
Dine ve dindarlara saldırmak için fırsat kollayan zihniyet işini gücünü bırakmış İslamiyet ile bilimi kıyaslıyor. Ellerine fırsat geçmiş gibi bilimle, dini kıyaslama çabası içine girmiş insanların duaya karşı gösterdikleri tepkiyi anlamakta zorluk çekiyorum. Bugün yetkililer bilimin gerektirdiği her türlü önlemi alıyorken, bilim insanlarından bir kurul oluşturulmuşken, bilim kurulunun önerilerine uyuluyorken, sanki ülkenin tüm kurumları işini gücünü bırakarak sadece dua ile belayı bertaraf ediyormuş gibi bir algı yaratılmaya çalışılıyor.
"Dua yerine aklınızı kullanın. Dua yerine bilim kitapları okuyun. Selanın yeri, zamanı mı? Selayla stres yaratmaya gerek var mı"? gibi söylemler, birilerinin dini aşağılamak adına yaptığı bilinçli söylemlerdir. Bakın diyanetin bütçesini, imamların maaşlarını, diyanet başkanının eşinin makam aracını tartışabiliriz. Benim bahsetmek istediğim halkın duaları ile dalga geçilmesi, minarelerden yükselen dualara "ne gerek var" denilmesidir.
Umreye halkın gönderilmesi hataydı. Bu yapılana bende kesin bir çizgi ile hata yapıldı diyorum. Şu an camilerde toplu ibadetin yasaklanmasına itiraz edenlerin tavırları da çok yanlış ve tasvip edilemeyecek bir yaklaşım. Ancak Avrupa'da virüsün önü alınamıyor. Orada Umreciler yoktu. Sonuçta bu virüs Umreden, İran'dan veya başka yerden ülkemize bir şekilde gelecekti. Bu nedenle özellikle salgın günlerinde insanların manevi duygularına karşı saygılı davranılması ve dua etmekten kimseye zarar gelmeyeceğini belirtmek isterim.
Birlik ve beraberliğe her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde birlerinin çıkıp "gavur İzmir" demeleri, diğerlerinin karşı cevap verip "gerici Erzurum" sözleri ülkemize zarar verir. Bu tür kışkırtıcı paylaşımlar yerine ülkemizin daha yapıcı, daha bütünleyici paylaşımlara ihtiyacı var. Duaya karşı gösterilen tepkiler nasıl yanlış ise gavur İzmir paylaşımı da aynı şekilde yanlıştır.
"Dua yerine aklınızı kullanın. Dua yerine bilim kitapları okuyun. Selanın yeri, zamanı mı? Selayla stres yaratmaya gerek var mı"? gibi söylemler, birilerinin dini aşağılamak adına yaptığı bilinçli söylemlerdir. Bakın diyanetin bütçesini, imamların maaşlarını, diyanet başkanının eşinin makam aracını tartışabiliriz. Benim bahsetmek istediğim halkın duaları ile dalga geçilmesi, minarelerden yükselen dualara "ne gerek var" denilmesidir.
Umreye halkın gönderilmesi hataydı. Bu yapılana bende kesin bir çizgi ile hata yapıldı diyorum. Şu an camilerde toplu ibadetin yasaklanmasına itiraz edenlerin tavırları da çok yanlış ve tasvip edilemeyecek bir yaklaşım. Ancak Avrupa'da virüsün önü alınamıyor. Orada Umreciler yoktu. Sonuçta bu virüs Umreden, İran'dan veya başka yerden ülkemize bir şekilde gelecekti. Bu nedenle özellikle salgın günlerinde insanların manevi duygularına karşı saygılı davranılması ve dua etmekten kimseye zarar gelmeyeceğini belirtmek isterim.
Birlik ve beraberliğe her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde birlerinin çıkıp "gavur İzmir" demeleri, diğerlerinin karşı cevap verip "gerici Erzurum" sözleri ülkemize zarar verir. Bu tür kışkırtıcı paylaşımlar yerine ülkemizin daha yapıcı, daha bütünleyici paylaşımlara ihtiyacı var. Duaya karşı gösterilen tepkiler nasıl yanlış ise gavur İzmir paylaşımı da aynı şekilde yanlıştır.