
Azerbaycan-Türkiye Kardeşliğini Arife Abla İle Yaşamak

Azerbaycan gezimizin üçüncü gününde Gence’de yoğun bir program bizi bekliyordu. İki gün önce bizleri kırmızı tuğlalardan örülü iki yapı ve tarihi güzelliğiyle karşılayan Gence’de; eski zamanlarda han olarak kullanılan ve müthiş mimarisi ile dikkat çeken otelimizdeki sabah kahvaltısından sonra Devlet Filarmoni Salon’nu gezdik. Oradan yürüyerek Cuma Camii (Şah Abbas Məscidi), Mahsati Gencevi Müzesi ve Gence Devlet Drama Tiyatrosu’na ulaştık. Hepsi birer şaheser olan bu yapıtlar, bizleri kendilerine hayran bıraktı. Elbette mekânların içleri ve burada sergilenen eserleri tek tek anlatmak epey bir vakit gerekiyor.

Gence’de Şehir İcra Hakimiyyeti Başkanı (Gence Valisi) Sayın Niyazi Bayramov tarafından kabul edildik. Azerbaycan’da bu makam çok önemli ve kıymetli. Birçok anlamda valilik makamı belirleyici durumda. Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği olarak Gence Valiliği ile beraber yapabileceğimiz programların görüşmelerini yaptık. Erzurum ile kardeş şehir protokolü olan Gence’de vali beye Erzurum’da 2018’de TDED olarak yaptığımız “100’ümüz Özümüz Bir “, “Sazımız Avazımız Bir” programlarıyla Erzurum Büyükşehir Belediyemizin yaptığı Azerbaycan Bulvarı’ndan ve fikri TDED’e yapımı EBB’ye ait 100.Yıl Kahramanlar Anıtı’nın fotoğraflarını gösterdik, Gence heyeti çok mutlu oldu. Vali beyin bize kattığı kültür müdürü eşliğinde şehrin tüm güzelliklerini gezdik gördük.

Vali yardımcıları ve diğer yetkililerin bize gösterdikleri ilgi, önem ve yaklaşım yaşanmaya değerdi. Gence’deki ziyaretlerimiz kapsamında Kafkas İslam Ordusunun komutanı Nuri Paşa'nın karargâh olarak kullandığı evi de ziyaret ettik. Kafkas İslam Ordusu ve Nuri Paşa’nın hatıralarının yaşatılması amacıyla, TİKA tarafından yenilenerek müze haline getirilen evde bizleri Arife abla misafir etti. Samimiyeti, ilgisi ve derin tarih bilgisi ile bize Şeyhzamanlı ailesi adına da birçok değerli bilgiyi aktardı. Gence’ye yolu düşenlerin mutlaka görmesi gereken bir mekân olduğunu düşünüyorum.

Gence Demek Aslında Nizami Gencevi Demektir
Ermenistan ordusunun 2020 yılında Gence’ye yaptığı füze saldırısında hedef alınan alan, savaşın acı ve hüzün yanını en iyi şekilde gösterdi bizlere. Gence’nin merkezinde ve bir parkın yanı başındaki alan her gün binlerce insan tarafından ziyaret ediliyor. 13 şehidimizin olduğu bölgeye hiç dokunulmamış ve ziyarete açılmış durumda. Mekânları cennet olsun.

Gence demek aslında Nizami Gencevi demek. İskendername’de “Sözün kanatları var kuş gibi ince-ince. Dünyada söz olmasa, neye gerek düşünce.” diyen Türk dünyasının en büyük düşünür ve edebiyatçılarından Nizami Gencevi’nin kaleminden dökülmüş sözler, insanoğlunun ortak değerlerini anlamak için hem bir miras hem de ilham kaynağı oldu. Doğduğu, büyüdüğü ve öldüğü Gence kentinde Nizami’nin izini sürerken, bir yağmurlu günde türbesini ziyaret etme ve adına inşa edilen müzeyi de gezme imkânı bulduk. Tüm ziyaretlerimizde bizi ağırlayanlara Dil ve Edebiyat dergimizin Nizâmî Gencevi özel sayısını hediye ettik. Daha sonra Gence’nin 7 km dışında bulunan İmamzade Türbesi ve Göy İmam Camii’ne geçtik. On İki İmamlar'ın beşincisi Muhammed el-Bakır'ın oğlu İbrahim'in defnedildiğine inanılan türbe, gezilmeye ve görülmeye değer bir mekân. Gence programımız içinde T.C. Gence Türkiye Başkonsolosu Zeki Öztürk'ü ziyaret ederek çayını içtik. Güler yüzü ve misafirperverliği bizi ağırlayan Gence Türkiye Başkonsolosu Zeki Öztürk, iki ülke arasındaki kardeşliği geliştirmek için canla başla çalışan birisi.

