
Kış aylarında artan kar yağışı ve soğuk havanın etkisiyle oluşan buzlanma ve don olaylarına karşı uyarılarda bulunan Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Mehmet Köse, “Buzlu yollarda elleriniz cebinizde yürümeyin. Özellikle kadınlar sakatlanma riskini azalmak için topuklu ayakkabı giyinmemeli” dedi.
Halime DURMUŞ / ERZURUM
Soğuk hava ve kar yağışı ile birlikte yollar,
üst geçitler ve kaldırımlar adeta birer buz pistini andırıyor. Vatandaşlar, yollarda yürümekte zorlanırken, hastanelerde ise, düşüp yaralanmaya bağlı kırık ve çıkık vakalarında artış yaşanmaya başladı. Mevsime paralel olarak yaşanan bu sakatlanmalara karşı Atatürk Üniversitesi Yakutiye Araştırma Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Köse, karlı havada artan sakatlanma riski ve alınması gereken önlemler hakkında bilgi verdi.
Elleriniz cebinizde yürümeyin
Karlı ve sisli havalarda görüş mesafesinin azalması trafik kazalarında artışa neden olduğunu belirten Köse, bununla birlikte yayaların karlı, buzlu kaygan zeminlerde yürümesinin güçleştiğini söyledi. Buzlu yollarda ellerin cepte olacak şekilde yürünmemesi gerektiğini anlatan Köse, “Buzlu yolarda eller cepteyken büyük adımlar atılması düşmeye daha çok neden olmaktadır. Yürürken düşmeleri azaltmak için bazı önlemler alınabilir. Kıyafet seçiminizi karlı havaya göre yapın. Evden çıkmadan önce dışarıdaki hava şartlarını kontrol edip, uygun kıyafetler tercih edin. Dar kıyafetler hareket kabiliyetinizi azaltır. Yanlış ayakkabı seçimi düşmelere ve ayak bileği burkulmasına neden olur. Tabanı kaygan olmayan altı lastik ve tırtıklı ayakkabılar giyilmelidir. Klasik ya da topuklu ayakkabılar düşme riskinizi artıracaktır. Özellikle ayak bileği yaralanmalarını önlemek için bileği kavrayan botlar tercih edilmelidir. Yürürken küçük ve dengeli adımlar atın. Ellerin cepte olmaması ise düşme anında avuç ortalarını yere koyarak, vücudun herhangi bir bölgesinin yere daha sert bir şekilde çarpmasına engel olur. Yokuş ve merdivenlere dikkat edin. Mümkünse dik yokuşları inip çıkmayın. Merdiven inip çıkarken trabzanları kullanın. Yürürken iki eliniz de dolu olmasın. Çocuğunuzu ya da ağır eşyalarınızı kucakta taşımayın. Poşet ya da çantalarınızı iki elinizle taşımayın ve de kar gözlüğü kullanın” diye konuştu.
Kalça, omuz ve omurga kırıkları sık görülüyor
Kışın buzlanma nedeniyle düşme vakalarında en sık kalça, omuz ve omurga kırıklarının görüldüğünü söyleyen Köse, “Düşme sırasında refleks olarak yüzü korumak için el ve ayak bileği öne doğru hareket eder. Bu yüzden, el ve ayak bileği kırıklarıyla sık karşılaşırız. Yere düşüp çarpma sonucu kalça kırıkları, omuz çevresi kırık ve çıkıkları, omurga kırıkları sık görülür. Yaş ortalaması arttıkça basit düşmelerle oluşan kırık sayısı da artmaktadır. Özellikle ileri yaştakilere, kötü hava koşullarında mecbur kalmadıkça dışarı çıkmamalarını öneriyoruz” dedi.
Düşme sonrası bilinçsiz yaklaşım sakat bırakabilir
Düşme sonrasında ağrı hissediliyorsa mutlaka hekime başvurmak gerektiğini vurgulayan Köse, bilinçsiz yaklaşımların hastanın ağrısını artırabileceği gibi sakat kalabilmesine de neden olabileceğini ifade etti. Düşme sonrası yapılması gerekenleri anlatan Köse, “Düşme veya çarpma sonrasında hareketle artan ağrı, şekil bozukluğu, ödem ve kanama nedeniyle şişkinlik ve morarma olması halinde kırıktan şüphelenilmelidir. Kırık oldukça ağrılı bir durumdur ve genellikle insanı tedbirsiz yakalar. Acil durumlarda geçici olarak sargılama uygulaması ve hastayı hareketsiz hale getirmek önem taşır. Hastayı kıpırdatmak ya da pozisyon vermeye çalışmak, kırığın durumunu ve yerini tam bilemeyeceğimiz için büyük risk oluşturur. Hastayı bilinçsiz hareket ettirmek, iç kanamayı artırabileceği gibi acı duyulmasına da neden olur. Kırık şüphesi varsa, kırık kemik uçlarının çevresindeki damar, sinir gibi yumuşak dokulara zarar vermemesi için kırık uçları mümkün olduğunca hareketsiz tutulmalıdır. Kolu ilgilendiren bir yaralanma ise yüzük, saat gibi eşyalar hemen çıkarılmalıdır. El bileği, ayak bileği, omuz çevresi kırığı varsa geçici tespitle acil servise başvurulmalı, şişmeyi önlemek için cilde direkt temas etmeden buz uygulanmalıdır. Kırık tedavisi, kırık kemik uçlarının birleştirilmesi ve birbirlerine kaynamalarını içeren ve daha sonrasında hastanın uzvunu eskiden olduğu gibi sağlıklı kullanabilmesi sürecini kapsamaktadır” şeklinde açıkladı.
