
Erdoğan ile FETÖ’nün arasının 2007 sonrası açılmaya başladığı iddia edilir. Bunu 2009-2010 olarak başlatan iddialar da vardır. Hafızam yanıltmıyor ise 2011 yılı sonlarında FETÖ’nün önemli bir isminden “Bu iş Erdoğan ile olmuyor” ifadesini işitmiştim.
Erdoğan ile olmayan neydi çok merak ettim. FETÖ’nün önemli ismi (Şimdi cezaevinde), Mavi Marmara ve Suriye olaylarına atıf yaparak ‘Türkiye’nin İsrail ile ilişkilerini bozma lüksü olmadığını, çok yanlış işler olduğunu’ söylemişti. O gün karşımda oturan şahsa, Erdoğan’ın liderlik kabiliyeti, kitleleri harekete geçirme gücünü hatırlatarak hiçbir partinin şansının olmadığını, karşısında kimin durabileceğini sormuştum.
Ak Partiyle olmuyorsa kimle olacaktı? O isim, “Ak Partisiz asla!” demişti. Yani Erdoğan’ın değişmesi gerekiyordu.
O gün çok ciddiye almadığım bu sözlerin süreç içerisinde bir bir yerine oturduğunu gözlemledim. Recep Tayyip Erdoğan, FETÖ’yü fazlasıyla rahatsız etmiş olmalıydı. O şahıs, Erdoğan’ın partiden tasfiye edilmesiyle işlerin yoluna gireceğini anlatıyordu. Kim doldurabilirdi Erdoğan’ın yerini! FETÖ’cü şahıs, bir koordinasyon sonucumu, karşılıklı bir mutabık kalma durumunu mu, yoksa gönüllerinden geçen tasarımımı aktardı bilemiyorum. O ismi “Ali Babacan” olarak açıklamıştı.
Erdoğan’sız Ak Parti için neler yaşandı hatırlatmak gerekiyor. MİT olayı, Halk Bankası operasyonu, Rus uçağı, MİT tırları önemli eşiklerdi. Erdoğan, milli devlet ile birlikte bu engelleri aşmayı başarmıştı. Ahmet Davutoğlu’nun Başbakan olarak atanması döneminde partide ipleri ele geçirme çabalarını buna ekleyebilir miyiz? Bilemedim.
FETÖ’nün firari entelejansiya grupları bu sürece dair akıl oyunlarını sergiliyorlar. Erdoğan’sız Türkiye üzerine Emre Uslu, Tuncay Opçin, Said Sefa, Adem Yavuz Aslan, Ekrem Dumanlı ve çıkardıkları gazete ile yol çiziyorlar. Yeni partiler ile ilgili kıpırtıları değerlendiren FETÖ firarisi Said Sefa, Babacan ve Davutoğlu’nun görevlerini video twitinde şöyle açıklıyor: “AKP’ye oy vermeyenler Babacan ve Davutoğlu’na hakaret etmeye devam edecek. Ama onların asli görevleri AK’nin mevcut ortak konsensüsünü bozmak.”
"Fuat Avni" hesabını yöneten Said Sefa'dan yorumsuz: -Ekrem İmamoğlu ve Ali Babacan demokratik bir çizgide hareket edecekler. -Tıpkı bugün Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener'in yaptığı gibi. -Bu Türkiye için iyi olacak.”
Adem Yavuz Arslan: Abdullah Gül ve Ali Babacan'ın alacağı %2 oy onları iktidara getirmez ama Erdoğan'ı iktidardan düşürür.
FETÖ tetikçisi Said Sefa, Batılı ülkelerin FETÖ'ye neden kucak açtığını ağzından kaçırdığı video açıklamasında: -Batı Türkiye üzerindeki emellerini bunlarla birlikte yürütebileceğine inanıyor. -Batıyla birlikte hareket ettikleri için FETÖ'cülere göz yumuluyor, ev tutuluyor.”
Sosyal medya mecrasında firari fetöcülerin Erdoğan’ı devirmek adına Türkiye’ye ihanetlerini fazlasıyla görebiliyorsunuz!
