
Erzurum’un düşman işgalinden kurtarılışının 101. Yıl Dönümü sebebiyle mesaj yayınlayan yöneticiler, acıları anlayıp, ders çıkarabilmenin önemine işaret ettiler.
Haber Merkezi
Erzurum idarecileri, kurtuluş günü sebebiyle kutlama mesajları yayınladı.

12 Mart Dönüm Noktası (Vali Okay Memiş)
Erzurum Valisi Okay Memiş, tarihi binlerce yıllık geçmişe dayanan, birçok medeniyete beşiklik etmiş Erzurum için 12 Mart 1918 tarihinin dönüm noktalarından birisi olduğunu ifade etti. Vali Memiş, mesajında şu ifadeleri kullandı:
“Ülkemizin ve bölgemizin düşman işgalinden kurtuluşu olan bu günler aynı zamanda acının, kederin ve hüznün uzun süre yaşandığı, gözyaşının dinmediği zamanlardır. Bu zor günlere rağmen; Anadolu insanının onurunu, gururunu, din, vatan, millet ve bayrak sevgisini ve kahramanlıklarını göstermesi bakımından da önemlidir ve tarihe düşülen en önemli not niteliğindedir. O dönemin imkânsızlığı ve yokluklarına rağmen Erzurum, Kurtuluş mücadelesini, dadaşa yakışan bir şecaat ve zaferle noktalamıştır.
Bu kutlamaların amacı; tarihin derinliklerine gidebilmek, o yıllarda yaşanan acıları anlayabilmek ve bu acılardan ders çıkarabilmektir. O gün bizlere bu acıları yaşatan küresel güçler geçen 101 yıllık süre zarfında da boş durmamış, yüce milletimizin huzurunu bozmak için akla hayale gelmeyen yöntemlerle bizi birbirimize düşürmek için uğraşmış, güçsüz düşürmek, dünya sahnesinden silebilmek için çaba sarf etmişlerdir.
Bu duygu ve düşüncelerimle, tüm Erzurumluların bu mutlu ve tarihi gününü kutluyor, bir daha bu günlere düşmemek ve dönmemek için herkesin üzerine düşen görevleri yerine getirmeleri inancıyla, milletimize bu acı ve hüzün dolu günleri bir daha yaşatmamasını, bu milleti şehadet ve gazilikle defalarca onurlandıran, şüheda evladı eyleyen Rabbimiz! Bizlere zafer bilinci kuşanmayı, maddi ve manevi her alanda kenetlenmeyi, zorlukların üstesinden gelmeyi Türk milleti olarak bu topraklarda ilelebet yaşamayı nasip etmesini temenni ediyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum”

Acılar Tarif Edilemeyecek Kadar Büyük (Büyükşehir Bld. Bşk. Mehmet Sekmen)
Bu kadim coğrafya, tarihsel süreç içerisinde hep stratejik bir öneme sahip olmuştur. Çünkü Erzurum’a sahip olmak demek; Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan topraklara, dolayısıyla Asya ve Avrupa’ya hükmetmek demektir. Meseleye bu zaviyeden bakıldığında görülecektir ki; Erzurum hakikaten de bir geçit şehridir, serhat şehridir, egemenlik şehridir.
Ermeni çetelerin işlediği tüm cinayetleri ve gerçekleştirdikleri tüm katliamları biz de biliyoruz, diaspora da biliyor, diğer tüm dünya ülkeleri de biliyor. Ama söz konusu Müslümanlar olunca, gelenek hiç değişmiyor; gözler kör oluyor, diller lâl oluyor. Ama onlar ne kadar susarlarsa sussunlar, tarih Erzurum’daki Ermeni mezalimi ve vahşetini asırlar boyunca haykırmaya devam edecek.
Zaman ilerledikçe ülkelerin egemenlik iddialarının şekli, yol ve yöntemleri de değişti. Savaşlar artık eskiden olduğu gibi topla ya da tüfekle yapılmıyor. Günümüzde savaşlar politik oyunlarla, ekonomiyle ve lobiyle yapılıyor. Anadolu üzerinde oynanan oyunların seyrine bakacak olursak; türlü türlü küresel işgal girişimlerini rahatlıkla görebiliriz. Zaman geçiyor belki ama batılı güçlerin bu topraklar üzerindeki emelleri kesinlikle tükenmek bilmiyor. Ellerine geçirdikleri her fırsatta bu cennet vatanı bölüp parçalamaya çalıştılar. Karşımıza geçmişte 27 Mayıs darbesiyle çıktılar, ardından 12 Eylül darbesi; sonra 28 Şubat ve son olarak 15 Temmuz hain darbe girişimiyle gösterdiler gerçek yüzlerini. Dolayısıyla durmayacaklar ve üzerimize gelmeye yine devam edecekler.
Bu şehir ayakta kaldıkça, milletimiz de ayakta kalacak, bu cennet vatana yönelik her türlü kast girişimi, iman dolu göğüslerde paramparça olacaktır. Bizim bu direnci gösterebilmemiz için de kenetlenmemiz, omuz omuza vermemiz, kardeşliğimizi, birlik ve beraberliğimizi pekiştirmemiz gerekiyor.

