
SALİH EYMEN BALIKCI
Erzurum’un çocuk yazarları yazı dizimizde köşemizde bu gün konuğum spora meraklı yazarlarımdan ilki olacak. Spora olan merakları onları yazar yaptı desem herhalde yanlış bir şey dememiş olurum. Zaten çocuklarımızı doğru yönlendirsek onlarla birlikte harika şeyleri ortaya koymak her diam mümkün olacaktır. İşte yazarlığını sporla birleştiren ilk isimlerden biri Salih Eymen Balıkcı adlı öğrencim olmuştur. Salih, yazı yazmaya merak salan sınıfta önde gelen isimlerden biri oldu. Hareketli bir çocuk olan Salih aynı zamanda sempatik, sempatik olduğu kadar da görev bilinciyle hareket eden biridir. Salih Eymen Balıkcı verdiğiniz ödevi zamanında yapan ve sorumluluk bilinci yüksek olan bir öğrencidir. Salih Eymen Balıkcı’nın spora olan düşkünlüğü ise her çocuktan biraz fazladır. Salih Eymen Balıkcı, yerinde duramayan, kıpır kıpır yani yaşama sevgisini dışa vuran bir çocuktur. Salih Eymen Balıkcı her derste mutlaka söz almaya çalışan, ufku açık, kalemi güçlü yazarlarımdan biridir. Arkadaşı Bilal ile iki farklı spor dalına yani futbol ve basketbola yönelik yazdıkları kitaplar, onları yayın dünyasına çocuk yaşta kazandırmıştır. İki yazarımızda inşallah ilerleyen yıllarda daha farklı yayınlarla aramızda olacaklardır. Bunda ailelerin desteği her daim hissedilecektir. Salih Eymen Balıkcı’ya destek olan anne ve babasına burada teşekkürlerimi arz ederim. Salih Eymen Balıkcı tarafından kaleme alınan kitaba ise Morspor adı verilmiştir. Morspor’da bir futbol sevdası çocuğun hikâyesini okuyacaksınız. İşte MORSPOR adlı eserden bazı bölümler sizlerle…
Merhabalar benim adım Salih Eymen. Futbol oynamayı çok severim. Bu arada mahallede futbol oynamayı severim. Futbol oynadığımda sevmediğim iki şey vardır. Çoğu zaman futbol oynadığım takımlar farklı farklı. Futbolu gerçek bir futbol olarak oynamıyorlar. Tüm bunlara rağmen futbol yine eğlencelidir. Futbol kurallarına göre oynansa ve her takımın üstünde formaları da olsa çok güzel olurdu. Mahallemizde ki çocuklarla birlikte bir futbol takımı kursak iyi olmaz mı? Mahallede çocuklarla her gün antrenman yapsak iyi olmaz mı? Antrenmanlarımızı EFSO formalarımızla yapsak iyi olmaz mı? Tüm bu sorularımıza cevap olarak evet dediğiniz duydum. Ömer’le ben aynı fikirdeyiz. Bir gün Ömerlerin evinde buluştuk. Konuştuk.
ÖMER: “Takımımızın adı EFSOLAR olsun.
Ömer’in ismini ben pek beğenmedim. Böyle bir takım ismimi olur dedim. Ben takımın isminin Real BLUE olmasını istiyordum. Sonra ikimizde bu isimleri beğenmedik. Takımın isminin MORSPOR olmasına karar verdik. Takımın renklerinin ise koyu mor renk olmasına karar verdik. Koyu mor rengin yanına siyah rengi de ekledik. Peki, takımın logosu ne olmalıydı? Logo çizme yarışmasına giriştik. Her yeri siyah olsun, yok takımının ismi kırmızı olsun, yarısı kırmızı yarısı siyah olsun çok farklı fikirler ortaya sunduk. Ömer’e logoyu ben halletmek istiyorum dedim. Ömer’de bunu kabul etti. Bir süre uğraştıktan sonra Ömer’e çizdiğim logoyu gösterdim. Oda bu logoyu kabul etti. Ömer çizdiğimi çok beğendi. Bunu mahallede ki çocuklara da gösterelim dedi. Ben bunu kabul etmedim. Mahallede ki çocukların çizdiğim şekli kabul etmeyeceklerini düşündüm. Saat geç olmuştu. Ömer’den ayrıldım eve geldim. Eve geldiğimde hemen odama çekildim. Yataktan uzandım. Hayallere daldım. Hayalimde birçok maça çıktığımı ve kupalar kazandığımı gördüm. İnşallah bu hayallerim gerçek olur dedim. Biraz da yatakta hayal kurduktan sonra uyudum. Sabah erkenden kalktım. Annemde erkenden mutfakta hazırlığa başlamıştı. En sevdiğim yumurta yemeğini yapıyordu. Hemen kahvaltıya oturdum ve yumurta kapama yemeğimi yedim. Hemen yedim demiş olsam da bu süre yaklaşık 20 dakika sürdü. Anneme yemek için teşekkür ettim. Odama geri döndüm. Saat 11.00’da odamda kâğıt ve kalem masada formalarımızı çizmeye başladım. Formaları çizmekte zorlandım. Uzun sürdü ama değmişti. İşte karşımda gelecekte belki de çok yakın bir zamanda çıkacağımız maçlarda giyeceğimiz formaların resmi vardı.