Soru şu; Erdoğan’ı devirmek FETÖ ve BATI için ne ifade ediyor? Bu sorunun cevabı bizi gerçeğe daha fazla yaklaştıracaktır!..
Erdoğan ile olmayan neydi çok merak ettim. FETÖ’nün önemli ismi (Şimdi cezaevinde), Mavi Marmara ve Suriye olaylarına atıf yaparak ‘Türkiye’nin İsrail ile ilişkilerini bozma lüksü olmadığını, çok yanlış işler olduğunu’ söylemişti. O gün karşımda oturan şahsa, Erdoğan’ın liderlik kabiliyeti, kitleleri harekete geçirme gücünü hatırlatarak hiçbir partinin şansının olmadığını, karşısında kimin durabileceğini sormuştum.
Ak Partiyle olmuyorsa kimle olacaktı? O isim, “Ak Partisiz asla!” demişti. Yani Erdoğan’ın değişmesi gerekiyordu.
O gün çok ciddiye almadığım bu sözlerin süreç içerisinde bir bir yerine oturduğunu gözlemledim. Recep Tayyip Erdoğan, FETÖ’yü fazlasıyla rahatsız etmiş olmalıydı. O şahıs, Erdoğan’ın partiden tasfiye edilmesiyle işlerin yoluna gireceğini anlatıyordu. Kim doldurabilirdi Erdoğan’ın yerini! FETÖ’cü şahıs, bir koordinasyon sonucumu, karşılıklı bir mutabık kalma durumunu mu, yoksa gönüllerinden geçen tasarımımı aktardı bilemiyorum. O ismi “Ali Babacan” olarak açıklamıştı.
Erdoğan’sız Ak Parti için neler yaşandı hatırlatmak gerekiyor. MİT olayı, Halk Bankası operasyonu, Rus uçağı, MİT tırları önemli eşiklerdi. Erdoğan, milli devlet ile birlikte bu engelleri aşmayı başarmıştı. Ahmet Davutoğlu’nun Başbakan olarak atanması döneminde partide ipleri ele geçirme çabalarını buna ekleyebilir miyiz? Bilemedim.
FETÖ’nün firari entelejansiya grupları bu sürece dair akıl oyunlarını sergiliyorlar. Erdoğan’sız Türkiye üzerine Emre Uslu, Tuncay Opçin, Said Sefa, Adem Yavuz Aslan, Ekrem Dumanlı ve çıkardıkları gazete ile yol çiziyorlar. Yeni partiler ile ilgili kıpırtıları değerlendiren FETÖ firarisi Said Sefa, Babacan ve Davutoğlu’nun görevlerini video twitinde şöyle açıklıyor: “AKP’ye oy vermeyenler Babacan ve Davutoğlu’na hakaret etmeye devam edecek. Ama onların asli görevleri AK’nin mevcut ortak konsensüsünü bozmak.”
"Fuat Avni" hesabını yöneten Said Sefa'dan yorumsuz: -Ekrem İmamoğlu ve Ali Babacan demokratik bir çizgide hareket edecekler. -Tıpkı bugün Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener'in yaptığı gibi. -Bu Türkiye için iyi olacak.”
Adem Yavuz Arslan: Abdullah Gül ve Ali Babacan'ın alacağı %2 oy onları iktidara getirmez ama Erdoğan'ı iktidardan düşürür.
FETÖ tetikçisi Said Sefa, Batılı ülkelerin FETÖ'ye neden kucak açtığını ağzından kaçırdığı video açıklamasında: -Batı Türkiye üzerindeki emellerini bunlarla birlikte yürütebileceğine inanıyor. -Batıyla birlikte hareket ettikleri için FETÖ'cülere göz yumuluyor, ev tutuluyor.”
Sosyal medya mecrasında firari fetöcülerin Erdoğan’ı devirmek adına Türkiye’ye ihanetlerini fazlasıyla görebiliyorsunuz!
Soru şu; Erdoğan’ı devirmek FETÖ ve BATI için ne ifade ediyor? Bu sorunun cevabı bizi gerçeğe daha fazla yaklaştıracaktır!..