
Asrın felaketi içimizdeki tüm sevinçleri kursağımızda bıraktı. Yüzlerce kadın evlatsız, bir o kadar bebek annesiz kaldı.
Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü
Buruk kutluyoruz bu günü…
Depremin acılarının yanında hala şiddet mağduru olan binlerce kadın var ülkemde...
Bu konuda ciddi tedbirler alındı. İçişleri Bakanlığı, KADES uygulaması ile şiddet gören kadınlara can simidi oldu. Ancak hala kırsalda bu programa ulaşamayan sayısız kadın var.
Aslında kırsalla sınırlamakta doğru değil. Gördüğü şiddetin bir gün biteceğine inanan, gidecek yeri olmadığı için sabreden, evlatlarından ayrı kalmak istemediği için gördüğü zulmü göğüsleyen binlerce kadın var…
***
Daha bir hafta önce evimin önünde bizzat şahit oldum.
Bir kadının çığlıkları üzerine cama fırladım.
Gencecik bir anne daha bir yaşına bile basmamış çocuğunu göğsüne sıkıştırmış, karşısında kocası olacak adama vermemek için yalvarıyordu.
Gözleri dönmüş adam ne kadını duyuyor ne korku içinde ağlayan minicik çocuğun sesini işitiyordu.
Benim camı açarak, ‘ne yapıyorsun sen’ diye bağırmamın şiddeti ile irkildi. “Sen karışma, o benim eşim” diyerek tehditler savururken kadın fırsat bulup bebeği ile uzaklaştı. Adam ise aracına binerek peşine…
Polisi arayıp olayı anlatmam ile ekiplerin gelmesi uzun sürmedi. Bölgede inceleme yapan polisler ne kadını ne de adamı bulabildi.
Sonrasında ne oldu bende bilmiyorum.
Bu sadece o kadınlardan sadece biriydi.
***
Kadına şiddet bu toprakların kaderi olmamalı.
İş hayatında son yıllarda kadın sayısı artsa da yeterli değil.
Kadına yönelik istihdamın artırılmasına için çok daha sağlam projelere ihtiyaç var. Kadına şiddetin sadece polisiye tedbirlerle aşılamayacağını, kötü bir şekilde tecrübe etmeye devam ediyoruz.
Kadınların sadece iş gücünde sayısının artması yeterli değil. Siyasette de etkin olmaları şart.
Ülke Mayıs’ta yapılacak seçime hazırlanıyor. Siyasi partilerin listelerinde artık kadın adayları fazlasıyla görmek istiyoruz. Bu bir jest değil Türk kadınlarının hakkıdır.
***
Asla bir ayrım yapmak istemem ama Doğu’da kadın adaylarının varlığı bu bölgelerdeki ezilen kadınlara güç verecektir. Böylesi bir pozitif ayrımcılık kadın olgusunu güçlü kılmakla beraber bölgemizdeki kadınların sorunlarının çözümlerine yönelik hemcinslerine ulaşmakta kolaylık tanıyacaktır.
Parlamentoda kadın varlığına şiddetle ihtiyacımız var. Sadece parlamentoda değil bürokraside de kadın yöneticilere ihtiyaç var. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kadın varlığı siyasete de bürokrasiye de nezaket, güven getirecektir.
Ezcümle kadınları öldürmeyelim yaşatalım…
Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü
Buruk kutluyoruz bu günü…
Depremin acılarının yanında hala şiddet mağduru olan binlerce kadın var ülkemde...
Bu konuda ciddi tedbirler alındı. İçişleri Bakanlığı, KADES uygulaması ile şiddet gören kadınlara can simidi oldu. Ancak hala kırsalda bu programa ulaşamayan sayısız kadın var.
Aslında kırsalla sınırlamakta doğru değil. Gördüğü şiddetin bir gün biteceğine inanan, gidecek yeri olmadığı için sabreden, evlatlarından ayrı kalmak istemediği için gördüğü zulmü göğüsleyen binlerce kadın var…
***
Daha bir hafta önce evimin önünde bizzat şahit oldum.
Bir kadının çığlıkları üzerine cama fırladım.
Gencecik bir anne daha bir yaşına bile basmamış çocuğunu göğsüne sıkıştırmış, karşısında kocası olacak adama vermemek için yalvarıyordu.
Gözleri dönmüş adam ne kadını duyuyor ne korku içinde ağlayan minicik çocuğun sesini işitiyordu.
Benim camı açarak, ‘ne yapıyorsun sen’ diye bağırmamın şiddeti ile irkildi. “Sen karışma, o benim eşim” diyerek tehditler savururken kadın fırsat bulup bebeği ile uzaklaştı. Adam ise aracına binerek peşine…
Polisi arayıp olayı anlatmam ile ekiplerin gelmesi uzun sürmedi. Bölgede inceleme yapan polisler ne kadını ne de adamı bulabildi.
Sonrasında ne oldu bende bilmiyorum.
Bu sadece o kadınlardan sadece biriydi.
***
Kadına şiddet bu toprakların kaderi olmamalı.
İş hayatında son yıllarda kadın sayısı artsa da yeterli değil.
Kadına yönelik istihdamın artırılmasına için çok daha sağlam projelere ihtiyaç var. Kadına şiddetin sadece polisiye tedbirlerle aşılamayacağını, kötü bir şekilde tecrübe etmeye devam ediyoruz.
Kadınların sadece iş gücünde sayısının artması yeterli değil. Siyasette de etkin olmaları şart.
Ülke Mayıs’ta yapılacak seçime hazırlanıyor. Siyasi partilerin listelerinde artık kadın adayları fazlasıyla görmek istiyoruz. Bu bir jest değil Türk kadınlarının hakkıdır.
***
Asla bir ayrım yapmak istemem ama Doğu’da kadın adaylarının varlığı bu bölgelerdeki ezilen kadınlara güç verecektir. Böylesi bir pozitif ayrımcılık kadın olgusunu güçlü kılmakla beraber bölgemizdeki kadınların sorunlarının çözümlerine yönelik hemcinslerine ulaşmakta kolaylık tanıyacaktır.
Parlamentoda kadın varlığına şiddetle ihtiyacımız var. Sadece parlamentoda değil bürokraside de kadın yöneticilere ihtiyaç var. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kadın varlığı siyasete de bürokrasiye de nezaket, güven getirecektir.
Ezcümle kadınları öldürmeyelim yaşatalım…