‘Şehirlerin Ekonomik Beklentileri’ forumunun 28’incisi AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın başkanlığında Erzurum’da yapıldı.
Hükümet, yaklaşan seçim öncesi, ‘Şehirlerin Ekonomik Beklentileri’ni bir kez daha tespit etmeye çalışıyor. Yılmaz, toplantıda yaptığı konuşmada bu noktayı şu şekilde vurguladı:
“Anketlerle sokakta halkımıza sorular soruyoruz, üç temel sorunun cevabını arıyoruz. Birincisi son 15 yılda en fazla vatandaşımız neden memnun oldu? Hangi projeden, hangi faaliyetten memnun oldu bunu ölçmeye çalışıyoruz. İkincisi şuan devam eden işlerde hangisi sizin için daha önemli ve öncelikli? Üçüncüsü şuanda mevcut olmayan gelecek de görmek istediğiniz projeleri soruyoruz, bu fikir tepsisi dediğimiz bir yöntem… Bizim politikalarımızın özünü halkımızın beklentileri ve talepleri oluşturmaktadır. Bizim rotamızı halkımız çiziyor her alanda olduğu gibi ekonomi alanında da bu böyledir sizin beklentileriniz sizin ortaya koyacağınız öncelikler bizim de yol haritamızı oluşturacak.”
Üç temel soruya Erzurum ahalisi hangi cevabı vermiş? Sayın Yılmaz, üç noktayı açık etmediğinden, Erzurum halkının Erzurum ekonomisi için Hükümete hangi rotayı gösterdiğini, Hükümetin de Erzurum’a hangi ekonomik yol haritasını oluşturacağını tabi şimdilik bilemiyoruz. Fakat eğer sivil toplum kuruluşları halk organizasyonları sayılıyorsa bu bağlamda Erzurum ahalisinin beklentilerini ETSO’nun dillendirdiğini varsayabiliriz.
Belediye-Özel sektör çekişmesi
Toplantıda, Erzurum ekonomisinin son durumunu ETSO Meclis Başkanı Saim Özakalın güzelce özetlemiş:
-Yerel yönetimler, kamu ve kuruluşlar, ihtiyaçlarını yerel firmalardan temin etmiyor!
-Yerel yönetimlerin kurduğu şirketlerden temin edilen ihtiyaçlar, kente bir katkı sağlamıyor.
-Belediyeler kendi konut şirketlerini kurdular.
-Belediyeler arsa üretip, kendi yaptıkları konutları satıyor.
-Belediyelerin asıl amacı, arsa üretip özel sektöre sunmak ve tip projeler hazırlayarak kente vizyon kazandırmak olmalı.
-Kalkınma Ajansları, kaynaklarından belediyeleri de yararlandırıyor, bu durum, özel sektör eliyle kalkındırmayı amaçlayan kurumların amacını yansıtmıyor.
-Kalkınma ajansları sadece özel sektöre destek vermeli.
-Erzurum ve bölge, çıkarılan yatırım teşviklerinden yeterince yararlanamıyor.
-Cazibe Merkezleri Projesi açıklanmadı; yatırımcı tedirgin, proje hangi aşamada?
-Cazibe Merkezi Projesi, 2. OSB’deki çalışmaları öteledi…
-Geçmişte Tarım ve Hayvancılık merkezi olan Erzurum, son dönemlerde bu anlamdaki gerçek potansiyelini kaybetti.
-Tarım ve hayvancılık, bölgemizde istihdamın baş sektörü. Bu sektör, bölgemizde ve ilimizde yaşanan göçün daha da fazla olmasını engelleyen bir sektör. Geçmişte Türkiye’nin ihracatının yüzde 6’sı ilimizden yapılıyordu ve yoğunluklu et ve et ürünleri oluşturuyordu. Bu sektörde gerçek yatırımcılara teşvikler verilmeli.
-Ulaşım yatırımları ilimizde çok büyük kazançlar sağlamaktadır. İlimizde bu sektörde bir koyup 10 katı kazanmak mümkün.
