
İran, yakın ve uzak tarihin en karmaşık ve karışık dönemini yaşıyor. ABD ambargosuyla ekonomik anlamda bir çöküşe sürüklenen İran bir haftadır süren halk ayaklanmalarıyla ciddi sarsıntılar geçiriyor. İran adlı ülke, Fars, Türk, Kürt, Arap ve küçük birkaç azınlıktan oluşmaktadır.
İran adlı ülke tarihi oldukça renklidir. 9’uncu asırdan itibaren Türk yönetimine giren ülkenin nüfusunun yüzde 40-50 oranında Türk nüfus yer almaktadır. En kalabalık grubu Azerbaycan Türkleri, Türkmenler, Avşarlar oluşturmaktadır. 9’uncu asır itibariyle Türk hakimiyetine giren İran adlı ülkede Samaniler, Büyük Selçuklu Devleti, İldenizler, Harzemşahlar, Timur İmparatorluğu, Karakoyunlular, Akkoyunlular, Safeviler, Afşar Hanedanı, Kaçar Hanedanı hüküm sürmüştür. Başkent Tahran, Kaçar Hanedanı ile başkent olmuştur. Kaçar Hanedanı 1925 yılında iktidarı kontrolü altına alan Rıza Şah Pehlevi ile Fars dönemi başlamıştır. Şah döneminde de Türkler etkin rol oynamayı sürdürmüşlerdir. İran’ın unutulmaz liderlerinin başında ise yine bir Türk Başbakan Dr. Muhammed Musaddık ismi gelmektedir.
İran petrollerini millileştiren Musaddık, CIA ve MI6’nın “AJAX” ismini verdikleri operasyonla devrilmiştir. Musaddık’ın ardından ülkede ABD ve İngiliz etkisi ve sömürüsü hızlanmıştır. Çalkantıların eksik olmadığı İran, 1979’da Fransa’dan uçak ile ülkeye dönen Humeyni’nin liderliğini yaptığı İslam Devrimi ile yeni bir döneme girmiştir. 40 yılını dolduran İran devrimi şimdilerde en zor günlerini yaşıyor.
İran’ın hataları
İran İslam Devrimi, katı kuralları ve toplumun nefes alamayacak noktaya gelmesini sağlayan kanunlarıyla biriken kötü bir enerjiye sahip. ABD ve İsrail’in hedefinde olan İran, ambargo nedeniyle petrolünü ihraç edemediği için ekonomik olarak büyük sorunlar yaşıyor.
Halkı huzursuz eden ayrı bir etken ise İran’ın petrol zenginliğinin Devrim Muhafızlarının kontrolü altında tutulmadı. Ülkede Cumhurbaşkanı seçimlerle belirlense de yönetimin tartışmasız kaynağı Velayeti Fakih sistemi. Kayıp 12. İmam’a dayandırılan dini otoriteyi İmam Humeyni sonrası Ali Hamaney üstlenmiş bulunuyor. Ali Hamaney, Yargı, devlet radyo ve televizyonu, polis kuvvetleri, silahlı kuvvetlerin baş yöneticilerini ve 12 üyeli Anayasa Koruma Konseyinin 6 üyesini atıyor.
İran, Afganistan’dan başlayan Ortadoğu’nun tamamını kapsayan Şii Hilalini kurarken, örgütleri grupları ayakta tutmak amacıyla ciddi kaynak aktarımı yapıyor. İran halkı, aktarılan bu kaynakların içeriye dönmesini istiyor.
İran kaosu, Türkiye için büyük tehdit oluşturabilir!
İran’daki kaos veya bir parçalanma süreci Türkiye için de ciddi tehditlerin oluşması anlamını taşıyor. Türkler, Kürtler ve Arapların kopuşu, devlet otoritesinin yok olması bölgenin kaosa girmesinin sebebi olacaktır. Bu kaos, oluşturacağı büyük göç dalgalarıyla da Türkiye’yi tehdit edecektir. Büyük tehdit ve tehlikenin önlenmesi büyük bir oh çekmemizi sağlayacaktır.
İran adlı ülke tarihi oldukça renklidir. 9’uncu asırdan itibaren Türk yönetimine giren ülkenin nüfusunun yüzde 40-50 oranında Türk nüfus yer almaktadır. En kalabalık grubu Azerbaycan Türkleri, Türkmenler, Avşarlar oluşturmaktadır. 9’uncu asır itibariyle Türk hakimiyetine giren İran adlı ülkede Samaniler, Büyük Selçuklu Devleti, İldenizler, Harzemşahlar, Timur İmparatorluğu, Karakoyunlular, Akkoyunlular, Safeviler, Afşar Hanedanı, Kaçar Hanedanı hüküm sürmüştür. Başkent Tahran, Kaçar Hanedanı ile başkent olmuştur. Kaçar Hanedanı 1925 yılında iktidarı kontrolü altına alan Rıza Şah Pehlevi ile Fars dönemi başlamıştır. Şah döneminde de Türkler etkin rol oynamayı sürdürmüşlerdir. İran’ın unutulmaz liderlerinin başında ise yine bir Türk Başbakan Dr. Muhammed Musaddık ismi gelmektedir.
İran petrollerini millileştiren Musaddık, CIA ve MI6’nın “AJAX” ismini verdikleri operasyonla devrilmiştir. Musaddık’ın ardından ülkede ABD ve İngiliz etkisi ve sömürüsü hızlanmıştır. Çalkantıların eksik olmadığı İran, 1979’da Fransa’dan uçak ile ülkeye dönen Humeyni’nin liderliğini yaptığı İslam Devrimi ile yeni bir döneme girmiştir. 40 yılını dolduran İran devrimi şimdilerde en zor günlerini yaşıyor.
İran’ın hataları
İran İslam Devrimi, katı kuralları ve toplumun nefes alamayacak noktaya gelmesini sağlayan kanunlarıyla biriken kötü bir enerjiye sahip. ABD ve İsrail’in hedefinde olan İran, ambargo nedeniyle petrolünü ihraç edemediği için ekonomik olarak büyük sorunlar yaşıyor.
Halkı huzursuz eden ayrı bir etken ise İran’ın petrol zenginliğinin Devrim Muhafızlarının kontrolü altında tutulmadı. Ülkede Cumhurbaşkanı seçimlerle belirlense de yönetimin tartışmasız kaynağı Velayeti Fakih sistemi. Kayıp 12. İmam’a dayandırılan dini otoriteyi İmam Humeyni sonrası Ali Hamaney üstlenmiş bulunuyor. Ali Hamaney, Yargı, devlet radyo ve televizyonu, polis kuvvetleri, silahlı kuvvetlerin baş yöneticilerini ve 12 üyeli Anayasa Koruma Konseyinin 6 üyesini atıyor.
İran, Afganistan’dan başlayan Ortadoğu’nun tamamını kapsayan Şii Hilalini kurarken, örgütleri grupları ayakta tutmak amacıyla ciddi kaynak aktarımı yapıyor. İran halkı, aktarılan bu kaynakların içeriye dönmesini istiyor.
İran kaosu, Türkiye için büyük tehdit oluşturabilir!
İran’daki kaos veya bir parçalanma süreci Türkiye için de ciddi tehditlerin oluşması anlamını taşıyor. Türkler, Kürtler ve Arapların kopuşu, devlet otoritesinin yok olması bölgenin kaosa girmesinin sebebi olacaktır. Bu kaos, oluşturacağı büyük göç dalgalarıyla da Türkiye’yi tehdit edecektir. Büyük tehdit ve tehlikenin önlenmesi büyük bir oh çekmemizi sağlayacaktır.