
"Erzurum'da din hizmetleri; sorunlar, beklentiler”
Ünal Topaloğlu: İmam Hatiplilerin çok ‘emin’ bir atmosfer içinde olmaları (hem bu dünyalıklarını hem de ahiretlerini kurtarmışlar gibi), tevazua ihtiyaç duymadan davranmaları, azda olsa cemaati biraz üzüyor.
Fatma Kavaz: Ben bir ev hanımıyım; merkezi ezan okunması uygulamasını tasvip etmiyorum. Eskiden şehrin tüm minarelerinden farklı ses tonlarında ve ses renklerinde ezanlar yükselirdi; insan ruhu bundan istifade ediyordu. Her cami kendi ezanını okumalıdır.
Ömer Dursun: (Cemaatin cami adabı eksikliğine dikkat çekmiş) Din adamlarımız, ikinci safın nereden başlayacağını bile öğretmemiş. İş için görev yaptıklarını düşünüyorum. Vaazlarda insanlar ya halıların desenini izliyor ya da uyuyor. Durum bu
Mustafa Çetin Baydar: Önerilerim: 1. Sabah ezanlarını duyurmak için hoparlöre gerek yoktur. 2. Merkezi ezan makam bilgisi olan hafızlarımızca okunduğundan faydalıdır. 3. Büyükşehir Belediyesi gençler başta olmak üzere "Osmanlıca yazma-okuma kursları" açarak finanse etmeli, şehrin işlek meydanlarına duyurular asılmalıdır. 4. İslam Enstitüsü ve İlahiyat Fakültesi akademisyenleri şehrin ve çevre ilçelerin camilerinde vaz vermelidir. 5. Medrese müfredatı ile maarif esası, Erzurum da yeniden canlandırılmalıdır. 6. Camiler cemaati dini ihtiyaçlarını dile getirmek üzere teşkilatlanmalıdır.
Eyüp Binici: Camilerde imamlar imam odasında bekliyor ezan okunduktan sonra cemaat namaza kalktıktan sonra cemaatin kafasını gözünü çiğneye çiğneye mihraba gidiyor, namazdan beş dakika önce mihrapta olsalar daha iyi olmaz mı? (Yusuf Karadaş’ın cevabı: ezan okuma sistemi odada olduğu için merkezi ezanın kesilmesi ihtimaline karşı bir tedbir olarak oda da bekleniliyor.) (Eyüp Binici’nin cevabı: Yönetmelik de var; ezandan bir kaç dakika önce imam efendinin mihrapta yerini alması gerekir.)
Hüseyin Kotan: Hocalarımız eğitmeliyiz; çünkü bazen şahit oluyoruz, cemaate saydırıyorlar! (!?)
Sağlam Erdal: Camilerimizdeki imam hatipliler, dini-dünyevi faaliyetlerinde, ilahi emirleri önce kendileri yaşamalı, örneklik etmeli, sonra da insanlara anlatmalılar. Bu bilinçte olunmadığı sürece cemaate ne anlatılırsa anlatılsın fayda vermez. Mesela faiz yemeyin dediğinde kendisi yetmeyecek, sadaka verin dediğinde, kendisi verecek. Velhasıl madem cemaate önder olmuştur, ilahi emirleri yerine getirecek ki, arkasında duranlar da ondan istifade etsinler. Ezan meselesine gelince: Merkezi ezan devam etmelidir: ancak Erzurum’da, her semtte birer camide, ayrıca ezanlar okunmalıdır. Bu camiler; Ulucami, Solakzade, Gürcükapı olabilir. Ayrıca köylerde de imamların kendileri ezanı okumalıdır; böylece hocalarımız tembellik etmemiş ve camide bulunmuş olurlar.

Abdulnasır Kımışoğlu (Din görevlisi): Şahsi düşüncem: Ezanlar şehir merkezinde bölgesel olarak okunsa güzel olur, mesela Aziziye, Palandöken, Yakutiye... Köylerde imamlar kendileri okumalı. Küçük camilerde mikrofon kullanılmamalı. Hutbeler devrik cümleden uzak, vaazlar açık seçik güncel; namazlar fazla uzatılmadan kıldırılmalı. Gündem teknoloji medya; insan psikolojisi, toplum sosyolojisi ve cemiyet estetiği dikkate alınıp dini bir söylem geliştirilmeli... Camilerin mimarisi, büyüklüğü, çevre camilere mesafesi, vb gibi durumlar göz önünde bulundurularak inşa edilmeli... Cemaat için söyleyeceğim ise şu: gerek duyulduğunda hakkaniyetli, edepli, erdemli bir şekilde eleştiri/ uyarı/ fikir beyan edilmeli...
Cevat Paluli: Aslında konu in hizmetleriyse söylenecek tek söz vardır. O da bu hizmeti yürüten insanlarımızda liyakat ve ehliyet olmalıdır. Bu vasıfları taşıyan insanlarımız elbette vardır, fakat gönül arzu ediyor ki geneli böyle olsun.
