Din üzerinden savaş
Başka bir ülke yok ki var olduğu günden bu yana topraklarını korumak için her daim savaşın içinde olsun. Doğrudan müdahale ile bu topraklara hakim olamayacaklarını anlayan dış güçler, Selçukludan tutun Osmanlı ve Cumhuriyet’e kadar içimizdeki hainlerle iş birliği yaparak ülkeyi dizayn etmeye çalıştılar. Henüz beylikken bile haçlı ve Moğollara karşı duran bu yüce milletin hainlikte görmediği, yaşamadığı şey kalmadı…
Bugün ülkede kurgulanan olayların hepsi incelendiğinde hainlerin üst akıllarının aynı adresleri gösterdiğini açıkça görebiliyoruz.
Sürekli askeri darbelerle geri bırakılan bu topraklarda yapılan her girişim başka bir girişime zemin hazırladı. 27 Mayıs 1960 ve12 Eylül 1980 darbelerine kadar devam eden süreçte sağ sol davası ile bu ülkenin yıkılamayacağını görenler, ülkenin dini hassasiyeti üzerinden hareket etmeye başladı.
[caption id="attachment_43536" align="alignnone" width="830"] Demokrasi nöbeti tutan siyasiler boyunlarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın resminin yer aldığı atkılar takıyor. [/caption]
Ülkenin garantisi konumundaki Türk Silahlı Kuvvetleri bu gerçeği gördü ve kırmızı deftere “İrtica ile mücadele” maddesi ekledi. Bu madde gereği aşırı dinci yapılanmaya geçit vermemek için işi öylesine abarttı ki iş rayından çıktı. Gerçek inananlarla hainler ayırt edilemedi. Din eğitimi veren her yer basıldı. Türban, ülkenin birinci derecede sorunu olarak ortaya çıktı. Bırakın din eğitimi alanların TSK mensubu olmasını başı örtülü hiç kimse askeri alanlara giremedi. Üniversiteler bile bu kapsam altına alındı.
Bugün yaşananların temeli doğru algılanan ama yanlış yürütülen projeler oldu. Eğer o gün irtica ile mücadele doğru yürütülebilseydi din tacirliği altında hainlik yapan, ülkeyi satan bu yapılar bu denli güçlü olamayacaktı.
[caption id="attachment_43537" align="alignnone" width="835"] TRT Erzurum İl Müdürlüğü’nün emektar kameramanı Muhammet Kartal, günlerdir tek başına özveri ile çalışarak demokrasi nöbetini tüm ülkeye duyurmak için görev yapıyor.[/caption]
Müslümanlar iki kitabı iyi bilseydi her alim denilen şahsın peşine takılmayacaktı. Bunlardan biri Kuran-ı Kerim bir diğeri ise de Anayasa...
Bu terör örgütüne inananların halen birçoğu Allah için cihad ettiğini düşünürken, onlara karşı mücadele edenler vatanı koruyup Allah için Ulül Emre itaat ediyor. 11 gündür abdest alıp niyet ederek, meydanlarda nöbet tutuyor. Şimdi sorarım sizin inandığınız ve uğruna vatanınıza ihanet etmeyi göze aldığınız Pensilvanya’da ki o imam, eğer Allah’ın emirlerini yerine getiriyor ise (Ey iman edenler, Allah’a itaat edin, Resule itaat edin ve Ulül-emrinize itaat edin!) Nisa 4/ 59 emrini nasıl yok sayıyor.
[caption id="attachment_43531" align="aligncenter" width="835"] OSB Başkanı Zafer Ergüney'de halkın arasında görevinin başında.[/caption]
Halk yine tarih yazdı
Bir kısım askerin ülkeye darbe girişiminde bulunması halk duvarına tosladı. Cumhurbaşkanı’nın tek bir lafı üzerine sokaklara dökülen vatandaşlar tankların, silahların önüne set oldu. Şehit oldu, gazi oldu ama bu ülkede yapılmak istenenlere müsaade etmedi.
Ülkenin Başkomutanı Cumhurbaşkanı’nı bile öldürmeyi göze alan bu alçaklara en büyük cezayı halk verdi.
Erzurum’da darbeye direkt destek yoktu ama uyuyan hücreler belli ki talimat bekliyordu. Eğer Ankara ve İstanbul’da hedeflenen noktalar ele geçirilseydi emin olan Erzurum bu işin merkezi olacaktı. Çünkü okyanus ötesindeki maşa ne yazık ki Erzurumlu. Bu nedenle Erzurum’da darbe sonrası çok garip hadiseler yaşanacaktı. Birkaç örgüt mensubu asker, harekete geçmek istedi ama yöneticilerin sağduyu ve uyanıklığı bu hainlerin alaşağı edilmesini sağladı.
Erzurum Polisevinde bir araya gelen yöneticiler, kriz ortamını çok iyi yönetti. Birimler arasındaki koordinasyonu süratle ve sağlıklı bir şekilde sağlayan güvenlik teşkilatlarının sorumlu amirleri, jet hızıyla hain şebekesinin uzantılarını gözaltına aldırdı. Devletin kademesi bunları yaparken, Cumhurbaşkanı’nın sokak çağrısına ilk uyan kent Erzurum oldu.
