
Anadolu'nun geleneksel dokumalarının aslına uygun modern tasarımlarla dünyaya tanıtılması amacıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayesinde MEB İstanbul Sabancı Beylerbeyi Olgunlaşma Enstitüsü tarafından yürütülen "Türkiye Dokuma Atlası Projesi" kapsamında "Geçmişten Geleceğe" temasıyla Türkiye Dokuma Atlası ilk sahne gösterimi gerçekleştirildi. Antep kutnu, Ankara sofu, şal şapik, ehram, beledi gibi dokumalardan hazırlanan giysiler mankenlerle sergilendi.
HABER MERKEZİ

Olgunlaşma enstitülerinin yenilenme çalışmalarının bir ürünü olarak hazırlanan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayesinde Millî Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğüne bağlı İstanbul Sabancı Beylerbeyi Olgunlaşma Enstitüsü tarafından yürütülen "Türkiye Dokuma Atlası" projesinin ilk sahne gösterimi, "Geçmişten Geleceğe" temasıyla gerçekleştirildi.
Türkiye Dokuma Atlası sahnesi öncesinde konuklarla yemekte bir araya gelen Emine Erdoğan, "kültür"ün kişinin kendisini en rahat ve hızlı tanımladığı değerler bütünü olduğunu söyledi.
Emine Erdoğan, Türkiye Dokuma Atlası Projesi'nin güçlü kurumların ortak çalışmasının ürünü olarak ortaya çıktığını vurguladı ve şu değerlendirmede bulundu: "Millî Eğitim Bakanlığımıza bağlı olgunlaşma enstitüleri, Tekstil İhracatçı Birliğimiz ve çok değerli tasarımcılarımızın gayretinden doğdu. Yok olmaya yüz tutmuş geleneksel dokumalarımızdan nadir örnekler bir araya getirildi. Ne yazık ki artık ustası kalmamış kumaşlarımız, sandıklardan çıkarıldı. Bu proje ile yok olmakla karşı karşıya kalan bu zengin kültürümüzü yeniden ihya etmeyi amaçlıyoruz. Yerelde teşvikler vererek dokumalarımızın yeniden canlanmasını arzu ediyoruz. Türkiye tekstil ihracatında çok güçlü bir ülke. Küresel salgın şartlarına rağmen 2020 yılında bir basamak atlayarak dünyanın en büyük beşinci tekstil ihracatçısı durumuna geldi. Hedefimiz, bu ihracat başarımızı yerel dokumalarımızla daha da zenginleştirmek, tekstilde bir Türkiye markası oluşturmak."
Anadolu dokumaları arasında yer alan Ankara sofu, Edirne kırmızısı, Hatay ipeği, Antep kutnusu, Muğla dastar dokumasının özelliklerine dikkatleri çeken Emine Erdoğan, "Dokuma sanatı, alelade bir kumaş üreticiliği değil, insanın hayatla ve doğayla etkileşiminin aynasıdır. Doğum, düğün ve cenaze gibi hayatın dönüm noktaları motiflere yansır. Henüz kelimelere aktarılamamış nice duygu ve düşünce, nakışlarla tercüme edilir. Her ilmek, içinde hüzün ve sevinç gibi hayatın tüm tonlarını taşır." dedi.

Daha sonra tiyatral bir gösteriyle geleneksel dokumalar, günün farklı zamanlarında kullanıma ilişkin tasarlanmış kıyafetler ve ev tekstil örnekleri, 99 ülkeden büyükelçiler ve eşleri ile maslahatgüzarlar ve büyükelçilik temsilcilerinin beğenisine sunuldu.
Sahnede Arzu Kaprol, Dilek Hanif, Aslı Filinta, Ece Ege, Gül Ağış, Nedret Taciroğlu, Simay Bülbül, Tuvana Büyükçınar gibi ünlü tasarımcılar ile Sabancı Olgunlaşma Enstitüsünden tasarımcıların Türkiye coğrafyasındaki yüzyıllık dokumalardan tasarladığı kıyafetler yer aldı.
"Türkiye Dokuma Atlası Projesi" kapsamında Üsküdar çatmasının desen ve renkleriyle Denizli buldan bezinin doğal boyalı dokuması, çağdaş tasarımlara dönüştürüldü. Antep kutnu, Ankara sofu, şal şapik, ehram, beledi gibi dokumalardan hazırlanan örnekler de Türkiye Dokuma Atlası sahnesinde sergilendi.
HABER MERKEZİ

