
Atatürk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Salih Özdemir, Türkiye’de dondurmalarda şeker oranının Avrupa ülkelerine oranla yüksek olduğunu ifade ederek, özellikle şeker hastalarının tüketirken dikkatli olması gerektiğini söyledi.
Recai UYGUR / ERZURUM
Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Salih Özdemir, dondurma tüketimi hakkında önemli bilgiler verdi. Dondurmada şeker oranının Avrupa ülkelerinin kullandığı miktarın üzerinde olduğuna dikkat çeken Özdemir, özellikle şeker hastalarının tüketimde dikkatli olmaları gerektiğini söyledi.
Havaların ısınmasıyla birlikte dondurma sezonu da açılıyor. Şekerli bir süt tatlısı olan dondurmanın tüketiminde dikkatli olmak gerektiğini vurgulayan Özdemir, “Dondurma bir süt mamulüdür. Şekerli bir süt tatlısıdır. Türkiye genelinde ve ilimizde yaptığımız incelemelerde dondurmada şeker oranı oldukça yüksek olduğunu gördük. Aslında böyle yüksek şeker ideal bir dondurma değil. Dondurmada çok olduğu zaman sadece şeker tadı alırsınız. Dondurma bir süt ürünü olduğu için süt meyve tadı almak gerekiyor. Şimdi aşırı şeker olunca süt tadını kapatıyor ve susama ihtiyacını arttırıyor. Avrupa’ya baktığımızda en fazla yüzde 16 sınır seviyesidir. Bizde ise çok yüksek yüzde 25’lere çıkıyor. Tabi bizde damak tadımıza yüzde 16 çok uymuyor. 18 ila 20 idealdir damak tadı için, ama yüzde 20 ve üzeri bize göre fazladır. Yüksek rakamlardır. Zaten normal dondurma şeker hastaları için riskli bir üründür. Belli bir miktarda yendiği zaman şeker miktarını vücutta aşırı derecede yükseltecek ve şeker hastaları için problem oluşturacaktır” şeklinde konuştu.
Şeker alkollerini denedik
Şeker hastalarının glikozdan çok etkilendiğini dile getiren Prof. Dr. Özdemir, çay şekeri dediğimiz sakarozun yarısının glikoz olduğuna dikkat çekti. Yıllardır şeker alkolleri denediklerini ifade eden Özdemir, “Yaptığımız çalışmalarda sakarozun verdiği tadı ve kıvamı bir türlü tutmuyor. Sakaroz şeker fabrikalarında üretilen çay şekeridir. Bizim yaptığım çalışmalarda hiçbir tatlandırıcı sakarozun yerini tutamadı. Şeker hastası olmayan kişilere bir zararı yok. Fakat şeker hastalarına zarar var. Onu vücuda sınır ne ise o miktarda alması gerekiyor. Şeker alkol ile çalıştık, akışkanlığı ve tadı oluşturmadı. Şeker hastaları için aynı tat olmazsa bile onların şekerini yükseltmeden onlara tatlı yedirmek, o isteklerini karşılamak istedik fakat olmadı” dedi.
Bu kez bal ile denedik
Birçok şeyi denedikten sonra en son bal ile bir çalışma yaptıklarını vurgulayan Özdemir, şöyle konuştu:
“Daha sonra başka bal ile denedik. Hakiki bal ile dondurma yapmayı planladık. Bilirsiniz hakiki balın fiyatı oldukça pahalı. Balda fruktoz (farklı bir şeker) yüksek çıktı. Balın ayrı bir tadı ve kıvamı var, tat ve kıvam olarak dondurmanın yapısını iyileştirmedi. Şekerin yerini tutmadı. Fiyatının yüksek olması da kurtarmadı. Yaptıklarımızı bu işlerde uzman kişilerin ve panelistlerin önüne koyuyoruz. Tek başına yapıp bırakmıyoruz. Her şeyini karşılaştırıyoruz. Balın sağlık yönünde faydaları var. Şeker gibi değil. Şeker hastaları az miktarda doktor kontrolü ve tavsiyesi ile dondurma tüketebilirler. Yine söylüyoruz, tüketirken aşırıya kesinlikle kaçmamaları gerekiyor.”
