
90’lı yıllar ve gazetecilikte ilk yıllarımdı. Tortum gölüne yolcu otobüsü uçmuştu, ölü ve yaralılar vardı. İlk içimin burkulduğu, gözümün yaşardığı vakada 10’lu yaşlarında, saçları örülü halde bir kız çocuğu cankurtaranın kucağında çıkarılmıştı. Hatırladığım kadarıyla görevliler ve biz gazeteciler gözyaşlarımızı tutamamıştık.
90’lı yılları hatırlayanlar nasıl bir hal içinde olduğumuzu bilirler. Tek yön gidişli yollar, uçağa binmenin büyük itibar olduğu, acil hasta bir yana ölüm-kalım mücadelesi veren hastaların bulabilirlerse ambülansla taşındığı yıllardı. Hastanede sağlık hizmeti almak, hastaneden çıkıp ilacını rahatça alabilmek, işte mümkün olmayan bir dönemdi.
Bugün resmî açılışı gerçekleştirilen Pirinkayalar tüneli, bana geçmişi hatırlattı. Nasıl hatırlatmasın ki, bir dönem terörle mücadele için yolların asfaltlanması istenirdi. Yanlış anlaşılmasın, hızlı takip için değil. Stabilize yollarda tuzaklanan patlayıcı ve mayınların fark edilmesi imkânsız gibiydi. Şimdi Güneydolu’nun dağlarında tenis turnuvaları düzenleniyor. Asfaltı olmayan yol bulunmuyor. Terörist ise şükür, olanı kafasını mağaradan çıkaramıyor. Güney ve Doğu Anadolu ile Karadeniz arasındaki ulaşım Pirinkayalar Tuneli ile artık kesintisiz yapılabilecek.
Pirinkayalar Tuneli, elbette son tünel değil. 150 milyon bedelli, 2017 yılında yapımına başlanan, 2272 metre tünel, 1070 metre bağlantı yolu ile yılda 18 milyon TL tasarruf sağlayacak, karon emisyonunu 230 ton azaltacak, Erzurum – Artvin havalimanları ve Artvin limanıyla bütünleşen bir ağ, sistem.
Elbette bölgenin, Erzurum’un turizmine katkı sağlayacak. Elbette Kafkaslar’a bir kapı daha güven içinde açılmış olacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yalnızca bölünmüş yol olarak bu ülkeye 28.5 bin kilometresini yapmış. Tuneller, otoban-otoyollar, köprüler ile Türkiye’nin her yanını diğeriyle birleştiren bu ağ, aynı zamanda Avrupa, Türkistan ve Ortadoğu ile de bağımızı sağlıyor.
Hani derler ya nereden nereye!
Türkiye’nin dün böyle olduğunu düşünen genç kuşaklar, dünün ne olduğunu öğrenmelidir. Çünkü bugün böyle olan yarın da böyle olmayabilir.
Marifetin iltifata tabii olduğunu unutmamak gerekiyor.
Son gurur verici bir haberle noktalayalım yazıyı; beyler hazımsızların hazımsızlığı daha da artsın. TOGG, yani muazzam Türk arabası için Katar’dan 100 bin adetlik sipariş alındı. Birilerinin ayranı kabaracak, başına ağrı dikilecek ama olsun..
Türkiye, yönünü ufka çevirmiş, sürekli hareket halinde.
90’lı yılları hatırlayanlar nasıl bir hal içinde olduğumuzu bilirler. Tek yön gidişli yollar, uçağa binmenin büyük itibar olduğu, acil hasta bir yana ölüm-kalım mücadelesi veren hastaların bulabilirlerse ambülansla taşındığı yıllardı. Hastanede sağlık hizmeti almak, hastaneden çıkıp ilacını rahatça alabilmek, işte mümkün olmayan bir dönemdi.
Bugün resmî açılışı gerçekleştirilen Pirinkayalar tüneli, bana geçmişi hatırlattı. Nasıl hatırlatmasın ki, bir dönem terörle mücadele için yolların asfaltlanması istenirdi. Yanlış anlaşılmasın, hızlı takip için değil. Stabilize yollarda tuzaklanan patlayıcı ve mayınların fark edilmesi imkânsız gibiydi. Şimdi Güneydolu’nun dağlarında tenis turnuvaları düzenleniyor. Asfaltı olmayan yol bulunmuyor. Terörist ise şükür, olanı kafasını mağaradan çıkaramıyor. Güney ve Doğu Anadolu ile Karadeniz arasındaki ulaşım Pirinkayalar Tuneli ile artık kesintisiz yapılabilecek.
Pirinkayalar Tuneli, elbette son tünel değil. 150 milyon bedelli, 2017 yılında yapımına başlanan, 2272 metre tünel, 1070 metre bağlantı yolu ile yılda 18 milyon TL tasarruf sağlayacak, karon emisyonunu 230 ton azaltacak, Erzurum – Artvin havalimanları ve Artvin limanıyla bütünleşen bir ağ, sistem.
Elbette bölgenin, Erzurum’un turizmine katkı sağlayacak. Elbette Kafkaslar’a bir kapı daha güven içinde açılmış olacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yalnızca bölünmüş yol olarak bu ülkeye 28.5 bin kilometresini yapmış. Tuneller, otoban-otoyollar, köprüler ile Türkiye’nin her yanını diğeriyle birleştiren bu ağ, aynı zamanda Avrupa, Türkistan ve Ortadoğu ile de bağımızı sağlıyor.
Hani derler ya nereden nereye!
Türkiye’nin dün böyle olduğunu düşünen genç kuşaklar, dünün ne olduğunu öğrenmelidir. Çünkü bugün böyle olan yarın da böyle olmayabilir.
Marifetin iltifata tabii olduğunu unutmamak gerekiyor.
Son gurur verici bir haberle noktalayalım yazıyı; beyler hazımsızların hazımsızlığı daha da artsın. TOGG, yani muazzam Türk arabası için Katar’dan 100 bin adetlik sipariş alındı. Birilerinin ayranı kabaracak, başına ağrı dikilecek ama olsun..
Türkiye, yönünü ufka çevirmiş, sürekli hareket halinde.