
“Hani o, Rabbine gizlice seslendiği zaman…” (Meryem 3)
Meryem suresinin ilk ayetlerinde Hazreti Zekeriya’nın ilerlemiş yaşını tarifi ve Allah’tan istekleri anlatılmaktadır. Hazreti Zekeriya’nın gizlice yaptığı duasındaki edebi dil dikkat çekicidir. Önce ayetlere bir bakalım:
“Kâle rabbi innî vehene-l’azmu minnî veşte’ale-rrasu şeyben velem ekun bidu’â-ike rabbi şekiyyâ / Rabbim! İyice yaşlandım, kemiklerim zayıflayıp eridi, başımdaki saçlar ağarıp beyaz alevler gibi tutuştu. Rabbim! Sana her ne için yalvardıysam, asla mahrum kalmadım.”; “Ve-innî ḣiftu-lmevâliye min verâ-î vekâneti-mraetî ‘âkiran feheb lî min ledunke veliyyâ /Benden sonra yerime geçecek, mirasıma konacak yakınlarımdan endişelenmekteyim, karım da kısır, sen bana katından bir oğul ihsan et de.”; “Yeriśunî veyeriśu min âli ya’kûb vec’alhu rabbi radiyyâ / Bana da mirasçı olsun, Yakup soyuna da mirasçı olsun ve Rabbim, onu, rızanı kazanmışlardan et.”; “Yâ zekeriyyâ innâ nubeşşiruke biġulâmin(i)smuhu yahyâ lem nec’al lehu min kablu semiyyâ / Ey Zekeriyya, biz seni müjdelemekteyiz, bir oğlun olacak, adı da Yahya’dır ve ondan önce bu adla adlanmış hiç kimseyi yaratmadık” (Meryem 4, 5, 6, 7)
Hazreti Zekeriya, Allahü Teâlâ’nın onun her halini bildiğini bildiği halde kurduğu edebi dua diliyle halini Rabbine gizlice anlatırken tasvir sanatını kullanması ve bu bağlamda yaptığı betimlemeler (iyice yaşlandım, kemiklerim zayıflayıp eridi, başımdaki saçlar ağarıp beyaz alevler gibi tutuştu, yakınlarımdan endişelenmekteyim, karım da kısır, katından bana, benim ve Yakup soyunun mirasını sürdürecek bir oğul ihsan et…) Rabbimizin indinde kabul edilmiş ve yaşları ilerlemiş çifte, bir mucize eseri olarak, Hazreti Yahya (as) hediye edilmiştir.
Kuran’da peygamberlerin Rabbimize hitaplarını ve isteklerini dile getirirken kullandıkları dua dili gösteriyor ki, dua daima özeldir, kişinin güncel durumunu Rabbine arz edişidir. Bunu yaparken en güzel kelimeleri seçerek dua etmenin ve durumu net bir biçimde ortaya koymanın -gaye elbette edebiyat yapmak olmamalı-, Rabbimiz tarafından makbul bir dua örneği olarak kabul edilmektedir. Yukardaki örnekte olduğu gibi, bu hitap biçiminin, bizlere de örneklik etmek üzere sunulmuş olduğunu düşünmeliyiz.
Sonuç: Dua, Rabbimizle kurduğumuz en güçlü iletişim dilidir. Sürekli aynı biçimde, aynı kelimelerle dua etmek yerine farklı durumlarımızı (güncel sıkıntılarımızı ve isteklerimizi) Rabbimize arz edip yardımını istemeliyiz. Dualarımızı rutinleştirmemeli daima güncel tutmalıyız. ‘Rabbim zaten her şeyi biliyor!’ diyerek duayı geçiştirmek ve sürekli aynı sözcüklerle dua etmek yerine, özelimizi özel ve güzel cümlelerle, anlatmaya çalışmalıyız. Bu yöntemle Türkçe anlatım gücümüzün zaman içinde artacağı da bir gerçektir. Hazreti Zekeriya’nın örneklediği gibi, duada samimiyetin ve kabul edilirliğin unsurlarından en önemlisi gizliliktir. Başka insanlara duyurarak dua etmenin, hele sosyal medyayı kullanarak ekranlara dua yazmanın, duayı Allah’a değil de sosyal ortamdakilere sunmanın, yabansılığı yansıttığını görüp bundan da vazgeçmek gerekir.