Hüznün Yerini Zafere Bıraktığı Tarih (Aziziye Belediye Başkanı M. Cevdet Orhan)
Ermeniler Erzurum’da Müslüman Türk soykırımı yapmış. Dünya devletleri bu soykırıma yalnızca seyirci kalmıştır. Vahşet öylesine büyüktür ki; Erzurum giren Türk birliklerinin başındaki Kazım Karabekir Paşa bu durumu ancak şu sözlerle ifade edebilmiştir: ’Erzurum’da halk gözyaşları içinde kimi babasını kimi kardeşini yakılmış veya sürgülünmüş buluyor, saçlarını başlarını yoluyordu. Sokaklarda canlılıktan bir iz bile kalmamıştı. Yerlerde kadın ve çocuklar kanlar içindeydi.’ Şanlı ecdadımız bu soykırıma müsaade etmemiş ve 12 Mart tarihinde rüştünü kendi ayakları üzerinde durarak dünyaya ispatlamıştır.12 Mart ayrıca İstiklâl Marşımızın da kabul edildiği şanlı tarihtir. İstiklâl Marşımızın Şairi Mehmet Akif Ersoy, milletimizin hangi duygularla savaştığını, hangi inançla vatanını koruduğunu en iyi şekliyle ortaya koymuştur.
Cumhuriyetin önemli kilometre taşlarından biri olan Erzurum’un kurtuluşa giden yolda canıyla ve kanıyla mücadele ettiğini evlatlarımıza unutturmamamız gerekir. Anadolu insanının milli değerlerini ve heyecanını diri tutan bu önemli günü hafızalarımıza kazımamız ve bu yönde azimle çalışmamız gerekir.

Ders Çıkarmalıyız ( MHP İl Başkanı Naim Karataş)
Sahibi olduğu bütün değerlerini günümüze kadar taşıyan, milli ve manevi değerlerinden asla vazgeçmeyen, vatanı ve milleti için amansızca mücadele eden vakarlı bir duruşun, ay yıldızlı bayrağı için geleceğe umutla bakışın, adıdır Dadaşlık. Dadaşlık; milli ve manevi değerlerine yapılan ihanetlerin karşısındaki fırtına öncesi suskunluğun adıdır. Tarihinin en karanlık günlerinde bir taraftan Rusların, öte yandan ekmeğini bölüp suyunu paylaştığı Ermenilerin ihanetleriyle karşı karşıya kalmış, ancak yılmadan, mücadelede ruhundan vazgeçmeyerek, kanı ile suladığı vatan toprakları için canlarını ortaya koyup, 12 Mart 1918’de vatan topraklarını işgalcilerden kurtaran büyük bir ruhun adıdır. 1918 acının, kederin yaşandığı, gözyaşının dinmediği, vatan için canların feda edildiği bir zaman olmakla birlikte, Anadolu insanının onurunu, gururunu, vakarlı duruşunu, vatan ve bayrak sevgisini, kahramanlıklarını ve yiğitliğini de tüm dünyaya gösterdiği kutlu zamanlardır. Ülkemizin kutlu geleceği için birbirimize kenetlenmeli, yarınlarımız için durmadan hep beraber çalışmalıyız.

