
Yaşadığı rahatsızlık sebebiyle bir süredir koltuğundan ayrı kalan Yakutiye Belediye Başkanı Dr.Mahmut Uçar, yeniden eski sağlığına kavuştu, yeniden mesaiye başladı. Ancak Uçar, büyük bir fiziki farklılığı ile mesai arkadaşlarının karşısına çıktı.

Saçlarını kısaltan ve sakal da bırakan, hafif de kilo alan başkan Uçar, bu haliyle eski görüntüsünden bir hayli uzak görünüyor. Gerçi sakalın yakıştığını gözlemlediğim Uçar’ın farklılığını sanırım bu göreve geldiği ilk günkü fotoğrafı ile bugünkü fotoğrafı çok net anlatıyor gibime geliyor..
Belki siz bilmezsiniz..
DURSUN ŞEN
Çok iyi Demirel imzası atardı. Hatta bir keresinde o dönemin Devlet Bakanı Ekrem Ceyhun’un bilgisi dahilinde Horasan Belediyesine araç alımı için Süleyman Demirel’in iması ile Maliye Bakanlığı’ndan bütçe çıkartmıştı.
NACİ KAÇTIOĞLU
Çok iyi futbol oynardı. Orta sahada atom karınca gibiydi. Ayağından top almak mümkün değildi. Kavisli yan pasları ve çalımları ile 1.ligin meşhur oyuncularındandı.
MUAMMER YAYLALI
Eskiden beri bütün takım elbiselerini terzide diktirir, öyle giyerdi. Özellikle Mustafa Kotan onun terzisiydi. Bir takım elbise için sık sık da prova için Mustafa Kotan’ın terzi dükkanına gelirdi.
OKTAY YILDIRIM
Eskiden Erzurum’da gençlerin idolüydü. Başında özel fötr şapkası ve yakasında İtalyan fuları, özel dikim elbiseleri ile şehrin parmakla gösterilen en şık adamlarından biriydi. Lakabı Bacak Oktay’dır..
Yurdum yol’cuları!
Büyük filozof Konfüçyüs söylemiş sanırım. Ya bir yol bul ya bir yol aç ya da yoldan çekil diye.. Bugünlerde Bölge Eğitim Hastanesi’nde işi olan hasta veya yakınları, kardan dolayı yol olmadığı için kendince bir ulaşım yolu ihdas etmiş durumda.. Günün her saatinde özellikle Araştırma Hastanesi’nden Bölge Eğitim Hastanesine gidenler, kendilerinin ürettiği bu yolu kullanıyor. Bazen yürümesi güç olsa bile bu yol ile vatandaşlarımız maksadına ulaşmış görünüyor.

Yadigar kaldı imzası..
Emekli olduktan sonra İstanbul’a giden Erzurum Büyükşehir Belediyesi eski Genel Sekreterlerinden Ünsal Kıraç da hafta sonu Palandöken’de kayak yapmaya gelenlerdendi. Özellikle as başkanlık yaptığı BB Erzurumspor’da başarılı hizmetleriyle yakından bilenlerin gönlünde taht kuran Ünsal Kıraç ağabeyi ile konakladığı Snowdora Otel’de buluştuk. Genelde Erzurumspor üzerine yaptığımız sohbette kendisinden yaşadığı anılarını dinledik, gelecek ile ilgili düşüncelerini öğrendik. İstanbul’da mavi-beyazlı takımın tüm maçlarını izlediğini söyleyen Kıraç’ın, ‘’Dikkat edilmesi lazım. Garantisi yok bu işlerin. Play-off’da tehlikede olabilir’’ demesi, dikkatimizi çekti. Tabi Ünsal Kıraç denince bende sevecen, babacan ve de hep imzası güzel adam çağrışım yapar. Özellikle imzasına hayran kaldığım, bir hat’ı anımsatan imzasını beğendiğim Ünsal Kıraç’dan boş bir kağıda imza atmasını istedim. Kişisel karakterist özelliklerini yansıtan imzası ile bende hayranlık uyandıran, bir imza hayranı olarak bu kadar güzel imzası olanı az gördüğümden olsa gerek, attırdığım bu imzasını arşivime aldım. Kendi gitti ama yadigar kaldı imzası.. Gazeteci arkadaşım Cem Bakırcı’nın çektiği bu foto ile bu imza anını da ölümsüzleştirmiş olduk..

