1877-78 Osmanlı Rus Harbi sırasında Osmanlı topraklarında sadece 2 kalenin düşmediğini anlatan Tarihçi Prof.Dr. Murat Küçükuğurlu, Erzurum ve Batum’un düşmeyen iki kale olduğunu söyledi. Padişahın doğrudan bir şehir halkına hitap etmesinin Aziziye Zaferi ile yaşandığını bildiren Küçükuğurlu, bunun ender tarihi olaylar arasında yer aldığını ifade etti.
İrfan TARAKÇIOĞLU-PUSULA
Erzurum Teknik Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı Prof.Dr. Murat Küçükuğurlu, Yakutiye Medresesi’nde Aziziye Zaferi’nin yıldönümü sebebiyle bir konferans verdi.
Erzurum Vali Yardımcısı Saadettin Doğan, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Eyüp Tavlaşoğlu, Kültür ve Turizm Müdürü Cemal Almaz, akademisyenler, öğrenciler ve vatandaşların katıldığı toplantıda, Küçükuğurlu, Aziziye Destanı’nın detaylarını anlattı.
Aziziye Destanı’na katılan ahalinin önde gelenlerinin Nenehatun hariç, hemen hepsinin 1950 öncesinde vefat ettiğini kaydeden Küçükuğurlu, Yaşar Baba’nın kimseye muhtaç olmadan hamallık yaparak, parayla mezar kazarak, kendi geçimini temin edip yaşadığını Nenehatun ve birkaç kadın kahramanın 1943 yılında talepte bulunmalarına rağmen yardım isteklerinin geri çevrildiğini, ancak bir süre sonra el uzatıldığını ifade etti. Aziziye direnişine katılanlara bakıldığında esnaf önderlerinin bulunduğunun görüldüğünü ifade eden Küçükuğurlu, halkın kısa sürede örgütlenmesinde esnaf liderlerinin etkili olduğunu vurguladı.
Erzurum teslim olmadı
Küçükuğurlu, Erzurum’un, halk arasında 93 harbi olarak bilinen Osmanlı Rus Savaşı sırasında teslim olmadığını, Rusların püskürtülmesine rağmen, şehirde kalmalarının kışı geçirmek amacıyla olduğuna işaret etti. Osmanlı topraklarında bu savaş sırasında düşmeyen iki kale bulunduğunu bunların Erzurum ve Batum olduğu bilgisini veren Küçükuğurlu, Padişahın da doğrudan hitap ettiği ilk şehrin Erzurum olduğunu kaydetti. Sultan Abdulhamid’in savaş öncesi fermanın haricinde Erzurumlulara savaş sonrasında teşekkür ettiğini ve Erzurumluların da buna karşılık verdiğini söyleyen Küçükuğurlu, bu iki belgenin arşivlerden ortaya çıkarıldığını ifade etti.
Haysiyetli ve Onurlu Erzurum Ahalisine Telgraf
Rus Ordusunun Erzurum tabyalarına saldırması üzerine, hepinizin Türk Ordusu ile birlikte süratle düşmana karşı çıkması; vatansever kadın ve çocukların dahi askere su taşımak gibi birtakım mukaddes hizmetlerde bulunması, Gazi Ahmet Muhtar Paşa ve İsmail Paşa tarafından bize müjdelendi. Devletimizi parçalamak ve evlatlarımızı yok etmek için çalışan düşmanımızın karşısına süratle çıkarak Osmanlılık nâm ve şânını yüceltmeniz ve özümüzün
nûru olan askerlerimizin yardımına koşmanız, tarafımızdan takdirle karşılandı. Bu hizmetlerinizin bundan sonra da devam edeceğine, hamiyet, sebat ve ağırbaşlılığınızı
her zaman koruyacağınıza güvenimiz tamdır.
12 Kasım 1878.
Mabeyn-i Hümâyûn Başkitâbetine
Geçen gün Rus Ordusu’nun Erzurum tabyalarına saldırısı üzerine, boynumuzun borcu olarak
ifasına çalıştığımız naçiz hizmetimizi takdir eden Padişahımızın gönderdiği telgraf, halkın huzurunda açılarak okundu. Bu esnada Padişahımıza tazimle, ömrünün uzun olması için dualar edildi. Velinimetimiz olan Padişahımız Efendimiz Hazretlerinin bu lütfuna layık olabilmek için ömrümüz boyunca çalışacağımıza, vatanımızı düşmana karşı korumak için canımızı fedaya hazır olarak ve Allah’ın yardımı ve Peygamberimizin ruhaniyetine dayanarak, damarlarımızda bir damla kan kalıncaya kadar düşmanla mücadele edeceğimize söz veriyoruz. Allah Padişahımıza
uzun ömürler versin, amin. 13 Kasım 1877.