Şehitlerimizin Acısını Hep Yüreğimizde Hissettik (ETSO Başkanı Lütfü Yücelik)
Her karışı şehit kanlarıyla sulanmış vatan topraklarının müstesna bir parçası olan Erzurum, 1. Dünya Harbi sırasında çok büyük acılara ve vahşet boyutundaki katliamlara tanık olmuştur. Erzurum halkı 101 yıl önce hürriyet ve istiklali için canları pahasına vatan topraklarını müdafaa etmişti. Bu uğurda binlerce şehit veren Erzurum’un düşmana karşı gösterdiği şanlı direniş, kuruluş savaşının mihenk taşı olmuştur.
Anadolu’yu, Erzurum’u vatan bilmiş, onurunu, vatan sevgisini, birlik olma ruhunu tüm dünyaya göstermiş insanımızın büyük mücadelesi tarihte hep örnek gösterilmiştir. 101 yıl önce bu kadim şehrimizin yaşadığı acıları yıllarca hep yüreklerimizde hissettik. 12 Mart 1918, tarihimize şan ve iftihar sahifeleri ekleyen güzel şehrimiz Erzurum’un şanlı zafer günüdür. Bu vesileyle vatanımızı kanı, canı pahasına müdafaa eden bütün aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi bir kez daha rahmet, şükran ve minnetle yâd ediyorum.

ERVAK Başkanı Erdal Güzel,Yetkililere Seslendi
Bir asır önce yaşanılan acıların sergilendiği “ Müslüman Türk Soykırım Müzesi”nin şehrimizde olmamasının büyük bir noksanlık olduğunu ifade eden ERVAK Başkanı Erdal Güzel, tarihe tanıklık eden Mürsel Ağa Konağı ve Ezirmikli Osman Ağa konaklarının bulundukları yerlerde o günlerde yaşananları anlatan bir anıtın yapılmasının beklentileri arasında olduğunu söyledi. Güzel, “ İşgal yılları arasında kardeş Azerbaycan’dan gelerek Erzurumluların yardımına koşan Bakü Cemiyet-i Hayriyesi’nin fedakâr evlatlarına karşı vefa borcumuzu ödememiz gerekiyor. Gence ile Erzurum’un kardeş şehir olarak ilan edilmesi, Erzurum’un herhangi bir caddesine ‘Cemiyeti Hayriye’ ismi verilmesi, Ermeniler tarafından hunharca katledilen 3000 şehidimizin bulunduğu Yanık Dere Şehitliğinin ilgisizlik ve bakımsızlıktan kurtarılması en büyük arzumuzdur” dedi.

Erzurum; Bağımsızlık ve Milli Mücadelenin Sembol Şehridir ( AK Parti Erzurum İl Başkanı Mehmet Emin Öz)
Bir milletin gururu ve uğrunda övünç duyulan vatan şehirleri vardır. Bu şanlı ve aziz milletin tarihini başlatan ve mukaddesatına kendisini adayan şehirleri vardır. Erzurum; büyük Türk milletinin tarihi misyonunda Anadolu’nun kilidi ve anahtarı konumunu üstlenmiş kutsal ve tarihi Müslüman-Türk yurdudur. Erzurum, Türk-İslam mührünü tüm varlığında taşıyan nadir şehirlerimizden biridir. Erzurum; üstlendiği tarihi misyonu gereği Anadolu’nun bağımsızlık mücadelesinin yegâne sembol ve simge şehridir.” Doğu’nun muzaffer kumandanı Kazım Karabekir Paşa’nın 12 Mart sabahını ifade eden düşüncelerini mesajında yer veren Başkan Öz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Erzurum’un 12 Mart sabahını Kazım Karabekir Paşa, şöyle anlatır; ‘Erzurum’da öyle acıklı olaylar gördük ki insanı insanlığından iğrendiriyordu. Halk gözyaşlarıyla şuraya buraya koşuyor, kimi oğlunu, kimi babasını, kimi karısını süngülenmiş veya yakılmış buluyor, saçlarını yoluyordu. Sokaklarda hayat eseri görülmüyordu. Yerlerde çocuk, kadın ve yaşlılar kanlar içinde yatıyordu. Sokaklarda canlılıktan bir iz bile kalmamıştı.’ İşte bugün üzerinde gezindiğimiz bu mübarek şehrin toprakları Hakk’a yürüyen şühedanın kanları ve şehadetleriyle yoğrulmuştur. 101 yıl önce bir 12 Mart’ta içimizi acıtan bu yara bir asır geçse dahi halen daha yüreğimizi dağlamaktadır. 12 Mart bu aziz şehrin düşmana karşı gösterdiği dirilişin adıdır. 12 Mart; hürriyet ve bağımsızlık uğruna candan, yardan ve serden geçenlerin vatan mücadelesini anlatır bizlere… Bu duygu ve düşüncelerle 101 yıl önce Erzurum’un vatanlaşması uğruna şühedaya koşan aziz şehitlerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum.