Ayten Güntekin: Ezanlarımız haddinden fazla uzatılıyor. Namaza çağrı hükmünü kaybetmişçesine insanı yoruyor. Tarihi camilerimizin sayısı oldukça fazla o camilere daha tecrübeli imamların atanması feyzin artmasını sağlayabilir. Vaktiyle Pasinler ilçesinin tarihi camilerinden birinde sabah namazına katılmak nasip olmuştu. Bakımsız, mefruşatı sade bu mabette, çok feyizli bir namaz kılmıştık. İmam efendinin kıraati beni Peygamber Efendimizin zamanına götürmüş, Hz. Ebubekir’in sesinden ve kalbinden çıkan ses misali, feyz aldırmıştı. Allah, ihlas sahibi imamlarımızdan razı olsun.
Talât Uzunyaylalı: 1) Erzurum’da olduğu gibi ülke genelinde kürsülerimiz etkisini ve cazibesini kaybetti gibi. 2) Diyanet İşleri Başkanlığı İslam’ı temsil edecek çapta vaaz yetiştirmeye çalışmalıdır. On tane bile yetiştirilebilse onlar kitle iletişim araçlarını da kullanarak milyonlara hitap edebilirler. 3) İmam hatipler kendilerini camii ile sınırlamamalıdır: Bulundukları mahalle çarşı yahut kırsal yerleşimdeki insanlarla temas kurmalılar ve onları camiye davet etmelidirler. 4) İmam hatipler muhitlerindeki gençlerle meşgul olmalıdır. 5) Camilere oda yapılması, mihrabın zincirle çevrilmesi gibi uygulamalar yanlış gözüküyor, bu uygulamalardan vaz geçilmelidir.
Spotlar:
-Ezanlarımız haddinden fazla uzatılıyor. Namaza çağrı hükmünü kaybetmişçesine insanı yoruyor.
-Camilerimizdeki imam hatipliler, tüm dini-dünyevi faaliyetlerinde, ilahi emirleri önce kendileri yaşamalı, örnek insanlar olmalı, sonra da insanlara anlatmalılar.
-İmamlar ezandan önce mihrapta yerini almalıdır.
-Cami kürsüleri etkisini kaybetti; başkanlık kaliteli vaaz yetiştirmelidir.
- İlahiyat Fakültesi akademisyenleri şehrin ve çevre ilçelerin camilerinde vaz vermeli.
Ünal Topaloğlu: İmam Hatiplilerin çok ‘emin’ bir atmosfer içinde olmaları (hem bu dünyalıklarını hem de ahiretlerini kurtarmışlar gibi), tevazua ihtiyaç duymadan davranmaları, azda olsa cemaati biraz üzüyor.
Fatma Kavaz: Ben bir ev hanımıyım; merkezi ezan okunması uygulamasını tasvip etmiyorum. Eskiden şehrin tüm minarelerinden farklı ses tonlarında ve ses renklerinde ezanlar yükselirdi; insan ruhu bundan istifade ediyordu. Her cami kendi ezanını okumalıdır.
Ömer Dursun: (Cemaatin cami adabı eksikliğine dikkat çekmiş) Din adamlarımız, ikinci safın nereden başlayacağını bile öğretmemiş. İş için görev yaptıklarını düşünüyorum. Vaazlarda insanlar ya halıların desenini izliyor ya da uyuyor. Durum bu
Mustafa Çetin Baydar: Önerilerim: 1. Sabah ezanlarını duyurmak için hoparlöre gerek yoktur. 2. Merkezi ezan makam bilgisi olan hafızlarımızca okunduğundan faydalıdır. 3. Büyükşehir Belediyesi gençler başta olmak üzere "Osmanlıca yazma-okuma kursları" açarak finanse etmeli, şehrin işlek meydanlarına duyurular asılmalıdır. 4. İslam Enstitüsü ve İlahiyat Fakültesi akademisyenleri şehrin ve çevre ilçelerin camilerinde vaz vermelidir. 5. Medrese müfredatı ile maarif esası, Erzurum da yeniden canlandırılmalıdır. 6. Camiler cemaati dini ihtiyaçlarını dile getirmek üzere teşkilatlanmalıdır.
Eyüp Binici: Camilerde imamlar imam odasında bekliyor ezan okunduktan sonra cemaat namaza kalktıktan sonra cemaatin kafasını gözünü çiğneye çiğneye mihraba gidiyor, namazdan beş dakika önce mihrapta olsalar daha iyi olmaz mı? (Yusuf Karadaş’ın cevabı: ezan okuma sistemi odada olduğu için merkezi ezanın kesilmesi ihtimaline karşı bir tedbir olarak oda da bekleniliyor.) (Eyüp Binici’nin cevabı: Yönetmelik de var; ezandan bir kaç dakika önce imam efendinin mihrapta yerini alması gerekir.)
