
Afrika’da sicili soykırım örnekleriyle dolu, PKK/PYD destekçisi Fransa’nın içeriden Türkiye ile mücadelesi nasıl görülüyor? Erdoğan – Macron çekişmesii olarak da lanse edilmek istenen çekişmeyi Özgür Küçüker Sirene irdeledi. Oldukça etkin bir analiz ile Fransa’nın kaybettiği, Türkiye’nin kazandığı ve Erdoğan’ın Macron’u mat ettiği süreci bir görelim.
Sirene’ye göre; Macron'un son günlerde Türkiye hakında sert sözleri birçok şekilde izah edilebilir.
Erdoğan ile kişisel çekişme: Macron, arkasında güçlü lobiler olan, Rothschild'ler ile çalışmış biridir. Sözlerinin belli lobiler tarafından dikte edildiği düşünebilir. Erdoğan Macron'un NATO hakkında söylediklerinden sonra kendisinin beyin ölümünü kontrol ettirmesini söylemişti.
Covid salgını öncesi yayınlanan ekonomik öngörülere göre Türkiye, 2030 veya 2050 yılında, Fransa'nın önüne geçecektir. Salgınla bu süreç hızlanmıştır çünkü Fransa, 1945'ten sonraki en önemli ekonomik gerileme dönemine girmiştir. Türkiye ise bu süreci başarıyla yönetmiştir
Türkiye, Fransa'nın aksine, çok başarılı dış politikası ile Afrika kıtası, Suriye, Irak, Libya ve Doğu Akdeniz'de büyük başarılar elde etmiştir. Fransa'nın eski kolonisi Afrika ülkelerindeki kötü imajı ve Türkiye'nin popülaritesi Macron için bir sorun haline gelmiştir.
Libya, Fransa için Afrika ülkelerinden çıkardığı uranyum kaynaklarının Fransa'ya taşınması açısından stratejik bir noktadır. Türkiye, Heftar'ı yenilgiye uğratmış, Fransa'nın Libya'nın parçalanmasına sebep olduktan sonra ülkede halen yürüttüğü kirli oyunları ortaya çıkarmıştır
Fransa Suriye ve Irak'ta PKK/YPG/PYD'ye aktif olarak destek vermekte ve Türkiye'yi zayıflatmak için bu terör örgütlerinin bir Devlet kurabilmeleri için elinden geleni yapmaktadır. Ancak Trump da Suriye'den Fransa'ya haber bile vermeden askerlerini çekince iyice küçük düşmüştür.
Fransa'nın Türkiye'nin giderek güç kazandığı bölgelerde birçok önemli petrol, enerji, inşaat şirketi piyasa kaybetmektedir. Biliyorsunuz ki Fransız çimento devi Lafarge, Suriye'de İŞİD'i finanse etmekle bile suçlanmıştı.
Macron hükümeti, dış politikada olduğu kadar iç siyasette de başarısızdır. Sarı yelekliler, emeklilik reformuna karşı grevler, giderek artan ekonomik sorunlar, işsizlik, İslam karşıtlığı ve ırkçılık, polis şiddeti, banliyö ayaklanmaları vs. yaşanan sorunlara birer örnektir.
Zamanında Erdoğan'ın diktatör ve Kürtlerin "yok edici"si olduğunu belirten başlıklarla skandal yayınlar yapmış Le Point dergisi bile, Libya konusunda, Macron'un Türkiye olan krizi kullandığını yazmıştır.
Sinan Ülgen'in fikirlerine başvuran Le Point, Macron'un, ABD'den bağımsız bir AB lideri haline gelmek amacıyla -ki kendisi AB ordusu kurma fikrini ortaya atmıştır- Türkiye ile yaşanan krizi malzeme haline getirdiğini ancak inandırıcı olmadığını, destek göremediğini yazmıştır.
Kısacası, bunlar zayıflayan Fransa'nın son çırpınışlarıdır. Daralan nüfuz alanı, başarısız iç ve dış siyaset sonrası, Macron, bunların sorumlusu olarak Türkiye'yi görmektedir. Ancak AB, NATO ve ABD bile kendisini kaale almamaktadır. Yeni Türkiye, Fransa'yı şah ve mat etmiştir.