Cumartesi Bilal Laloğlu çocuk yazarımızın yazdığı MAVİSPOR adlı kitapla buluşmak ümidiyle iyi okumalar…
Erzurum’un çocuk yazarları yazı dizimizde köşemizde bu gün konuğum spora meraklı yazarlarımdan ilki olacak. Spora olan merakları onları yazar yaptı desem herhalde yanlış bir şey dememiş olurum. Zaten çocuklarımızı doğru yönlendirsek onlarla birlikte harika şeyleri ortaya koymak her diam mümkün olacaktır. İşte yazarlığını sporla birleştiren ilk isimlerden biri Salih Eymen Balıkcı adlı öğrencim olmuştur. Salih, yazı yazmaya merak salan sınıfta önde gelen isimlerden biri oldu. Hareketli bir çocuk olan Salih aynı zamanda sempatik, sempatik olduğu kadar da görev bilinciyle hareket eden biridir. Salih Eymen Balıkcı verdiğiniz ödevi zamanında yapan ve sorumluluk bilinci yüksek olan bir öğrencidir. Salih Eymen Balıkcı’nın spora olan düşkünlüğü ise her çocuktan biraz fazladır. Salih Eymen Balıkcı, yerinde duramayan, kıpır kıpır yani yaşama sevgisini dışa vuran bir çocuktur. Salih Eymen Balıkcı her derste mutlaka söz almaya çalışan, ufku açık, kalemi güçlü yazarlarımdan biridir. Arkadaşı Bilal ile iki farklı spor dalına yani futbol ve basketbola yönelik yazdıkları kitaplar, onları yayın dünyasına çocuk yaşta kazandırmıştır. İki yazarımızda inşallah ilerleyen yıllarda daha farklı yayınlarla aramızda olacaklardır. Bunda ailelerin desteği her daim hissedilecektir. Salih Eymen Balıkcı’ya destek olan anne ve babasına burada teşekkürlerimi arz ederim. Salih Eymen Balıkcı tarafından kaleme alınan kitaba ise Morspor adı verilmiştir. Morspor’da bir futbol sevdası çocuğun hikâyesini okuyacaksınız. İşte MORSPOR adlı eserden bazı bölümler sizlerle…
Merhabalar benim adım Salih Eymen. Futbol oynamayı çok severim. Bu arada mahallede futbol oynamayı severim. Futbol oynadığımda sevmediğim iki şey vardır. Çoğu zaman futbol oynadığım takımlar farklı farklı. Futbolu gerçek bir futbol olarak oynamıyorlar. Tüm bunlara rağmen futbol yine eğlencelidir. Futbol kurallarına göre oynansa ve her takımın üstünde formaları da olsa çok güzel olurdu. Mahallemizde ki çocuklarla birlikte bir futbol takımı kursak iyi olmaz mı? Mahallede çocuklarla her gün antrenman yapsak iyi olmaz mı? Antrenmanlarımızı EFSO formalarımızla yapsak iyi olmaz mı? Tüm bu sorularımıza cevap olarak evet dediğiniz duydum. Ömer’le ben aynı fikirdeyiz. Bir gün Ömerlerin evinde buluştuk. Konuştuk.
ÖMER: “Takımımızın adı EFSOLAR olsun.
Ömer’in ismini ben pek beğenmedim. Böyle bir takım ismimi olur dedim. Ben takımın isminin Real BLUE olmasını istiyordum. Sonra ikimizde bu isimleri beğenmedik. Takımın isminin MORSPOR olmasına karar verdik. Takımın renklerinin ise koyu mor renk olmasına karar verdik. Koyu mor rengin yanına siyah rengi de ekledik. Peki, takımın logosu ne olmalıydı? Logo çizme yarışmasına giriştik. Her yeri siyah olsun, yok takımının ismi kırmızı olsun, yarısı kırmızı yarısı siyah olsun çok farklı fikirler ortaya sunduk. Ömer’e logoyu ben halletmek istiyorum dedim. Ömer’de bunu kabul etti. Bir süre uğraştıktan sonra Ömer’e çizdiğim logoyu gösterdim. Oda bu logoyu kabul etti. Ömer çizdiğimi çok beğendi. Bunu mahallede ki çocuklara da gösterelim dedi. Ben bunu kabul etmedim. Mahallede ki çocukların çizdiğim şekli kabul etmeyeceklerini düşündüm. Saat geç olmuştu. Ömer’den ayrıldım eve geldim. Eve geldiğimde hemen odama çekildim. Yataktan uzandım. Hayallere daldım. Hayalimde birçok maça çıktığımı ve kupalar kazandığımı gördüm. İnşallah bu hayallerim gerçek olur dedim. Biraz da yatakta hayal kurduktan sonra uyudum. Sabah erkenden kalktım. Annemde erkenden mutfakta hazırlığa başlamıştı. En sevdiğim yumurta yemeğini yapıyordu. Hemen kahvaltıya oturdum ve yumurta kapama yemeğimi yedim. Hemen yedim demiş olsam da bu süre yaklaşık 20 dakika sürdü. Anneme yemek için teşekkür ettim. Odama geri döndüm. Saat 11.00’da odamda kâğıt ve kalem masada formalarımızı çizmeye başladım. Formaları çizmekte zorlandım. Uzun sürdü ama değmişti. İşte karşımda gelecekte belki de çok yakın bir zamanda çıkacağımız maçlarda giyeceğimiz formaların resmi vardı.
Cumartesi Bilal Laloğlu çocuk yazarımızın yazdığı MAVİSPOR adlı kitapla buluşmak ümidiyle iyi okumalar…