
İslam dininde en değerli ay Ramazan ayıdır. Ramazan ayı niçin en değerli aydır? Çünkü Rabbimiz, Kuran’ı Ramazan ayında indirmeye başladı. Kuran ve oruç, iman ve amel, hayır ve bereket bu aydan başlayarak, ıtırlı bahar kırları gibi, Müslümanları Allahü Teâlâ’ya yaklaştırdı ve gönüllerini nurlandırıp ferahlandırdı.
Hayır ve bereket bakımından diğer aylar birer nehirse Ramazan ayı denizdir. Ramazan’a ulaşan Müslümanlar, eğer bu ayı, hayır ve bereketinin farkında olarak geçirirlerse, büyük bir nimete ermiş olurlar. Ramazan’ı ibadetle, hayır hasanetle, zikir ve fikirle tamamlayan insan, kendinde bir toparlanma, manevi bir gelişme hisseder. Böylece kalan on bir ayı da iyilik üzere geçe bilir. Ramazan’ı, diğer aylardan bir ay gören kişiyse, duygu, düşünce, tutum ve davranışında bir değişiklik yapmadığından, hayır ve bereketi eliyle itmiş olur. Haliyle bu tür insanların kalan on bir aylarının da sıkıntı içinde geçmesi mümkündür.
Ramazan ayı, diğer ayları besleyen bir tarladır. Ramazan’da dikilen amel fideleri ve amel tohumları, diğer aylarda neşv ü nema bulur. Bu ayın kutsiyetini fark ederek, bu ekinleri ekenler, nimetlerini deste deste biçerler. Her ay, mecaz yahut hakikat olarak, bir şahıs gibi düşünüldüğünde, Ramazan ayı da, canlı bir varlık gibi, kimden razı olursa, o kimse mağfirete ermiş olur. Ramazan ayı, kendisine ulaşıp da, nimetlerinden istifade edemeyen insanlara gücenir, kendisinde cem olmuş hayırlardan, bereketlerden pay alamamış olmalarından dolayı onları kınar; ‘ey insan! Sana yazıklar olsun, Allahü Teâlâ, mağfiret ırmağını kapından akıttı da yüzünü gözünü yıkamadın, gözün de kalbin de çapaklı kaldı. Vah sana!’ der.
Anlamını bilelim bilmeyelim, bu ayda Kuran’ı hatmetmek, orucu taçlandıran en önemli ibadetlerdendir. Ramazan ayında hatim indiren Müslümanlar, Allah’ın rızasına talip olduklarından, bereketlere kavuşup hayırlara erişeceklerinden emin olmalıdırlar.
Ramazan ayının gündüzü başka hayırlarla doludur, gecesi başka hayırlarla dolu. Bu ay, imanımızın ve hidayetimizin başlangıcı olan Kuran’ın inmeye başladığı aydır; kulluğu derinden hissetme ayıdır, hayır ayıdır, bereket ayıdır, af ve mağfiret ayıdır; kalan ayların nasıl geçeceğinin rotasının belirlendiği istikamet ayıdır. Gecesinden ve gündüzünden istifade etmeye bakmalıdır.
Elimizde daha ramazan günleri var. Hiç olmazsa onların kadrini kıymetini bilelim. Başlamayanlar acilen hatim okumaya, Kuran’la meşgul olmaya bakmalıdır. Ramazan’ı bir eğlence ayı haline getirenler, büyük bir vebali üstlendiklerini bilmelidir. Ramazan ayından gafil olanlar, onu kendilerine küstürenler, nasıl bir nimeti elden kaçırdıklarını bilmediklerinden, hallerine ne kadar ah vah etseler, yeri var! Ne mutlu o kimselere ki, Ramazan’ın kadrini kıymetini bilmişlerdir; ne mutlu o kimselere ki, Ramazan ayı kendilerinden razı olmuştur.
Hayır ve bereket bakımından diğer aylar birer nehirse Ramazan ayı denizdir. Ramazan’a ulaşan Müslümanlar, eğer bu ayı, hayır ve bereketinin farkında olarak geçirirlerse, büyük bir nimete ermiş olurlar. Ramazan’ı ibadetle, hayır hasanetle, zikir ve fikirle tamamlayan insan, kendinde bir toparlanma, manevi bir gelişme hisseder. Böylece kalan on bir ayı da iyilik üzere geçe bilir. Ramazan’ı, diğer aylardan bir ay gören kişiyse, duygu, düşünce, tutum ve davranışında bir değişiklik yapmadığından, hayır ve bereketi eliyle itmiş olur. Haliyle bu tür insanların kalan on bir aylarının da sıkıntı içinde geçmesi mümkündür.
Ramazan ayı, diğer ayları besleyen bir tarladır. Ramazan’da dikilen amel fideleri ve amel tohumları, diğer aylarda neşv ü nema bulur. Bu ayın kutsiyetini fark ederek, bu ekinleri ekenler, nimetlerini deste deste biçerler. Her ay, mecaz yahut hakikat olarak, bir şahıs gibi düşünüldüğünde, Ramazan ayı da, canlı bir varlık gibi, kimden razı olursa, o kimse mağfirete ermiş olur. Ramazan ayı, kendisine ulaşıp da, nimetlerinden istifade edemeyen insanlara gücenir, kendisinde cem olmuş hayırlardan, bereketlerden pay alamamış olmalarından dolayı onları kınar; ‘ey insan! Sana yazıklar olsun, Allahü Teâlâ, mağfiret ırmağını kapından akıttı da yüzünü gözünü yıkamadın, gözün de kalbin de çapaklı kaldı. Vah sana!’ der.
Anlamını bilelim bilmeyelim, bu ayda Kuran’ı hatmetmek, orucu taçlandıran en önemli ibadetlerdendir. Ramazan ayında hatim indiren Müslümanlar, Allah’ın rızasına talip olduklarından, bereketlere kavuşup hayırlara erişeceklerinden emin olmalıdırlar.
Ramazan ayının gündüzü başka hayırlarla doludur, gecesi başka hayırlarla dolu. Bu ay, imanımızın ve hidayetimizin başlangıcı olan Kuran’ın inmeye başladığı aydır; kulluğu derinden hissetme ayıdır, hayır ayıdır, bereket ayıdır, af ve mağfiret ayıdır; kalan ayların nasıl geçeceğinin rotasının belirlendiği istikamet ayıdır. Gecesinden ve gündüzünden istifade etmeye bakmalıdır.
Elimizde daha ramazan günleri var. Hiç olmazsa onların kadrini kıymetini bilelim. Başlamayanlar acilen hatim okumaya, Kuran’la meşgul olmaya bakmalıdır. Ramazan’ı bir eğlence ayı haline getirenler, büyük bir vebali üstlendiklerini bilmelidir. Ramazan ayından gafil olanlar, onu kendilerine küstürenler, nasıl bir nimeti elden kaçırdıklarını bilmediklerinden, hallerine ne kadar ah vah etseler, yeri var! Ne mutlu o kimselere ki, Ramazan’ın kadrini kıymetini bilmişlerdir; ne mutlu o kimselere ki, Ramazan ayı kendilerinden razı olmuştur.