Gence’den Bakü’ye Trenle Yolculuk
Azerbaycan gezimizi hep araçla yapacak şekilde planlamıştık. Ancak son dakikada hızlandırılmış tren fikri ortaya çıktı ve öyle de yaptık. Gök gürültülü ve yağmurlu bir Gence akşamında Bakü’ye doğru yola çıktık. Trenimizin adı hızlı idi ama hava şartları nedeniyle yavaş yavaş ve gecikmeli olarak vardık Bakü’ye. Çift katlı olan trenin konforu ve dost sohbeti bizi bu gecikme meselesine fazla bulaştırmadı.

Ertesi sabah Bakü’de ilk ziyaretimiz Azerbaycan Milli Meclis Kültür Komitesi Başkanı Ganire Paşayeva idi. Kendisi ile 2018’de Erzurum’da tanışmıştık ve bir kez daha görüşmek imkânı bulduk. Meclisteki odasında bizleri kabul eden Ganire Hanım, her zamanki gibi içten ve yürekten sözleri ile bizleri kendisine hayran bıraktı. Bakü gezimizin birçok bölümünde olduğu gibi Meclis ziyaretimizde Milletvekili İlham Memmedov bizi hiç yalnız bırakmadı. Meclisteki bu görüşmeden sonra gün içinde; Azerbaycan Devleti Atatürk Merkezi'nde Merkezin Başkanı Akademisyen ve Milletvekili Nizami Ceferov ile bir araya geldik. Türkiye'nin Bakü Büyükelçisi Doç. Dr. Cahit Bağcı’yı ziyaretimizin ardından Azerbaycan Devlet Tercüme Merkezi'nde Genel Başkan Yardımcısı yazar ve çevirmen Yaşar Aliyev, merkezin ilim ve kültür şube sorumlusu yazar-çevirmen İtimat Başkeçit ve Türkçe çevirmen Senan Nağı ile bir araya gelerek iki ülke arasında dil ve alfabe birlikteliği, kültürel etkinlikler, dil ve edebiyat dergileri gibi konularda istişarelerde bulunduk.

Bakü’de Güzel İnsanlar İle Tanıştık
Bakü gezimiz boyunca şunu anladım ki, insanın kendisini yabancı hissetmediği yerler içine her daim mutluluk veriyor. Bakü’de Türk Okulu’nu, İçerişehir’i, Bakü İstasyonu ve Bakü Şehitliği’ni ziyaret ederken yaşadıklarımız tam da bunu ifade ediyordu. Bakü Türk Okulu Müdürü Nurullah Yazıcı’ya yaptığımız ziyarette sanki Erzurum’un herhangi bir mahallesindeki okuldaydık.

