
Yiğit harmanda belli olur sözü birçok halde sorunun üstesinden gelebilmeyi, çözülmesi gereken dağ gibi dertlerin üretilen çözüm yollarıyla sonuca gidilmesini anlatır. Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişinin ardından her 3 ayda bir kabine değişecek türküleri çığırılıyor.
Erdoğan kabineyi neden değiştirsin sorusuna değişim bekleyenlerin biri de çıkıp küçük bir gerekçe gösteremiyor. Her 1.5 yılda yeni hükümet, 2 yılda bir seçim yaşayan, iktidar olanın Türkiye’ye hakim olamadan düşmesi hangi soruna çözüm olmuştur. Türkiye’de çözümün sözde “güçlendirilmiş parlamenter sistem’ söylemi hiçbir karşılığı bulunmayan, ötesinde Türkiye’nin buhranlı dönemlerinin adıdır. Yeni bir sisteme geçiş yapıldı, haliyle kervan da yolda diziliyor. Bakanlar, yetki ve sorumlulukları, işlevi ister istemez zaman zaman aksayabiliyor. Ama bu kabine değişimi için yeterli gerekçeyi oluşturmuyor.
Türkiye’nin en iyi kabinesi!
Bir kısmı Ak Parti içerisinde veya kenarda kalmış kesimler ile dışarıdan istikrarsızlığı bekleyen güçler yoğun bir değişim rüyası görüyor.
Erdoğan yeni sistemin ilk kabinesini neden değiştirmelidir?
Kabinenin değişimini neden istiyorsunuz sorusuna haklı bir gerekçe bulunmuyor. Tek gerekçe ‘ben istemiyorum’ Önce Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a taktılar, hala takık çevreler var. Sendika ağaları önde gidiyor.
Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli kadraja girdi. İddialar içeriden ve dışarıdan sıralandı ama Pakdemirli, son 60 yılın en başarılı işlerine imza atıyor.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Koranavirüsü olayında başarılı bir iş çıkardı. İç ve dış mihrakların yaydığı fitneye rağmen ve Türkiye’nin dört sınırı koronavirüs salgını ile sarılıyken tek bir vakanın olmaması başarı değil midir?
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu için, anasından İçişleri akanı olarak doğmuş dersek daha net anlatmış oluruz. Bir bakıyorsunuz sınırda nöbetçi askerlerle birlikte, bir bakıyorsunuz kahraman korucularla sofrada.. Elazığ-Malatya depreminde aylarca oradaydı.
Ben çocuklarıma vakit ayırmalıyım demedi, onları da ihmal etti iyi mi?
Bakan Berat Albayrak; en büyük suçu Başkan Erdoğan’ın damadı olmasıdır. Yaptığı onca başarılı işe rağmen herkesin ağzında ‘damat’ yergisi var. Albayrak ve ekibi Türkiye’nin dışarıdan operasyonların anında karşılık bulduğu bir kale oluşturdular.
Evet Türkiye 15 Temmuz hain kalkışmasını, hendekleri, sınır ötesinden arkasına dünyanın en büyüklerini almış PKK/PYD terör örgütlerini, ekonomik operasyonları yara yara ilerliyor.
Buna destek olmak partili olmayı gerektirmiyor.
Yapılan güzel işe sahip çıkmak her ferdin görevi değil mi?
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi bürokratik oligarşiyi traşladığı için vesayet odaklarından başka bu sistemi eleştiren yok. Güçlendirilmiş parlamenter sistem eskiye koalisyonlara dönüşe kılıftır.
Hocalı katliamı!
Dağlık Karabağ’ın Hocalı şehrinde 28 yıl önce 25 Şubat’ı 26’sına bağlayan o gece: 83 çocuk, 106 kadın, 70'ten fazla yaşlı Toplam 613 Türk, Ermeni çetelerince öldürüldü. 487 ağır yaralı, 1275 rehin, 150 kayıp!
