
'Ağzına bir parmak bal çalmak' diye güzel bir deyim vardır. Umut vererek oyalamak anlamına gelen bu deyim tam da EYT'lileri anlatıyor.
Yılan hikayesine dönen EYT düzenlemesi, çıkacak mı? Çıkacaksa yaş şartı olacak mı? belirsizliği son açıklamalarla nihayete erdi gibi görünse de emeklilik planlarını karar Resmi Gazete'de yayınlanmadan yapmamak gerekir.
Son bir kaç ayda yaşananlar özel bir televizyon kanalında Acun Ilıcalı'nın sunduğu programa benzedi. 'Var mısın Yok musun?' adlı programda, Acun Ilıcalı kutuyu açarken yarışmacılara ve izleyicilere bezginlik gelirdi. Bir kaç dakikalık "açtım, aaçtım, aaaçtım" dan sonra reklam arasına gidilmesi, bu kadarda olmaz dedirtiyordu.
Şimdi bir hak mücadelesinde aynı yarış programı gibi kutu açma anlarını yaşıyoruz. Bir yasa çıkacaksa çıkacak, çıkmayacaksa çıkmayacaktır. Yaş şartı ya vardır, ya da yoktur! Beklentileri bu kadar sağa, sola kaydırarak heyecan yaratmanın ne anlamı var?! Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin'in "tüm ilgilileri dinledikten sonra nihai karar vereceğiz" açıklamasına kamuoyu, son 1 yıldır çalışmalarına başlanılan EYT sorununu çözme noktasında "bu güne kadar ne yapıyordunuz" deme noktasına geldi.
Allah aşkına yaş şartı var veya yok demek çok mu zor? EYT'liler bekledikleri cevabı aldıktan sonra düzenlemeyi ister ocak, ister şubat, ister mart hangi ay meclise getirirseniz getirin, yeter ki insanların beklentilerine kısa ve net bir cevap verin!
EYT düzenlemesi uzadıkça mağdurların yıpranma alanı kalmamıştı ki MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı kabul ettiği gün içerisinde önemli bir gelişme yaşandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkmenistan ziyareti öncesi Esenboğa Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında, "Bu ayın sonuna kadar bu işi (EYT) neticelendireceğiz. 2023'e masamızdan bunu kaldırarak girmiş olacağız" dedi.
Her kafadan bir ses çıkması ve farklı farklı açıklamalar yapılmasından dolayı Ak Parti kurmalarının göremediği oy kayıplarını Devlet Bahçeli görmüş ve ittifak ortağına bildirmiş olmalı. Bu açıklama ile umutsuzların yüreğine biraz su serpilmiş olsa da sonuç itibariyle yasanın içeriği hakkında kutu açma heyecanı devam ediyor.
Sonuç olarak yıllardır mücadelelerini bir an bırakmayan, örgütlü ve bilinçli EYTlilere ya ümit verilmeyecekti, ya da düzenlemenin çıkması gerekiyor. Yoksa önümüzde ki seçimlerde siyasi sonucu ağır olur.
Asgari Ücret Kaç Lira Olmalı?
Kamuoyunda asgari ücret arttığında, işverenlere aşırı yük getirecek, tüm finansal ücretler yeniden ayarlanacak gibi açıklamalar yapılıyor. Bunun yanında askerlik ve doğum borçlanmasına, yaşlılık aylığına, genel sağlık sigortası primine, işsizlik maaşına, ve işçi sigorta primlerine kadar ekonominin her yönünü etkileyecek gibi endişeler dile getiriliyor.
Asgari ücrete yapılacak zammın tüm finansal yapıyı değiştireceği doğrudur. İyide ne yapsın asgari ücretli? O zaman bırakın işçiler, açlık sınırının altında her gece yatağa aç girsinler. İşçiye bunu mu reva görüyorsunuz! Ki patronlar, pandemi ve ekonomik sıkıntılardan sonra ülkede zam noktasında hiç cimri davranmadılar. Gözlerini kırpmadan zamlarını yaptılar.
Bakın bir araştırmaya göre, 2021 yılı itibarıyla özel sektör çalışanlarının yüzde 21,7’sinin asgari ücrete zaten erişemediği ortaya çıkmış. Yani özel sektörde çalışan 10 milyon asgari ücretlinin 2 milyondan fazlası asgari ücretin altında ücret alıyor! Bunun yanında 2012 yılında Avrupa’da Türkiye’den düşük asgari ücrete sahip 12 ülke var iken 2022 yılında Türkiye’den daha düşük asgari ücrete sahip Bulgaristan ve Arnavutluk’tan başka ülke kalmadı.
Türk-İş kasım ayı açlık sınırını 7 bin 786 olarak belirlediğini geçen hafta yazmıştım. Benim ve kamuoyunun komisyondan çıkacak asgari ücret tahmini 8 bin, 8 bin 250 gibi bir rakam olacağı şeklinde. Bu rakamda Türk-İş'in açıkladığı açlık sınırının ortalama 400- 500 lira fazlası demek.
