
Önce Gladio ne onunla başlayalım! II. Dünya Savaşı sonrasında Batı Avrupa'da gelecekte olması beklenen bir Varşova Paktı işgaline cephe gerisinde bir direniş başlatmak amacıyla İtalya'da NATO tarafından gizli olarak örgütlenen kontrgerilla operasyonunun kod adı.
Gladio yada gladyo, Latince'de kılıç, hançer anlamına gelen sözcüğü isim olarak kullanan örgüt, Amerikan ve İngiliz kontrgerilla örgütlenmesi olan ''Stay Behind'' tarafından 1952 yılında kuruldu. Örgütün İtalya'daki adı Gladio (Kılıç) idi. Yapılanma İtalya ile sınırlı değildi! NATO’nun yönetilmesi gereken ülkelerinde gerçekleştirilen yapılanmadır.
Türkiye’de iktidarları hatırlayalım; Demokrat Parti (DP), ABD’nin çizgisinin dışına çıkmaya başlayınca 60 darbesiyle terbiye edilmiştir. Menderes’in uğradığı hazin son, Mısır’da Cemal Abdülnasır’ın akıbetiyle benzerdir. Demokrat Parti, ABD’den gerekli ekonomik desteği göremeyince ülkenin kalkınması için gereken yatırımlara finans bulmak için Sovyetler Birliği ile ilişki kurmuştur.
Yıllarca bayram olarak kutlanan 60 ihtilali, getirilen kurumları ve yeni anayasası ile bir anlamda ABD’ye bağlanmış lığımızın somut kanıtlarıdır. DP’nin ardından iktidara benzer ekolden Süleyman Demirel’in AP’si gelmiştir. Demirel’de ekonomik yatırımlar için çareyi Sovyet desteğinde bulmuştur.
Menderes, iktidarının son yıllarında artık Marshall Planı kapsamında Amerika'dan daha fazla kredi alamadığını görmüş ve Seydişehir Aluminyum ve İskenderun Demir-Çelik ve diğer sanayi projelerini kredilendirmek için Sovyetler Birliği ile yakınlaşmaya başlamıştı. Bu amaçla Sovyetler Birliği'ne üst düzey ziyaretler yapılıp, ülkedeki sanayinin gelişmesi için Sovyetlerle yatırım antlaşmaları imzalanma hazırlığı yapılmaktaydı.
Demokrat Parti'nin devamı olan ve "Demokrat Parti'nin Yedek Takımı", adıyla anılan Adalet Partisi, darbeden 5 yıl sonra yapılan seçimlerde 1965 yılında tek başına iktidara geldiğinde, Adnan Menderes döneminde projesi yapılıp da kredi yokluğundan gerçekleştirilemeyen bu projeleri Sovyetler Birliği'nden alınan proje kredileriyle bitirmiştir.
Bazı iddialara göre bu askeri darbe'nin arkasında, evvelce Mısır lideri Cemal Abdünnasır'ın Asvan Barajı için ABD'nin kredi vermemesi üzerine Sovyetler Birliği'ne yakınlaştığını gören ABD ve diğer bazı Batılı devletler ile CIA vardır.
Hepsini asacaklardı!
Darbede 47 düşük dereceli subay yer almıştır. 17 subay, darbenin karakterine uygun değildir. Alparslan Türkeş’in de aralarında bulunduğu bu 17 subay dış ülkelere sürgün edilmişlerdir. Darbenin asıl lideri Cemal Madanoğlu’dur. Türkiye Solunun yıllarca ‘Marka’ olarak gördüğü, bir tür askeri lider konumundaki Madanoğlu’dur asıl lider.
Darbe sonrası DP iktidarının önemli isimleri, milletvekilleri tutuklanarak Yassı Adaya tıkıldılar. İdam cezası verilenler şunlardır: Celâl Bayar, Adnan Menderes, Refik Koraltan, Fatin Rüştü Zorlu, Hasan Polatkan, Emin Kalafat, Agah Erozan, Ahmet Hamdi Sancar, Bahadır Dülger, Baha Akşit, İbrahim Kirazoğlu, Nusret Kirişçioğlu, Zeki Erataman, Osman Kavrakoğlu ve Rüştü Erdelhun’dur.
