizi sürekli endişelenmek için kullanmayın! Enerjinizi daima inanmak, düşünmek, öğrenmek, üretmek ve büyümek için kullanın…
VI.
Evren, bizim evrene bakışımızdan çok daha büyüktür. Onda yeni bir fikir için her zaman yer vardır.
VII.
Size bir soru sorulduğunda ‘Bilmiyorum’ ya da ‘Bu konuda bir fikrim yok’ demenin kabul edilebilir bir yanıt olduğunu biliyor musunuz?
VIII.
Anla! Ezberleme! Formülleri değil, ilkeleri öğren ve sen de işte bunu öğretmeye çalış.
IX.
Eğitimin asıl amacı, boş bir zihni öğrenmeye açık bir zihin haline getirmektir. İnsanları derinden etkileyen iyi bir öğretmen olmak istiyorsan açık fikirli biri olmayı öğrenmelisin ve bunu öğretmelisin. Coşkuyu, merakı, keşfetme yöntemlerini ve ‘değerleri’ öğretmelisin!
X.
Küçükken nasıl birine ihtiyacın vardı? Öğretmen olarak işte o kişi ol, şimdi senin yakınında büyümekte olan insanlar için yap bunu…
Hadi yap!
★★
Oldukça farklı bir bakış açısı, değil mi? Pratik ve çok çarpıcı!
Evet çarpıcı; çünkü tam da ihtiyaç duyduğumuz şeyi, riyadan ve rüyadan arındırılmış bir eğitim yaklaşımını betimliyor.
‘Ah, keşke…’ diyoruz biz de tabii…
Keşke bütün öğretmenlerimiz, kendi beyninde ve yüreğinde böyle bir devrim, bir değişim gerçekleştirebilse; tüm dünyada böyle -Profesör Feynman gibi- düşünenler çoğalsa ve ülke, dil, din, ırk, kültürel ve ekonomik alt yapılar fark etmeksizin dünyanın bütün çocukları bu vicdani ilkelerle eğitilse…
Keşke!