Bakü’nün tarihi dokusunu en güzel şekilde yaşatıldığı İçerişehir’i gezmeye değerdi. Buralarda bol bol ziyaret edilecek ve fotoğraf çekecek tarihi mekânlar bulunuyor. Bakü İstasyonu’nda fotoğraf çekme krizini saymazsak Nizami Gencevi’nin eserleriyle donatılmış salon hepimize farklı bir deneyim yaşattı. Bakü’ye hâkim bir tepede bulunan Türk Şehitliği ve Anıtı’na giderek burada şehitlerimiz için Fatiha okuduk, anıta karanfil bıraktık ve kabirleri ziyaret ettik. Bakü gezimiz boyunca birçok güzel insan ile de tanışma imkanı bulduk. Bunların içinde hiç şüphesiz Erzurumlu iki isimi ve onların dostlarını da, örnek dostluklarını da anmadan geçemeyeceğim. Muhammed Güven ve Ahmet Kahveci, Erzurum bağrından çıkıp Bakü’de ticaret yapan iki Erzurumlu. Doğrusu hem kendileri ile başarılarından dolayı gurur duyduk hem de tanıştığımıza çok memnun olduk. Bakü gezimizin son gününde Teknofest coşkusu yüreklerimize güzel hatıralar bıraktı. Türkiye’nin başta savunma sanayi olmak üzere birçok alanda açtığı standları, sergilediği silah ve benzeri teknolojileri izlerken bir kez daha gururlandık.

Azerbaycan’da Erzurum’a Dair Çok Şey Biliniyor
Hazar Denizi'nin batı kıyısında yer alan ve güzellikleri bize kendisini bağlayan Bakü’den ayrılma vakti geldi. Bir akşamüstü dostlarımızla yudumladığımız çayın ardından Gence’ye doğru hareket etti. Gence yolunda; yaklaşık 6 günlük süren gezimizin ardından hafızamıza ve yüreklerimize nakşedilen hoşlukları geldi geçti. Şunu çok net olarak söylemek isterim ki, Azerbaycan hakikaten bizim için kardeşlik ve dostluk hukukunun hâkim olduğu bir coğrafya. Ama bunun yanında Erzurum’da Azerbaycan için çok bilindik ve herkesin üzerinden söz ettiği bir kavram. Rahmetli Haydar Aliyev’in Nahçivan Cumhurbaşkanlığı yaptığı yıllardaki Erzurum ziyaretleri, sevgisini kiminle paylaşsak ve Dadaş kıyafeti ile çekilmiş fotoğrafını kime göstersek bir sevgi selinin oluştuğunu gördük. Azerbaycan’da nerede bir ülke bayrağı varsa mutlaka yanında Türkiyemizin bayrağı da konulmuş. Özellikle şehitliklerde bunu çok fazla görmek mümkün. Ve Azerbaycan dilinin Erzurum ağzı ile çok fazla benzer olması bizi her defasında sevindirdi. Bir de ikram edilen çayın yanında gelen sargılı şeker ve eksik edilmeyen ikramlar dikkat çekici idi. Azerbaycan’da da Türkiye’de olduğu gibi siyah çay çok tüketiliyor. Azerbaycan mutfağının şahı ise adından da anlaşılacağı gibi Şah pilavı. Koyun eti, kestane ve kurutulmuş erikten yapılmış pilav damağınızda mükemmel bir tat bırakıyor. Bakü’de çok olmasa da Azerbaycan’ın genelinde bizim eski Serçe model araçları andıran otomobillerin bolluğu dikkatimizden kaçmadı.

Azerbaycan’a Veda Etmek
Bir gece yarısı geldiğimiz Gence’ye bu kez Bakü’den yine gece vakti vardık. Gece konaklamasından sonra sabahın erken vaktinde Gürcistan ve oradan da ülkemize doğru yol alırken; geride yaşadığımız onca güzel hatıra, belde ve insanı da sanki beraberimizde götürüyorduk. Dönüş yolunda Gürcistan’ın başkenti Tiflis’e uğradık. Tiflis zaman ayırıp kesilecek bir şehir. Tarihi dokusu ve kadim medeniyeti ile dikkat çekiyor. Azerbaycan’ın Gürcistan’a açılan gümrük kapısı olan Kırmızı Köprü’ye gelince orada daha önce karşılaştığımız askerlerin bizi tanıması ve hal hatır sorması, yolculuk boyunca tattığımız duyguların adeta tamamlayıcısı oldu. Böylece geldiğimiz yolları tekrar geçerek Çıldır Aktaş Gümrük Kapısı’ndan ülkemize ayak bastık. Gezi boyunca çokça faydalandığım yol arkadaşlarım başta olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür etmeyi borç biliyorum. Bizi evlatları gibi bağrına basan Azerbaycan’daki dostlarımıza da selam olsun. -Son-