( Çat Belediye Başkanı Arif Hikmet Kılıç)
Erzurum'un düşman işgalinden kurtuluşunun 101. Yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. 12 Mart 1918 tarihinin Erzurum için bir dönüm noktası olduğuna dikkat çeken Başkan Kılıç, “Vatan için can verme şerefine eren aziz şehitlerimize rahmet diliyorum” dedi. Mesajında Erzurum’un bir kale şehir olduğuna vurgu yapan Başkan Kılıç şu ifadelere yer verdi: Erzurum düşmana geçit vermeyen Kale şehirdir. Kurtuluş Savaşı'na kadar olan dönemde zaman zaman işgallere maruz kalsa da, her seferinde düşmandan temizlenmiştir. 12 Mart 1918’de de, Bir büyük millete kefen biçmeye kalkışanlar karşısında şanlı bir duruş gösteren Dadaşlar, düşmanı vatan topraklarından temizlemiştir. 12 Mart 1918 Erzurum için bir dönüm noktasıdır. Cumhuriyete giden yolun anahtarıdır. Tarih önünde dadaşça duruştur. Düşman karşısında bir destan kaydıdır. Yokluklar içindeki bir milletin ‘vatan sana canım feda´ örneği sergilediği gündür. ‘Vatan Vatan diye erdik de Dadaş Olduk’ diyenlerin yazdığı kahramanlık destanıdır. Erzurum birçok medeniyete ev sahipliği yapmış kadim bir kenttir. Bir taraftan ecdadımızın yazdığı şanlı destanların onurunu yaşarken, diğer taraftan da ilimizi daha müreffeh bir kent haline nasıl taşıyabiliriz, bunun hesabını yapmalıyız. Vatan için bir dakika dahi düşünmeden canını ortaya koyan Dadaşlar, hizmette hep dahasını hak etmiştir. Çat Belediye Başkanı olarak bu anlayışla hareket ettiğimizin altını çizmek istiyor, Vatan için can verme şerefine eren şehitlerimizi, gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyorum. Ayrıca İstiklal Marşı’mızın kabulünün 98’inci yıldönümünü de bu vesileyle kutluyor, milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u minnet ve şükranla yâd ediyorum.”
Haber Merkezi
Erzurum idarecileri, kurtuluş günü sebebiyle kutlama mesajları yayınladı.

12 Mart Dönüm Noktası (Vali Okay Memiş)
Erzurum Valisi Okay Memiş, tarihi binlerce yıllık geçmişe dayanan, birçok medeniyete beşiklik etmiş Erzurum için 12 Mart 1918 tarihinin dönüm noktalarından birisi olduğunu ifade etti. Vali Memiş, mesajında şu ifadeleri kullandı:
“Ülkemizin ve bölgemizin düşman işgalinden kurtuluşu olan bu günler aynı zamanda acının, kederin ve hüznün uzun süre yaşandığı, gözyaşının dinmediği zamanlardır. Bu zor günlere rağmen; Anadolu insanının onurunu, gururunu, din, vatan, millet ve bayrak sevgisini ve kahramanlıklarını göstermesi bakımından da önemlidir ve tarihe düşülen en önemli not niteliğindedir. O dönemin imkânsızlığı ve yokluklarına rağmen Erzurum, Kurtuluş mücadelesini, dadaşa yakışan bir şecaat ve zaferle noktalamıştır.
Bu kutlamaların amacı; tarihin derinliklerine gidebilmek, o yıllarda yaşanan acıları anlayabilmek ve bu acılardan ders çıkarabilmektir. O gün bizlere bu acıları yaşatan küresel güçler geçen 101 yıllık süre zarfında da boş durmamış, yüce milletimizin huzurunu bozmak için akla hayale gelmeyen yöntemlerle bizi birbirimize düşürmek için uğraşmış, güçsüz düşürmek, dünya sahnesinden silebilmek için çaba sarf etmişlerdir.
Bu duygu ve düşüncelerimle, tüm Erzurumluların bu mutlu ve tarihi gününü kutluyor, bir daha bu günlere düşmemek ve dönmemek için herkesin üzerine düşen görevleri yerine getirmeleri inancıyla, milletimize bu acı ve hüzün dolu günleri bir daha yaşatmamasını, bu milleti şehadet ve gazilikle defalarca onurlandıran, şüheda evladı eyleyen Rabbimiz! Bizlere zafer bilinci kuşanmayı, maddi ve manevi her alanda kenetlenmeyi, zorlukların üstesinden gelmeyi Türk milleti olarak bu topraklarda ilelebet yaşamayı nasip etmesini temenni ediyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum”