Kurtuluş Savaşı’nda önemli rol oynayan Erzurum, bir kez daha tarihe geçecek olaylara damga vurdu. Binlerce insan Erzurum sokaklarını doldurdu. Ve tam 11gündür tüm ülke uyumuyor, vatan topraklarına sahip çıkıyor.
[caption id="attachment_43529" align="alignnone" width="835"] Erzurumspor’un eski başkanlarından Hamza Cimilli de rahatsızlığını hiçe sayarak bu kutsal nöbetteki yerini aldı.[/caption]
Geniş güvenlik önlemleri
Erzurum’da nöbetin adresi ilk günlerde Cumhuriyet Caddesi idi. Ancak günler ilerledikçe meydanlara sığmayan halkın güvenliğini sağlamak için demokrasi nöbetinin adresi Yakutiye Kent Meydanı oldu.
Provokatörlere karşı alarmda olan güvenlik güçleri, meydan çevresinde geniş güvenlik önlemi aldı. Oluşturulan kontrol noktalarında vatandaşların üzerleri aranırken, Yakutiye Medresesi ve yüksek binalara keskin nişancılar yerleştirildi.
[caption id="attachment_43539" align="aligncenter" width="835"] Güvenlik güçleri meydanda adeta kuş uçurtmuyor.[/caption]
Başta Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen olmak üzere tüm yöneticilere yakın koruma polisleri verildi. Yeşil kıyafetli korumalar Başkan Sekmen’in çevresinde kuş dahi uçurtmuyor.
Gözü dönmüş darbecilerin suikast ihtimali ve kaos ortamı oluşturma çabaları göz önünde tutulunca alınan önlemlerin halka güven verdiğinin altını çizmek isterim. Ancak kontrol noktalarında yapılan üst aramalarında bayanlara müsamahalı davranılması son derece yanlış. At izinin it izine karıştığı şu dönemde o meydana gelen herkesin masum, devletine bağlı insanlar diye görmek en büyük yanılgı. Mutlaka aramalar sıkı tutulmalı. Günlerdir uykusuz fedakârca çalışan polislerimizin bu hareketi asla yadırganmayacak ve halk o uygulamanın kendisinin güvenliği için olduğunu anlayacaktır.
[caption id="attachment_43528" align="aligncenter" width="835"] Yeşil kıyafetli korumalar Başkan Sekmen’in çevresinde kuş uçurtmuyor.[/caption]
Halka da söz verin…
Erzurum’da halk kara Cuma 15 Temmuz gecesinden bu yana hiç azalmadan meydanları hınca hınç dolduruyor. Kadın, çocuk, yaşlı demeden meydanlara koşan Erzurumlular ne soğuk ne de yağmur dinliyor. Cumhurbaşkanı’ndan gelecek ikinci bir emre kadar evlerine gitmemeye ant içen Erzurumlular arasında her siyasi fikirden insanlar var.
Kent meydanına kurulan sivil iradenin yönettiği bir platform var. Bu platformda halkın moral ve motivasyonunu sağlayacak organizasyonlar yapılıyor. Bazı sanatçılar her gece halkla biraya geliyor. Büyükşehir Belediyesi Mehteran Takımı konser veriyor.
Erzurum Milletvekilleri, Büyükşehir ve ilçe belediye başkanları ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri her gece halka sesleniyor. Kuran’dan ayetler okunup topluca gece namazı kılınıyor. Vekiller halkın arasına girip hem sorun dinliyor hem de nöbete destek veriyor.
[caption id="attachment_43542" align="alignnone" width="835"] Erzurum Milletvekilleri meydanda halkın arasına girip hem sorun dinliyor hem de nöbete destek veriyor.[/caption]
Ancak bu organizasyonu yapanlara bir iki tavsiyem olacak. Birincisi o platformda sadece iktidar partisinin milletvekilleri değil, muhalefet partilerin vekili ve il başkanı da olmalı. İkincisi o mikrofondan milletin sesinin çıkması sağlanmalı. Vatandaşlara da fırsat verilmeli ve duygu düşüncelerini paylaşması sağlanmalı. Halkın kürsüsü kurulmalı. Yapılmak istenen darbe girişimi yalnızca devlete, siyasi kanada değil bizzat bu halkın kendisine yapılmıştır. Bu nedenle o kürsüyü en fazla onlar hak ediyor.
Yeni nesil, darbenin ne bela bir iş olduğunu maalesef bilmiyor. Bu ülkenin hangi merhalelerden geçtiğini bilmiyor. Hazırlanacak kısa belgesellerle ülkenin nereden nereye geldiği, her 20-30 yılda yapılan darbelerin nasıl şekillendiği anlatılan videolar hazırlanmalı, halk bu yolla bilinçlendirilmelidir.
Meydanların coşkusunun düşmemesi sadece darbe yanlılarına değil, aynı zamanda darbecilerin üst aklı olan dış güçlere de önemli bir cevaptır. Milyonlarca insanın uyumadan vatan nöbeti tuttuğunu gören dış mihrakların umudu bitmiş, hevesleri kursaklarında kalmıştır.
[caption id="attachment_43533" align="alignnone" width="835"] Büyükşehir Belediyesi'nin Mehteran Takımı büyük beğeni topluyor.[/caption]