Azerbaycan gezimizin üçüncü gününde Gence’de yoğun bir program bizi bekliyordu. İki gün önce bizleri kırmızı tuğlalardan örülü iki yapı ve tarihi güzelliğiyle karşılayan Gence’de; eski zamanlarda han olarak kullanılan ve müthiş mimarisi ile dikkat çeken otelimizdeki sabah kahvaltısından sonra Devlet Filarmoni Salon’nu gezdik. Oradan yürüyerek Cuma Camii (Şah Abbas Məscidi), Mahsati Gencevi Müzesi ve Gence Devlet Drama Tiyatrosu’na ulaştık. Hepsi birer şaheser olan bu yapıtlar, bizleri kendilerine hayran bıraktı. Elbette mekânların içleri ve burada sergilenen eserleri tek tek anlatmak epey bir vakit gerekiyor.

Gence’de Şehir İcra Hakimiyyeti Başkanı (Gence Valisi) Sayın Niyazi Bayramov tarafından kabul edildik. Azerbaycan’da bu makam çok önemli ve kıymetli. Birçok anlamda valilik makamı belirleyici durumda. Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği olarak Gence Valiliği ile beraber yapabileceğimiz programların görüşmelerini yaptık. Erzurum ile kardeş şehir protokolü olan Gence’de vali beye Erzurum’da 2018’de TDED olarak yaptığımız “100’ümüz Özümüz Bir “, “Sazımız Avazımız Bir” programlarıyla Erzurum Büyükşehir Belediyemizin yaptığı Azerbaycan Bulvarı’ndan ve fikri TDED’e yapımı EBB’ye ait 100.Yıl Kahramanlar Anıtı’nın fotoğraflarını gösterdik, Gence heyeti çok mutlu oldu. Vali beyin bize kattığı kültür müdürü eşliğinde şehrin tüm güzelliklerini gezdik gördük.

Vali yardımcıları ve diğer yetkililerin bize gösterdikleri ilgi, önem ve yaklaşım yaşanmaya değerdi. Gence’deki ziyaretlerimiz kapsamında Kafkas İslam Ordusunun komutanı Nuri Paşa'nın karargâh olarak kullandığı evi de ziyaret ettik. Kafkas İslam Ordusu ve Nuri Paşa’nın hatıralarının yaşatılması amacıyla, TİKA tarafından yenilenerek müze haline getirilen evde bizleri Arife abla misafir etti. Samimiyeti, ilgisi ve derin tarih bilgisi ile bize Şeyhzamanlı ailesi adına da birçok değerli bilgiyi aktardı. Gence’ye yolu düşenlerin mutlaka görmesi gereken bir mekân olduğunu düşünüyorum.

Gence Demek Aslında Nizami Gencevi Demektir
Ermenistan ordusunun 2020 yılında Gence’ye yaptığı füze saldırısında hedef alınan alan, savaşın acı ve hüzün yanını en iyi şekilde gösterdi bizlere. Gence’nin merkezinde ve bir parkın yanı başındaki alan her gün binlerce insan tarafından ziyaret ediliyor. 13 şehidimizin olduğu bölgeye hiç dokunulmamış ve ziyarete açılmış durumda. Mekânları cennet olsun.

Gence demek aslında Nizami Gencevi demek. İskendername’de “Sözün kanatları var kuş gibi ince-ince. Dünyada söz olmasa, neye gerek düşünce.” diyen Türk dünyasının en büyük düşünür ve edebiyatçılarından Nizami Gencevi’nin kaleminden dökülmüş sözler, insanoğlunun ortak değerlerini anlamak için hem bir miras hem de ilham kaynağı oldu. Doğduğu, büyüdüğü ve öldüğü Gence kentinde Nizami’nin izini sürerken, bir yağmurlu günde türbesini ziyaret etme ve adına inşa edilen müzeyi de gezme imkânı bulduk. Tüm ziyaretlerimizde bizi ağırlayanlara Dil ve Edebiyat dergimizin Nizâmî Gencevi özel sayısını hediye ettik. Daha sonra Gence’nin 7 km dışında bulunan İmamzade Türbesi ve Göy İmam Camii’ne geçtik. On İki İmamlar'ın beşincisi Muhammed el-Bakır'ın oğlu İbrahim'in defnedildiğine inanılan türbe, gezilmeye ve görülmeye değer bir mekân. Gence programımız içinde T.C. Gence Türkiye Başkonsolosu Zeki Öztürk'ü ziyaret ederek çayını içtik. Güler yüzü ve misafirperverliği bizi ağırlayan Gence Türkiye Başkonsolosu Zeki Öztürk, iki ülke arasındaki kardeşliği geliştirmek için canla başla çalışan birisi.