Acılar Tarif Edilemeyecek Kadar Büyük (Büyükşehir Bld. Bşk. Mehmet Sekmen)
Bu kadim coğrafya, tarihsel süreç içerisinde hep stratejik bir öneme sahip olmuştur. Çünkü Erzurum’a sahip olmak demek; Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan topraklara, dolayısıyla Asya ve Avrupa’ya hükmetmek demektir. Meseleye bu zaviyeden bakıldığında görülecektir ki; Erzurum hakikaten de bir geçit şehridir, serhat şehridir, egemenlik şehridir.
Ermeni çetelerin işlediği tüm cinayetleri ve gerçekleştirdikleri tüm katliamları biz de biliyoruz, diaspora da biliyor, diğer tüm dünya ülkeleri de biliyor. Ama söz konusu Müslümanlar olunca, gelenek hiç değişmiyor; gözler kör oluyor, diller lâl oluyor. Ama onlar ne kadar susarlarsa sussunlar, tarih Erzurum’daki Ermeni mezalimi ve vahşetini asırlar boyunca haykırmaya devam edecek.
Zaman ilerledikçe ülkelerin egemenlik iddialarının şekli, yol ve yöntemleri de değişti. Savaşlar artık eskiden olduğu gibi topla ya da tüfekle yapılmıyor. Günümüzde savaşlar politik oyunlarla, ekonomiyle ve lobiyle yapılıyor. Anadolu üzerinde oynanan oyunların seyrine bakacak olursak; türlü türlü küresel işgal girişimlerini rahatlıkla görebiliriz. Zaman geçiyor belki ama batılı güçlerin bu topraklar üzerindeki emelleri kesinlikle tükenmek bilmiyor. Ellerine geçirdikleri her fırsatta bu cennet vatanı bölüp parçalamaya çalıştılar. Karşımıza geçmişte 27 Mayıs darbesiyle çıktılar, ardından 12 Eylül darbesi; sonra 28 Şubat ve son olarak 15 Temmuz hain darbe girişimiyle gösterdiler gerçek yüzlerini. Dolayısıyla durmayacaklar ve üzerimize gelmeye yine devam edecekler.
Bu şehir ayakta kaldıkça, milletimiz de ayakta kalacak, bu cennet vatana yönelik her türlü kast girişimi, iman dolu göğüslerde paramparça olacaktır. Bizim bu direnci gösterebilmemiz için de kenetlenmemiz, omuz omuza vermemiz, kardeşliğimizi, birlik ve beraberliğimizi pekiştirmemiz gerekiyor.

Hüznün Yerini Zafere Bıraktığı Tarih (Aziziye Belediye Başkanı M. Cevdet Orhan)
Ermeniler Erzurum’da Müslüman Türk soykırımı yapmış. Dünya devletleri bu soykırıma yalnızca seyirci kalmıştır. Vahşet öylesine büyüktür ki; Erzurum giren Türk birliklerinin başındaki Kazım Karabekir Paşa bu durumu ancak şu sözlerle ifade edebilmiştir: ’Erzurum’da halk gözyaşları içinde kimi babasını kimi kardeşini yakılmış veya sürgülünmüş buluyor, saçlarını başlarını yoluyordu. Sokaklarda canlılıktan bir iz bile kalmamıştı. Yerlerde kadın ve çocuklar kanlar içindeydi.’ Şanlı ecdadımız bu soykırıma müsaade etmemiş ve 12 Mart tarihinde rüştünü kendi ayakları üzerinde durarak dünyaya ispatlamıştır.12 Mart ayrıca İstiklâl Marşımızın da kabul edildiği şanlı tarihtir. İstiklâl Marşımızın Şairi Mehmet Akif Ersoy, milletimizin hangi duygularla savaştığını, hangi inançla vatanını koruduğunu en iyi şekliyle ortaya koymuştur.
Cumhuriyetin önemli kilometre taşlarından biri olan Erzurum’un kurtuluşa giden yolda canıyla ve kanıyla mücadele ettiğini evlatlarımıza unutturmamamız gerekir. Anadolu insanının milli değerlerini ve heyecanını diri tutan bu önemli günü hafızalarımıza kazımamız ve bu yönde azimle çalışmamız gerekir.

