
Koronavirüsle mücadelede başta sağlık çalışanları olmak üzere birçok meslek grubu risk altında mesai yapıyorlar. Hastaların temas ettikleri tüm ortamları büyük bir titizlikle dezenfekte eden temizlik çalışanları, şüpesiz bu grupların başında geliyor. Pusula Gazetesi, Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışan temizlik personelleri ile görüştü.
Manolya BULUT/PUSULA

Tüm dünyayı teyakkuza geçiren ve yüzbinlerce insanın ölümüne neden olan koronavirüs salgını, Türkiye’de de hala etkisini sürdürüyor. Başta sağlık çalışanları olmak üzere bazı meslek grupları bu hassas süreçte büyük sorumluluk alıyorlar. Bu meslek gruplarından biri de özellikle covid-19 servisinde görev alan temizlik personelleri.
Onlar hem virüsün yayılmaması için hem de koronavirüs hastalarının hijyen koşullarında tedavi görmeleri için büyük çaba sarf eden isimsiz kahramanlar. Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışan temizlik personelleri, her gün özel tulum, N95 maske, koruyucu gözlük, eldiven ve galoş giyerek mesailerine başlıyorlar. Hem hastalar tedavi altındayken hem de taburcu olduktan sonra kaldıkları odaları titizlikle temizliyorlar. Kimsenin dokunmak istemediği yerlere dokunuyor, girmek istemediği alanlara giriyorlar. Temizlik personelleri, yoğun bakımlarda servislerde ellerinde paspaslar ve temizlik bezleri ile görülebilen her yeri tek tek mikroptan arındırıyorlar.

1,5 aydır hastanede kalıyor
Covid-19 servisinde görevli iki çocuk babası Ferhat Bozkurt, ailesini riske atmak istemediği için son 1,5 aydır hastanede kalıyor. Ailesiyle telefonla görüştüklerini, bazı zamanlarda ise evinin kapısına kadar giderek uzaktan çocuklarını gördüğünü belirten Bozkurt, “Ailemi riske atmak istemediğim için burada kalıyorum. Telefonla görüşüyoruz. Bazen görüntülü arıyorum. Tedirgin olmamaya çalışıyorum. İşimiz bu, yapmak zorundayız” dedi.

Bazen korkuyoruz
Bir diğer temizlik personeli Mahir Çavut ise durumdan bazen korktuğunu ancak görevinin başında olduğunu dile getirerek, “Sağlık Bakanlığı’nın vermiş olduğu imkanlarla elimizden geldiğince korunuyoruz. Bu süreçte çalışmak korkutucu, bazen endişeleniyoruz. Psikolojik olarak da etkileniyoruz. Ama yapmak zorundayız, bizim işimiz bu. Umarım en kısa zamanda bunu da atlatacağız” diye konuştu.

Kendimi cesur hissediyorum
Ahmetcan Bektaş ise, her türlü riske rağmen işini ülkesi için yaptığını ifade ederek şunları söyledi; “Enfeksiyon 11 bölgesinde çalışıyorum. Temizlikle hastalarımızın daha iyi bir ortamda olmasını sağlıyoruz. Sabah hastaların kahvaltısından sonra gerekli önlemler alınarak odaların temizliğine başlıyoruz. Koridorlar, kapı kolları, hasta odaları, hastaların yatakları ve çöpleri temizliyoruz. Bütün elin değebileceği her yeri dezenfekte ediyoruz. Bazen korkuyoruz ama kendimi cesur hissediyorum. Ne yapıyorsak ülkemiz için. Umarım hayırlısı olur.

Yüzlerinizi görmesem de seslerinizi unutmayacağım…
Hastalar taburcu edildikten sonra temizlenen odalarda bazen duygulandıran anılar da yaşanıyor. Sağlığına kavuşarak evine gönderilen bir hasta, teşekkür etmek için çay paketinin arkasına not yazmış. İşte o hastanın ardında bıraktığı mesaj;
“Bir gece yarısı beni hastaneye getirdiklerinde acılar içinde kıvranıyordum. O gün sabaha çıkacağımı düşünmüyordum. Ama bugün Rabbimin izni sizin de özverili çalışmalarınız neticesinde gayet sağlıklı bir şekilde buradan çıkıyorum. Çok emek verdiniz bana. Moral verdiniz. Bugün çok iyi durumda isem sizin bu emeğinizin ürünüdür. Maddi imkanı olsa hepinize çok değerli hediyeler almak isterdim, üzgünüm. Ama hastanede bulunduğum süre içinde sizler ve bu uğurda vefat etmiş sağlık çalışanları için bir hatim okudum ve bağışladım. Umarım Rabbimin de hoşuna gitmiştir. Ne yapalım elimden gelen şimdilik bu kadar. Yüzlerinizi görmesem de seslerinizi ömür boyu unutmayacağım. Keşke güzel bir kağıdım olsaydı ancak yazabilmek için bu kağıdı buldum. Hediye olarak sizlere hatm-i şerif ve bol bol dua. Umarım bu badireleri de atlatır, sağlıklı bir şekilde ailelerinize dönersiniz. Çıkınca sizin ne kadar özverili, candan çalışıp gayret gösterdiğinizi anlatacağım. Bu boynumun borcu, kalın sağlıcakla. Bir ihtiyacınız olursa bana ulaşın başım üstüne, gözüm üstüne.”
Manolya BULUT/PUSULA