Gladio yada gladyo, Latince'de kılıç, hançer anlamına gelen sözcüğü isim olarak kullanan örgüt, Amerikan ve İngiliz kontrgerilla örgütlenmesi olan ''Stay Behind'' tarafından 1952 yılında kuruldu. Örgütün İtalya'daki adı Gladio (Kılıç) idi. Yapılanma İtalya ile sınırlı değildi! NATO’nun yönetilmesi gereken ülkelerinde gerçekleştirilen yapılanmadır.
Türkiye’de iktidarları hatırlayalım; Demokrat Parti (DP), ABD’nin çizgisinin dışına çıkmaya başlayınca 60 darbesiyle terbiye edilmiştir. Menderes’in uğradığı hazin son, Mısır’da Cemal Abdülnasır’ın akıbetiyle benzerdir. Demokrat Parti, ABD’den gerekli ekonomik desteği göremeyince ülkenin kalkınması için gereken yatırımlara finans bulmak için Sovyetler Birliği ile ilişki kurmuştur.
Yıllarca bayram olarak kutlanan 60 ihtilali, getirilen kurumları ve yeni anayasası ile bir anlamda ABD’ye bağlanmış lığımızın somut kanıtlarıdır. DP’nin ardından iktidara benzer ekolden Süleyman Demirel’in AP’si gelmiştir. Demirel’de ekonomik yatırımlar için çareyi Sovyet desteğinde bulmuştur.
Menderes, iktidarının son yıllarında artık Marshall Planı kapsamında Amerika'dan daha fazla kredi alamadığını görmüş ve Seydişehir Aluminyum ve İskenderun Demir-Çelik ve diğer sanayi projelerini kredilendirmek için Sovyetler Birliği ile yakınlaşmaya başlamıştı. Bu amaçla Sovyetler Birliği'ne üst düzey ziyaretler yapılıp, ülkedeki sanayinin gelişmesi için Sovyetlerle yatırım antlaşmaları imzalanma hazırlığı yapılmaktaydı.
Demokrat Parti'nin devamı olan ve "Demokrat Parti'nin Yedek Takımı", adıyla anılan Adalet Partisi, darbeden 5 yıl sonra yapılan seçimlerde 1965 yılında tek başına iktidara geldiğinde, Adnan Menderes döneminde projesi yapılıp da kredi yokluğundan gerçekleştirilemeyen bu projeleri Sovyetler Birliği'nden alınan proje kredileriyle bitirmiştir.
Bazı iddialara göre bu askeri darbe'nin arkasında, evvelce Mısır lideri Cemal Abdünnasır'ın Asvan Barajı için ABD'nin kredi vermemesi üzerine Sovyetler Birliği'ne yakınlaştığını gören ABD ve diğer bazı Batılı devletler ile CIA vardır.
Hepsini asacaklardı!
Darbede 47 düşük dereceli subay yer almıştır. 17 subay, darbenin karakterine uygun değildir. Alparslan Türkeş’in de aralarında bulunduğu bu 17 subay dış ülkelere sürgün edilmişlerdir. Darbenin asıl lideri Cemal Madanoğlu’dur. Türkiye Solunun yıllarca ‘Marka’ olarak gördüğü, bir tür askeri lider konumundaki Madanoğlu’dur asıl lider.
Darbe sonrası DP iktidarının önemli isimleri, milletvekilleri tutuklanarak Yassı Adaya tıkıldılar. İdam cezası verilenler şunlardır: Celâl Bayar, Adnan Menderes, Refik Koraltan, Fatin Rüştü Zorlu, Hasan Polatkan, Emin Kalafat, Agah Erozan, Ahmet Hamdi Sancar, Bahadır Dülger, Baha Akşit, İbrahim Kirazoğlu, Nusret Kirişçioğlu, Zeki Erataman, Osman Kavrakoğlu ve Rüştü Erdelhun’dur.