Ders Çıkarmalıyız ( MHP İl Başkanı Naim Karataş)
Sahibi olduğu bütün değerlerini günümüze kadar taşıyan, milli ve manevi değerlerinden asla vazgeçmeyen, vatanı ve milleti için amansızca mücadele eden vakarlı bir duruşun, ay yıldızlı bayrağı için geleceğe umutla bakışın, adıdır Dadaşlık. Dadaşlık; milli ve manevi değerlerine yapılan ihanetlerin karşısındaki fırtına öncesi suskunluğun adıdır. Tarihinin en karanlık günlerinde bir taraftan Rusların, öte yandan ekmeğini bölüp suyunu paylaştığı Ermenilerin ihanetleriyle karşı karşıya kalmış, ancak yılmadan, mücadelede ruhundan vazgeçmeyerek, kanı ile suladığı vatan toprakları için canlarını ortaya koyup, 12 Mart 1918’de vatan topraklarını işgalcilerden kurtaran büyük bir ruhun adıdır. 1918 acının, kederin yaşandığı, gözyaşının dinmediği, vatan için canların feda edildiği bir zaman olmakla birlikte, Anadolu insanının onurunu, gururunu, vakarlı duruşunu, vatan ve bayrak sevgisini, kahramanlıklarını ve yiğitliğini de tüm dünyaya gösterdiği kutlu zamanlardır. Ülkemizin kutlu geleceği için birbirimize kenetlenmeli, yarınlarımız için durmadan hep beraber çalışmalıyız.

Şehitlerimizin Acısını Hep Yüreğimizde Hissettik (ETSO Başkanı Lütfü Yücelik)
Her karışı şehit kanlarıyla sulanmış vatan topraklarının müstesna bir parçası olan Erzurum, 1. Dünya Harbi sırasında çok büyük acılara ve vahşet boyutundaki katliamlara tanık olmuştur. Erzurum halkı 101 yıl önce hürriyet ve istiklali için canları pahasına vatan topraklarını müdafaa etmişti. Bu uğurda binlerce şehit veren Erzurum’un düşmana karşı gösterdiği şanlı direniş, kuruluş savaşının mihenk taşı olmuştur.
Anadolu’yu, Erzurum’u vatan bilmiş, onurunu, vatan sevgisini, birlik olma ruhunu tüm dünyaya göstermiş insanımızın büyük mücadelesi tarihte hep örnek gösterilmiştir. 101 yıl önce bu kadim şehrimizin yaşadığı acıları yıllarca hep yüreklerimizde hissettik. 12 Mart 1918, tarihimize şan ve iftihar sahifeleri ekleyen güzel şehrimiz Erzurum’un şanlı zafer günüdür. Bu vesileyle vatanımızı kanı, canı pahasına müdafaa eden bütün aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi bir kez daha rahmet, şükran ve minnetle yâd ediyorum.

ERVAK Başkanı Erdal Güzel,Yetkililere Seslendi
Bir asır önce yaşanılan acıların sergilendiği “ Müslüman Türk Soykırım Müzesi”nin şehrimizde olmamasının büyük bir noksanlık olduğunu ifade eden ERVAK Başkanı Erdal Güzel, tarihe tanıklık eden Mürsel Ağa Konağı ve Ezirmikli Osman Ağa konaklarının bulundukları yerlerde o günlerde yaşananları anlatan bir anıtın yapılmasının beklentileri arasında olduğunu söyledi. Güzel, “ İşgal yılları arasında kardeş Azerbaycan’dan gelerek Erzurumluların yardımına koşan Bakü Cemiyet-i Hayriyesi’nin fedakâr evlatlarına karşı vefa borcumuzu ödememiz gerekiyor. Gence ile Erzurum’un kardeş şehir olarak ilan edilmesi, Erzurum’un herhangi bir caddesine ‘Cemiyeti Hayriye’ ismi verilmesi, Ermeniler tarafından hunharca katledilen 3000 şehidimizin bulunduğu Yanık Dere Şehitliğinin ilgisizlik ve bakımsızlıktan kurtarılması en büyük arzumuzdur” dedi.

