
ETÜ Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Murat Küçükuğurlu, Rusların Bolşevik İhtilali sebebiyle Erzurum’dan çekilmesi üzerine olası bir Ermeni katliamını önlemek için Erzurum halkı ile Azerbaycanlı Cemiyet-i Hayriyye üyelerinin teşkilat kurduklarını söyledi. Küçükuğurlu“ Ancak içimizden bazı kişiler Ermenileri bu plandan haberdar etti. Planı haber alan silahlı Ermeniler sokaklarda rast geldikleri Müslümanları katletmeye başladılar” dedi.
Mutluhan ÇAMUR/ ERZURUM

Erzurum Teknik Üniversitesi(ETÜ) Tarih Bölümü Başkanı Murat Küçükuğurlu, Rusların Erzurum’u boşaltmasıyla birlikte olası bir Ermeni katliamı önlemek için Erzurum’un ileri gelenleriyle Cemiyet-i Hayriyye üyelerinin yaptığı planı içimizden bazı kişiler tarafından Ermenilere söylendiğini belirtti. Küçükuğurlu, bunun üzerine planı haber alan Ermeni çetelerinin Müslümanları katletmeye başladığını ve katliamların 1918’de Türk ordusunun şehri kurtarmasına kadar devam ettiğini söyledi.
Hac’ın Hilal’e karşı ilk büyük zaferiydi
Küçükuğurlu, Birinci Dünya Savaşı başlarında Rusların içinde yer aldığı İtilaf Devletleri beklemedikleri bir Türk direnişiyle karşılaştıklarını ifade etti. Küçükuğurlu, “Batı’da Çanakkale’yi bir türlü geçemeyen İngilizler, Arap yarımadasında Kut-ül Amare’de büyük bir hezimet yaşamışlardı. İşte bu sıkıntılı dönemde 16 Şubat 1916’da Erzurum’un Ruslar tarafından işgali bütün dünyada ses getirdi. İtilaf Devletleri bu başarılarını abartarak dünya kamuoyuna servis ettiler. Çünkü bu Hac’ın Hilal’e karşı il büyük zaferiydi. Erzurum’u daha önce 2 kere işgal eden Ruslar bu sefer bu önemli şehirde kalmak istiyorlardı. Bunun için gerekli altyapıyı önemli oranda kurmuşlardı. Mesela Birinci Dünya Savaşı’ndan önce Sarıkamış’a kadar getirmiş oldukları Kafkas Demir Yolu Hattı’nı kısa sürede Erzurum’a kadar uzatmışlardı. Böylece Erzurum tarihinde ilk kez demir yolu ile tanıştı. Fakat Ekim 1917’de patlak veren Bolşevik İhtilali Rusların planını suya düşürdü. İhtilal nedeniyle Rus ordusu dağılmaya başlayınca Osmanlı ile 18 Aralık 1917’de Erzincan’da bir ateşkes anlaşması imzaladılar. Rusların bölgeyi boşaltması üzerine kontrol büyük oranda Ermeni çeteleri eline geçti” diye konuştu.

Azerbaycanlılar çok yardımcı oldu
Ermeni çetelerinin katliamlarına karşı Azerbaycanlıların çok yardımcı olduklarına dikkat çeken Küçükuğurlu, sözlerine şöyle devam etti: “Müstantık (sorgucu hakimi)Ahmet Bey ve Zakir Bey gibi ileri gelenler, Bolşevik İhtilali’nde sonra Rusların Erzurum’u boşaltmaları üzerine Ermenilerin yapacağı muhtemel bir katliamı önlemek için harekete geçiyorlar. Mahalleleri gizlice dolaşarak halkın elinde silah olup olmadığını tahkik ediyorlar. Bunu yaparken de Cemiyet-i Hayriyye’sinin getirmiş olduğu ekmek, buğday gibi malzemeleri halka dağıtmak bahanesini kullanıyorlar. Sonuç olarak halkın elinde 600 silah olduğunu tespit ediyorlar. Bunlardan 200’ü Hasan Basri, 200’ü Mumcular, Muratpaşa Mahallesi’ne dağıtılıyor. 16 Şubat 1918’de hazırlanan plana göre Cemiyet-i Hayriyye Üyesi Seyidov, Çifte Minareler civarında Ermeni komitecilerine bomba atacak ve bu gürültü üzerine 200 silahlı Tebriz Kapısı’ndaki tophane civarında siper alacak. 200 baltalı ahali de Ulu Cami’deki silahları yağmalayacaklardı. Azerbaycan’dan gelen Cemiyet-i Hayriyye üyesi Abdül Mabud İstanbul Kapı’daki cephaneliklere hücum edecekti. Fakat planın uygulanacağı günün gecesinde bazı kişiler Ermeni’leri bu plandan haberdar etti. Planı haber alan silahlı Ermeniler sokaklardan rast geldikleri Müslümanları katletmeye başlamışlar. Böylece Erzurumlular ve Azerbaycanlıların kurmuş olduğu teşkilat bozulmuş oldu. Teşkilatın bazı önemli kişileri Ermeniler tarafından tutuklanmışlar.”