Macron’un çırpınışının daha fazlası olduğunu söyleyebiliriz.
Not: Ayasofya Camii, egemenlik hakkıdır ve saygıyı en çok biz hak ediyoruz. Hayırlı olsun.. Emeği geçenler var olsunlar..
Sirene’ye göre; Macron'un son günlerde Türkiye hakında sert sözleri birçok şekilde izah edilebilir.
Erdoğan ile kişisel çekişme: Macron, arkasında güçlü lobiler olan, Rothschild'ler ile çalışmış biridir. Sözlerinin belli lobiler tarafından dikte edildiği düşünebilir. Erdoğan Macron'un NATO hakkında söylediklerinden sonra kendisinin beyin ölümünü kontrol ettirmesini söylemişti.
Covid salgını öncesi yayınlanan ekonomik öngörülere göre Türkiye, 2030 veya 2050 yılında, Fransa'nın önüne geçecektir. Salgınla bu süreç hızlanmıştır çünkü Fransa, 1945'ten sonraki en önemli ekonomik gerileme dönemine girmiştir. Türkiye ise bu süreci başarıyla yönetmiştir
Türkiye, Fransa'nın aksine, çok başarılı dış politikası ile Afrika kıtası, Suriye, Irak, Libya ve Doğu Akdeniz'de büyük başarılar elde etmiştir. Fransa'nın eski kolonisi Afrika ülkelerindeki kötü imajı ve Türkiye'nin popülaritesi Macron için bir sorun haline gelmiştir.
Libya, Fransa için Afrika ülkelerinden çıkardığı uranyum kaynaklarının Fransa'ya taşınması açısından stratejik bir noktadır. Türkiye, Heftar'ı yenilgiye uğratmış, Fransa'nın Libya'nın parçalanmasına sebep olduktan sonra ülkede halen yürüttüğü kirli oyunları ortaya çıkarmıştır
Fransa Suriye ve Irak'ta PKK/YPG/PYD'ye aktif olarak destek vermekte ve Türkiye'yi zayıflatmak için bu terör örgütlerinin bir Devlet kurabilmeleri için elinden geleni yapmaktadır. Ancak Trump da Suriye'den Fransa'ya haber bile vermeden askerlerini çekince iyice küçük düşmüştür.
Fransa'nın Türkiye'nin giderek güç kazandığı bölgelerde birçok önemli petrol, enerji, inşaat şirketi piyasa kaybetmektedir. Biliyorsunuz ki Fransız çimento devi Lafarge, Suriye'de İŞİD'i finanse etmekle bile suçlanmıştı.
Macron hükümeti, dış politikada olduğu kadar iç siyasette de başarısızdır. Sarı yelekliler, emeklilik reformuna karşı grevler, giderek artan ekonomik sorunlar, işsizlik, İslam karşıtlığı ve ırkçılık, polis şiddeti, banliyö ayaklanmaları vs. yaşanan sorunlara birer örnektir.
Zamanında Erdoğan'ın diktatör ve Kürtlerin "yok edici"si olduğunu belirten başlıklarla skandal yayınlar yapmış Le Point dergisi bile, Libya konusunda, Macron'un Türkiye olan krizi kullandığını yazmıştır.
Sinan Ülgen'in fikirlerine başvuran Le Point, Macron'un, ABD'den bağımsız bir AB lideri haline gelmek amacıyla -ki kendisi AB ordusu kurma fikrini ortaya atmıştır- Türkiye ile yaşanan krizi malzeme haline getirdiğini ancak inandırıcı olmadığını, destek göremediğini yazmıştır.
Kısacası, bunlar zayıflayan Fransa'nın son çırpınışlarıdır. Daralan nüfuz alanı, başarısız iç ve dış siyaset sonrası, Macron, bunların sorumlusu olarak Türkiye'yi görmektedir. Ancak AB, NATO ve ABD bile kendisini kaale almamaktadır. Yeni Türkiye, Fransa'yı şah ve mat etmiştir.
Macron’un çırpınışının daha fazlası olduğunu söyleyebiliriz.
Not: Ayasofya Camii, egemenlik hakkıdır ve saygıyı en çok biz hak ediyoruz. Hayırlı olsun.. Emeği geçenler var olsunlar..