
Kumpasların ardı arkası kesilmiyordu! FETÖ her alanda milli kuvvetlere, önüne engel çıkarak dini yapılara saldırıyordu! Uydurma deliller ile kumpaslar kuruluyor. Gazete ve televizyonlar hep bir ağızdan akşama kadar aynı şeyleri tekrar ediyordu. FETÖ kendi yayın organlarının dışındaki yayın organlarını da etkisi altına almış bulunuyordu!
Telekulak
FETÖ, Selam-Tevhid isimli hayali bir terör örgütü isimleri üreterek Recep Tayyip Erdoğan ve yakın çevresi ile çok sayıda siyasetçi, gazeteci, yazar ve iş adamının da aralarında bulunduğu binlerce kişiyi 3 yıl boyunca dinledi.
Derin kulak Pensilvanya Çağlayan Adliyesi’nden Türkiye tarihinin en büyük dinleme skandalına delil olacak belgeler çıktı. Adliyede göreve başlayan yeni savcıların bulduğu 125 klasör belge, Türkiye’de binlerce yazar, çizer, sanatçı, siyasetçi ve akademisyenin anbean kayda alındığını ortaya koydu. Binlerce isim bazen 17 Aralık-25 Aralık soruşturmaları, bazen de Gezi Parkı eylemlerine ilişkin dosyalar kapsamında dinlendi.
Fenerbahçe kumpası!
FETÖ, geniş kitlelere ulaşması açısından futbolu önemli bir fırsat olarak gördü. Milyonları peşinden sürükleyen kulüpler bu cazibeleriyle örgütün radarına girdi. Ancak örgütün Fenerbahçe’ye sızmakta büyük zorluk yaşadığı, bizzat Fetullah Gülen tarafından dile getirildi. Ele geçiremediği kurumları hukuki görünümlü kumpas operasyonlarıyla dizayn eden FETÖ, bu minvalde “futbolda şike” soruşturmasını başlattı. Fenerbahçe’nin şampiyon olduğu 2010-2011 sezonuna ilişkin bazı müsabakalarda şike yapıldığı ve teşvik primi verildiği iddiası üzerine başlatılan soruşturma kapsamında 3 Temmuz 2011 günü Aziz Yıldırım’ın da aralarında olduğu bazı spor kulüplerinin yöneticileri ile futbolcuları gözaltına alındı.
Ergenekon kumpası!
17 Mayıs 2006 tarihinde Avukat Alparslan Arslan’ın Danıştay 2. Daire’de gerçekleştirdiği saldırı sonucu Yücel Özbilgin hayatını kaybetti, daire başkanının da aralarında bulunduğu 4 üye ise yaralandı. Dava ile ilgili iddianamede, saldırının “Ergenekon” tarafından gerçekleştirildiği, amacının ise “kaos ve kargaşa ortamı yaratmak” olduğu ifade edildi. Daha sonra ortaya atılan iddialar ise FETÖ’nün yargı sürecini kendi lehine çevirdiği yönündeydi. Uzun tutukluluk süreleri ile sürekli olarak uzayan, ertelenen davalar ve hak ihlalleri, yargılamaları tartışılır bir duruma soktu.
Tahşiyeciler kumpası!
Tahşiyeciler ismiyle kamuoyunda bilinen cemaat, Taşhiye yayınlarının sahibi olan Risale-i Nur cemaati. Cemaatin lideri 66 yaşındaki Mehmet Doğan, Fethullah Gülen’in dinler arası diyalog arayışına muhalefetiyle biliniyor. FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, 6 Nisan 2009 tarihinde gerçekleştirdiği konuşmasında ilk kez “Tahşiyeciler” ifadesini kullandı. Gülen’den iki gün sonra 8 Nisan 2009 tarihinde Zaman gazetesinde “Tahşiye diye bir şey icat edebilirler.” ifadelerinin geçtiği haber yapıldı.
(Sıralı kumpas bilgileri için kaynak: https://fetogercekleri.com/kumpaslar/tahsiyeciler-kumpasi/ © FETÖ Gerçekleri)
Telekulak
FETÖ, Selam-Tevhid isimli hayali bir terör örgütü isimleri üreterek Recep Tayyip Erdoğan ve yakın çevresi ile çok sayıda siyasetçi, gazeteci, yazar ve iş adamının da aralarında bulunduğu binlerce kişiyi 3 yıl boyunca dinledi.
Derin kulak Pensilvanya Çağlayan Adliyesi’nden Türkiye tarihinin en büyük dinleme skandalına delil olacak belgeler çıktı. Adliyede göreve başlayan yeni savcıların bulduğu 125 klasör belge, Türkiye’de binlerce yazar, çizer, sanatçı, siyasetçi ve akademisyenin anbean kayda alındığını ortaya koydu. Binlerce isim bazen 17 Aralık-25 Aralık soruşturmaları, bazen de Gezi Parkı eylemlerine ilişkin dosyalar kapsamında dinlendi.
Fenerbahçe kumpası!
FETÖ, geniş kitlelere ulaşması açısından futbolu önemli bir fırsat olarak gördü. Milyonları peşinden sürükleyen kulüpler bu cazibeleriyle örgütün radarına girdi. Ancak örgütün Fenerbahçe’ye sızmakta büyük zorluk yaşadığı, bizzat Fetullah Gülen tarafından dile getirildi. Ele geçiremediği kurumları hukuki görünümlü kumpas operasyonlarıyla dizayn eden FETÖ, bu minvalde “futbolda şike” soruşturmasını başlattı. Fenerbahçe’nin şampiyon olduğu 2010-2011 sezonuna ilişkin bazı müsabakalarda şike yapıldığı ve teşvik primi verildiği iddiası üzerine başlatılan soruşturma kapsamında 3 Temmuz 2011 günü Aziz Yıldırım’ın da aralarında olduğu bazı spor kulüplerinin yöneticileri ile futbolcuları gözaltına alındı.
Ergenekon kumpası!
17 Mayıs 2006 tarihinde Avukat Alparslan Arslan’ın Danıştay 2. Daire’de gerçekleştirdiği saldırı sonucu Yücel Özbilgin hayatını kaybetti, daire başkanının da aralarında bulunduğu 4 üye ise yaralandı. Dava ile ilgili iddianamede, saldırının “Ergenekon” tarafından gerçekleştirildiği, amacının ise “kaos ve kargaşa ortamı yaratmak” olduğu ifade edildi. Daha sonra ortaya atılan iddialar ise FETÖ’nün yargı sürecini kendi lehine çevirdiği yönündeydi. Uzun tutukluluk süreleri ile sürekli olarak uzayan, ertelenen davalar ve hak ihlalleri, yargılamaları tartışılır bir duruma soktu.
Tahşiyeciler kumpası!
Tahşiyeciler ismiyle kamuoyunda bilinen cemaat, Taşhiye yayınlarının sahibi olan Risale-i Nur cemaati. Cemaatin lideri 66 yaşındaki Mehmet Doğan, Fethullah Gülen’in dinler arası diyalog arayışına muhalefetiyle biliniyor. FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, 6 Nisan 2009 tarihinde gerçekleştirdiği konuşmasında ilk kez “Tahşiyeciler” ifadesini kullandı. Gülen’den iki gün sonra 8 Nisan 2009 tarihinde Zaman gazetesinde “Tahşiye diye bir şey icat edebilirler.” ifadelerinin geçtiği haber yapıldı.
(Sıralı kumpas bilgileri için kaynak: https://fetogercekleri.com/kumpaslar/tahsiyeciler-kumpasi/ © FETÖ Gerçekleri)