Recai UYGUR / ERZURUM
Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Salih Özdemir, dondurma tüketimi hakkında önemli bilgiler verdi. Dondurmada şeker oranının Avrupa ülkelerinin kullandığı miktarın üzerinde olduğuna dikkat çeken Özdemir, özellikle şeker hastalarının tüketimde dikkatli olmaları gerektiğini söyledi.
Havaların ısınmasıyla birlikte dondurma sezonu da açılıyor. Şekerli bir süt tatlısı olan dondurmanın tüketiminde dikkatli olmak gerektiğini vurgulayan Özdemir, “Dondurma bir süt mamulüdür. Şekerli bir süt tatlısıdır. Türkiye genelinde ve ilimizde yaptığımız incelemelerde dondurmada şeker oranı oldukça yüksek olduğunu gördük. Aslında böyle yüksek şeker ideal bir dondurma değil. Dondurmada çok olduğu zaman sadece şeker tadı alırsınız. Dondurma bir süt ürünü olduğu için süt meyve tadı almak gerekiyor. Şimdi aşırı şeker olunca süt tadını kapatıyor ve susama ihtiyacını arttırıyor. Avrupa’ya baktığımızda en fazla yüzde 16 sınır seviyesidir. Bizde ise çok yüksek yüzde 25’lere çıkıyor. Tabi bizde damak tadımıza yüzde 16 çok uymuyor. 18 ila 20 idealdir damak tadı için, ama yüzde 20 ve üzeri bize göre fazladır. Yüksek rakamlardır. Zaten normal dondurma şeker hastaları için riskli bir üründür. Belli bir miktarda yendiği zaman şeker miktarını vücutta aşırı derecede yükseltecek ve şeker hastaları için problem oluşturacaktır” şeklinde konuştu.
Şeker alkollerini denedik
Şeker hastalarının glikozdan çok etkilendiğini dile getiren Prof. Dr. Özdemir, çay şekeri dediğimiz sakarozun yarısının glikoz olduğuna dikkat çekti. Yıllardır şeker alkolleri denediklerini ifade eden Özdemir, “Yaptığımız çalışmalarda sakarozun verdiği tadı ve kıvamı bir türlü tutmuyor. Sakaroz şeker fabrikalarında üretilen çay şekeridir. Bizim yaptığım çalışmalarda hiçbir tatlandırıcı sakarozun yerini tutamadı. Şeker hastası olmayan kişilere bir zararı yok. Fakat şeker hastalarına zarar var. Onu vücuda sınır ne ise o miktarda alması gerekiyor. Şeker alkol ile çalıştık, akışkanlığı ve tadı oluşturmadı. Şeker hastaları için aynı tat olmazsa bile onların şekerini yükseltmeden onlara tatlı yedirmek, o isteklerini karşılamak istedik fakat olmadı” dedi.
Bu kez bal ile denedik
Birçok şeyi denedikten sonra en son bal ile bir çalışma yaptıklarını vurgulayan Özdemir, şöyle konuştu:
“Daha sonra başka bal ile denedik. Hakiki bal ile dondurma yapmayı planladık. Bilirsiniz hakiki balın fiyatı oldukça pahalı. Balda fruktoz (farklı bir şeker) yüksek çıktı. Balın ayrı bir tadı ve kıvamı var, tat ve kıvam olarak dondurmanın yapısını iyileştirmedi. Şekerin yerini tutmadı. Fiyatının yüksek olması da kurtarmadı. Yaptıklarımızı bu işlerde uzman kişilerin ve panelistlerin önüne koyuyoruz. Tek başına yapıp bırakmıyoruz. Her şeyini karşılaştırıyoruz. Balın sağlık yönünde faydaları var. Şeker gibi değil. Şeker hastaları az miktarda doktor kontrolü ve tavsiyesi ile dondurma tüketebilirler. Yine söylüyoruz, tüketirken aşırıya kesinlikle kaçmamaları gerekiyor.”