
Evde kal çağrısına uyan aile bireyleri, ev içi etkinlikler de yapmayı unutmuyordu. Oyunlar keyifli anların olduğu zamanlar olarak zihinlerde yer ediniyordu. Bu durum aile fertleri içinde bir fırsat olmuştu. Uzun zamandan beri bu kadar bir arada vakit geçirmemişlerdi. Her işte bir hayır vardı ve inşallah bahar havası tüm yurtta sağlık alanında da esecekti. Tüm dualar bu yönde idi. Sağlık Bakanımızın yapacağı her açıklama tüm aile bireyleri tarafından dikkatlice dinleniyor ve notlar alınıyordu. Kızların en fazla dikkatini ise Milli Eğitim Bakanının yapacağı açıklamaları çekiyordu. İlk haftadan sonra uzaktan eğitim başlayacaktı ve evde de tüm hazırlıklar ona göre yapılıyordu. Sandalye ve masamızda artık hazırdı. Sanal ders zilini çalmasını bekliyorduk.
Her gece saat 23.00 sıralarında Sağlık Bakanı tarafından atılan sosyal medya hesabındaki mesaj ülke gündemini yeniden belirliyordu. İç işleri, Adalet, Dış İşleri ve diğer tüm bakanlıklar üzerlerine düşen sorumlulukları alıyor ve uyarılarını yapıyorlardı. Tüm ülkede tam bir seferberlik havası vardı. Tedbir ve tevekkül ile bu salgından rabbimizin izniyle de kurtulacağımıza tüm halkımız canı gönülden inanmıştık. Camilerimiz de tedbirler arasında idi ve salgının yayılmasını önlemek amacıyla toplu namaz kılmak bir süreliğine ertelenmişti. Bu yüzden evde tüm namazlar İsmet Bey’in imamlığında toplu olarak kılınıyordu. İşte akşam namazı vakti gelmişti. Ezan sesi camilerimizden yankılanıyordu. Allah’ım ne güzel bir sestir bu, sen bizi bu sesten mahrum eyleme. Namazdan sonra hep birlikte yemeğe geçtiler. Allah’ın verdiği güzel nimetler hep beraber yenildi. Şükürler edildi, yemek duasının ardından oturma odasına geçildi. Bugün virüsle ilgili sohbete devam edeceklerdi.
İsmet Bey:-“Çocuklar CORONAVİRÜS’TEN en çok kimler etkileniyor?” Nazlı: -“Babacım virüsten en fazla yaşlılar ve kronik hastalıkları olanlar etkileniyor, dedi. Özellikle İtalya’da ileri yaştakilerin ölüm oranlarının fazla olması bu tanıyı doğrulamaktadır. 65 yaş ve üstü yaşlılarımız için sokağa çıkma yasağının getirilmesi ise yerinde bir adım olmuştur.” Nazlı’nın verdiği bilgileri Aslı dikkatlice dinlemiş ve notlar almıştı. Aslı: -“Haklısın, Nazlı, Sağlık Bakanımızda özellikle yaşlılarımızın bu virüsten çok etkilendiğini ve evden çıkmamaları konusunda defaten uyarı yaptı, dedi.” CORONAVİRÜS, dış kaynaklı bir virüstü ve ona karşı tedbiri elden bırakmamak lazımdı. Aslı: -“Babacım, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız ne oldu? Onlar oralarda mı kaldılar? İsmet Bey: “-Kızım, devletimiz virüs ilk ortaya çıktığı andan itibaren onları ihmal etmedi. Çin’e Koca Yusuf adlı uçağımızı gönderdi ve orada ki vatandaşlarımızı ülkemize getirdi. Ardından Avrupa ve Amerika’daki tüm yurttaşlarımızı Türkiye’ye getirdi.”
Aslı: -“Bunlara karşı hiçbir önlem alınmadı mı?” İsmet Bey: “-Alınmaz olur mu, gelenler hemen karantinaya alındılar. Yurtlara yerleştirildiler ve 14 gün gözetim altında kaldılar. Yeme ve içmeleri tamamen devlet tarafından karşılandı. Devletimiz var olsun, her türlü zorluk karşısında taşın altına elini sokuyor ve her zorluğun üstesinden gelmeyi başarıyor.” Sevgi Hanım: -“Umreden gelenler için nasıl bir tedbir alındı İsmet Bey?”
İsmet Bey: -“Aynı hassasiyet onlar içinde uygulandı. Binlerce kutsal topraklardan gelen kişi hemen karantina altına alındılar ve devlet yurtlarına yerleştirildiler. Çok şükür onlarda kontrol altında ve devlet kanatları altındalar.” Nazlı: “-Bizler şimdi ne yapmalıyız, babacım ve annecim?”
Aslı ve Nazlı’m öncelikle evde kalmalı ve zorunlu olmadıkça dışarıya çıkmamalıyız. Sosyal medyada yayılan haberlere ise itibar etmemeliyiz. Bu haberler hem yanlış olabilir hem de psikolojimizi bozabilir. Doğru bilgilere ulaşmalı ve ona göre hareket etmeliyiz. Bunu yaparsak birinci adımı atmış olacağız. Sevgi Hanım: “-Sağlık Bakanlığımız tarafından yayınlanan ve Mucize Doktor dizisinde ki Ali karakteri tarafından canlandırılan 14 adım kuralı nedir? Bu 14 adım nelerden oluşmaktadır? diye iki soru sordu. İsmet Bey: “-Sevgi Hanım ben bu 14 kuralı sizlere anlatmaya çalışayım. Aslında bu 14 kuralın birçoğu her Müslüman’ın gün içerisinde yapması gerekenler arasında yer alan kurallardır.” Aslı: “-İlk kuraldan başlayalım baba, dedi.” İsmet Bey: “-İlk kuralımız her durumda ellerimizi yıkamak olacak. Dışarıdan geldiğimiz, lavabodan çıktığımız veya herhangi bir şeye temas ettiğimiz de ellerimizi 20 saniye sabunla yıkamak. Ellerimiz iyice ovunduktan ve üzerinde ki kirler gidinceye kadar yıkamak. Birinci ilk altın kural budur unutmak yok.”