İrfan TARAKÇIOĞLU-PUSULA
Erzurum Teknik Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı Prof.Dr. Murat Küçükuğurlu, Yakutiye Medresesi’nde Aziziye Zaferi’nin yıldönümü sebebiyle bir konferans verdi.
Erzurum Vali Yardımcısı Saadettin Doğan, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Eyüp Tavlaşoğlu, Kültür ve Turizm Müdürü Cemal Almaz, akademisyenler, öğrenciler ve vatandaşların katıldığı toplantıda, Küçükuğurlu, Aziziye Destanı’nın detaylarını anlattı.
Aziziye Destanı’na katılan ahalinin önde gelenlerinin Nenehatun hariç, hemen hepsinin 1950 öncesinde vefat ettiğini kaydeden Küçükuğurlu, Yaşar Baba’nın kimseye muhtaç olmadan hamallık yaparak, parayla mezar kazarak, kendi geçimini temin edip yaşadığını Nenehatun ve birkaç kadın kahramanın 1943 yılında talepte bulunmalarına rağmen yardım isteklerinin geri çevrildiğini, ancak bir süre sonra el uzatıldığını ifade etti. Aziziye direnişine katılanlara bakıldığında esnaf önderlerinin bulunduğunun görüldüğünü ifade eden Küçükuğurlu, halkın kısa sürede örgütlenmesinde esnaf liderlerinin etkili olduğunu vurguladı.
Erzurum teslim olmadı
Küçükuğurlu, Erzurum’un, halk arasında 93 harbi olarak bilinen Osmanlı Rus Savaşı sırasında teslim olmadığını, Rusların püskürtülmesine rağmen, şehirde kalmalarının kışı geçirmek amacıyla olduğuna işaret etti. Osmanlı topraklarında bu savaş sırasında düşmeyen iki kale bulunduğunu bunların Erzurum ve Batum olduğu bilgisini veren Küçükuğurlu, Padişahın da doğrudan hitap ettiği ilk şehrin Erzurum olduğunu kaydetti. Sultan Abdulhamid’in savaş öncesi fermanın haricinde Erzurumlulara savaş sonrasında teşekkür ettiğini ve Erzurumluların da buna karşılık verdiğini söyleyen Küçükuğurlu, bu iki belgenin arşivlerden ortaya çıkarıldığını ifade etti.
Haysiyetli ve Onurlu Erzurum Ahalisine Telgraf
Rus Ordusunun Erzurum tabyalarına saldırması üzerine, hepinizin Türk Ordusu ile birlikte süratle düşmana karşı çıkması; vatansever kadın ve çocukların dahi askere su taşımak gibi birtakım mukaddes hizmetlerde bulunması, Gazi Ahmet Muhtar Paşa ve İsmail Paşa tarafından bize müjdelendi. Devletimizi parçalamak ve evlatlarımızı yok etmek için çalışan düşmanımızın karşısına süratle çıkarak Osmanlılık nâm ve şânını yüceltmeniz ve özümüzün
nûru olan askerlerimizin yardımına koşmanız, tarafımızdan takdirle karşılandı. Bu hizmetlerinizin bundan sonra da devam edeceğine, hamiyet, sebat ve ağırbaşlılığınızı
her zaman koruyacağınıza güvenimiz tamdır.
12 Kasım 1878.
Mabeyn-i Hümâyûn Başkitâbetine
Geçen gün Rus Ordusu’nun Erzurum tabyalarına saldırısı üzerine, boynumuzun borcu olarak
ifasına çalıştığımız naçiz hizmetimizi takdir eden Padişahımızın gönderdiği telgraf, halkın huzurunda açılarak okundu. Bu esnada Padişahımıza tazimle, ömrünün uzun olması için dualar edildi. Velinimetimiz olan Padişahımız Efendimiz Hazretlerinin bu lütfuna layık olabilmek için ömrümüz boyunca çalışacağımıza, vatanımızı düşmana karşı korumak için canımızı fedaya hazır olarak ve Allah’ın yardımı ve Peygamberimizin ruhaniyetine dayanarak, damarlarımızda bir damla kan kalıncaya kadar düşmanla mücadele edeceğimize söz veriyoruz. Allah Padişahımıza
uzun ömürler versin, amin. 13 Kasım 1877.