Müslümanları kafileler halinde katlettiler
Ermeniler daha sonra Antranik’yi (çete reisi) Erzurum’a çağırdıklarını dile getiren Küçükuğurlu, “Antranik 7 gün sonra Erzurum’a gelmiş ve sokaklarda katledilen Müslüman cesetlerinin toplatılmasını emretmiştir. Antranik, Tebriz Kapısı’ndan Alemdar Zadelerin kıraathanesin bulunduğu binadaki belediye dairesinde karargâhını kurmuştur. Antranik’in gelişiyle oluşan sükûnete aldanan Müslümanlar sokaklarda gezmeye başlamışlardı. Ermeni çeteleri bu durumdan istifade ederek Müslümanları kafileler halinde halinde şehrin dışına çıkarıp katletmeye başlıyorlar. Bu katliamlar 1918’de 9. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa’nın şehri kurtarmasına kadar devam etti” şeklinde konuştu.
Katliamın korkunçluğu tespit edildi
Ermen katliamının korkunçluğunu 1918 ve takip eden yıllarda Erzurum’a gelen araştırma heyetleri, gazeteciler ve Erzurum’da yaşayan bazı kişiler net bir şekilde tespit ettiğini söyledi ve ekledi. “Bunlardan bir tanesi de Milli Mücadele yıllarında Erzurum Lisesi’nde öğretmen olan Hüseyin Hüsnü Bey’dir. Hüseyin Hüsnü Bey, Erzurumluların devlet ve orduya karşı muhabbetli olduğunu çünkü ordunun bir gün daha geç kalırsa Erzurum’da bir tek dahi erkek kalmayacağını söyler. Yine Hüseyin Hüsnü Bey 1921’de Rus bir heyetin Erzurum’da kazılar yaptığını ve pek çok yanmış ceset ortaya çıkardığını söyler. Hüseyin Hüsnü Bey yine bir tespitte bulunuyor; ona göre Erzurumlular samimi, Müslüman ve kahraman adamlardır. Fakat kendilerine doğru yolu gösterecek rehberlerini savaşta kaybetmişlerdir.”
Mutluhan ÇAMUR/ ERZURUM

Erzurum Teknik Üniversitesi(ETÜ) Tarih Bölümü Başkanı Murat Küçükuğurlu, Rusların Erzurum’u boşaltmasıyla birlikte olası bir Ermeni katliamı önlemek için Erzurum’un ileri gelenleriyle Cemiyet-i Hayriyye üyelerinin yaptığı planı içimizden bazı kişiler tarafından Ermenilere söylendiğini belirtti. Küçükuğurlu, bunun üzerine planı haber alan Ermeni çetelerinin Müslümanları katletmeye başladığını ve katliamların 1918’de Türk ordusunun şehri kurtarmasına kadar devam ettiğini söyledi.
Hac’ın Hilal’e karşı ilk büyük zaferiydi
Küçükuğurlu, Birinci Dünya Savaşı başlarında Rusların içinde yer aldığı İtilaf Devletleri beklemedikleri bir Türk direnişiyle karşılaştıklarını ifade etti. Küçükuğurlu, “Batı’da Çanakkale’yi bir türlü geçemeyen İngilizler, Arap yarımadasında Kut-ül Amare’de büyük bir hezimet yaşamışlardı. İşte bu sıkıntılı dönemde 16 Şubat 1916’da Erzurum’un Ruslar tarafından işgali bütün dünyada ses getirdi. İtilaf Devletleri bu başarılarını abartarak dünya kamuoyuna servis ettiler. Çünkü bu Hac’ın Hilal’e karşı il büyük zaferiydi. Erzurum’u daha önce 2 kere işgal eden Ruslar bu sefer bu önemli şehirde kalmak istiyorlardı. Bunun için gerekli altyapıyı önemli oranda kurmuşlardı. Mesela Birinci Dünya Savaşı’ndan önce Sarıkamış’a kadar getirmiş oldukları Kafkas Demir Yolu Hattı’nı kısa sürede Erzurum’a kadar uzatmışlardı. Böylece Erzurum tarihinde ilk kez demir yolu ile tanıştı. Fakat Ekim 1917’de patlak veren Bolşevik İhtilali Rusların planını suya düşürdü. İhtilal nedeniyle Rus ordusu dağılmaya başlayınca Osmanlı ile 18 Aralık 1917’de Erzincan’da bir ateşkes anlaşması imzaladılar. Rusların bölgeyi boşaltması üzerine kontrol büyük oranda Ermeni çeteleri eline geçti” diye konuştu.

