
2017’nin Türk Dili Yılı olarak ilan edilmesi sebebiyle Atatürk Üniversitesi’nde konferans veren Prof. Dr. Ceval Kaya, dilin önemini anlattı. Sümer, Akad, Babil, Lidyalı’ların savaş ya da hastalıkla değil dillerini bıraktıkları için kaybolduklarını belirten Kaya, “Sadece dil değil kimlikte yani milliyet te ölüyor asimileşmiş oluyor ” dedi.
Elif KAÇMAZ \ERZURUM
Ardahan Üniversitesi İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ceval Kaya, dillerini unutan milletlerin öldüğünü söyledi. Sümer, Akad, Babil, Lidyalı’ların savaş ya da hastalıkla değil dillerini bıraktıkları için kaybolduklarını belirten Kaya, “Sadece dil değil kimlikte yani milliyet te ölüyor asimileşmiş oluyor ” dedi.
2017’nin Türk Dili Yılı ilan edilmesi sebebiyle Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türk Dil Kurumu ve Uluslararası Kültür Dil ve Edebiyat Derneği tarafından ‘Dilimiz Kimliğimizdir’ konulu konferans düzenlendi. Atatürk Üniversitesi Nenehatun Kültür Merkezindeki konferansta konuşan Prof. Dr. Ceval Kaya, dilin, konuşma temelli bir iletişim sistemi olduğunu söyledi. Kaya ; “Tarih kaydetmese bile yazılı olmasa bile yazıyı yazan bir kavmin dilinde Türkçe kelime varsa Türkçe var demektir. Dil konuşma temelli bir iletişim sistemidir dilin aslı konuşmadır sonraki safhaları yazıya geçilmesi çok sonra olmuştur. Her dilin yazıya geçilmesi gerçek ihtiyaçlar sonucu olmuştur. Yazıya geçiş ile dilin başlangıcı arasında bin on bin yıl zaman geçmiştir. Günümüzde dil olarak mevcut olduğu halde yazılmayan diller var bu da gösteriyor ki dil yazılmadan da var olur, daha tutarlı ve mantıklı olan ise Türklerin var olduğu zamandan beri Türkçe vardır Türklerin tarihi ile Türkçenin tarihi aynıdır. Fakat ne zamandan itibaren bizim dilimizin atası olacak bir dil doğdu insanlar onu konuşmaya başladı hiçbir zaman bilmeyeceğiz” diye konuştu.
Dil varsa millet vardır
“Dil varsa millet vardır, milletin olması içinde ayrı bir dilin olması gerekiyor ayrı dil olmadan milli şuur oluşmaz, milletlerin oluşumu ile dilin oluşumu aynı zamanda gerçekleşir” diyen Prof. Dr. Ceval Kaya, konuşmasında şunları ifade etti:
“Çünkü ortak bir şuurun oluşması için insanların ortak bir konuşmada birleşmeleri gerekmektedir. ayetten örnek veren kaya; “İnsanlar biz sizleri bir dişiden yarattık ve milletler olarak ayırdık ki birbirinizi ile anlaşasınız “ gördüğünüz gibi ayette de bahsedilen dildir. Ancak aynı dili konuşanlar anlaşabilir. Ve bir arada yaşamak ister bir arada yaşayan insanların geleceğe ait idealleri olur ve bu milliyettin oluşumu için şarttır ve gereklidir yanı milletlerin oluşumunda onların oluşumuyla paralel olan dillerin oluşumu da tanrının bir lütfudur bize.”
Dillerin ölümüyle birlikte millette ölür
Dillerin ölümüyle birlikte milletlerin ölümü söz konusu olduğuna dikkat çeken Kaya, “Sümerler, Akadlar, Babiller, Lidyalılar, Frigyalılar, durduk yere yok olmadılar, onlar bir savaştan geçmedi ya da büyük bir hastalık gelip onları yok etmedi. Önce iki dilli oldular bağlı oldukları devletin resmi dilini öğrenmek zorunda kaldılar sonra ülkeye dışarıdan başka bir hâkim millet onları asimileştirdi sömürgeleştirdi. Önce iki dilli oldular ve çocukları bir nesil sonra sömürgecilerin dilini benimsediler, sonraki nesil gittikçe ana dillerinden koptular ve bir zaman geldi kendi dillerini konuşamadılar demek ki dillerin ölümü öncesinde iki dillilik vardır ve sonradan kabul edilmiş dilin başa geçmesiyle asıl dil ölür. Sadece dil değil kimlikte yani milliyet te ölüyor asimileşmiş oluyor” dedi.