Her gece saat 23.00 sıralarında Sağlık Bakanı tarafından atılan sosyal medya hesabındaki mesaj ülke gündemini yeniden belirliyordu. İç işleri, Adalet, Dış İşleri ve diğer tüm bakanlıklar üzerlerine düşen sorumlulukları alıyor ve uyarılarını yapıyorlardı. Tüm ülkede tam bir seferberlik havası vardı. Tedbir ve tevekkül ile bu salgından rabbimizin izniyle de kurtulacağımıza tüm halkımız canı gönülden inanmıştık. Camilerimiz de tedbirler arasında idi ve salgının yayılmasını önlemek amacıyla toplu namaz kılmak bir süreliğine ertelenmişti. Bu yüzden evde tüm namazlar İsmet Bey’in imamlığında toplu olarak kılınıyordu. İşte akşam namazı vakti gelmişti. Ezan sesi camilerimizden yankılanıyordu. Allah’ım ne güzel bir sestir bu, sen bizi bu sesten mahrum eyleme. Namazdan sonra hep birlikte yemeğe geçtiler. Allah’ın verdiği güzel nimetler hep beraber yenildi. Şükürler edildi, yemek duasının ardından oturma odasına geçildi. Bugün virüsle ilgili sohbete devam edeceklerdi.
İsmet Bey:-“Çocuklar CORONAVİRÜS’TEN en çok kimler etkileniyor?” Nazlı: -“Babacım virüsten en fazla yaşlılar ve kronik hastalıkları olanlar etkileniyor, dedi. Özellikle İtalya’da ileri yaştakilerin ölüm oranlarının fazla olması bu tanıyı doğrulamaktadır. 65 yaş ve üstü yaşlılarımız için sokağa çıkma yasağının getirilmesi ise yerinde bir adım olmuştur.” Nazlı’nın verdiği bilgileri Aslı dikkatlice dinlemiş ve notlar almıştı. Aslı: -“Haklısın, Nazlı, Sağlık Bakanımızda özellikle yaşlılarımızın bu virüsten çok etkilendiğini ve evden çıkmamaları konusunda defaten uyarı yaptı, dedi.” CORONAVİRÜS, dış kaynaklı bir virüstü ve ona karşı tedbiri elden bırakmamak lazımdı. Aslı: -“Babacım, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız ne oldu? Onlar oralarda mı kaldılar? İsmet Bey: “-Kızım, devletimiz virüs ilk ortaya çıktığı andan itibaren onları ihmal etmedi. Çin’e Koca Yusuf adlı uçağımızı gönderdi ve orada ki vatandaşlarımızı ülkemize getirdi. Ardından Avrupa ve Amerika’daki tüm yurttaşlarımızı Türkiye’ye getirdi.”
Aslı: -“Bunlara karşı hiçbir önlem alınmadı mı?” İsmet Bey: “-Alınmaz olur mu, gelenler hemen karantinaya alındılar. Yurtlara yerleştirildiler ve 14 gün gözetim altında kaldılar. Yeme ve içmeleri tamamen devlet tarafından karşılandı. Devletimiz var olsun, her türlü zorluk karşısında taşın altına elini sokuyor ve her zorluğun üstesinden gelmeyi başarıyor.” Sevgi Hanım: -“Umreden gelenler için nasıl bir tedbir alındı İsmet Bey?”
İsmet Bey: -“Aynı hassasiyet onlar içinde uygulandı. Binlerce kutsal topraklardan gelen kişi hemen karantina altına alındılar ve devlet yurtlarına yerleştirildiler. Çok şükür onlarda kontrol altında ve devlet kanatları altındalar.” Nazlı: “-Bizler şimdi ne yapmalıyız, babacım ve annecim?”
Aslı ve Nazlı’m öncelikle evde kalmalı ve zorunlu olmadıkça dışarıya çıkmamalıyız. Sosyal medyada yayılan haberlere ise itibar etmemeliyiz. Bu haberler hem yanlış olabilir hem de psikolojimizi bozabilir. Doğru bilgilere ulaşmalı ve ona göre hareket etmeliyiz. Bunu yaparsak birinci adımı atmış olacağız. Sevgi Hanım: “-Sağlık Bakanlığımız tarafından yayınlanan ve Mucize Doktor dizisinde ki Ali karakteri tarafından canlandırılan 14 adım kuralı nedir? Bu 14 adım nelerden oluşmaktadır? diye iki soru sordu. İsmet Bey: “-Sevgi Hanım ben bu 14 kuralı sizlere anlatmaya çalışayım. Aslında bu 14 kuralın birçoğu her Müslüman’ın gün içerisinde yapması gerekenler arasında yer alan kurallardır.” Aslı: “-İlk kuraldan başlayalım baba, dedi.” İsmet Bey: “-İlk kuralımız her durumda ellerimizi yıkamak olacak. Dışarıdan geldiğimiz, lavabodan çıktığımız veya herhangi bir şeye temas ettiğimiz de ellerimizi 20 saniye sabunla yıkamak. Ellerimiz iyice ovunduktan ve üzerinde ki kirler gidinceye kadar yıkamak. Birinci ilk altın kural budur unutmak yok.”