
Geçtiğimiz hafta Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne 1915 olaylarının “Ermeni soykırımı" olarak tanınması için teklif veren HDP Milletvekili Garo Paylan'a tepkiler sürüyor.
Haber Merkezi
HDP Milletvekili Garo Paylan’ın Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne verdiği ‘Ermeni soykırımı tanınsın’ yasa teklifi, Ermeni zulmünün etkilerinin büyük olduğu Doğu’da büyük tepkiyle karşılandı.

Iğdır
Iğdır'ın merkeze bağlı Hakmehmet köyünde 1919 yılında Ermeniler tarafından katledilen şehitler törenle anıldı. Iğdır Azerbaycan Evi Derneği Başkanı Serdar Ünsal ve Hakmehmet köyü sakinleri, köyde 1919 yılında Ermeniler tarafından katledilen şehitler için Kur'an-ı Kerim okuyup dua etti. Burada bir açıklama yapan Iğdır Azerbaycan Evi Derneği Başkanı Serdar Ünsal, “1919 yılında Ermeniler Iğdır'ın Tuzluca ilçesindeki Gedikli köyünde, yine Iğdır merkezdeki Oba ve Hakmehmet köylerinde bir katliam gerçekleştirmişlerdir. Oba köyünde ve Gedikli köyünde insanları tandır damlarına doldurarak diri diri yakmışlardır. Yine şu an içinde bulunduğumuz Hakmehmet köyünde bulunduğumuz bu yerde insanları su kuyusuna doldurarak yüze yakın insanı diri diri su kuyusunda boğarak şehit etmişlerdir. 1919 yılında Türkiye'de Doğu Anadolu Bölgesi'nde Iğdır'da katliam yapanların torunları, 1992 yılında Azerbaycan'ın Hocalı şehrinde aynı soykırımı gerçekleştirmiştir. Türk bayraklarını, Azerbaycan bayraklarını bugün Ermenistan'da yakmışlardı. Biz asil Türk milleti olarak Ermenilere hiçbir zaman soykırım yapmamışız, onları hep korumuşuzdur, müdafaa etmişizdir. Osmanlı tarihine baktığımız zaman koruduğumuz, 'Sadık-ı Millet' dediğimiz Ermenilerin Dışişleri Bakanlığında, Maliye Bakanlığında çeşitli görevlerde olduğunu görmemiz mümkündür. Hastalıktan ölen insanları Türkler öldürdü diye yaygara yapmaktadırlar. Biz asil Türk milleti olarak hiçbir zaman Ermenilere veya başka milletlere katliam yapmamışız, yapmamız da mümkün değildir” dedi.
Garo Paylan’a tepki
Garo Paylan’ın sözde 'Ermeni soykırımı'nın tanınması için TBMM'ye verdiği kanun teklifine de sert tepki gösteren Ünsal, “Bugün Türk vatandaşı olan Ermeni kökenli Garo Paylan, Türkiye Büyük Millet Meclisine bir soru önergesi, bir teklif vererek soykırımı tanıyın demiştir. Bu bir terbiyesizliktir. Türk devletine meydan okumaktır. Garo Paylan ve partisini kınıyoruz. Garo Paylan, Türk milletinden özür dilemelidir” dedi.

"Kuyu 1999 yılında açıldı"
Katliamı canlı tanıklardan dinlediğini söyleyen Iğdır Muhtarlar Derneği Başkanı Mikail Ud ise, “1999 yılında dönemin valisi Sayın Şemsettin Uzun ile Atatürk Üniversitesi'ndeki hocalar ile bu kuyunun açılmasına karar verildi. Bu kuyuyu 1999 yılında açarak dünya kamuoyu gözünün önünde şehitlerimizin naaşını burada sergiledik. Avustralyalı İtalyan tarihçi ve BBC televizyonu da buradaydı. Müslümanların burada nasıl katledildiğini, gözlemlerini burada yaptılar ve kamuoyuna duyurdular. Bir köyün 83 tane hane reisini bir anda dünyadan siliyorlar. Köyün tarihçesini yok etmek için böyle bir katliam yaptılar. 1919 yılında burada yaptıklarını 1992 yılında Azerbaycan’da soydaşlarımıza yine yaptılar” dedi.
‘Biz kimseye haksızlık yapmadık, kimse de bize haksızlık yapamaz’
1991 Hakmehmet köyü katliamından sadece babası sağ kurtulan Feremez Duman, “Bu katliamda sadece babam sağ kurtuldu. Bu kuyuya babamın ismi, Uzun Hüseyin kuyusu adı verildi. Eğer biz Ermenilere katliam yaptıysak Türkiye’nin en güzel yerlerinde bunlar nasıl yaşıyor. Bunlara katliam yaptıysak bunlar nasıl bugün varlar. Katliam istiyorlarsa buyursunlar Azerbaycan’a baksınlar. Şuşa, Laçin, Karabağ ve diğer yerlerdeki şehitler Ermeni midir? Biz Türk halkıyız, biz kimseye haksızlık yapmadık, kimse de bize haksızlık yapamaz” dedi.