Gence’den Bakü’ye Trenle Yolculuk
Azerbaycan gezimizi hep araçla yapacak şekilde planlamıştık. Ancak son dakikada hızlandırılmış tren fikri ortaya çıktı ve öyle de yaptık. Gök gürültülü ve yağmurlu bir Gence akşamında Bakü’ye doğru yola çıktık. Trenimizin adı hızlı idi ama hava şartları nedeniyle yavaş yavaş ve gecikmeli olarak vardık Bakü’ye. Çift katlı olan trenin konforu ve dost sohbeti bizi bu gecikme meselesine fazla bulaştırmadı.

Ertesi sabah Bakü’de ilk ziyaretimiz Azerbaycan Milli Meclis Kültür Komitesi Başkanı Ganire Paşayeva idi. Kendisi ile 2018’de Erzurum’da tanışmıştık ve bir kez daha görüşmek imkânı bulduk. Meclisteki odasında bizleri kabul eden Ganire Hanım, her zamanki gibi içten ve yürekten sözleri ile bizleri kendisine hayran bıraktı. Bakü gezimizin birçok bölümünde olduğu gibi Meclis ziyaretimizde Milletvekili İlham Memmedov bizi hiç yalnız bırakmadı. Meclisteki bu görüşmeden sonra gün içinde; Azerbaycan Devleti Atatürk Merkezi'nde Merkezin Başkanı Akademisyen ve Milletvekili Nizami Ceferov ile bir araya geldik. Türkiye'nin Bakü Büyükelçisi Doç. Dr. Cahit Bağcı’yı ziyaretimizin ardından Azerbaycan Devlet Tercüme Merkezi'nde Genel Başkan Yardımcısı yazar ve çevirmen Yaşar Aliyev, merkezin ilim ve kültür şube sorumlusu yazar-çevirmen İtimat Başkeçit ve Türkçe çevirmen Senan Nağı ile bir araya gelerek iki ülke arasında dil ve alfabe birlikteliği, kültürel etkinlikler, dil ve edebiyat dergileri gibi konularda istişarelerde bulunduk.

Bakü’de Güzel İnsanlar İle Tanıştık
Bakü gezimiz boyunca şunu anladım ki, insanın kendisini yabancı hissetmediği yerler içine her daim mutluluk veriyor. Bakü’de Türk Okulu’nu, İçerişehir’i, Bakü İstasyonu ve Bakü Şehitliği’ni ziyaret ederken yaşadıklarımız tam da bunu ifade ediyordu. Bakü Türk Okulu Müdürü Nurullah Yazıcı’ya yaptığımız ziyarette sanki Erzurum’un herhangi bir mahallesindeki okuldaydık.

Bakü’nün tarihi dokusunu en güzel şekilde yaşatıldığı İçerişehir’i gezmeye değerdi. Buralarda bol bol ziyaret edilecek ve fotoğraf çekecek tarihi mekânlar bulunuyor. Bakü İstasyonu’nda fotoğraf çekme krizini saymazsak Nizami Gencevi’nin eserleriyle donatılmış salon hepimize farklı bir deneyim yaşattı. Bakü’ye hâkim bir tepede bulunan Türk Şehitliği ve Anıtı’na giderek burada şehitlerimiz için Fatiha okuduk, anıta karanfil bıraktık ve kabirleri ziyaret ettik. Bakü gezimiz boyunca birçok güzel insan ile de tanışma imkanı bulduk. Bunların içinde hiç şüphesiz Erzurumlu iki isimi ve onların dostlarını da, örnek dostluklarını da anmadan geçemeyeceğim. Muhammed Güven ve Ahmet Kahveci, Erzurum bağrından çıkıp Bakü’de ticaret yapan iki Erzurumlu. Doğrusu hem kendileri ile başarılarından dolayı gurur duyduk hem de tanıştığımıza çok memnun olduk. Bakü gezimizin son gününde Teknofest coşkusu yüreklerimize güzel hatıralar bıraktı. Türkiye’nin başta savunma sanayi olmak üzere birçok alanda açtığı standları, sergilediği silah ve benzeri teknolojileri izlerken bir kez daha gururlandık.