-Bu anlamda Erzurum Havalimanı’nda kış mevsimlerinde yaşanan uçak sefer iptallerinin önüne geçilmesi gerekiyor. Cat-3 sistemine geçilmeli.
--5084 sayılı kanun gibi geniş kapsamlı bir teşvik yasasına ihtiyaç duyuyoruz.
Özakalın’ın konuşmalarındaki dört noktada fikrimizi söylemek istiyoruz: 1)- ‘Belediyeler, kurdukları şirketlerle Erzurum’da özel sektörün faaliyet alanını daraltmıştır.’ Özakalın’ın bu tespit doğrudur; fakat yasal mevzuat gereği kurulan belediye şirketlerinin ticari faaliyetinin yerel düzeyde ekonomiyi canlandırdığı ve belli bir istihdam temin ettiği de bir diğer gerçektir. Bundan şikâyet etmek yerine rekabeti ve girişkenliği teşvik eden ‘belediye şirketleri’nin bir özel sektör yatırımı gibi görülüp benimsenmesi Erzurum’un lehine gözükmektedir. 2)- Hayvancılık, özellikle büyükbaş hayvancılığı, Erzurum, Ardahan, Kars, Bingöl ve Muş hattı için entegre bir projelendirmeye muhtaçtır. Bu illerde et ve süt ürünlerini işleyecek büyük şirketler ve tesisler kurulmalıdır. Gerekirse belediyeler ve özel sektör, bu konuda işbirliğine gitmelidir. 3)- Erzurum havaalanı sorunu cihazla değil, alanın hiç sis görülmeyen ve pek çok coğrafi vb. avantajlara sahip, beş on km. kuzeyindeki dağ eteğine çekilerek, isabetli bir çözüm üretilmiş olabilir. 4)-Kalkınma Ajanslarının kuruldukları günden bugüne Erzurum ekonomisinde meydana getirdikleri etki sınırlı kalmıştır. Hatta kalkınma ajanslarının pek çok kaynağının heder edildiği bile söylenebilir. Kalkınma Ajanslarının bugüne kadarki faaliyeti şeffaf bir şekilde ele alınmalı ve yeniden değerlendirilmelidir.
Hükümet, yaklaşan seçim öncesi, ‘Şehirlerin Ekonomik Beklentileri’ni bir kez daha tespit etmeye çalışıyor. Yılmaz, toplantıda yaptığı konuşmada bu noktayı şu şekilde vurguladı:
“Anketlerle sokakta halkımıza sorular soruyoruz, üç temel sorunun cevabını arıyoruz. Birincisi son 15 yılda en fazla vatandaşımız neden memnun oldu? Hangi projeden, hangi faaliyetten memnun oldu bunu ölçmeye çalışıyoruz. İkincisi şuan devam eden işlerde hangisi sizin için daha önemli ve öncelikli? Üçüncüsü şuanda mevcut olmayan gelecek de görmek istediğiniz projeleri soruyoruz, bu fikir tepsisi dediğimiz bir yöntem… Bizim politikalarımızın özünü halkımızın beklentileri ve talepleri oluşturmaktadır. Bizim rotamızı halkımız çiziyor her alanda olduğu gibi ekonomi alanında da bu böyledir sizin beklentileriniz sizin ortaya koyacağınız öncelikler bizim de yol haritamızı oluşturacak.”
Üç temel soruya Erzurum ahalisi hangi cevabı vermiş? Sayın Yılmaz, üç noktayı açık etmediğinden, Erzurum halkının Erzurum ekonomisi için Hükümete hangi rotayı gösterdiğini, Hükümetin de Erzurum’a hangi ekonomik yol haritasını oluşturacağını tabi şimdilik bilemiyoruz. Fakat eğer sivil toplum kuruluşları halk organizasyonları sayılıyorsa bu bağlamda Erzurum ahalisinin beklentilerini ETSO’nun dillendirdiğini varsayabiliriz.
Belediye-Özel sektör çekişmesi
Toplantıda, Erzurum ekonomisinin son durumunu ETSO Meclis Başkanı Saim Özakalın güzelce özetlemiş:
-Yerel yönetimler, kamu ve kuruluşlar, ihtiyaçlarını yerel firmalardan temin etmiyor!
