
Üretimin tüketimi karşılamaması nedeniyle yaklaşık 500 bin büyükbaş ithal eden Türkiye, her yıl 400 bin buzağı doğumdan bir ay sonra kaybediyor. Bakanlık, ölümlerinin önüne geçmek için 8 yıl önce başlattığı buzağı desteklemesine bu yıl daha da ağırlık verecek. Her buzağıya 350-500 lira ödenecek.
Onur SAĞSÖZ / ERZURUM
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Türkiye’nin hayvan varlığını korumak ve yaklaşık 500 bin büyük baş hayvan ithal edilmesini önlemek için buzağı desteklemesine ağırlık verdi. Dünya ülkelerine bakıldığında hayvancılık açısından kendi kendine yeten bir ülke gibi görünen Türkiye’de yıllık 2,5 milyon olan buzağı üretimine rağmen, yaklaşık 400 bin buzağı ‘geleneksel besicilik yöntemleri’ nedeniyle ölüyor. Bu potansiyeli en iyi şekilde değerlendirmek için buzağı desteklemesine ağırlık vermeye başlayan Bakanlık, Milli Tarım Projesi kapsamında her doğan buzağıya karşılık sahibine 350 ile 500 lira arasında ödeme yapacak. Desteğin önümüzdeki aylarda da daha artacağı beklenirken, bakanlık yetkilileri yetiştiricilerin modern besiciliğe geçmesi gerektiğini dile getirdi.
Üç önemli nokta
Sığır yetiştirmede en önemli unsurun her inekten yıl içinde bir buzağı almak ve bu buzağının verim verecek yaşa kadar beslenmesini sağlamak olduğunu belirten yetkililer, dikkat edilmesi gereken başlıkları şöyle sıraladılar. “Buzağı bakım ve beslenmesinde üç önemli konuya ağırlık verilmeli. Birincisi hayvan doğduktan sonra sağlığı ile ilgili yapılması gerekenler, ikincisi beslenme ve üçüncü de barındığı ortamlar. Besicilerimizde maalesef geleneksel bir bilinç var. Örneğin buzağı doğduktan hemen sonra göbek bakımının işi yapılması gerekiyor. Çünkü göbek kordonundan aldığı bakterilerle ilk günlerde septisemi hastalığıyla büyük buzağı kayıpları yaşanıyor.”

Ağız sütü mutlaka verilmeli
“Ayrıca ağız sütü almayan buzağı hastalıklarla mücadele edemez. Bu nedenle buzağı doğar doğmaz ilk yarım saat içinde ağız sütü içirilmesi gerekiyor. Memeden emmiyorsa bile biberonla içebildiği kadar ağız sütü verilmesi lazım ki hayvan vücudu bağışıklık kazansın. Bununla birlikte ilk 24 saatten sonra septisemi serumları verilmesi şart. Özellikle ahır şartları iyi olmayan yerlerde bu uygulanmalı. Doğru bilinen yanlışlardan biri de ahırlardaki hava sıcaklığının çok üst düzeyde tutulması. Öyle ki insan konforu için 23 derece olan hava sıcaklığı hayvanlarda 10 derecedir. Yeni doğan buzağılarda bu 18 dereceye kadar çıkarılabilir. Yani o kadar sıcak barınaklara gerek yok. Bununla birlikte her buzağıya 2-3 metrekarelik bir alan oluşturulması lazım. Tabi temiz olmak şartıyla yumuşak ve kuru bir zeminde olmaları lazım. Çünkü ilk üç ay buzağılar için çok önemli. Buzağı kayıplarında etken olan hastalıklara karşı aşıların ihmal edilmemesi de çok önemli bir başlık. Buzağı doğduktan hemen sonra kayıt yaptırılacak ve ikinci ayında mutlaka şap aşısı yapılacak. Daha sonra Brucella ve LSD aşısı olunacak.”
