Popüler kültür kavramı için pek çok tarif yapılmıştır. Türk Dil Kurumu ise popüler kültüre şu anlamı vermiştir: “Popüler kültür; belli bir dönem için geçerli olan, hızlı üretilen ve hızlı tüketilen kültürel ögelerin bütünü.”
Popüler kültürün temel özelliği kontrol ettiği şeyi kalıcı hale getirmekten kurtarmak, onu günlük, haftalık, aylık nihayet en fazla mevsimlik bir dönemde gelip-geçici (moda) kılmaktır. Popüler kültür, şüphesiz modern kapitalizmin ve onun arkasındaki küresel şirketlerin bir eseridir. Bu yönüyle popüler kültür öncelikle ticaridir, pazarla ilgilidir. Belirgin amacı kültürel ögeleri, -insan dâhil-, ticaretin ve pazarın bir nesnesine dönüştürmektir.
Popüler kültürün etki alanı dışında kalmış bir alan göstermek zordur. Din de artık popüler kültürün bir nesnesidir. Mesela İslamî inanışta kadının örtünme mecburiyeti var. İslam dünyasında örtünme/tesettür, artık popüler kültürün kontrolündedir: Mantolar, pardösüler, eşarplar, ayakkabılar, etek ve pantolonlar, çantalar, makyaj malzemeleri, makyaj tarzı vb. hususlar, her sene ‘tesettür modası’ aldı altında popüler kültür tarafından yeniden biçimlendirilmekte ve böylece inanç, metalaşıp ticaretin bir nesnesine dönüşmektedir.
Kuran'da Enam suresi otuz ikinci ayette Rabbimiz buyuruyor: "Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir." Peki, dünyada oyun ve eğlence olmayan başka bir şey var mıdır? Bunun cevabını da Enam suresi yetmişinci ayetten öğreniyoruz: "Dinlerini bir oyuncak ve bir eğlence edinen ve dünya hayatının aldattığı kimseler..." Bu ayetler (ve benzer nice ayet) ışığında konuya baktığımızda şunları görebiliyoruz:
Müslümanlar olarak siyasi, iktisadi, kültürel, felsefi, ideolojik vb. alanlardaki referanslarımız dini inancımız değilse bu alanlarda yapılan işler, değerini insandan alan ama Hak'tan almayan, boş birer uğraşı olacaktır. Biz ne kadar önem verirsek verelim; Allah, bir kıymet vermediğinden, boştur ve kıymetsizdir. İkinci ayeti de tersinden okuyalım: Dünya hayatında önemli olan dindir; fakat insanlar dinlerini çıkara alet ederek değersizleştirmektedir.
Popüler kültürü birinci ayetteki 'leibun ve lehvun / oyun ve eğlence" bağlamında ele alıp değerlendirmek mümkündür. 'leibun ve lehvun / oyun ve eğlence" sıfatlandırmaları, din dışı hayatın toplam faaliyetinin adıdır. Bunun yegâne istisnası dünya hayatını Kuran ve Sünnete uygun yaşamak ve ölmektir.
(-لَعِبٌ وَلَهْوٌۜ- oyun ve eğlence ifadesi dört ayette 6/32, 29/64, 47/36, 57/20 daha geçmektedir. Bu sıfatlandırmalar dünya hayatının mahiyetini tanımlayan ifadelerdir.)
Dünya hayatıyla ilgili olarak, ayet ve hadislerin bize öğrettiği dünyanın 'din için yaratıldığıdır.' Evet, dünya, din için yaratılmıştır; oyun ve eğlence için değil. Ahrette artık din olmayacaktır. Dünya hayatı Kuran ve Sünnete uygun yaşandığında, oyun ve eğlence olmaktan çıkacak ve ilahi bir mektep olacaktır. Mümin kişi bu mektepte Rabbini tanımaya başlar ki bu iman ve amelle aşikâr olur. Dünya hayatında din yoluyla Allah'a yakınlaştırılmaya başlayan insan dünya hayatının müminler için asıl çıktısı olan cennet hayatına ulaşırlar.
Bu, en büyük bir nimettir; cennete giren kul asıl gaye olan Rabbine yakınlaşmıştır. Cehennem nasıl Rabbimizden bir uzaklaşma ise cennette Rabbimize yakınlaşmadır. Eğer, dünya hayatında Allah’a yakınlaşma başarılamazsa insan ne kendi hayatının anlamını ne de dünya hayatının niçin yaratıldığını anlayamadan ölecektir. İşte popüler kültür farkında olarak olmayarak, insanı Rabbini tanımaktan uzaklaştırmakta onu ve inancını çıkara iliştirerek bir oyun ve eğlence nesnesine dönüştürmektedir.
