
Gazi Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Şakir Akça, Hakkın rahmetine kavuşmuş. Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun. Prof. Şakir Akça’nın rahmeti rahmana kavuştuğunu duyunca aklıma Devlet Bahçeli’nin FETÖ tarafından tehdit edilmesi aklıma geldi.
Bahçeli, olayı şöyle anlatmıştı; “Şakir Akça hocamızı tanırsınız. Her yaz haziran ayında tatil için memleketindeki yazlığına gider. Gitmeden önce de bana uğrayıp bir görüşme yapmayı adet haline getirmiştir. 2009 yılı Haziranında da işte bu şekilde bir görüşme için geldi. Ancak yanında bir misafiri de vardı. Bu kişinin eski YÖK üyelerinden, Fatih Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şerif Ali Tekalan olduğunu söyledi.
Görünürde bir nezaket ziyareti yapıyordu ve kızının yapılacak düğünü için davetiye getirmişti. Hoş geldiniz faslından ve evlenecek çift için mutluluk dileklerimden sonra Tekalan söze girdi ve aniden konuyu Fetullah Gülen ile Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in samimiyetine getirdi.
Şakir Hoca’nın bu durumdan rahatsız olduğunu hissettim, sözünü kesmeden dinliyordum. MHP için sempati beslediklerini ama şahsımın kendilerine tavır ve mesafe koymasından Hocaefendilerinin rahatsız olduğundan bahsediyordu. Daha sonra konuyu ‘Türkçe Olimpiyatları’na getirip bütün siyasiler ilgi gösterirken benim uzak durduğuma kadar uzattı ve ağzındaki baklayı çıkarttı:
‘Size yabancı birisi olmayan Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı ve Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil’i MHP Genel Başkan Yardımcısı yaparsanız cemaat olarak sizi vargücümüzle destekleriz.’
Bunları dedikten sonra kendisine ‘Sözleriniz bitti mi?’ diye sordum ve tane tane şunları söyledim:
Burası Siyasi Partiler Yasası’na göre yönetilen bir kurumdur. Kimlerin nasıl ve ne zaman Merkez Yönetim Kurulu üyesi olacağı ve Başkanlık Divanı’nın kimlerden teşekkül edeceği kurallara bağlanmıştır.
Bu birincisi.
İkincisi…
‘Siz böyle bir teklife nasıl cüret ediyorsunuz? Sayın Hocam, şimdi sizi tanıdım ve anladım. Bu davranışlarınız devam ederse ülkücü hareketle karşı karşıya gelmeniz mukadderdir’ dedim.
Kendileri tabii beklenmedik tavrı görünce ‘1,5 aya yakın süreçte ABD seyahatim olacak. ‘Bu görüşmeyi anlatabilir miyim?’ dedi ve ayrıldılar.
Bunu milletimiz ve camiamızın insanları iyi bilsin.
MHP olarak Fetullah Gülen ile yüz yüze gelmişliğimiz yoktur.
Genel başkan olarak benim hiç yoktur.
Türkçe Olimpiyatları’na katılmış değilim.
Hiç alakamız yoktur…”
FETÖ, MHP ve Ülkü Ocaklarını çok istemişti. Birkaç sızıntı olmuştur, elde edilende. Bunları MHP’ye karşı eski başkan ünvanı kullanan isimlerden biliyoruz. FETÖ, milletin en önemli direnç noktalarından biri olan Ülkü Ocaklarını ele geçiremeyince ABD direkt devreye girdi.
Biliyoruz ki FETÖ nasıl ki emellerine ulaşamadıysa efendisi de hüsrana uğrayacaktır.
Bahçeli, olayı şöyle anlatmıştı; “Şakir Akça hocamızı tanırsınız. Her yaz haziran ayında tatil için memleketindeki yazlığına gider. Gitmeden önce de bana uğrayıp bir görüşme yapmayı adet haline getirmiştir. 2009 yılı Haziranında da işte bu şekilde bir görüşme için geldi. Ancak yanında bir misafiri de vardı. Bu kişinin eski YÖK üyelerinden, Fatih Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şerif Ali Tekalan olduğunu söyledi.
Görünürde bir nezaket ziyareti yapıyordu ve kızının yapılacak düğünü için davetiye getirmişti. Hoş geldiniz faslından ve evlenecek çift için mutluluk dileklerimden sonra Tekalan söze girdi ve aniden konuyu Fetullah Gülen ile Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in samimiyetine getirdi.
Şakir Hoca’nın bu durumdan rahatsız olduğunu hissettim, sözünü kesmeden dinliyordum. MHP için sempati beslediklerini ama şahsımın kendilerine tavır ve mesafe koymasından Hocaefendilerinin rahatsız olduğundan bahsediyordu. Daha sonra konuyu ‘Türkçe Olimpiyatları’na getirip bütün siyasiler ilgi gösterirken benim uzak durduğuma kadar uzattı ve ağzındaki baklayı çıkarttı:
‘Size yabancı birisi olmayan Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı ve Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil’i MHP Genel Başkan Yardımcısı yaparsanız cemaat olarak sizi vargücümüzle destekleriz.’
Bunları dedikten sonra kendisine ‘Sözleriniz bitti mi?’ diye sordum ve tane tane şunları söyledim:
Burası Siyasi Partiler Yasası’na göre yönetilen bir kurumdur. Kimlerin nasıl ve ne zaman Merkez Yönetim Kurulu üyesi olacağı ve Başkanlık Divanı’nın kimlerden teşekkül edeceği kurallara bağlanmıştır.
Bu birincisi.
İkincisi…
‘Siz böyle bir teklife nasıl cüret ediyorsunuz? Sayın Hocam, şimdi sizi tanıdım ve anladım. Bu davranışlarınız devam ederse ülkücü hareketle karşı karşıya gelmeniz mukadderdir’ dedim.
Kendileri tabii beklenmedik tavrı görünce ‘1,5 aya yakın süreçte ABD seyahatim olacak. ‘Bu görüşmeyi anlatabilir miyim?’ dedi ve ayrıldılar.
Bunu milletimiz ve camiamızın insanları iyi bilsin.
MHP olarak Fetullah Gülen ile yüz yüze gelmişliğimiz yoktur.
Genel başkan olarak benim hiç yoktur.
Türkçe Olimpiyatları’na katılmış değilim.
Hiç alakamız yoktur…”
FETÖ, MHP ve Ülkü Ocaklarını çok istemişti. Birkaç sızıntı olmuştur, elde edilende. Bunları MHP’ye karşı eski başkan ünvanı kullanan isimlerden biliyoruz. FETÖ, milletin en önemli direnç noktalarından biri olan Ülkü Ocaklarını ele geçiremeyince ABD direkt devreye girdi.
Biliyoruz ki FETÖ nasıl ki emellerine ulaşamadıysa efendisi de hüsrana uğrayacaktır.