Erzurum’da 220 bin buzağı doğuyor
Öte yandan 650 bin büyükbaş hayvan sayısıyla Türkiye’de ikinci sırada olan Erzurum’da her yıl 220 bin buzağının dünyaya geldiği bildirildi. Önemli bir kısmı doğumdan bir ay sonra ölen buzağıların yaşatılabilmesi için besicilere büyük görev düşüyor.
Onur SAĞSÖZ / ERZURUM
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Türkiye’nin hayvan varlığını korumak ve yaklaşık 500 bin büyük baş hayvan ithal edilmesini önlemek için buzağı desteklemesine ağırlık verdi. Dünya ülkelerine bakıldığında hayvancılık açısından kendi kendine yeten bir ülke gibi görünen Türkiye’de yıllık 2,5 milyon olan buzağı üretimine rağmen, yaklaşık 400 bin buzağı ‘geleneksel besicilik yöntemleri’ nedeniyle ölüyor. Bu potansiyeli en iyi şekilde değerlendirmek için buzağı desteklemesine ağırlık vermeye başlayan Bakanlık, Milli Tarım Projesi kapsamında her doğan buzağıya karşılık sahibine 350 ile 500 lira arasında ödeme yapacak. Desteğin önümüzdeki aylarda da daha artacağı beklenirken, bakanlık yetkilileri yetiştiricilerin modern besiciliğe geçmesi gerektiğini dile getirdi.
Üç önemli nokta
Sığır yetiştirmede en önemli unsurun her inekten yıl içinde bir buzağı almak ve bu buzağının verim verecek yaşa kadar beslenmesini sağlamak olduğunu belirten yetkililer, dikkat edilmesi gereken başlıkları şöyle sıraladılar. “Buzağı bakım ve beslenmesinde üç önemli konuya ağırlık verilmeli. Birincisi hayvan doğduktan sonra sağlığı ile ilgili yapılması gerekenler, ikincisi beslenme ve üçüncü de barındığı ortamlar. Besicilerimizde maalesef geleneksel bir bilinç var. Örneğin buzağı doğduktan hemen sonra göbek bakımının işi yapılması gerekiyor. Çünkü göbek kordonundan aldığı bakterilerle ilk günlerde septisemi hastalığıyla büyük buzağı kayıpları yaşanıyor.”

Ağız sütü mutlaka verilmeli
“Ayrıca ağız sütü almayan buzağı hastalıklarla mücadele edemez. Bu nedenle buzağı doğar doğmaz ilk yarım saat içinde ağız sütü içirilmesi gerekiyor. Memeden emmiyorsa bile biberonla içebildiği kadar ağız sütü verilmesi lazım ki hayvan vücudu bağışıklık kazansın. Bununla birlikte ilk 24 saatten sonra septisemi serumları verilmesi şart. Özellikle ahır şartları iyi olmayan yerlerde bu uygulanmalı. Doğru bilinen yanlışlardan biri de ahırlardaki hava sıcaklığının çok üst düzeyde tutulması. Öyle ki insan konforu için 23 derece olan hava sıcaklığı hayvanlarda 10 derecedir. Yeni doğan buzağılarda bu 18 dereceye kadar çıkarılabilir. Yani o kadar sıcak barınaklara gerek yok. Bununla birlikte her buzağıya 2-3 metrekarelik bir alan oluşturulması lazım. Tabi temiz olmak şartıyla yumuşak ve kuru bir zeminde olmaları lazım. Çünkü ilk üç ay buzağılar için çok önemli. Buzağı kayıplarında etken olan hastalıklara karşı aşıların ihmal edilmemesi de çok önemli bir başlık. Buzağı doğduktan hemen sonra kayıt yaptırılacak ve ikinci ayında mutlaka şap aşısı yapılacak. Daha sonra Brucella ve LSD aşısı olunacak.”
Erzurum’da 220 bin buzağı doğuyor
Öte yandan 650 bin büyükbaş hayvan sayısıyla Türkiye’de ikinci sırada olan Erzurum’da her yıl 220 bin buzağının dünyaya geldiği bildirildi. Önemli bir kısmı doğumdan bir ay sonra ölen buzağıların yaşatılabilmesi için besicilere büyük görev düşüyor.