Popüler kültürün temel özelliği kontrol ettiği şeyi kalıcı hale getirmekten kurtarmak, onu günlük, haftalık, aylık nihayet en fazla mevsimlik bir dönemde gelip-geçici (moda) kılmaktır. Popüler kültür, şüphesiz modern kapitalizmin ve onun arkasındaki küresel şirketlerin bir eseridir. Bu yönüyle popüler kültür öncelikle ticaridir, pazarla ilgilidir. Belirgin amacı kültürel ögeleri, -insan dâhil-, ticaretin ve pazarın bir nesnesine dönüştürmektir.
Popüler kültürün etki alanı dışında kalmış bir alan göstermek zordur. Din de artık popüler kültürün bir nesnesidir. Mesela İslamî inanışta kadının örtünme mecburiyeti var. İslam dünyasında örtünme/tesettür, artık popüler kültürün kontrolündedir: Mantolar, pardösüler, eşarplar, ayakkabılar, etek ve pantolonlar, çantalar, makyaj malzemeleri, makyaj tarzı vb. hususlar, her sene ‘tesettür modası’ aldı altında popüler kültür tarafından yeniden biçimlendirilmekte ve böylece inanç, metalaşıp ticaretin bir nesnesine dönüşmektedir.
Kuran'da Enam suresi otuz ikinci ayette Rabbimiz buyuruyor: "Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir." Peki, dünyada oyun ve eğlence olmayan başka bir şey var mıdır? Bunun cevabını da Enam suresi yetmişinci ayetten öğreniyoruz: "Dinlerini bir oyuncak ve bir eğlence edinen ve dünya hayatının aldattığı kimseler..." Bu ayetler (ve benzer nice ayet) ışığında konuya baktığımızda şunları görebiliyoruz:
Müslümanlar olarak siyasi, iktisadi, kültürel, felsefi, ideolojik vb. alanlardaki referanslarımız dini inancımız değilse bu alanlarda yapılan işler, değerini insandan alan ama Hak'tan almayan, boş birer uğraşı olacaktır. Biz ne kadar önem verirsek verelim; Allah, bir kıymet vermediğinden, boştur ve kıymetsizdir. İkinci ayeti de tersinden okuyalım: Dünya hayatında önemli olan dindir; fakat insanlar dinlerini çıkara alet ederek değersizleştirmektedir.
Popüler kültürü birinci ayetteki 'leibun ve lehvun / oyun ve eğlence" bağlamında ele alıp değerlendirmek mümkündür. 'leibun ve lehvun / oyun ve eğlence" sıfatlandırmaları, din dışı hayatın toplam faaliyetinin adıdır. Bunun yegâne istisnası dünya hayatını Kuran ve Sünnete uygun yaşamak ve ölmektir.
(-لَعِبٌ وَلَهْوٌۜ- oyun ve eğlence ifadesi dört ayette 6/32, 29/64, 47/36, 57/20 daha geçmektedir. Bu sıfatlandırmalar dünya hayatının mahiyetini tanımlayan ifadelerdir.)
Dünya hayatıyla ilgili olarak, ayet ve hadislerin bize öğrettiği dünyanın 'din için yaratıldığıdır.' Evet, dünya, din için yaratılmıştır; oyun ve eğlence için değil. Ahrette artık din olmayacaktır. Dünya hayatı Kuran ve Sünnete uygun yaşandığında, oyun ve eğlence olmaktan çıkacak ve ilahi bir mektep olacaktır. Mümin kişi bu mektepte Rabbini tanımaya başlar ki bu iman ve amelle aşikâr olur. Dünya hayatında din yoluyla Allah'a yakınlaştırılmaya başlayan insan dünya hayatının müminler için asıl çıktısı olan cennet hayatına ulaşırlar.
Bu, en büyük bir nimettir; cennete giren kul asıl gaye olan Rabbine yakınlaşmıştır. Cehennem nasıl Rabbimizden bir uzaklaşma ise cennette Rabbimize yakınlaşmadır. Eğer, dünya hayatında Allah’a yakınlaşma başarılamazsa insan ne kendi hayatının anlamını ne de dünya hayatının niçin yaratıldığını anlayamadan ölecektir. İşte popüler kültür farkında olarak olmayarak, insanı Rabbini tanımaktan uzaklaştırmakta onu ve inancını çıkara iliştirerek bir oyun ve eğlence nesnesine dönüştürmektedir.