Yazılı kayıtlar da olmasa bile Türkçe geçmiş dillerde vardı
Türkçenin oluşumuna da değinen Kaya, “Türkçenin oluşumu hakkında bilgiler hala yanlış bilinmektedir. 1928 olarak bilen var fakat 1928 de Arap alfabesini kullanıyorduk fakat Türkçe yazıyorduk 13’uncu yüzyıla gelinince Mehmet Bey, edebiyat dili olarak Farsça, ilim dili olarak Arapçayı kullanan Selçuklulara karşı halkı etrafında toplayarak başkaldırmış ve Türkçeyi devlet dili ilan etmişti. Türklerin tarihinde Türkçe yazılı belge yok fakat milattan önce yaşamış olan Sümerlerin dilinde Türkçe kelimeler tespit edilmiş onların dilinde Türkçe kelimeler varsa bu o devirde Türkçenin var olduğuna kanıttır çünkü tarih kaydetmese bile yazılı olmasa bile yazıyı yazan kavmin dilinde Türkçe varsa Türkçe geçmiş dillerde var demektir”
Konferansın sonunda Prof. Dr. Ceval Kaya’ya 2017 Türk Dili Yılı Hatırası Kültür ve Turizm Müdürü Cemal Almaz ve UKDE temsilcisi Üzeyir Bayındır tarafından takdim edildi.
Konferansı Kültür ve Turizm Müdürü Cemal Almaz Atatürk Üniversitesi Prof. Dr. Nihat Yatkın ve Uluslararası Kültür Dil ve Edebiyat Derneği (UKDE) Erzurum temsilcisi Üzeyir Bayındır Türk Dil Kurumu Uzmanı Yaşar Yılmaz ve öğrenciler izledi.
Elif KAÇMAZ \ERZURUM
Ardahan Üniversitesi İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ceval Kaya, dillerini unutan milletlerin öldüğünü söyledi. Sümer, Akad, Babil, Lidyalı’ların savaş ya da hastalıkla değil dillerini bıraktıkları için kaybolduklarını belirten Kaya, “Sadece dil değil kimlikte yani milliyet te ölüyor asimileşmiş oluyor ” dedi.
2017’nin Türk Dili Yılı ilan edilmesi sebebiyle Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türk Dil Kurumu ve Uluslararası Kültür Dil ve Edebiyat Derneği tarafından ‘Dilimiz Kimliğimizdir’ konulu konferans düzenlendi. Atatürk Üniversitesi Nenehatun Kültür Merkezindeki konferansta konuşan Prof. Dr. Ceval Kaya, dilin, konuşma temelli bir iletişim sistemi olduğunu söyledi. Kaya ; “Tarih kaydetmese bile yazılı olmasa bile yazıyı yazan bir kavmin dilinde Türkçe kelime varsa Türkçe var demektir. Dil konuşma temelli bir iletişim sistemidir dilin aslı konuşmadır sonraki safhaları yazıya geçilmesi çok sonra olmuştur. Her dilin yazıya geçilmesi gerçek ihtiyaçlar sonucu olmuştur. Yazıya geçiş ile dilin başlangıcı arasında bin on bin yıl zaman geçmiştir. Günümüzde dil olarak mevcut olduğu halde yazılmayan diller var bu da gösteriyor ki dil yazılmadan da var olur, daha tutarlı ve mantıklı olan ise Türklerin var olduğu zamandan beri Türkçe vardır Türklerin tarihi ile Türkçenin tarihi aynıdır. Fakat ne zamandan itibaren bizim dilimizin atası olacak bir dil doğdu insanlar onu konuşmaya başladı hiçbir zaman bilmeyeceğiz” diye konuştu.