Peki bu rakam ne demek?
Asgari ücretle çalışan bir işçi, 8 bin liranın ya da 8 bin 250 liranın 7 bin 786 lirasını gıdaya harcadıktan sonra kalan para ile elektrik, doğalgaz, su ve iletişim giderlerini ödemesi, çocuklarının okul masraflarını karşılaması, temizlik ürünü alması, evinin ihtiyaçlarını gidermesi, yol parası ayırması, giyim masrafı, hasta ve eczane giderlerini karşılaması demek.
Bu liste daha uzayabilir.
Bilmiyorum son zamanlarda hiç eczaneye gidip ilaç aldınız mı? Katılım payı olarak 2 ilaca 100 lira ödeyip çıkıyorsunuz.
Son 1 hafta içerisinde 100'den fazla asgari ücretli ile konuştum. Tamamına yakını asgari ücretin en az 10 bin lira olması gerektiğini belirttiler. Bu rakamında yetersiz olduğu ancak her şeye rağmen ekonomik şartları göz önünde bulundurarak razı olduklarını söylediler.
Aslında asgari ücret tespit komisyonuna işveren, ve işçi temsilcilerinin yanında hakem statüsünde katılan bakanlığın orta yolu bulmakta biraz patronlardan yana olduğunu söyleyebiliriz. Bu da asgari ücretin tespiti noktasında işveren temsilcisinin elini güçlendiriyor.
Ayrıca asgari ücret tespit komisyonuna en fazla üyesi olarak katılan TÜRK- İŞ'in üye sayısı 1 milyon 213 439’dur. Bu ülkemizde toplam işçi sayısının yüzde 7,9’u demek. Yani masada işçilerin yalnızca yüzde 7,9’u temsil ediliyor, yüzde 92,1’i temsil edilmiyor. Bu nedenle Asgari ücret tespit komisyonuna tek başına TÜRK-İş değil, tüm işçi sendikaları katılarak işçiler temsil edilmelidir. İşverenlerin tüm sendikaları da aynı şekilde temsilcilerini göndererek katılım sağlamalıdır.
Son olarak asgari ücretin belirlenmesi noktasında son sözü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan söyleyecektir. Ve bakanlığın aksine Cumhurbaşkanı'nın işçilerin yanında bir artış kararı vereceğine dair beklentilerin yüksek olduğunu söyleyebilirim.
Yılan hikayesine dönen EYT düzenlemesi, çıkacak mı? Çıkacaksa yaş şartı olacak mı? belirsizliği son açıklamalarla nihayete erdi gibi görünse de emeklilik planlarını karar Resmi Gazete'de yayınlanmadan yapmamak gerekir.
Son bir kaç ayda yaşananlar özel bir televizyon kanalında Acun Ilıcalı'nın sunduğu programa benzedi. 'Var mısın Yok musun?' adlı programda, Acun Ilıcalı kutuyu açarken yarışmacılara ve izleyicilere bezginlik gelirdi. Bir kaç dakikalık "açtım, aaçtım, aaaçtım" dan sonra reklam arasına gidilmesi, bu kadarda olmaz dedirtiyordu.
Şimdi bir hak mücadelesinde aynı yarış programı gibi kutu açma anlarını yaşıyoruz. Bir yasa çıkacaksa çıkacak, çıkmayacaksa çıkmayacaktır. Yaş şartı ya vardır, ya da yoktur! Beklentileri bu kadar sağa, sola kaydırarak heyecan yaratmanın ne anlamı var?! Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin'in "tüm ilgilileri dinledikten sonra nihai karar vereceğiz" açıklamasına kamuoyu, son 1 yıldır çalışmalarına başlanılan EYT sorununu çözme noktasında "bu güne kadar ne yapıyordunuz" deme noktasına geldi.
Allah aşkına yaş şartı var veya yok demek çok mu zor? EYT'liler bekledikleri cevabı aldıktan sonra düzenlemeyi ister ocak, ister şubat, ister mart hangi ay meclise getirirseniz getirin, yeter ki insanların beklentilerine kısa ve net bir cevap verin!
EYT düzenlemesi uzadıkça mağdurların yıpranma alanı kalmamıştı ki MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı kabul ettiği gün içerisinde önemli bir gelişme yaşandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkmenistan ziyareti öncesi Esenboğa Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında, "Bu ayın sonuna kadar bu işi (EYT) neticelendireceğiz. 2023'e masamızdan bunu kaldırarak girmiş olacağız" dedi.
