
17 Ekim 2025’te gerçekleştirilen sunumda Topal, “Erzurum’un Esir Sancakları İçin Uluslararası Hukuk Yoluyla Adalet Arayışı” başlıklı bildirisiyle hem kayıp eserlerin izini sürdü hem de bu süreçteki hukuki ve kültürel adımları paylaştı.
Kaybolan sancaklar ve tarihi mirasın izinde
Topal, sunumunda Rus Ordularının Erzurum’dan götürdüğü 9 Alay Sancağı ve 1 Pasin Sancağı olmak üzere toplam 10 sancağın, kentin direniş ruhunu ve askeri kimliğini temsil ettiğini vurguladı. Bu sancakların yanı sıra camilerden sökülen çiniler, yaklaşık 2 bin el yazması eser ve Erzurum Kale Kapısı’ndaki İngilizlerin hediye ettiği tarihi saatin de Rusya’daki müze ve arşivlerde bulunduğuna dair araştırmalarını paylaştı.
Uluslararası hukuk temelinde yürütülen dava
Topal’ın “Esir Sancaklar Davası” adını verdiği süreç, Rusya Federasyonu aleyhine açılan bir iade davasını kapsıyor. Topal, sunumda, davanın temelinin “İşgal ve Savaş Dönemlerinde Yasa Dışı Yollarla El Konulan Kültürel Varlıkların İadesi” ilkesine dayandığını belirtti. Özellikle UNESCO’nun 1970 tarihli Kültür Mallarının Yasadışı İthal, İhraç ve Mülkiyet Transferinin Önlenmesine İlişkin Sözleşmesi’ne atıf yaparak davanın Uluslararası Hukuk zeminindeki meşruiyetini anlattı.
Kamuoyu bilinci ve medya desteği
Bildiride, hukuki mücadelenin yalnızca mahkeme süreciyle sınırlı kalmadığı, toplumsal farkındalık oluşturma çabalarının da büyük önem taşıdığı vurgulandı. Topal, ulusal ve yerel basında yürüttüğü haber çalışmalarıyla, “Erzurum’un Esir Sancakları” meselesini kamuoyunun gündemine taşıdığını ve halkın desteğini artırmaya çalıştığını söyledi.
Sunum, bir tarihçinin bireysel çabasıyla ulusal kültürel mirasa sahip çıkma kararlılığını ortaya koyması bakımından dikkat çekti.
Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi’nde büyük ilgiyle takip edilen sunum, Erzurum’un kayıp sancaklarına dair tarihi hafızayı yeniden gündeme taşıdı. Özlem İpek
Topal, sunumunda Rus Ordularının Erzurum’dan götürdüğü 9 Alay Sancağı ve 1 Pasin Sancağı olmak üzere toplam 10 sancağın, kentin direniş ruhunu ve askeri kimliğini temsil ettiğini vurguladı. Bu sancakların yanı sıra camilerden sökülen çiniler, yaklaşık 2 bin el yazması eser ve Erzurum Kale Kapısı’ndaki İngilizlerin hediye ettiği tarihi saatin de Rusya’daki müze ve arşivlerde bulunduğuna dair araştırmalarını paylaştı.
Uluslararası hukuk temelinde yürütülen davaTopal’ın “Esir Sancaklar Davası” adını verdiği süreç, Rusya Federasyonu aleyhine açılan bir iade davasını kapsıyor. Topal, sunumda, davanın temelinin “İşgal ve Savaş Dönemlerinde Yasa Dışı Yollarla El Konulan Kültürel Varlıkların İadesi” ilkesine dayandığını belirtti. Özellikle UNESCO’nun 1970 tarihli Kültür Mallarının Yasadışı İthal, İhraç ve Mülkiyet Transferinin Önlenmesine İlişkin Sözleşmesi’ne atıf yaparak davanın Uluslararası Hukuk zeminindeki meşruiyetini anlattı.
Kamuoyu bilinci ve medya desteğiBildiride, hukuki mücadelenin yalnızca mahkeme süreciyle sınırlı kalmadığı, toplumsal farkındalık oluşturma çabalarının da büyük önem taşıdığı vurgulandı. Topal, ulusal ve yerel basında yürüttüğü haber çalışmalarıyla, “Erzurum’un Esir Sancakları” meselesini kamuoyunun gündemine taşıdığını ve halkın desteğini artırmaya çalıştığını söyledi.
Sunum, bir tarihçinin bireysel çabasıyla ulusal kültürel mirasa sahip çıkma kararlılığını ortaya koyması bakımından dikkat çekti.
Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi’nde büyük ilgiyle takip edilen sunum, Erzurum’un kayıp sancaklarına dair tarihi hafızayı yeniden gündeme taşıdı. Özlem İpek