
Erzurum'da bazı mağazalar, özellikle geliri, sigortası vede bankalarla para alışverişi olmayan ev hanımlarını tercih ederek, evraksız kefilsiz, gelir belgesiz sadece bir senet imzalatarak satış yapıyorlar.
Borç senedi imzalayan ev hanımlarının bugüne kadar hiç bir işletmede çalışmamış olması dikkat çekiyor. İlginç olanı, alışveriş yapan hanımların pek çoğunun borca girdiğinden eşlerinin haberi dahi yoktur.
Alışverişi yapan ev hanımı, zaman sonra borcunu ödeyemiyor. Mağaza, borcu hukuk bürolarına devrederek, ikiyüz liralık borç, bin liraya çıkıyor. Hukuk bürosu da borçlu hanımın eşini arayarak "evinize hacize geleceğiz", diyor. Çalışmayan ev hanımlarının eşleride bizlere ulaşarak, "haberim olmadan alışveriş yapılmış ve şu an icra ile karşı karşıyayız. Hiç bir geliri olmayan birine nasıl taksitli satış yapabiliyorlar. Ödeme gücümüz yok, evde kullandığımız eşyaları haciz etme yetkileri var mı?" gibi sorular soruyorlar.
Herhangi bir banka, kredi veya kredi kartı vereceği tüketicinin tüm gelir ve giderlerini istiyor. Ödeme gücü var mı, yok mu diye istişare yapıyor. Gerekirse kefil talep ediyor. Ama Erzurum'un bazı mağazaları, "ne kadar ürün alırsan al, kimlik göstermek yeterlidir", diyor. Bu tarz bir alışverişin güvene dayalı olduğunu düşünmüyorum. "Ürünü satayım nasıl olsa bir şekilde tahsil ederim", düşüncesi art niyetli bir düşüncedir.
"Senetle yapılan satış, hukuki zeminde olan normal bir satıştır. Alan kişinin hiç mi suçu yok" diyenler olabilir. Evet yapılan normal bir satış ancak etik değil. Bunun adı insanları suça teşvik etmektir. Ödeme gücü olmayan birinin zaaflarından faydalanarak sorgusuz sualsiz satış yapılması ve hazırda bekleyen hukuk bürolarını devreye sokarak insanların mağdur edilmesi fırsatçılıktır.
Mağaza yetkilileri, ürün satarken hiç olmasa bir gelir belgesi, veya maaş bordrosu istemelidirler.
Tüketiciler, ürünlerin cazibesine kapılarak alışveriş yapmamalıdır. Mağazadan elinizi kolunuzu sallayarak aldığınız ürünü mağaza bedava vermiyor. Borcu ödeyemezseniz, ömür boyu karşınıza çıkacak ve sicilinize kötü bir şekilde işlenecek. Tüm aile bireyleri ile birlikte gelir gider hesapları yapılarak senet imzalanmalıdır.
Herhangi bir mağazadan açık hesapla alışveriş yapanlar (kredi kartı hariç) yani senetle taksit yapanlar, senedi imzalandıktan sonraki 7 gün içinde, herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin ürünü iade edebilirler. Yani o an cazibesine kapılıp alınan ürün, kullanılmadığı taktirde 7 gün içerisinde iade edilebilir.
Borç senedi imzalayan ev hanımlarının bugüne kadar hiç bir işletmede çalışmamış olması dikkat çekiyor. İlginç olanı, alışveriş yapan hanımların pek çoğunun borca girdiğinden eşlerinin haberi dahi yoktur.
Alışverişi yapan ev hanımı, zaman sonra borcunu ödeyemiyor. Mağaza, borcu hukuk bürolarına devrederek, ikiyüz liralık borç, bin liraya çıkıyor. Hukuk bürosu da borçlu hanımın eşini arayarak "evinize hacize geleceğiz", diyor. Çalışmayan ev hanımlarının eşleride bizlere ulaşarak, "haberim olmadan alışveriş yapılmış ve şu an icra ile karşı karşıyayız. Hiç bir geliri olmayan birine nasıl taksitli satış yapabiliyorlar. Ödeme gücümüz yok, evde kullandığımız eşyaları haciz etme yetkileri var mı?" gibi sorular soruyorlar.
Herhangi bir banka, kredi veya kredi kartı vereceği tüketicinin tüm gelir ve giderlerini istiyor. Ödeme gücü var mı, yok mu diye istişare yapıyor. Gerekirse kefil talep ediyor. Ama Erzurum'un bazı mağazaları, "ne kadar ürün alırsan al, kimlik göstermek yeterlidir", diyor. Bu tarz bir alışverişin güvene dayalı olduğunu düşünmüyorum. "Ürünü satayım nasıl olsa bir şekilde tahsil ederim", düşüncesi art niyetli bir düşüncedir.
"Senetle yapılan satış, hukuki zeminde olan normal bir satıştır. Alan kişinin hiç mi suçu yok" diyenler olabilir. Evet yapılan normal bir satış ancak etik değil. Bunun adı insanları suça teşvik etmektir. Ödeme gücü olmayan birinin zaaflarından faydalanarak sorgusuz sualsiz satış yapılması ve hazırda bekleyen hukuk bürolarını devreye sokarak insanların mağdur edilmesi fırsatçılıktır.
Mağaza yetkilileri, ürün satarken hiç olmasa bir gelir belgesi, veya maaş bordrosu istemelidirler.
Tüketiciler, ürünlerin cazibesine kapılarak alışveriş yapmamalıdır. Mağazadan elinizi kolunuzu sallayarak aldığınız ürünü mağaza bedava vermiyor. Borcu ödeyemezseniz, ömür boyu karşınıza çıkacak ve sicilinize kötü bir şekilde işlenecek. Tüm aile bireyleri ile birlikte gelir gider hesapları yapılarak senet imzalanmalıdır.
Herhangi bir mağazadan açık hesapla alışveriş yapanlar (kredi kartı hariç) yani senetle taksit yapanlar, senedi imzalandıktan sonraki 7 gün içinde, herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin ürünü iade edebilirler. Yani o an cazibesine kapılıp alınan ürün, kullanılmadığı taktirde 7 gün içerisinde iade edilebilir.