
Doğu Cephesi'nin tarihsel mirasını korumak ve gelecek kuşaklara aktarmak amacıyla,Erzurum Valiliği, Erzurum Büyükşehir Belediyesi ve Erzurum Teknik Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen Doğu Cephesi Tarihi Alanları Çalıştayı'nın değerlendirme oturumu Erzurum Teknik Üniversitesi konferans salonunda yapıldı.
Doğu Cephesi sınırları içinde bulunan tabyaların tanıtım videosu gösterimiile başlanan programa,Erzurum Teknik Üniversitesi Rektörü Bülent Çakmak, Erzurum Teknik Üniversitesi Rektör yardımcısı ve Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof Dr. Naim Ürkmez,Milli SavunmaBakanı Danışmanı emekli Tuğgeneral Necdet Tuna, Milli Parklar Daire Başkanı Hakan Orhan, Doğa Koruma ve Milli Parklar 9. Bölge Müdürü Gültekin Aksan, Sakarya Meydan Muharebesi Tarihi Milli Park Müdürü Ömer Aygül, Sakarya Meydan Muharebesi muharebe Alanları Araştırmacısı E. Alb. Kadim Koç, Başkomutan Tarihi Milli Parklar Müdür Yardımcısı Cihan Yüksel, Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sema Günay, Erzurum Teknik Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Küçükuğurlu, Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şaduman Halıcı Çanakkale Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Erzurum Büyükşehir BelediyesiBaşkan Vekili Zafer Aynalı, Erzurum Vali Vekili Ahmet Özdemir katıldı.
‘Bu yapılar bizim milli hafızamızdır’
Çalıştayda hakkında değerlendirme yapan Erzurum Teknik Üniversitesi Rektör yardımcısı ve Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naim Ürkmez, “Yaklaşık yedi yıl önce bu konu ulusal medyada yer buldu. Sayın Valimizle birlikte sürece hassasiyetle yaklaştık, yok olmakta olan tüm tarihi yapıları yerinde inceledik. Gördük ki gözümüzün önünde kültürel değerlerimiz birer birer yok oluyor ve elimizden bir şey gelmiyor gibi. Bu durum bizleri derinden üzdü.Bu yapılar sadece taş değil, bizim millî hafızamızdır. Millet olma bilinci, bu tür sembollerle yaşatılır. Dünyada tarihî zaferi olmayan milletler bile küçük olaylarını anıtlaştırırken, biz büyük bir tarihe rağmen bu değerlere yeterince sahip çıkamıyoruz.Erzurum sadece coğrafi değil, kültürel ve tarihî anlamda da Anadolu’nun kalbidir. Bu bilinçle hareket ederek geçmişimizi korumalı, genç nesillere aktarmalıyız. Çünkü bu toprakları vatan kılmanın yolu, bu değerleri yaşatmaktan geçiyor” diye konuştu.
“Bugün tarihi bir gün yaşıyoruz”
Çalıştayda alınan kararları açıklayan Erzurum Teknik Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Küçükuğurlu, şunlarışöyledi;
“Bugün tarihi bir gün yaşıyoruz. Geçen yıl başlatılan Ecdada Vefa Programı Projesi kapsamında atılan adımlar hızlı sonuç verdi. Biz de memleketimiz için hızlı düşünmek gerektiğini fark ettik. Çünkü tabyalarımız elimizden kayıp gidiyor. 5-10 yıl sonra bırakırsak, yerini bile bulamayabiliriz. Bu yüzden hızlı hareket etmeliyiz, ama bu uzun soluklu bir maraton. Bu ilk adım, bilimsel bir çalıştaydı. 7 Mayıs 2025 (bugün) tarihinde çalıştay gerçekleştirildi. Bugün sabah 8’de Uzun Ahmet Tarlası’nı ziyaret ettik. Bu alan bize önemli fikirler verdi. Tabyaların bir an önce korunması gerektiğini tekrar hissettik. Ardından Kars Tabya Şehitliği’ni ziyaret ettik. Misafirlerimiz burada duygusal anlar yaşadılar. Sonrasında Valilik ziyareti yapıldı ve Erzurum Teknik Üniversitesi’nde çalıştaya başlandı. Çalıştayda alınan kararlar şunlardı:Doğu Cephesi’nde kalan tarihi eserlerin korunması, devamlılığı ve turizme kazandırılması,Doğu Cephesi tarihi alanının sınırlarının netleştirilmesi gerektiği,Geniş katılımlı ikinci bir çalıştay yapılması gerektiği,Disiplinler arası bir ekiple planlamaların yapılması gerektiği,Halkımızın görüşlerinin alınması gerektiği ve Türkiye’deki tarihî alan başkanlıkları ile Millî Parklar Genel Müdürlüğü’nün görüşlerinin rapor hâlinde alınması.”