Erzurum; Bağımsızlık ve Milli Mücadelenin Sembol Şehridir ( AK Parti Erzurum İl Başkanı Mehmet Emin Öz)
Bir milletin gururu ve uğrunda övünç duyulan vatan şehirleri vardır. Bu şanlı ve aziz milletin tarihini başlatan ve mukaddesatına kendisini adayan şehirleri vardır. Erzurum; büyük Türk milletinin tarihi misyonunda Anadolu’nun kilidi ve anahtarı konumunu üstlenmiş kutsal ve tarihi Müslüman-Türk yurdudur. Erzurum, Türk-İslam mührünü tüm varlığında taşıyan nadir şehirlerimizden biridir. Erzurum; üstlendiği tarihi misyonu gereği Anadolu’nun bağımsızlık mücadelesinin yegâne sembol ve simge şehridir.” Doğu’nun muzaffer kumandanı Kazım Karabekir Paşa’nın 12 Mart sabahını ifade eden düşüncelerini mesajında yer veren Başkan Öz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Erzurum’un 12 Mart sabahını Kazım Karabekir Paşa, şöyle anlatır; ‘Erzurum’da öyle acıklı olaylar gördük ki insanı insanlığından iğrendiriyordu. Halk gözyaşlarıyla şuraya buraya koşuyor, kimi oğlunu, kimi babasını, kimi karısını süngülenmiş veya yakılmış buluyor, saçlarını yoluyordu. Sokaklarda hayat eseri görülmüyordu. Yerlerde çocuk, kadın ve yaşlılar kanlar içinde yatıyordu. Sokaklarda canlılıktan bir iz bile kalmamıştı.’ İşte bugün üzerinde gezindiğimiz bu mübarek şehrin toprakları Hakk’a yürüyen şühedanın kanları ve şehadetleriyle yoğrulmuştur. 101 yıl önce bir 12 Mart’ta içimizi acıtan bu yara bir asır geçse dahi halen daha yüreğimizi dağlamaktadır. 12 Mart bu aziz şehrin düşmana karşı gösterdiği dirilişin adıdır. 12 Mart; hürriyet ve bağımsızlık uğruna candan, yardan ve serden geçenlerin vatan mücadelesini anlatır bizlere… Bu duygu ve düşüncelerle 101 yıl önce Erzurum’un vatanlaşması uğruna şühedaya koşan aziz şehitlerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum.

( Çat Belediye Başkanı Arif Hikmet Kılıç)
Erzurum'un düşman işgalinden kurtuluşunun 101. Yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. 12 Mart 1918 tarihinin Erzurum için bir dönüm noktası olduğuna dikkat çeken Başkan Kılıç, “Vatan için can verme şerefine eren aziz şehitlerimize rahmet diliyorum” dedi. Mesajında Erzurum’un bir kale şehir olduğuna vurgu yapan Başkan Kılıç şu ifadelere yer verdi: Erzurum düşmana geçit vermeyen Kale şehirdir. Kurtuluş Savaşı'na kadar olan dönemde zaman zaman işgallere maruz kalsa da, her seferinde düşmandan temizlenmiştir. 12 Mart 1918’de de, Bir büyük millete kefen biçmeye kalkışanlar karşısında şanlı bir duruş gösteren Dadaşlar, düşmanı vatan topraklarından temizlemiştir. 12 Mart 1918 Erzurum için bir dönüm noktasıdır. Cumhuriyete giden yolun anahtarıdır. Tarih önünde dadaşça duruştur. Düşman karşısında bir destan kaydıdır. Yokluklar içindeki bir milletin ‘vatan sana canım feda´ örneği sergilediği gündür. ‘Vatan Vatan diye erdik de Dadaş Olduk’ diyenlerin yazdığı kahramanlık destanıdır. Erzurum birçok medeniyete ev sahipliği yapmış kadim bir kenttir. Bir taraftan ecdadımızın yazdığı şanlı destanların onurunu yaşarken, diğer taraftan da ilimizi daha müreffeh bir kent haline nasıl taşıyabiliriz, bunun hesabını yapmalıyız. Vatan için bir dakika dahi düşünmeden canını ortaya koyan Dadaşlar, hizmette hep dahasını hak etmiştir. Çat Belediye Başkanı olarak bu anlayışla hareket ettiğimizin altını çizmek istiyor, Vatan için can verme şerefine eren şehitlerimizi, gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyorum. Ayrıca İstiklal Marşı’mızın kabulünün 98’inci yıldönümünü de bu vesileyle kutluyor, milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u minnet ve şükranla yâd ediyorum.”