Azerbaycanlılar çok yardımcı oldu
Ermeni çetelerinin katliamlarına karşı Azerbaycanlıların çok yardımcı olduklarına dikkat çeken Küçükuğurlu, sözlerine şöyle devam etti: “Müstantık (sorgucu hakimi)Ahmet Bey ve Zakir Bey gibi ileri gelenler, Bolşevik İhtilali’nde sonra Rusların Erzurum’u boşaltmaları üzerine Ermenilerin yapacağı muhtemel bir katliamı önlemek için harekete geçiyorlar. Mahalleleri gizlice dolaşarak halkın elinde silah olup olmadığını tahkik ediyorlar. Bunu yaparken de Cemiyet-i Hayriyye’sinin getirmiş olduğu ekmek, buğday gibi malzemeleri halka dağıtmak bahanesini kullanıyorlar. Sonuç olarak halkın elinde 600 silah olduğunu tespit ediyorlar. Bunlardan 200’ü Hasan Basri, 200’ü Mumcular, Muratpaşa Mahallesi’ne dağıtılıyor. 16 Şubat 1918’de hazırlanan plana göre Cemiyet-i Hayriyye Üyesi Seyidov, Çifte Minareler civarında Ermeni komitecilerine bomba atacak ve bu gürültü üzerine 200 silahlı Tebriz Kapısı’ndaki tophane civarında siper alacak. 200 baltalı ahali de Ulu Cami’deki silahları yağmalayacaklardı. Azerbaycan’dan gelen Cemiyet-i Hayriyye üyesi Abdül Mabud İstanbul Kapı’daki cephaneliklere hücum edecekti. Fakat planın uygulanacağı günün gecesinde bazı kişiler Ermeni’leri bu plandan haberdar etti. Planı haber alan silahlı Ermeniler sokaklardan rast geldikleri Müslümanları katletmeye başlamışlar. Böylece Erzurumlular ve Azerbaycanlıların kurmuş olduğu teşkilat bozulmuş oldu. Teşkilatın bazı önemli kişileri Ermeniler tarafından tutuklanmışlar.”
Müslümanları kafileler halinde katlettiler
Ermeniler daha sonra Antranik’yi (çete reisi) Erzurum’a çağırdıklarını dile getiren Küçükuğurlu, “Antranik 7 gün sonra Erzurum’a gelmiş ve sokaklarda katledilen Müslüman cesetlerinin toplatılmasını emretmiştir. Antranik, Tebriz Kapısı’ndan Alemdar Zadelerin kıraathanesin bulunduğu binadaki belediye dairesinde karargâhını kurmuştur. Antranik’in gelişiyle oluşan sükûnete aldanan Müslümanlar sokaklarda gezmeye başlamışlardı. Ermeni çeteleri bu durumdan istifade ederek Müslümanları kafileler halinde halinde şehrin dışına çıkarıp katletmeye başlıyorlar. Bu katliamlar 1918’de 9. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa’nın şehri kurtarmasına kadar devam etti” şeklinde konuştu.
Katliamın korkunçluğu tespit edildi
Ermen katliamının korkunçluğunu 1918 ve takip eden yıllarda Erzurum’a gelen araştırma heyetleri, gazeteciler ve Erzurum’da yaşayan bazı kişiler net bir şekilde tespit ettiğini söyledi ve ekledi. “Bunlardan bir tanesi de Milli Mücadele yıllarında Erzurum Lisesi’nde öğretmen olan Hüseyin Hüsnü Bey’dir. Hüseyin Hüsnü Bey, Erzurumluların devlet ve orduya karşı muhabbetli olduğunu çünkü ordunun bir gün daha geç kalırsa Erzurum’da bir tek dahi erkek kalmayacağını söyler. Yine Hüseyin Hüsnü Bey 1921’de Rus bir heyetin Erzurum’da kazılar yaptığını ve pek çok yanmış ceset ortaya çıkardığını söyler. Hüseyin Hüsnü Bey yine bir tespitte bulunuyor; ona göre Erzurumlular samimi, Müslüman ve kahraman adamlardır. Fakat kendilerine doğru yolu gösterecek rehberlerini savaşta kaybetmişlerdir.”