“Onlar ‘vatan sağ olsun’ dedi, şimdi sıra bizde”
Ne yapılırsa yapılsın, o büyük kahramanların hakkının ödenmeyeceğini kaydeden Çanakkale Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, “8,5 yıldır Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı görevini yürütüyorum. Çanakkale, Kurtuluş Savaşı'nın meşalesinin yakıldığı, Cumhuriyet’in zengin yolunun başladığı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün tarih sahnesine çıktığı ve dört bir yandan gelen insanların mübarek toprağıdır. Ancak bu alan uzun yıllar ihmal edilmiş, tabyalar, kaleler ve şehitlikler bakımsız hale gelmişti.2015’te Çanakkale Savaşları'nın 100. yılı yaklaşırken nasıl bir kutlama yapılacağı düşünülüp çalıştaylar yapıldı. Bu süreçte anlaşıldı ki, çoklu yönetim yapısı sağlıklı işlemiyor. Bu yüzden tek başlı, güçlü, ihtisaslaşmış bir idareye ihtiyaç vardı ve Tarihi Alan Başkanlığı fikri doğdu. Bu yapı Cumhurbaşkanlığı’na bağlı, tek bütçeyle hızlı hareket eden bir kurum olarak teşkilatlandı. Böylece kısa sürede büyük işler yapıldı. Çanakkale Tarihi Alanı, dünyanın en iyi korunmuş savaş alanı ve en büyük açık hava müzesi oldu.
Fakat yetmez. Çünkü ne yapılırsa yapılsın, o büyük kahramanların hakkı ödenemez. Mehmet Akif’in de dediği gibi, “Bu taşındır diyerek Kabe’yi diksen başına, yine bir şey yaptım diyemezsin.
Erzurum’a geldiğimde de aynı ruhu hissettim. 110 yıl önce memleketin dört bir yanından gelen evlatlar Çanakkale’de bir oldular ve zaferi sağladılar. Aynı şekilde Erzurum da doğunun Çanakkale’sidir. Burada da şanlı bir müdafaa yapıldı. Şimdi o kahramanların torunları olarak bizler sorumluluk makamındayız. Onlar son nefeste “vatan sağ olsun” dedi, şimdi sıra bizde."
“Tarihi eserleri gelecek nesillere aktarmak çok önemli”
Çalıştayda Erzurum için bir meşale yakıldığı belirten Erzurum Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak “İnşallah bir gün Erzurum'un da Çanakkale gibi tarihin korunduğu, ecdadın miras bıraktığı eserlerin gelecek nesillere hakkıyla teslim edildiği günleri en yakın zamanda göreceğimizi ümit ediyorum” dedi.
“Malumunuz olduğu üzere, her yıl 9 Kasım’da Erzurum'da bir tabyaya yürüyüş gerçekleştirilir. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda temmuz ayında sabah namazı çağrısıyla Erzurum halkı kadın-erkek demeden tabyalara hücum etmiş, düşmanı durdurmak için bir hareket başlatmıştır. Bu tarihi olayın anısına, her yıl sabah namazıyla birlikte Erzurum halkı tabyalara yürür” diyerek tarihe dikkat çeken Rektör Çakmak sözlerini şöyle tamamladı;
“Bu yürüyüşün çok özel bir anlamı var. Burada 2. Abdülhamit’in Erzurum halkına hitaben gönderdiği bir ferman okunur. Bu ferman, belki de 2. Abdülhamit’in doğrudan söylemediği ama nesillere vermek istediği çok kıymetli bir mesaj taşır. Ecdadımızdan kalan bu eserleri, evlatlarınıza hakkıyla teslim edin ve onları koruyun. Tarihi eserleri korumak ve gelecek nesillere aktarmak gerçekten çok önemli. Bizim de bu bilinçle hareket etmemiz gerekiyor. Bugün burada yapılan bu çalışmayla bu fitilin ateşlendiğine inanıyorum.
Programın sonunda çalıştaya katılanlara plaket takdim edildi.
Ümmühan Göğtaş