Hüseyin Kotan: Hocalarımız eğitmeliyiz; çünkü bazen şahit oluyoruz, cemaate saydırıyorlar! (!?)
Sağlam Erdal: Camilerimizdeki imam hatipliler, dini-dünyevi faaliyetlerinde, ilahi emirleri önce kendileri yaşamalı, örneklik etmeli, sonra da insanlara anlatmalılar. Bu bilinçte olunmadığı sürece cemaate ne anlatılırsa anlatılsın fayda vermez. Mesela faiz yemeyin dediğinde kendisi yetmeyecek, sadaka verin dediğinde, kendisi verecek. Velhasıl madem cemaate önder olmuştur, ilahi emirleri yerine getirecek ki, arkasında duranlar da ondan istifade etsinler. Ezan meselesine gelince: Merkezi ezan devam etmelidir: ancak Erzurum’da, her semtte birer camide, ayrıca ezanlar okunmalıdır. Bu camiler; Ulucami, Solakzade, Gürcükapı olabilir. Ayrıca köylerde de imamların kendileri ezanı okumalıdır; böylece hocalarımız tembellik etmemiş ve camide bulunmuş olurlar.

Abdulnasır Kımışoğlu (Din görevlisi): Şahsi düşüncem: Ezanlar şehir merkezinde bölgesel olarak okunsa güzel olur, mesela Aziziye, Palandöken, Yakutiye... Köylerde imamlar kendileri okumalı. Küçük camilerde mikrofon kullanılmamalı. Hutbeler devrik cümleden uzak, vaazlar açık seçik güncel; namazlar fazla uzatılmadan kıldırılmalı. Gündem teknoloji medya; insan psikolojisi, toplum sosyolojisi ve cemiyet estetiği dikkate alınıp dini bir söylem geliştirilmeli... Camilerin mimarisi, büyüklüğü, çevre camilere mesafesi, vb gibi durumlar göz önünde bulundurularak inşa edilmeli... Cemaat için söyleyeceğim ise şu: gerek duyulduğunda hakkaniyetli, edepli, erdemli bir şekilde eleştiri/ uyarı/ fikir beyan edilmeli...
Cevat Paluli: Aslında konu in hizmetleriyse söylenecek tek söz vardır. O da bu hizmeti yürüten insanlarımızda liyakat ve ehliyet olmalıdır. Bu vasıfları taşıyan insanlarımız elbette vardır, fakat gönül arzu ediyor ki geneli böyle olsun.
Ayten Güntekin: Ezanlarımız haddinden fazla uzatılıyor. Namaza çağrı hükmünü kaybetmişçesine insanı yoruyor. Tarihi camilerimizin sayısı oldukça fazla o camilere daha tecrübeli imamların atanması feyzin artmasını sağlayabilir. Vaktiyle Pasinler ilçesinin tarihi camilerinden birinde sabah namazına katılmak nasip olmuştu. Bakımsız, mefruşatı sade bu mabette, çok feyizli bir namaz kılmıştık. İmam efendinin kıraati beni Peygamber Efendimizin zamanına götürmüş, Hz. Ebubekir’in sesinden ve kalbinden çıkan ses misali, feyz aldırmıştı. Allah, ihlas sahibi imamlarımızdan razı olsun.
Talât Uzunyaylalı: 1) Erzurum’da olduğu gibi ülke genelinde kürsülerimiz etkisini ve cazibesini kaybetti gibi. 2) Diyanet İşleri Başkanlığı İslam’ı temsil edecek çapta vaaz yetiştirmeye çalışmalıdır. On tane bile yetiştirilebilse onlar kitle iletişim araçlarını da kullanarak milyonlara hitap edebilirler. 3) İmam hatipler kendilerini camii ile sınırlamamalıdır: Bulundukları mahalle çarşı yahut kırsal yerleşimdeki insanlarla temas kurmalılar ve onları camiye davet etmelidirler. 4) İmam hatipler muhitlerindeki gençlerle meşgul olmalıdır. 5) Camilere oda yapılması, mihrabın zincirle çevrilmesi gibi uygulamalar yanlış gözüküyor, bu uygulamalardan vaz geçilmelidir.
Spotlar:
-Ezanlarımız haddinden fazla uzatılıyor. Namaza çağrı hükmünü kaybetmişçesine insanı yoruyor.
-Camilerimizdeki imam hatipliler, tüm dini-dünyevi faaliyetlerinde, ilahi emirleri önce kendileri yaşamalı, örnek insanlar olmalı, sonra da insanlara anlatmalılar.
-İmamlar ezandan önce mihrapta yerini almalıdır.
-Cami kürsüleri etkisini kaybetti; başkanlık kaliteli vaaz yetiştirmelidir.
- İlahiyat Fakültesi akademisyenleri şehrin ve çevre ilçelerin camilerinde vaz vermeli.