Meryem suresinin ilk ayetlerinde Hazreti Zekeriya’nın ilerlemiş yaşını tarifi ve Allah’tan istekleri anlatılmaktadır. Hazreti Zekeriya’nın gizlice yaptığı duasındaki edebi dil dikkat çekicidir. Önce ayetlere bir bakalım:
“Kâle rabbi innî vehene-l’azmu minnî veşte’ale-rrasu şeyben velem ekun bidu’â-ike rabbi şekiyyâ / Rabbim! İyice yaşlandım, kemiklerim zayıflayıp eridi, başımdaki saçlar ağarıp beyaz alevler gibi tutuştu. Rabbim! Sana her ne için yalvardıysam, asla mahrum kalmadım.”; “Ve-innî ḣiftu-lmevâliye min verâ-î vekâneti-mraetî ‘âkiran feheb lî min ledunke veliyyâ /Benden sonra yerime geçecek, mirasıma konacak yakınlarımdan endişelenmekteyim, karım da kısır, sen bana katından bir oğul ihsan et de.”; “Yeriśunî veyeriśu min âli ya’kûb vec’alhu rabbi radiyyâ / Bana da mirasçı olsun, Yakup soyuna da mirasçı olsun ve Rabbim, onu, rızanı kazanmışlardan et.”; “Yâ zekeriyyâ innâ nubeşşiruke biġulâmin(i)smuhu yahyâ lem nec’al lehu min kablu semiyyâ / Ey Zekeriyya, biz seni müjdelemekteyiz, bir oğlun olacak, adı da Yahya’dır ve ondan önce bu adla adlanmış hiç kimseyi yaratmadık” (Meryem 4, 5, 6, 7)
Hazreti Zekeriya, Allahü Teâlâ’nın onun her halini bildiğini bildiği halde kurduğu edebi dua diliyle halini Rabbine gizlice anlatırken tasvir sanatını kullanması ve bu bağlamda yaptığı betimlemeler (iyice yaşlandım, kemiklerim zayıflayıp eridi, başımdaki saçlar ağarıp beyaz alevler gibi tutuştu, yakınlarımdan endişelenmekteyim, karım da kısır, katından bana, benim ve Yakup soyunun mirasını sürdürecek bir oğul ihsan et…) Rabbimizin indinde kabul edilmiş ve yaşları ilerlemiş çifte, bir mucize eseri olarak, Hazreti Yahya (as) hediye edilmiştir.
Kuran’da peygamberlerin Rabbimize hitaplarını ve isteklerini dile getirirken kullandıkları dua dili gösteriyor ki, dua daima özeldir, kişinin güncel durumunu Rabbine arz edişidir. Bunu yaparken en güzel kelimeleri seçerek dua etmenin ve durumu net bir biçimde ortaya koymanın -gaye elbette edebiyat yapmak olmamalı-, Rabbimiz tarafından makbul bir dua örneği olarak kabul edilmektedir. Yukardaki örnekte olduğu gibi, bu hitap biçiminin, bizlere de örneklik etmek üzere sunulmuş olduğunu düşünmeliyiz.
Sonuç: Dua, Rabbimizle kurduğumuz en güçlü iletişim dilidir. Sürekli aynı biçimde, aynı kelimelerle dua etmek yerine farklı durumlarımızı (güncel sıkıntılarımızı ve isteklerimizi) Rabbimize arz edip yardımını istemeliyiz. Dualarımızı rutinleştirmemeli daima güncel tutmalıyız. ‘Rabbim zaten her şeyi biliyor!’ diyerek duayı geçiştirmek ve sürekli aynı sözcüklerle dua etmek yerine, özelimizi özel ve güzel cümlelerle, anlatmaya çalışmalıyız. Bu yöntemle Türkçe anlatım gücümüzün zaman içinde artacağı da bir gerçektir. Hazreti Zekeriya’nın örneklediği gibi, duada samimiyetin ve kabul edilirliğin unsurlarından en önemlisi gizliliktir. Başka insanlara duyurarak dua etmenin, hele sosyal medyayı kullanarak ekranlara dua yazmanın, duayı Allah’a değil de sosyal ortamdakilere sunmanın, yabansılığı yansıttığını görüp bundan da vazgeçmek gerekir.