Halime DURMUŞ / ERZURUM
Soğuk hava ve kar yağışı ile birlikte yollar,

Elleriniz cebinizde yürümeyin
Karlı ve sisli havalarda görüş mesafesinin azalması trafik kazalarında artışa neden olduğunu belirten Köse, bununla birlikte yayaların karlı, buzlu kaygan zeminlerde yürümesinin güçleştiğini söyledi. Buzlu yollarda ellerin cepte olacak şekilde yürünmemesi gerektiğini anlatan Köse, “Buzlu yolarda eller cepteyken büyük adımlar atılması düşmeye daha çok neden olmaktadır. Yürürken düşmeleri azaltmak için bazı önlemler alınabilir. Kıyafet seçiminizi karlı havaya göre yapın. Evden çıkmadan önce dışarıdaki hava şartlarını kontrol edip, uygun kıyafetler tercih edin. Dar kıyafetler hareket kabiliyetinizi azaltır. Yanlış ayakkabı seçimi düşmelere ve ayak bileği burkulmasına neden olur. Tabanı kaygan olmayan altı lastik ve tırtıklı ayakkabılar giyilmelidir. Klasik ya da topuklu ayakkabılar düşme riskinizi artıracaktır. Özellikle ayak bileği yaralanmalarını önlemek için bileği kavrayan botlar tercih edilmelidir. Yürürken küçük ve dengeli adımlar atın. Ellerin cepte olmaması ise düşme anında avuç ortalarını yere koyarak, vücudun herhangi bir bölgesinin yere daha sert bir şekilde çarpmasına engel olur. Yokuş ve merdivenlere dikkat edin. Mümkünse dik yokuşları inip çıkmayın. Merdiven inip çıkarken trabzanları kullanın. Yürürken iki eliniz de dolu olmasın. Çocuğunuzu ya da ağır eşyalarınızı kucakta taşımayın. Poşet ya da çantalarınızı iki elinizle taşımayın ve de kar gözlüğü kullanın” diye konuştu.
Kalça, omuz ve omurga kırıkları sık görülüyor
Kışın buzlanma nedeniyle düşme vakalarında en sık kalça, omuz ve omurga kırıklarının görüldüğünü söyleyen Köse, “Düşme sırasında refleks olarak yüzü korumak için el ve ayak bileği öne doğru hareket eder. Bu yüzden, el ve ayak bileği kırıklarıyla sık karşılaşırız. Yere düşüp çarpma sonucu kalça kırıkları, omuz çevresi kırık ve çıkıkları, omurga kırıkları sık görülür. Yaş ortalaması arttıkça basit düşmelerle oluşan kırık sayısı da artmaktadır. Özellikle ileri yaştakilere, kötü hava koşullarında mecbur kalmadıkça dışarı çıkmamalarını öneriyoruz” dedi.
Düşme sonrası bilinçsiz yaklaşım sakat bırakabilir
Düşme sonrasında ağrı hissediliyorsa mutlaka hekime başvurmak gerektiğini vurgulayan Köse, bilinçsiz yaklaşımların hastanın ağrısını artırabileceği gibi sakat kalabilmesine de neden olabileceğini ifade etti. Düşme sonrası yapılması gerekenleri anlatan Köse, “Düşme veya çarpma sonrasında hareketle artan ağrı, şekil bozukluğu, ödem ve kanama nedeniyle şişkinlik ve morarma olması halinde kırıktan şüphelenilmelidir. Kırık oldukça ağrılı bir durumdur ve genellikle insanı tedbirsiz yakalar. Acil durumlarda geçici olarak sargılama uygulaması ve hastayı hareketsiz hale getirmek önem taşır. Hastayı kıpırdatmak ya da pozisyon vermeye çalışmak, kırığın durumunu ve yerini tam bilemeyeceğimiz için büyük risk oluşturur. Hastayı bilinçsiz hareket ettirmek, iç kanamayı artırabileceği gibi acı duyulmasına da neden olur. Kırık şüphesi varsa, kırık kemik uçlarının çevresindeki damar, sinir gibi yumuşak dokulara zarar vermemesi için kırık uçları mümkün olduğunca hareketsiz tutulmalıdır. Kolu ilgilendiren bir yaralanma ise yüzük, saat gibi eşyalar hemen çıkarılmalıdır. El bileği, ayak bileği, omuz çevresi kırığı varsa geçici tespitle acil servise başvurulmalı, şişmeyi önlemek için cilde direkt temas etmeden buz uygulanmalıdır. Kırık tedavisi, kırık kemik uçlarının birleştirilmesi ve birbirlerine kaynamalarını içeren ve daha sonrasında hastanın uzvunu eskiden olduğu gibi sağlıklı kullanabilmesi sürecini kapsamaktadır” şeklinde açıkladı.