
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ı eleştirmek için Kayseri’de kurulan uçak fabrikasını örnek gösterdi. İbretlik değil mi? Türkiye’de demiryolu raylarını ürettiği için Atatürk tarafından ‘Demirağ’ soyadı verilen ve ilk milli uçağı üreten Nuri Demirağ’a darbe İnönü dönemi CHP’sinden geldi.
1944 yılında, Nuri Demirağ'a ait uçak pisti, fabrika ve etüd merkezinin bulunduğu alan istimlak edildi. Büyük fedakârlıklarla elde edilen savunma sanayi imkan ve kabiliyetleri yaşanan olumsuzlukların ardından kaybedilmeye başlandı ve askeri fabrikalar ile sivil teşebbüsler Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün emriyle 15 Mart 1950'deki kanunla kapatıldı.
Türkiye'nin uçak üretmemesi için 1941-44 yılları arasında ABD Türkiye'ye 95 milyon dolarlık savaş malzemesi vermişti. CHP döneminin Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Zeki Doğan, Nuri Demirağ'a şu ibretlik sözleri söylemişti: "Amerikan yardımından bedava uçak almak dururken uçak fabrikanıza sipariş verirsem yarın bu millet beni asar”
Başka bir yiğit insan Nuri Killigil’dir. Akıbeti fecidir.
Türkiye’nin İsrail’i tanıdığı gün, Filistinlilere silah desteği sağlayan Nuri Killigil, Haliç’teki silah ve cephane fabrikasıyla beraber havaya uçurulur. İş adamı Nuri Killigil, nam-ı diğer Kafkas İslam Ordusu kumandanı, Bakü Fatihi, Enver Paşa’nın kardeşi Nuri Paşa’nın (Azerbaycan’da ‘Nuru Paşa’ dediniz mi akan sular durur, bilesiniz) ve 27 işçisinin parçalanmış ve kömürleşmiş cesetlerinden ibaret nakıs cenazeleri Edirnekapı Şehitliği’nin bir köşesine sessiz sedasız defnedilir.
Nuri Killigil’in cenaze namazı Diyanet İşleri Başkanlığı’na yapılan siyasî baskılar yüzünden kılınamaz. İstanbul Müftülüğü vücudun büyük bir kısmı parçalanmış olduğu için cenaze namazının kılınmasının caiz olmadığına karar vermişti.
“İstanbul Müftülüğü, ceset parçası üzerine cenaze namazı kılınamayacağını bildirdi. Nuri Paşa ailesi, Sütlüce sahilinde bulunan ve Nuri Paşaya ait olduğu iddia edilen ceset parçası için cenaze merasimi yapamayacak” (Yeni Sabah, 23 Mart 1949).
Neden bunları aktarma ihtiyacı duydum?
Aslında sorunun cevabı yazının içerisinde bulunmaktadır.
Türkiye, yarınlara daha güçlü biçimde ulaşacak ise bunun yolu bellidir. Türkiye’nin Ankara’dan yönetilir olmasıdır.
İçeride, hele hele devlet içerisinde hain, emperyalist uşağının bulunmaması ne kadar önemli.
ASELSAN’ı hatırlayın, Türkiye’nin nükleer teknoloji ve bor teknolojisinde önemli projeler yürüten Prof. Engin Arık ile 6 arkadaşının şüpheli uçak kazasıyla katledilmelerini hatırlayın.
Gaffar Okan’ı, Eşref Bitlis’i hatırlayın.
Savcı Selim Kiraz’ı Adliye’de katledenleri, Savcı Kiraz’ın katillerine ağıt yakanları hatırlayan.
Sizce Kemal bey neyi hatırlattı, anladınız mı?
1944 yılında, Nuri Demirağ'a ait uçak pisti, fabrika ve etüd merkezinin bulunduğu alan istimlak edildi. Büyük fedakârlıklarla elde edilen savunma sanayi imkan ve kabiliyetleri yaşanan olumsuzlukların ardından kaybedilmeye başlandı ve askeri fabrikalar ile sivil teşebbüsler Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün emriyle 15 Mart 1950'deki kanunla kapatıldı.
Türkiye'nin uçak üretmemesi için 1941-44 yılları arasında ABD Türkiye'ye 95 milyon dolarlık savaş malzemesi vermişti. CHP döneminin Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Zeki Doğan, Nuri Demirağ'a şu ibretlik sözleri söylemişti: "Amerikan yardımından bedava uçak almak dururken uçak fabrikanıza sipariş verirsem yarın bu millet beni asar”
Başka bir yiğit insan Nuri Killigil’dir. Akıbeti fecidir.
Türkiye’nin İsrail’i tanıdığı gün, Filistinlilere silah desteği sağlayan Nuri Killigil, Haliç’teki silah ve cephane fabrikasıyla beraber havaya uçurulur. İş adamı Nuri Killigil, nam-ı diğer Kafkas İslam Ordusu kumandanı, Bakü Fatihi, Enver Paşa’nın kardeşi Nuri Paşa’nın (Azerbaycan’da ‘Nuru Paşa’ dediniz mi akan sular durur, bilesiniz) ve 27 işçisinin parçalanmış ve kömürleşmiş cesetlerinden ibaret nakıs cenazeleri Edirnekapı Şehitliği’nin bir köşesine sessiz sedasız defnedilir.
Nuri Killigil’in cenaze namazı Diyanet İşleri Başkanlığı’na yapılan siyasî baskılar yüzünden kılınamaz. İstanbul Müftülüğü vücudun büyük bir kısmı parçalanmış olduğu için cenaze namazının kılınmasının caiz olmadığına karar vermişti.
“İstanbul Müftülüğü, ceset parçası üzerine cenaze namazı kılınamayacağını bildirdi. Nuri Paşa ailesi, Sütlüce sahilinde bulunan ve Nuri Paşaya ait olduğu iddia edilen ceset parçası için cenaze merasimi yapamayacak” (Yeni Sabah, 23 Mart 1949).
Neden bunları aktarma ihtiyacı duydum?
Aslında sorunun cevabı yazının içerisinde bulunmaktadır.
Türkiye, yarınlara daha güçlü biçimde ulaşacak ise bunun yolu bellidir. Türkiye’nin Ankara’dan yönetilir olmasıdır.
İçeride, hele hele devlet içerisinde hain, emperyalist uşağının bulunmaması ne kadar önemli.
ASELSAN’ı hatırlayın, Türkiye’nin nükleer teknoloji ve bor teknolojisinde önemli projeler yürüten Prof. Engin Arık ile 6 arkadaşının şüpheli uçak kazasıyla katledilmelerini hatırlayın.
Gaffar Okan’ı, Eşref Bitlis’i hatırlayın.
Savcı Selim Kiraz’ı Adliye’de katledenleri, Savcı Kiraz’ın katillerine ağıt yakanları hatırlayan.
Sizce Kemal bey neyi hatırlattı, anladınız mı?