
Kefirin her yaştan bireyin güvenle tüketeceği bir besin olduğuna dikkat çeken Diyetisyen Tuba Yüksel, “Kefir, kalsiyum ve magnezyum içeriği sayesinde sağlıklı bir sinir sisteminin temelini oluşturur” dedi.
Halime DURMUŞ / ERZURUM
Erzurum Özel Buhara Hastanesi Uzman Diyetisyen Tuba Yüksel, besin değeri oldukça yüksek olan kefiri her yaştan bireyin tüketmesi gerektiğini belirterek, kefirde bol miktarda bulunan kalsiyum ve magnezyumun sinir sistemi üzerinde rahatlatıcı etki yaptığını dile getirdi.
Keçi veya inek sütünden özel bir maya mantarıyla yapılan, tadı ayrana benzeyen, ekşimsi bir içecek olan kefirin faydaları saymakla bitmiyor. İçerisinde bulunan mineraller kemik ve kas yapısını güçlendiriyor, vitaminler ise kan dolaşımını düzenleyerek, kan bozukluklarını gideriyor. Kefirin, doğal enerji ve şifa kaynağı olduğunu belirten Diyetisyen Tuba Yüksel, bol bol kefir tüketilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Yoğurttan daha faydalı
Kefirin yoğurttan daha besleyici olduğunu belirten Yüksel, kefirin yoğurda göre daha fazla sindirimi rahatlattığını söyledi. Yararlı bakteriler açısından da daha zengin olduğunu anlatan Yüksel, “Yoğurt ile kefir sütün mayalanmasından elde edilen süt ürünleridir. Kefir direkt olarak probiyotik bakterileri içerirken, yoğurt probiyotik bakteri üretimini teşvik eder. Kefir yiyince direkt olarak probiyotik bakterileri vücudunuza almış olursunuz, fakat yoğurt ile sadece bu bakterilerin üretilmesi için vücudunuzu teşvik edersiniz. Bu yüzden kefir tüketmek oldukça önemlidir. Kefir protein, mineral ve B vitamini içerir. B1, B12 ve K vitaminleri yönünden de zengindir. Kalsiyum ve magnezyum içeriği sayesinde sağlıklı bir sinir sisteminin temelini oluşturur. Aynı zaman da iyi bir fosfor kaynağıdır. Tok tutma özelliği de bulunan kefir aynı zamanda kilo da aldırmaz. Besin değeri oldukça yüksektir ve sindirimi kolay bir içecektir. Çocuklar, yaşlılar, hamileler ve menopoza giren bayanlar hiç tereddüt etmeden kefir tüketebilirler” diye konuştu.
Kanseri önlüyor
Kefirin tam bir şifa kaynağı olduğunu belirten Yüksel, özellikle kanser başta olmak üzere birçok hastalığı önlediğini vurguladı. Kefirin faydalarını dile getiren Yüksel, “Kefir, Hepatit A ve B hastalıklarının tedavisinde yardımcı rol oynamaktadır. Kefirdeki fosfor, hücrelerin büyüme, bakım ve onarım işlemleri için protein sentezine katılır. Bileşimindeki bulunan mucize mineral selenyum, hücreler üzerinde antioksidatif etki göstermektedir. Kansere karşı çok önemli faktör olarak değerlendirilen selenyum, kalp hastalıklarını da önlemekte, yaşlanmayı yavaşlatmaktadır. Birçok hastalığın oluşumunu engeller. Kefirdeki Antioksidan vitamin ve mineraller hücre yenilenmesini sağlar. Biyolojik olarak insan metabolizmasının sürekli yenilenmesini sağlar. Sağlıklı ve doğal beslenmeyi sistemize ettiğinden çeşitli hormonların seviyelerini dengeler ve normalleştirir. Başta üreme hormonları olmak üzere, kortizol, insülin ve beyinde önemli işlevi olan serotonin (mutluluk) hormonu ile adrenalin hormonu üzerinde olumlu etkiler yapar. Mide ve pankreas gibi bazı organların salgılarını artırarak, başta ülser olmak üzere sindirim rahatsızlıklarına karşı iyileştirici rol oynar” ifadelerini kullandı.
Metal değdirmeyin
Kefiri artık marketlerde hazır halde temin etmenin de mümkün olduğunu belirten Yüksel, en sağlıklı olanın ev yapımı olduğunu söyledi. Kefir yapılışını tarif eden Yüksel, şunları söyledi: “Kefirinizin ucuz ve istediğiniz kıvamda olması için mümkünse kendiniz yapın. Kefir taneleriniz büyük ise bunu kesmeyin, aksi halde kefiran metalden zarar görebilir. En iyisi hafifçe elinizle sıkmadan ayırmaktır. Kefir taneleri karnabahar görünümünde fakat lastik kıvamındadır. Kefir tanelerinin dışında kefiran denilen yapışkan bir zar vardır. Yararlı bakteriler ve mantarlar kendi yaptıkları bu zarın içinde yaşarlar. Kuru kefir taneleri birkaç mayalamadan sonra yok olabilir. Ama ıslak maya, eğer iyi bakılırsa sağlıklı kalır. Kefir tanelerini sıkmayın, metal değdirmeyin, temiz tutun. Uzun süre kullanmayacaksanız soğuk bir yerde tercihen buzdolabında tutun. Daha uzun süre saklamak isteyenler derin dondurucuya koyabilirler.”