Bunlar modern çağda yaşandı… İnsanlığın yok edildiği Karabağ’ın acıları tazedir, şehitlerimizin ruhu şad olsun..
Erdoğan kabineyi neden değiştirsin sorusuna değişim bekleyenlerin biri de çıkıp küçük bir gerekçe gösteremiyor. Her 1.5 yılda yeni hükümet, 2 yılda bir seçim yaşayan, iktidar olanın Türkiye’ye hakim olamadan düşmesi hangi soruna çözüm olmuştur. Türkiye’de çözümün sözde “güçlendirilmiş parlamenter sistem’ söylemi hiçbir karşılığı bulunmayan, ötesinde Türkiye’nin buhranlı dönemlerinin adıdır. Yeni bir sisteme geçiş yapıldı, haliyle kervan da yolda diziliyor. Bakanlar, yetki ve sorumlulukları, işlevi ister istemez zaman zaman aksayabiliyor. Ama bu kabine değişimi için yeterli gerekçeyi oluşturmuyor.
Türkiye’nin en iyi kabinesi!
Bir kısmı Ak Parti içerisinde veya kenarda kalmış kesimler ile dışarıdan istikrarsızlığı bekleyen güçler yoğun bir değişim rüyası görüyor.
Erdoğan yeni sistemin ilk kabinesini neden değiştirmelidir?
Kabinenin değişimini neden istiyorsunuz sorusuna haklı bir gerekçe bulunmuyor. Tek gerekçe ‘ben istemiyorum’ Önce Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a taktılar, hala takık çevreler var. Sendika ağaları önde gidiyor.
Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli kadraja girdi. İddialar içeriden ve dışarıdan sıralandı ama Pakdemirli, son 60 yılın en başarılı işlerine imza atıyor.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Koranavirüsü olayında başarılı bir iş çıkardı. İç ve dış mihrakların yaydığı fitneye rağmen ve Türkiye’nin dört sınırı koronavirüs salgını ile sarılıyken tek bir vakanın olmaması başarı değil midir?
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu için, anasından İçişleri akanı olarak doğmuş dersek daha net anlatmış oluruz. Bir bakıyorsunuz sınırda nöbetçi askerlerle birlikte, bir bakıyorsunuz kahraman korucularla sofrada.. Elazığ-Malatya depreminde aylarca oradaydı.
Ben çocuklarıma vakit ayırmalıyım demedi, onları da ihmal etti iyi mi?
Bakan Berat Albayrak; en büyük suçu Başkan Erdoğan’ın damadı olmasıdır. Yaptığı onca başarılı işe rağmen herkesin ağzında ‘damat’ yergisi var. Albayrak ve ekibi Türkiye’nin dışarıdan operasyonların anında karşılık bulduğu bir kale oluşturdular.
Evet Türkiye 15 Temmuz hain kalkışmasını, hendekleri, sınır ötesinden arkasına dünyanın en büyüklerini almış PKK/PYD terör örgütlerini, ekonomik operasyonları yara yara ilerliyor.
Buna destek olmak partili olmayı gerektirmiyor.
Yapılan güzel işe sahip çıkmak her ferdin görevi değil mi?
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi bürokratik oligarşiyi traşladığı için vesayet odaklarından başka bu sistemi eleştiren yok. Güçlendirilmiş parlamenter sistem eskiye koalisyonlara dönüşe kılıftır.
Hocalı katliamı!
Dağlık Karabağ’ın Hocalı şehrinde 28 yıl önce 25 Şubat’ı 26’sına bağlayan o gece: 83 çocuk, 106 kadın, 70'ten fazla yaşlı Toplam 613 Türk, Ermeni çetelerince öldürüldü. 487 ağır yaralı, 1275 rehin, 150 kayıp!
Bunlar modern çağda yaşandı… İnsanlığın yok edildiği Karabağ’ın acıları tazedir, şehitlerimizin ruhu şad olsun..