TBMM Başkanı da sessiz kalmadı
Ankara’daki Cebeci Asri Mezarlığı’nda bulunan Dışişleri Şehitliği’ni ziyaret eden TBMM Başkanı Şentop, HDP Milletvekili Garo Paylan'ın 1915 olaylarının “Ermeni soykırımı" olarak tanınması yönünde verdiği kanun teklifini değerlendirdi. Şentop, “Türkiye’de böyle bir kanun teklifini vermek, verebilmek Türkiye içerisinden değil Türkiye dışından bir cesaretin desteğiyle olabilir. İkincisi zira TBMM’de ve bizim tarihimize hakaret edilmesine asla müsaade etmeyiz. Buna Meclis Başkanı olarak ben de asla müsaade etmem ama milletimizin temsilcisi olan milletvekillerimiz de buna müsaade etmez” diye konuştu.
Milletvekili seçilebilmek için hukuken Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmanın yeterli olduğunu söyleyen Şentop, “Değişiklik teklifini iade etmek için hukuki gerekçelerimizde mevcut zaten” dedi.

“Bir provokasyon olduğunu ifade etmek isterim”
Şentop, bu teklife şahit olduğu anda iadesini gerçekleştirdiğini belirterek şunları söyledi: “Şu anda hukuken bir verilmiş teklif yoktur, söz konusu değildir. Bununla ilgili hukuken yapılabilecek şeyler, metnin içeriğiyle ilgili hukukçuların, savcıların yapacağı çalışmalarla ortaya çıkabilir. Hukuken, tarihen bu konuyu biz her zaman tartışmaya hazırız. Bizim milletimize hakaret eden, bunu hukuken, tarihen tartışmak yerine siyaseten yaftalamaya, ithama yönelen her türlü hareketin karşısında oluruz. Böyle bir davranışın da iyi niyetli bir davranış olmadığını, bir provokasyon olduğunu ifade etmek isterim.”

Rektör Çomaklı’dan kınama
Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, 24 Nisan Sözde Ermeni Soykırımı nedeniyle bir mesaj yayımladı. Rektör Çomaklı mesajında şu ifadelere yer verdi: Tarih kendi seyrinde akar ancak tarih içinde kimi kırılma noktaları vardır ki akıl almaz, yürek dayanmaz, inanılmazdır. Olmaz denen olur, yapmaz denen yarar ve tarih o andan itibaren bambaşka bir seyir alır. Yüzyıllar boyunca Millet’i Sadıka namıyla Türklerle bir arada yaşayan Ermeniler, Rus işgali ile Türkler ile olan tarihsel birlikteliğini bir kenara bırakarak bambaşka yüzlerini ortaya çıkardılar. Taşnak çeteleri başta Erzurum, Kars, Van olmak üzere birçok şehirde birbiri üstüne katliamlar yapmaya başlamıştı. Bu durum üzerine 1915 yılında çıkartılan Tehcir Kanunu ile Ermeniler, geride kalan mallarının değeri ödenerek göç ettirildiler. Bu durum yıllardır Avrupa ve Amerika’da derin lobicilik faaliyetleri ile palazlandırılan bir propagandanın, sözde bir soykırımın karalamasına maruz kalmamıza sebep oldu. Ancak vicdan ve merhamet ile taçlandırılan bir geçmişe sahip olan, hem Türk hem Müslüman kimliği ile bu karalamanın çok uzağında bulunan Türk Milleti adına bu soykırım yalanını kınıyoruz.
Dokunulmazlık dosyası TBMM’de
Geçtiğimiz günlerde Garo Paylan, HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar'ın da arasında bulunduğu 10 milletvekiline ait 12 dokunulmazlık dosyası TBMM Başkanlığına sunulmuştu. 8 HDP, 1 DBP ve 1 AK Parti milletvekilinin yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında hazırlanan Cumhurbaşkanlığı tezkereleri TBMM Başkanlığına sunuldu. Dokunulmazlık dosyası Meclise ulaşan milletvekilleri şöyle:“HDP Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz, HDP Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıer, HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, HDP Batman Milletvekili Feleknas Uca, HDP Muş Milletvekili Mensur Işık, HDP Eş Genel Başkanı ve Mardin Milletvekili Mithat Sancar, HDP Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun, HDP Muş Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, AK Parti Ordu Milletvekili Şenel Yediyıldız, Demokratik Bölgeler Partisi Diyarbakır Milletvekili Salihe Aydeniz.”
Salihe Aydeniz ile Remziye Tosun'un ise iki dosyası bulunuyor.