Mümessil ‘kısım’ gösterdi, şimdiden ‘gel, gel’ ettirdi..
İyi gişeler olsun!
Normalde henüz vizyona girmeyen film ya da dizinin fragmanı, o film ya da dizi için harcanan para ve emekle çok ilgilidir. Film ne kadar kadayıfsa, fragman o kadar kaymaktır! İyi bir fragman o film ya da dizinin izlenirliliğini belirler, seyircisini oluşturur. Bir fragmanın bana göre önceliği kısa, çarpıcı olması, akılda kalması ve de merak uyandıracak olmasıdır. Müzik, farklı çekim teknikleri, değişik anlatım metodları da fragmanın önemini artırır. Hareketli müzik, ekstra motivasyon sağlar yapıma. Hele ses ve kurgu, o film veya dizi için seyirciye ‘gel, gel’ etmelidir.. Fragman hazırlanan bir film kadar kıymetlidir ve genelde de fragmanları tutulan film ya da diziler, en çok izlenenler olmuştur. İyi bir kurgu kesinlikle iyi bir vurgudur!
***
Tamamı Erzurum’da çekilen, Servet Aksoy’un yapımcılığını yaptığı, Ayhan Taş, Selahattin Taşdöğen, Hacı Ali Konuk, Meral Konrat, Ferhat Aslan ve de Recep Cinisli gibi tanınmış oyuncuların da rol aldığı ve başrolünü Erzurumlu Burak Bozdağ’ın üstlendiği ‘Mümessil’ filminin sosyal medyaya düşen ilk fragmanını izledim, şimdiden olsa da izlesem dedim. Hem oyunculuklar, hem de konu ile öttüren bir film olmuş. 6 Mayıs’da sinemalarda vizyona girmesi beklenen filmin en çok beğendiğim de şeker ve limonun yeraldığı ve Erzurum’u anlatan afiş tasarımı oldu, şimdiden iyi gişeler diliyorum. Bir sinemasever ve Burak Bozdağ hayranı olarak 6 Mayıs’ı iple çekiyorum, bu benim son kararımdır.
Şehir şairlerine nazire bayan şaire!
İsmet Özel ile Edip Cansever gibi tanınmış yazarlara göre insan, içindeki karmaşayı aşmak, duygularını dışa vurmanın bir yolu olarak gördüğü için şiir yazar. Sanıyorum Yakutiye’nin Yeşilyayla mahallesinde ki 5 çocuk annesi Emine Türkoğlu da böyle biri. Çiftçilik yaptığı köyünde duygularını öteden beri şiir ile dile getiren 53 yaşındaki Türkoğlu, yaşadığı olayları dizlere dökmek, duygularını şiirler ile ifade etmek gibi bir yeteneğe sahip. Yakutiye İlçe Tarım Müdürü Nevra Turgut Küzeci’nin facebook’da ki bir paylaşımında rastladığım bu hanımefendinin, özellikle köylü kadını başlıklı şiirine hayran kaldım. Tarım ve haycancılık ile iştigal eden, boş zamanlarında da şiir ile meşgul olan Emine Türkoğlu’nun farklı konularda 200’e yakın şiirinin bulunduğu bilgisini de öğrendim, çok mutlu oldum. Köyde kendisine süt hijyeni eğitimi veren Dr.Şebnem Selçuk ile veteriner hekim Elif Kilim’e ithafen yazdığı ‘Köylü kadını’ başlıklı şiiri paylaşan Küzeci Müdür, bu şiirlerin bir kitapta toplanması için de çiftçi şair Emine Türkoğlu’na da söz verdi.

TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Asıl mesele bir şeye sahip olmak değil, sahip olduğuna layık olabilmektir! (Eric Fromm)
DUVARIN DİLİ : Yeter ki diline dolanayım. İstersen bir küfür, istersen bir şarkı olayım!

Saçlarını kısaltan ve sakal da bırakan, hafif de kilo alan başkan Uçar, bu haliyle eski görüntüsünden bir hayli uzak görünüyor. Gerçi sakalın yakıştığını gözlemlediğim Uçar’ın farklılığını sanırım bu göreve geldiği ilk günkü fotoğrafı ile bugünkü fotoğrafı çok net anlatıyor gibime geliyor..
Belki siz bilmezsiniz..

Çok iyi Demirel imzası atardı. Hatta bir keresinde o dönemin Devlet Bakanı Ekrem Ceyhun’un bilgisi dahilinde Horasan Belediyesine araç alımı için Süleyman Demirel’in iması ile Maliye Bakanlığı’ndan bütçe çıkartmıştı.

Çok iyi futbol oynardı. Orta sahada atom karınca gibiydi. Ayağından top almak mümkün değildi. Kavisli yan pasları ve çalımları ile 1.ligin meşhur oyuncularındandı.

Eskiden beri bütün takım elbiselerini terzide diktirir, öyle giyerdi. Özellikle Mustafa Kotan onun terzisiydi. Bir takım elbise için sık sık da prova için Mustafa Kotan’ın terzi dükkanına gelirdi.

Eskiden Erzurum’da gençlerin idolüydü. Başında özel fötr şapkası ve yakasında İtalyan fuları, özel dikim elbiseleri ile şehrin parmakla gösterilen en şık adamlarından biriydi. Lakabı Bacak Oktay’dır..
Yurdum yol’cuları!
Büyük filozof Konfüçyüs söylemiş sanırım. Ya bir yol bul ya bir yol aç ya da yoldan çekil diye.. Bugünlerde Bölge Eğitim Hastanesi’nde işi olan hasta veya yakınları, kardan dolayı yol olmadığı için kendince bir ulaşım yolu ihdas etmiş durumda.. Günün her saatinde özellikle Araştırma Hastanesi’nden Bölge Eğitim Hastanesine gidenler, kendilerinin ürettiği bu yolu kullanıyor. Bazen yürümesi güç olsa bile bu yol ile vatandaşlarımız maksadına ulaşmış görünüyor.

Yadigar kaldı imzası..
Emekli olduktan sonra İstanbul’a giden Erzurum Büyükşehir Belediyesi eski Genel Sekreterlerinden Ünsal Kıraç da hafta sonu Palandöken’de kayak yapmaya gelenlerdendi. Özellikle as başkanlık yaptığı BB Erzurumspor’da başarılı hizmetleriyle yakından bilenlerin gönlünde taht kuran Ünsal Kıraç ağabeyi ile konakladığı Snowdora Otel’de buluştuk. Genelde Erzurumspor üzerine yaptığımız sohbette kendisinden yaşadığı anılarını dinledik, gelecek ile ilgili düşüncelerini öğrendik. İstanbul’da mavi-beyazlı takımın tüm maçlarını izlediğini söyleyen Kıraç’ın, ‘’Dikkat edilmesi lazım. Garantisi yok bu işlerin. Play-off’da tehlikede olabilir’’ demesi, dikkatimizi çekti. Tabi Ünsal Kıraç denince bende sevecen, babacan ve de hep imzası güzel adam çağrışım yapar. Özellikle imzasına hayran kaldığım, bir hat’ı anımsatan imzasını beğendiğim Ünsal Kıraç’dan boş bir kağıda imza atmasını istedim. Kişisel karakterist özelliklerini yansıtan imzası ile bende hayranlık uyandıran, bir imza hayranı olarak bu kadar güzel imzası olanı az gördüğümden olsa gerek, attırdığım bu imzasını arşivime aldım. Kendi gitti ama yadigar kaldı imzası.. Gazeteci arkadaşım Cem Bakırcı’nın çektiği bu foto ile bu imza anını da ölümsüzleştirmiş olduk..