Tüm dünyayı teyakkuza geçiren ve yüzbinlerce insanın ölümüne neden olan koronavirüs salgını, Türkiye’de de hala etkisini sürdürüyor. Başta sağlık çalışanları olmak üzere bazı meslek grupları bu hassas süreçte büyük sorumluluk alıyorlar. Bu meslek gruplarından biri de özellikle covid-19 servisinde görev alan temizlik personelleri.
Onlar hem virüsün yayılmaması için hem de koronavirüs hastalarının hijyen koşullarında tedavi görmeleri için büyük çaba sarf eden isimsiz kahramanlar. Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışan temizlik personelleri, her gün özel tulum, N95 maske, koruyucu gözlük, eldiven ve galoş giyerek mesailerine başlıyorlar. Hem hastalar tedavi altındayken hem de taburcu olduktan sonra kaldıkları odaları titizlikle temizliyorlar. Kimsenin dokunmak istemediği yerlere dokunuyor, girmek istemediği alanlara giriyorlar. Temizlik personelleri, yoğun bakımlarda servislerde ellerinde paspaslar ve temizlik bezleri ile görülebilen her yeri tek tek mikroptan arındırıyorlar.

1,5 aydır hastanede kalıyor
Covid-19 servisinde görevli iki çocuk babası Ferhat Bozkurt, ailesini riske atmak istemediği için son 1,5 aydır hastanede kalıyor. Ailesiyle telefonla görüştüklerini, bazı zamanlarda ise evinin kapısına kadar giderek uzaktan çocuklarını gördüğünü belirten Bozkurt, “Ailemi riske atmak istemediğim için burada kalıyorum. Telefonla görüşüyoruz. Bazen görüntülü arıyorum. Tedirgin olmamaya çalışıyorum. İşimiz bu, yapmak zorundayız” dedi.

Bazen korkuyoruz
Bir diğer temizlik personeli Mahir Çavut ise durumdan bazen korktuğunu ancak görevinin başında olduğunu dile getirerek, “Sağlık Bakanlığı’nın vermiş olduğu imkanlarla elimizden geldiğince korunuyoruz. Bu süreçte çalışmak korkutucu, bazen endişeleniyoruz. Psikolojik olarak da etkileniyoruz. Ama yapmak zorundayız, bizim işimiz bu. Umarım en kısa zamanda bunu da atlatacağız” diye konuştu.

Kendimi cesur hissediyorum
Ahmetcan Bektaş ise, her türlü riske rağmen işini ülkesi için yaptığını ifade ederek şunları söyledi; “Enfeksiyon 11 bölgesinde çalışıyorum. Temizlikle hastalarımızın daha iyi bir ortamda olmasını sağlıyoruz. Sabah hastaların kahvaltısından sonra gerekli önlemler alınarak odaların temizliğine başlıyoruz. Koridorlar, kapı kolları, hasta odaları, hastaların yatakları ve çöpleri temizliyoruz. Bütün elin değebileceği her yeri dezenfekte ediyoruz. Bazen korkuyoruz ama kendimi cesur hissediyorum. Ne yapıyorsak ülkemiz için. Umarım hayırlısı olur.

Yüzlerinizi görmesem de seslerinizi unutmayacağım…
Hastalar taburcu edildikten sonra temizlenen odalarda bazen duygulandıran anılar da yaşanıyor. Sağlığına kavuşarak evine gönderilen bir hasta, teşekkür etmek için çay paketinin arkasına not yazmış. İşte o hastanın ardında bıraktığı mesaj;
“Bir gece yarısı beni hastaneye getirdiklerinde acılar içinde kıvranıyordum. O gün sabaha çıkacağımı düşünmüyordum. Ama bugün Rabbimin izni sizin de özverili çalışmalarınız neticesinde gayet sağlıklı bir şekilde buradan çıkıyorum. Çok emek verdiniz bana. Moral verdiniz. Bugün çok iyi durumda isem sizin bu emeğinizin ürünüdür. Maddi imkanı olsa hepinize çok değerli hediyeler almak isterdim, üzgünüm. Ama hastanede bulunduğum süre içinde sizler ve bu uğurda vefat etmiş sağlık çalışanları için bir hatim okudum ve bağışladım. Umarım Rabbimin de hoşuna gitmiştir. Ne yapalım elimden gelen şimdilik bu kadar. Yüzlerinizi görmesem de seslerinizi ömür boyu unutmayacağım. Keşke güzel bir kağıdım olsaydı ancak yazabilmek için bu kağıdı buldum. Hediye olarak sizlere hatm-i şerif ve bol bol dua. Umarım bu badireleri de atlatır, sağlıklı bir şekilde ailelerinize dönersiniz. Çıkınca sizin ne kadar özverili, candan çalışıp gayret gösterdiğinizi anlatacağım. Bu boynumun borcu, kalın sağlıcakla. Bir ihtiyacınız olursa bana ulaşın başım üstüne, gözüm üstüne.”