Dağa kaçırılan çocukla fotoğrafı çıktı
Diyarbakır HDP il binası önünde evlat nöbeti tutun Süleyman Çetinkaya'nın ablasının, kardeşinin HDP’li Garo Paylan ile fotoğraf çektirdikten 5 ay sonra PKK’ya teslim edildiğine dair fotoğrafa ulaştığı ortaya çıktı. HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde 3 Eylül 2019 tarihinde başlatılan evlat nöbetinde Hacire Akar’dan sonra Süleyman Çetinkaya’nın ailesi evlat nöbetine katılmıştı. HDP tarafından kandırılıp terör örgütü PKK’ya gönderilen 246 ailenin evlat nöbeti 821’nci gününe girdi. Süleyman Çetinkaya’nın ablası Zekiye, kardeşi Süleyman Çetinkaya'nın 31 Mart 2019 yerel seçim öncesinde HDP Milletvekili Garo Paylan ile fotoğraf çektirdikten 5 ay sonra kandırılarak dağa kaçırıldığı ve HDP tarafından PKK terör örgütüne teslim edildiğine ulaştı.
Haber Merkezi
HDP Milletvekili Garo Paylan’ın Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne verdiği ‘Ermeni soykırımı tanınsın’ yasa teklifi, Ermeni zulmünün etkilerinin büyük olduğu Doğu’da büyük tepkiyle karşılandı.

Iğdır
Iğdır'ın merkeze bağlı Hakmehmet köyünde 1919 yılında Ermeniler tarafından katledilen şehitler törenle anıldı. Iğdır Azerbaycan Evi Derneği Başkanı Serdar Ünsal ve Hakmehmet köyü sakinleri, köyde 1919 yılında Ermeniler tarafından katledilen şehitler için Kur'an-ı Kerim okuyup dua etti. Burada bir açıklama yapan Iğdır Azerbaycan Evi Derneği Başkanı Serdar Ünsal, “1919 yılında Ermeniler Iğdır'ın Tuzluca ilçesindeki Gedikli köyünde, yine Iğdır merkezdeki Oba ve Hakmehmet köylerinde bir katliam gerçekleştirmişlerdir. Oba köyünde ve Gedikli köyünde insanları tandır damlarına doldurarak diri diri yakmışlardır. Yine şu an içinde bulunduğumuz Hakmehmet köyünde bulunduğumuz bu yerde insanları su kuyusuna doldurarak yüze yakın insanı diri diri su kuyusunda boğarak şehit etmişlerdir. 1919 yılında Türkiye'de Doğu Anadolu Bölgesi'nde Iğdır'da katliam yapanların torunları, 1992 yılında Azerbaycan'ın Hocalı şehrinde aynı soykırımı gerçekleştirmiştir. Türk bayraklarını, Azerbaycan bayraklarını bugün Ermenistan'da yakmışlardı. Biz asil Türk milleti olarak Ermenilere hiçbir zaman soykırım yapmamışız, onları hep korumuşuzdur, müdafaa etmişizdir. Osmanlı tarihine baktığımız zaman koruduğumuz, 'Sadık-ı Millet' dediğimiz Ermenilerin Dışişleri Bakanlığında, Maliye Bakanlığında çeşitli görevlerde olduğunu görmemiz mümkündür. Hastalıktan ölen insanları Türkler öldürdü diye yaygara yapmaktadırlar. Biz asil Türk milleti olarak hiçbir zaman Ermenilere veya başka milletlere katliam yapmamışız, yapmamız da mümkün değildir” dedi.
Garo Paylan’a tepki
Garo Paylan’ın sözde 'Ermeni soykırımı'nın tanınması için TBMM'ye verdiği kanun teklifine de sert tepki gösteren Ünsal, “Bugün Türk vatandaşı olan Ermeni kökenli Garo Paylan, Türkiye Büyük Millet Meclisine bir soru önergesi, bir teklif vererek soykırımı tanıyın demiştir. Bu bir terbiyesizliktir. Türk devletine meydan okumaktır. Garo Paylan ve partisini kınıyoruz. Garo Paylan, Türk milletinden özür dilemelidir” dedi.