Dil varsa millet vardır
“Dil varsa millet vardır, milletin olması içinde ayrı bir dilin olması gerekiyor ayrı dil olmadan milli şuur oluşmaz, milletlerin oluşumu ile dilin oluşumu aynı zamanda gerçekleşir” diyen Prof. Dr. Ceval Kaya, konuşmasında şunları ifade etti:
“Çünkü ortak bir şuurun oluşması için insanların ortak bir konuşmada birleşmeleri gerekmektedir. ayetten örnek veren kaya; “İnsanlar biz sizleri bir dişiden yarattık ve milletler olarak ayırdık ki birbirinizi ile anlaşasınız “ gördüğünüz gibi ayette de bahsedilen dildir. Ancak aynı dili konuşanlar anlaşabilir. Ve bir arada yaşamak ister bir arada yaşayan insanların geleceğe ait idealleri olur ve bu milliyettin oluşumu için şarttır ve gereklidir yanı milletlerin oluşumunda onların oluşumuyla paralel olan dillerin oluşumu da tanrının bir lütfudur bize.”
Dillerin ölümüyle birlikte millette ölür
Dillerin ölümüyle birlikte milletlerin ölümü söz konusu olduğuna dikkat çeken Kaya, “Sümerler, Akadlar, Babiller, Lidyalılar, Frigyalılar, durduk yere yok olmadılar, onlar bir savaştan geçmedi ya da büyük bir hastalık gelip onları yok etmedi. Önce iki dilli oldular bağlı oldukları devletin resmi dilini öğrenmek zorunda kaldılar sonra ülkeye dışarıdan başka bir hâkim millet onları asimileştirdi sömürgeleştirdi. Önce iki dilli oldular ve çocukları bir nesil sonra sömürgecilerin dilini benimsediler, sonraki nesil gittikçe ana dillerinden koptular ve bir zaman geldi kendi dillerini konuşamadılar demek ki dillerin ölümü öncesinde iki dillilik vardır ve sonradan kabul edilmiş dilin başa geçmesiyle asıl dil ölür. Sadece dil değil kimlikte yani milliyet te ölüyor asimileşmiş oluyor” dedi.
Yazılı kayıtlar da olmasa bile Türkçe geçmiş dillerde vardı
Türkçenin oluşumuna da değinen Kaya, “Türkçenin oluşumu hakkında bilgiler hala yanlış bilinmektedir. 1928 olarak bilen var fakat 1928 de Arap alfabesini kullanıyorduk fakat Türkçe yazıyorduk 13’uncu yüzyıla gelinince Mehmet Bey, edebiyat dili olarak Farsça, ilim dili olarak Arapçayı kullanan Selçuklulara karşı halkı etrafında toplayarak başkaldırmış ve Türkçeyi devlet dili ilan etmişti. Türklerin tarihinde Türkçe yazılı belge yok fakat milattan önce yaşamış olan Sümerlerin dilinde Türkçe kelimeler tespit edilmiş onların dilinde Türkçe kelimeler varsa bu o devirde Türkçenin var olduğuna kanıttır çünkü tarih kaydetmese bile yazılı olmasa bile yazıyı yazan kavmin dilinde Türkçe varsa Türkçe geçmiş dillerde var demektir”
Konferansın sonunda Prof. Dr. Ceval Kaya’ya 2017 Türk Dili Yılı Hatırası Kültür ve Turizm Müdürü Cemal Almaz ve UKDE temsilcisi Üzeyir Bayındır tarafından takdim edildi.
Konferansı Kültür ve Turizm Müdürü Cemal Almaz Atatürk Üniversitesi Prof. Dr. Nihat Yatkın ve Uluslararası Kültür Dil ve Edebiyat Derneği (UKDE) Erzurum temsilcisi Üzeyir Bayındır Türk Dil Kurumu Uzmanı Yaşar Yılmaz ve öğrenciler izledi.