-Yerel yönetimlerin kurduğu şirketlerden temin edilen ihtiyaçlar, kente bir katkı sağlamıyor.
-Belediyeler kendi konut şirketlerini kurdular.
-Belediyeler arsa üretip, kendi yaptıkları konutları satıyor.
-Belediyelerin asıl amacı, arsa üretip özel sektöre sunmak ve tip projeler hazırlayarak kente vizyon kazandırmak olmalı.
-Kalkınma Ajansları, kaynaklarından belediyeleri de yararlandırıyor, bu durum, özel sektör eliyle kalkındırmayı amaçlayan kurumların amacını yansıtmıyor.
-Kalkınma ajansları sadece özel sektöre destek vermeli.
-Erzurum ve bölge, çıkarılan yatırım teşviklerinden yeterince yararlanamıyor.
-Cazibe Merkezleri Projesi açıklanmadı; yatırımcı tedirgin, proje hangi aşamada?
-Cazibe Merkezi Projesi, 2. OSB’deki çalışmaları öteledi…
-Geçmişte Tarım ve Hayvancılık merkezi olan Erzurum, son dönemlerde bu anlamdaki gerçek potansiyelini kaybetti.
-Tarım ve hayvancılık, bölgemizde istihdamın baş sektörü. Bu sektör, bölgemizde ve ilimizde yaşanan göçün daha da fazla olmasını engelleyen bir sektör. Geçmişte Türkiye’nin ihracatının yüzde 6’sı ilimizden yapılıyordu ve yoğunluklu et ve et ürünleri oluşturuyordu. Bu sektörde gerçek yatırımcılara teşvikler verilmeli.
-Ulaşım yatırımları ilimizde çok büyük kazançlar sağlamaktadır. İlimizde bu sektörde bir koyup 10 katı kazanmak mümkün.
-Bu anlamda Erzurum Havalimanı’nda kış mevsimlerinde yaşanan uçak sefer iptallerinin önüne geçilmesi gerekiyor. Cat-3 sistemine geçilmeli.
--5084 sayılı kanun gibi geniş kapsamlı bir teşvik yasasına ihtiyaç duyuyoruz.
Özakalın’ın konuşmalarındaki dört noktada fikrimizi söylemek istiyoruz: 1)- ‘Belediyeler, kurdukları şirketlerle Erzurum’da özel sektörün faaliyet alanını daraltmıştır.’ Özakalın’ın bu tespit doğrudur; fakat yasal mevzuat gereği kurulan belediye şirketlerinin ticari faaliyetinin yerel düzeyde ekonomiyi canlandırdığı ve belli bir istihdam temin ettiği de bir diğer gerçektir. Bundan şikâyet etmek yerine rekabeti ve girişkenliği teşvik eden ‘belediye şirketleri’nin bir özel sektör yatırımı gibi görülüp benimsenmesi Erzurum’un lehine gözükmektedir. 2)- Hayvancılık, özellikle büyükbaş hayvancılığı, Erzurum, Ardahan, Kars, Bingöl ve Muş hattı için entegre bir projelendirmeye muhtaçtır. Bu illerde et ve süt ürünlerini işleyecek büyük şirketler ve tesisler kurulmalıdır. Gerekirse belediyeler ve özel sektör, bu konuda işbirliğine gitmelidir. 3)- Erzurum havaalanı sorunu cihazla değil, alanın hiç sis görülmeyen ve pek çok coğrafi vb. avantajlara sahip, beş on km. kuzeyindeki dağ eteğine çekilerek, isabetli bir çözüm üretilmiş olabilir. 4)-Kalkınma Ajanslarının kuruldukları günden bugüne Erzurum ekonomisinde meydana getirdikleri etki sınırlı kalmıştır. Hatta kalkınma ajanslarının pek çok kaynağının heder edildiği bile söylenebilir. Kalkınma Ajanslarının bugüne kadarki faaliyeti şeffaf bir şekilde ele alınmalı ve yeniden değerlendirilmelidir.