Her kafadan bir ses çıkması ve farklı farklı açıklamalar yapılmasından dolayı Ak Parti kurmalarının göremediği oy kayıplarını Devlet Bahçeli görmüş ve ittifak ortağına bildirmiş olmalı. Bu açıklama ile umutsuzların yüreğine biraz su serpilmiş olsa da sonuç itibariyle yasanın içeriği hakkında kutu açma heyecanı devam ediyor.
Sonuç olarak yıllardır mücadelelerini bir an bırakmayan, örgütlü ve bilinçli EYTlilere ya ümit verilmeyecekti, ya da düzenlemenin çıkması gerekiyor. Yoksa önümüzde ki seçimlerde siyasi sonucu ağır olur.
Asgari Ücret Kaç Lira Olmalı?
Kamuoyunda asgari ücret arttığında, işverenlere aşırı yük getirecek, tüm finansal ücretler yeniden ayarlanacak gibi açıklamalar yapılıyor. Bunun yanında askerlik ve doğum borçlanmasına, yaşlılık aylığına, genel sağlık sigortası primine, işsizlik maaşına, ve işçi sigorta primlerine kadar ekonominin her yönünü etkileyecek gibi endişeler dile getiriliyor.
Asgari ücrete yapılacak zammın tüm finansal yapıyı değiştireceği doğrudur. İyide ne yapsın asgari ücretli? O zaman bırakın işçiler, açlık sınırının altında her gece yatağa aç girsinler. İşçiye bunu mu reva görüyorsunuz! Ki patronlar, pandemi ve ekonomik sıkıntılardan sonra ülkede zam noktasında hiç cimri davranmadılar. Gözlerini kırpmadan zamlarını yaptılar.
Bakın bir araştırmaya göre, 2021 yılı itibarıyla özel sektör çalışanlarının yüzde 21,7’sinin asgari ücrete zaten erişemediği ortaya çıkmış. Yani özel sektörde çalışan 10 milyon asgari ücretlinin 2 milyondan fazlası asgari ücretin altında ücret alıyor! Bunun yanında 2012 yılında Avrupa’da Türkiye’den düşük asgari ücrete sahip 12 ülke var iken 2022 yılında Türkiye’den daha düşük asgari ücrete sahip Bulgaristan ve Arnavutluk’tan başka ülke kalmadı.
Türk-İş kasım ayı açlık sınırını 7 bin 786 olarak belirlediğini geçen hafta yazmıştım. Benim ve kamuoyunun komisyondan çıkacak asgari ücret tahmini 8 bin, 8 bin 250 gibi bir rakam olacağı şeklinde. Bu rakamda Türk-İş'in açıkladığı açlık sınırının ortalama 400- 500 lira fazlası demek.
Peki bu rakam ne demek?
Asgari ücretle çalışan bir işçi, 8 bin liranın ya da 8 bin 250 liranın 7 bin 786 lirasını gıdaya harcadıktan sonra kalan para ile elektrik, doğalgaz, su ve iletişim giderlerini ödemesi, çocuklarının okul masraflarını karşılaması, temizlik ürünü alması, evinin ihtiyaçlarını gidermesi, yol parası ayırması, giyim masrafı, hasta ve eczane giderlerini karşılaması demek.
Bu liste daha uzayabilir.
Bilmiyorum son zamanlarda hiç eczaneye gidip ilaç aldınız mı? Katılım payı olarak 2 ilaca 100 lira ödeyip çıkıyorsunuz.
Son 1 hafta içerisinde 100'den fazla asgari ücretli ile konuştum. Tamamına yakını asgari ücretin en az 10 bin lira olması gerektiğini belirttiler. Bu rakamında yetersiz olduğu ancak her şeye rağmen ekonomik şartları göz önünde bulundurarak razı olduklarını söylediler.
Aslında asgari ücret tespit komisyonuna işveren, ve işçi temsilcilerinin yanında hakem statüsünde katılan bakanlığın orta yolu bulmakta biraz patronlardan yana olduğunu söyleyebiliriz. Bu da asgari ücretin tespiti noktasında işveren temsilcisinin elini güçlendiriyor.
Ayrıca asgari ücret tespit komisyonuna en fazla üyesi olarak katılan TÜRK- İŞ'in üye sayısı 1 milyon 213 439’dur. Bu ülkemizde toplam işçi sayısının yüzde 7,9’u demek. Yani masada işçilerin yalnızca yüzde 7,9’u temsil ediliyor, yüzde 92,1’i temsil edilmiyor. Bu nedenle Asgari ücret tespit komisyonuna tek başına TÜRK-İş değil, tüm işçi sendikaları katılarak işçiler temsil edilmelidir. İşverenlerin tüm sendikaları da aynı şekilde temsilcilerini göndererek katılım sağlamalıdır.
Son olarak asgari ücretin belirlenmesi noktasında son sözü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan söyleyecektir. Ve bakanlığın aksine Cumhurbaşkanı'nın işçilerin yanında bir artış kararı vereceğine dair beklentilerin yüksek olduğunu söyleyebilirim.