İyi gişeler olsun!
Normalde henüz vizyona girmeyen film ya da dizinin fragmanı, o film ya da dizi için harcanan para ve emekle çok ilgilidir. Film ne kadar kadayıfsa, fragman o kadar kaymaktır! İyi bir fragman o film ya da dizinin izlenirliliğini belirler, seyircisini oluşturur. Bir fragmanın bana göre önceliği kısa, çarpıcı olması, akılda kalması ve de merak uyandıracak olmasıdır. Müzik, farklı çekim teknikleri, değişik anlatım metodları da fragmanın önemini artırır. Hareketli müzik, ekstra motivasyon sağlar yapıma. Hele ses ve kurgu, o film veya dizi için seyirciye ‘gel, gel’ etmelidir.. Fragman hazırlanan bir film kadar kıymetlidir ve genelde de fragmanları tutulan film ya da diziler, en çok izlenenler olmuştur. İyi bir kurgu kesinlikle iyi bir vurgudur!
***
Tamamı Erzurum’da çekilen, Servet Aksoy’un yapımcılığını yaptığı, Ayhan Taş, Selahattin Taşdöğen, Hacı Ali Konuk, Meral Konrat, Ferhat Aslan ve de Recep Cinisli gibi tanınmış oyuncuların da rol aldığı ve başrolünü Erzurumlu Burak Bozdağ’ın üstlendiği ‘Mümessil’ filminin sosyal medyaya düşen ilk fragmanını izledim, şimdiden olsa da izlesem dedim. Hem oyunculuklar, hem de konu ile öttüren bir film olmuş. 6 Mayıs’da sinemalarda vizyona girmesi beklenen filmin en çok beğendiğim de şeker ve limonun yeraldığı ve Erzurum’u anlatan afiş tasarımı oldu, şimdiden iyi gişeler diliyorum. Bir sinemasever ve Burak Bozdağ hayranı olarak 6 Mayıs’ı iple çekiyorum, bu benim son kararımdır.
Şehir şairlerine nazire bayan şaire!
İsmet Özel ile Edip Cansever gibi tanınmış yazarlara göre insan, içindeki karmaşayı aşmak, duygularını dışa vurmanın bir yolu olarak gördüğü için şiir yazar. Sanıyorum Yakutiye’nin Yeşilyayla mahallesinde ki 5 çocuk annesi Emine Türkoğlu da böyle biri. Çiftçilik yaptığı köyünde duygularını öteden beri şiir ile dile getiren 53 yaşındaki Türkoğlu, yaşadığı olayları dizlere dökmek, duygularını şiirler ile ifade etmek gibi bir yeteneğe sahip. Yakutiye İlçe Tarım Müdürü Nevra Turgut Küzeci’nin facebook’da ki bir paylaşımında rastladığım bu hanımefendinin, özellikle köylü kadını başlıklı şiirine hayran kaldım. Tarım ve haycancılık ile iştigal eden, boş zamanlarında da şiir ile meşgul olan Emine Türkoğlu’nun farklı konularda 200’e yakın şiirinin bulunduğu bilgisini de öğrendim, çok mutlu oldum. Köyde kendisine süt hijyeni eğitimi veren Dr.Şebnem Selçuk ile veteriner hekim Elif Kilim’e ithafen yazdığı ‘Köylü kadını’ başlıklı şiiri paylaşan Küzeci Müdür, bu şiirlerin bir kitapta toplanması için de çiftçi şair Emine Türkoğlu’na da söz verdi.

TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Asıl mesele bir şeye sahip olmak değil, sahip olduğuna layık olabilmektir! (Eric Fromm)
DUVARIN DİLİ : Yeter ki diline dolanayım. İstersen bir küfür, istersen bir şarkı olayım!