Olgunlaşma enstitülerinin yenilenme çalışmalarının bir ürünü olarak hazırlanan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayesinde Millî Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğüne bağlı İstanbul Sabancı Beylerbeyi Olgunlaşma Enstitüsü tarafından yürütülen "Türkiye Dokuma Atlası" projesinin ilk sahne gösterimi, "Geçmişten Geleceğe" temasıyla gerçekleştirildi.
Türkiye Dokuma Atlası sahnesi öncesinde konuklarla yemekte bir araya gelen Emine Erdoğan, "kültür"ün kişinin kendisini en rahat ve hızlı tanımladığı değerler bütünü olduğunu söyledi.
Emine Erdoğan, Türkiye Dokuma Atlası Projesi'nin güçlü kurumların ortak çalışmasının ürünü olarak ortaya çıktığını vurguladı ve şu değerlendirmede bulundu: "Millî Eğitim Bakanlığımıza bağlı olgunlaşma enstitüleri, Tekstil İhracatçı Birliğimiz ve çok değerli tasarımcılarımızın gayretinden doğdu. Yok olmaya yüz tutmuş geleneksel dokumalarımızdan nadir örnekler bir araya getirildi. Ne yazık ki artık ustası kalmamış kumaşlarımız, sandıklardan çıkarıldı. Bu proje ile yok olmakla karşı karşıya kalan bu zengin kültürümüzü yeniden ihya etmeyi amaçlıyoruz. Yerelde teşvikler vererek dokumalarımızın yeniden canlanmasını arzu ediyoruz. Türkiye tekstil ihracatında çok güçlü bir ülke. Küresel salgın şartlarına rağmen 2020 yılında bir basamak atlayarak dünyanın en büyük beşinci tekstil ihracatçısı durumuna geldi. Hedefimiz, bu ihracat başarımızı yerel dokumalarımızla daha da zenginleştirmek, tekstilde bir Türkiye markası oluşturmak."
Anadolu dokumaları arasında yer alan Ankara sofu, Edirne kırmızısı, Hatay ipeği, Antep kutnusu, Muğla dastar dokumasının özelliklerine dikkatleri çeken Emine Erdoğan, "Dokuma sanatı, alelade bir kumaş üreticiliği değil, insanın hayatla ve doğayla etkileşiminin aynasıdır. Doğum, düğün ve cenaze gibi hayatın dönüm noktaları motiflere yansır. Henüz kelimelere aktarılamamış nice duygu ve düşünce, nakışlarla tercüme edilir. Her ilmek, içinde hüzün ve sevinç gibi hayatın tüm tonlarını taşır." dedi.

Daha sonra tiyatral bir gösteriyle geleneksel dokumalar, günün farklı zamanlarında kullanıma ilişkin tasarlanmış kıyafetler ve ev tekstil örnekleri, 99 ülkeden büyükelçiler ve eşleri ile maslahatgüzarlar ve büyükelçilik temsilcilerinin beğenisine sunuldu.
Sahnede Arzu Kaprol, Dilek Hanif, Aslı Filinta, Ece Ege, Gül Ağış, Nedret Taciroğlu, Simay Bülbül, Tuvana Büyükçınar gibi ünlü tasarımcılar ile Sabancı Olgunlaşma Enstitüsünden tasarımcıların Türkiye coğrafyasındaki yüzyıllık dokumalardan tasarladığı kıyafetler yer aldı.
"Türkiye Dokuma Atlası Projesi" kapsamında Üsküdar çatmasının desen ve renkleriyle Denizli buldan bezinin doğal boyalı dokuması, çağdaş tasarımlara dönüştürüldü. Antep kutnu, Ankara sofu, şal şapik, ehram, beledi gibi dokumalardan hazırlanan örnekler de Türkiye Dokuma Atlası sahnesinde sergilendi.