Halime DURMUŞ / ERZURUM
Erzurum Özel Buhara Hastanesi Uzman Diyetisyen Tuba Yüksel, besin değeri oldukça yüksek olan kefiri her yaştan bireyin tüketmesi gerektiğini belirterek, kefirde bol miktarda bulunan kalsiyum ve magnezyumun sinir sistemi üzerinde rahatlatıcı etki yaptığını dile getirdi.
Keçi veya inek sütünden özel bir maya mantarıyla yapılan, tadı ayrana benzeyen, ekşimsi bir içecek olan kefirin faydaları saymakla bitmiyor. İçerisinde bulunan mineraller kemik ve kas yapısını güçlendiriyor, vitaminler ise kan dolaşımını düzenleyerek, kan bozukluklarını gideriyor. Kefirin, doğal enerji ve şifa kaynağı olduğunu belirten Diyetisyen Tuba Yüksel, bol bol kefir tüketilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Yoğurttan daha faydalı
Kefirin yoğurttan daha besleyici olduğunu belirten Yüksel, kefirin yoğurda göre daha fazla sindirimi rahatlattığını söyledi. Yararlı bakteriler açısından da daha zengin olduğunu anlatan Yüksel, “Yoğurt ile kefir sütün mayalanmasından elde edilen süt ürünleridir. Kefir direkt olarak probiyotik bakterileri içerirken, yoğurt probiyotik bakteri üretimini teşvik eder. Kefir yiyince direkt olarak probiyotik bakterileri vücudunuza almış olursunuz, fakat yoğurt ile sadece bu bakterilerin üretilmesi için vücudunuzu teşvik edersiniz. Bu yüzden kefir tüketmek oldukça önemlidir. Kefir protein, mineral ve B vitamini içerir. B1, B12 ve K vitaminleri yönünden de zengindir. Kalsiyum ve magnezyum içeriği sayesinde sağlıklı bir sinir sisteminin temelini oluşturur. Aynı zaman da iyi bir fosfor kaynağıdır. Tok tutma özelliği de bulunan kefir aynı zamanda kilo da aldırmaz. Besin değeri oldukça yüksektir ve sindirimi kolay bir içecektir. Çocuklar, yaşlılar, hamileler ve menopoza giren bayanlar hiç tereddüt etmeden kefir tüketebilirler” diye konuştu.
Kanseri önlüyor
Kefirin tam bir şifa kaynağı olduğunu belirten Yüksel, özellikle kanser başta olmak üzere birçok hastalığı önlediğini vurguladı. Kefirin faydalarını dile getiren Yüksel, “Kefir, Hepatit A ve B hastalıklarının tedavisinde yardımcı rol oynamaktadır. Kefirdeki fosfor, hücrelerin büyüme, bakım ve onarım işlemleri için protein sentezine katılır. Bileşimindeki bulunan mucize mineral selenyum, hücreler üzerinde antioksidatif etki göstermektedir. Kansere karşı çok önemli faktör olarak değerlendirilen selenyum, kalp hastalıklarını da önlemekte, yaşlanmayı yavaşlatmaktadır. Birçok hastalığın oluşumunu engeller. Kefirdeki Antioksidan vitamin ve mineraller hücre yenilenmesini sağlar. Biyolojik olarak insan metabolizmasının sürekli yenilenmesini sağlar. Sağlıklı ve doğal beslenmeyi sistemize ettiğinden çeşitli hormonların seviyelerini dengeler ve normalleştirir. Başta üreme hormonları olmak üzere, kortizol, insülin ve beyinde önemli işlevi olan serotonin (mutluluk) hormonu ile adrenalin hormonu üzerinde olumlu etkiler yapar. Mide ve pankreas gibi bazı organların salgılarını artırarak, başta ülser olmak üzere sindirim rahatsızlıklarına karşı iyileştirici rol oynar” ifadelerini kullandı.
Metal değdirmeyin
Kefiri artık marketlerde hazır halde temin etmenin de mümkün olduğunu belirten Yüksel, en sağlıklı olanın ev yapımı olduğunu söyledi. Kefir yapılışını tarif eden Yüksel, şunları söyledi: “Kefirinizin ucuz ve istediğiniz kıvamda olması için mümkünse kendiniz yapın. Kefir taneleriniz büyük ise bunu kesmeyin, aksi halde kefiran metalden zarar görebilir. En iyisi hafifçe elinizle sıkmadan ayırmaktır. Kefir taneleri karnabahar görünümünde fakat lastik kıvamındadır. Kefir tanelerinin dışında kefiran denilen yapışkan bir zar vardır. Yararlı bakteriler ve mantarlar kendi yaptıkları bu zarın içinde yaşarlar. Kuru kefir taneleri birkaç mayalamadan sonra yok olabilir. Ama ıslak maya, eğer iyi bakılırsa sağlıklı kalır. Kefir tanelerini sıkmayın, metal değdirmeyin, temiz tutun. Uzun süre kullanmayacaksanız soğuk bir yerde tercihen buzdolabında tutun. Daha uzun süre saklamak isteyenler derin dondurucuya koyabilirler.”