Azerbaycan’da Erzurum’a Dair Çok Şey Biliniyor
Hazar Denizi'nin batı kıyısında yer alan ve güzellikleri bize kendisini bağlayan Bakü’den ayrılma vakti geldi. Bir akşamüstü dostlarımızla yudumladığımız çayın ardından Gence’ye doğru hareket etti. Gence yolunda; yaklaşık 6 günlük süren gezimizin ardından hafızamıza ve yüreklerimize nakşedilen hoşlukları geldi geçti. Şunu çok net olarak söylemek isterim ki, Azerbaycan hakikaten bizim için kardeşlik ve dostluk hukukunun hâkim olduğu bir coğrafya. Ama bunun yanında Erzurum’da Azerbaycan için çok bilindik ve herkesin üzerinden söz ettiği bir kavram. Rahmetli Haydar Aliyev’in Nahçivan Cumhurbaşkanlığı yaptığı yıllardaki Erzurum ziyaretleri, sevgisini kiminle paylaşsak ve Dadaş kıyafeti ile çekilmiş fotoğrafını kime göstersek bir sevgi selinin oluştuğunu gördük. Azerbaycan’da nerede bir ülke bayrağı varsa mutlaka yanında Türkiyemizin bayrağı da konulmuş. Özellikle şehitliklerde bunu çok fazla görmek mümkün. Ve Azerbaycan dilinin Erzurum ağzı ile çok fazla benzer olması bizi her defasında sevindirdi. Bir de ikram edilen çayın yanında gelen sargılı şeker ve eksik edilmeyen ikramlar dikkat çekici idi. Azerbaycan’da da Türkiye’de olduğu gibi siyah çay çok tüketiliyor. Azerbaycan mutfağının şahı ise adından da anlaşılacağı gibi Şah pilavı. Koyun eti, kestane ve kurutulmuş erikten yapılmış pilav damağınızda mükemmel bir tat bırakıyor. Bakü’de çok olmasa da Azerbaycan’ın genelinde bizim eski Serçe model araçları andıran otomobillerin bolluğu dikkatimizden kaçmadı.

Azerbaycan’a Veda Etmek
Bir gece yarısı geldiğimiz Gence’ye bu kez Bakü’den yine gece vakti vardık. Gece konaklamasından sonra sabahın erken vaktinde Gürcistan ve oradan da ülkemize doğru yol alırken; geride yaşadığımız onca güzel hatıra, belde ve insanı da sanki beraberimizde götürüyorduk. Dönüş yolunda Gürcistan’ın başkenti Tiflis’e uğradık. Tiflis zaman ayırıp kesilecek bir şehir. Tarihi dokusu ve kadim medeniyeti ile dikkat çekiyor. Azerbaycan’ın Gürcistan’a açılan gümrük kapısı olan Kırmızı Köprü’ye gelince orada daha önce karşılaştığımız askerlerin bizi tanıması ve hal hatır sorması, yolculuk boyunca tattığımız duyguların adeta tamamlayıcısı oldu. Böylece geldiğimiz yolları tekrar geçerek Çıldır Aktaş Gümrük Kapısı’ndan ülkemize ayak bastık. Gezi boyunca çokça faydalandığım yol arkadaşlarım başta olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür etmeyi borç biliyorum. Bizi evlatları gibi bağrına basan Azerbaycan’daki dostlarımıza da selam olsun. -Son-