"Kuyu 1999 yılında açıldı"
Katliamı canlı tanıklardan dinlediğini söyleyen Iğdır Muhtarlar Derneği Başkanı Mikail Ud ise, “1999 yılında dönemin valisi Sayın Şemsettin Uzun ile Atatürk Üniversitesi'ndeki hocalar ile bu kuyunun açılmasına karar verildi. Bu kuyuyu 1999 yılında açarak dünya kamuoyu gözünün önünde şehitlerimizin naaşını burada sergiledik. Avustralyalı İtalyan tarihçi ve BBC televizyonu da buradaydı. Müslümanların burada nasıl katledildiğini, gözlemlerini burada yaptılar ve kamuoyuna duyurdular. Bir köyün 83 tane hane reisini bir anda dünyadan siliyorlar. Köyün tarihçesini yok etmek için böyle bir katliam yaptılar. 1919 yılında burada yaptıklarını 1992 yılında Azerbaycan’da soydaşlarımıza yine yaptılar” dedi.
‘Biz kimseye haksızlık yapmadık, kimse de bize haksızlık yapamaz’
1991 Hakmehmet köyü katliamından sadece babası sağ kurtulan Feremez Duman, “Bu katliamda sadece babam sağ kurtuldu. Bu kuyuya babamın ismi, Uzun Hüseyin kuyusu adı verildi. Eğer biz Ermenilere katliam yaptıysak Türkiye’nin en güzel yerlerinde bunlar nasıl yaşıyor. Bunlara katliam yaptıysak bunlar nasıl bugün varlar. Katliam istiyorlarsa buyursunlar Azerbaycan’a baksınlar. Şuşa, Laçin, Karabağ ve diğer yerlerdeki şehitler Ermeni midir? Biz Türk halkıyız, biz kimseye haksızlık yapmadık, kimse de bize haksızlık yapamaz” dedi.

TBMM Başkanı da sessiz kalmadı
Ankara’daki Cebeci Asri Mezarlığı’nda bulunan Dışişleri Şehitliği’ni ziyaret eden TBMM Başkanı Şentop, HDP Milletvekili Garo Paylan'ın 1915 olaylarının “Ermeni soykırımı" olarak tanınması yönünde verdiği kanun teklifini değerlendirdi. Şentop, “Türkiye’de böyle bir kanun teklifini vermek, verebilmek Türkiye içerisinden değil Türkiye dışından bir cesaretin desteğiyle olabilir. İkincisi zira TBMM’de ve bizim tarihimize hakaret edilmesine asla müsaade etmeyiz. Buna Meclis Başkanı olarak ben de asla müsaade etmem ama milletimizin temsilcisi olan milletvekillerimiz de buna müsaade etmez” diye konuştu.
Milletvekili seçilebilmek için hukuken Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmanın yeterli olduğunu söyleyen Şentop, “Değişiklik teklifini iade etmek için hukuki gerekçelerimizde mevcut zaten” dedi.

“Bir provokasyon olduğunu ifade etmek isterim”
Şentop, bu teklife şahit olduğu anda iadesini gerçekleştirdiğini belirterek şunları söyledi: “Şu anda hukuken bir verilmiş teklif yoktur, söz konusu değildir. Bununla ilgili hukuken yapılabilecek şeyler, metnin içeriğiyle ilgili hukukçuların, savcıların yapacağı çalışmalarla ortaya çıkabilir. Hukuken, tarihen bu konuyu biz her zaman tartışmaya hazırız. Bizim milletimize hakaret eden, bunu hukuken, tarihen tartışmak yerine siyaseten yaftalamaya, ithama yönelen her türlü hareketin karşısında oluruz. Böyle bir davranışın da iyi niyetli bir davranış olmadığını, bir provokasyon olduğunu ifade etmek isterim.”

Rektör Çomaklı’dan kınama
Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, 24 Nisan Sözde Ermeni Soykırımı nedeniyle bir mesaj yayımladı. Rektör Çomaklı mesajında şu ifadelere yer verdi: Tarih kendi seyrinde akar ancak tarih içinde kimi kırılma noktaları vardır ki akıl almaz, yürek dayanmaz, inanılmazdır. Olmaz denen olur, yapmaz denen yarar ve tarih o andan itibaren bambaşka bir seyir alır. Yüzyıllar boyunca Millet’i Sadıka namıyla Türklerle bir arada yaşayan Ermeniler, Rus işgali ile Türkler ile olan tarihsel birlikteliğini bir kenara bırakarak bambaşka yüzlerini ortaya çıkardılar. Taşnak çeteleri başta Erzurum, Kars, Van olmak üzere birçok şehirde birbiri üstüne katliamlar yapmaya başlamıştı. Bu durum üzerine 1915 yılında çıkartılan Tehcir Kanunu ile Ermeniler, geride kalan mallarının değeri ödenerek göç ettirildiler. Bu durum yıllardır Avrupa ve Amerika’da derin lobicilik faaliyetleri ile palazlandırılan bir propagandanın, sözde bir soykırımın karalamasına maruz kalmamıza sebep oldu. Ancak vicdan ve merhamet ile taçlandırılan bir geçmişe sahip olan, hem Türk hem Müslüman kimliği ile bu karalamanın çok uzağında bulunan Türk Milleti adına bu soykırım yalanını kınıyoruz.
Dokunulmazlık dosyası TBMM’de
Geçtiğimiz günlerde Garo Paylan, HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar'ın da arasında bulunduğu 10 milletvekiline ait 12 dokunulmazlık dosyası TBMM Başkanlığına sunulmuştu. 8 HDP, 1 DBP ve 1 AK Parti milletvekilinin yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında hazırlanan Cumhurbaşkanlığı tezkereleri TBMM Başkanlığına sunuldu. Dokunulmazlık dosyası Meclise ulaşan milletvekilleri şöyle:“HDP Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz, HDP Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıer, HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, HDP Batman Milletvekili Feleknas Uca, HDP Muş Milletvekili Mensur Işık, HDP Eş Genel Başkanı ve Mardin Milletvekili Mithat Sancar, HDP Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun, HDP Muş Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, AK Parti Ordu Milletvekili Şenel Yediyıldız, Demokratik Bölgeler Partisi Diyarbakır Milletvekili Salihe Aydeniz.”
Salihe Aydeniz ile Remziye Tosun'un ise iki dosyası bulunuyor.

Dağa kaçırılan çocukla fotoğrafı çıktı
Diyarbakır HDP il binası önünde evlat nöbeti tutun Süleyman Çetinkaya'nın ablasının, kardeşinin HDP’li Garo Paylan ile fotoğraf çektirdikten 5 ay sonra PKK’ya teslim edildiğine dair fotoğrafa ulaştığı ortaya çıktı. HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde 3 Eylül 2019 tarihinde başlatılan evlat nöbetinde Hacire Akar’dan sonra Süleyman Çetinkaya’nın ailesi evlat nöbetine katılmıştı. HDP tarafından kandırılıp terör örgütü PKK’ya gönderilen 246 ailenin evlat nöbeti 821’nci gününe girdi. Süleyman Çetinkaya’nın ablası Zekiye, kardeşi Süleyman Çetinkaya'nın 31 Mart 2019 yerel seçim öncesinde HDP Milletvekili Garo Paylan ile fotoğraf çektirdikten 5 ay sonra kandırılarak dağa kaçırıldığı ve HDP tarafından PKK terör örgütüne teslim edildiğine ulaştı.