
ALİ PAŞA MAHALLESİ
Erzurum’un merkezi mahallerinden biri olan Ali Paşa Mahallesi kongre caddesini içine alan geniş bir mahalledir. Ali Paşa Mahallesi, şehrin Gürcü kapı varoşunda kurulan mahallelerdendir. Mahalle adını Erzurum da Esat Paşa, Ayas Paşa gibi şehirden derin izler bırakarak giden Osmanlı valilerinden Ali Paşadan alır. Ali Paşa 1569 yılından 1570 yılına kadar Erzurum da valilik görevinde bulunmuştur. Kısa süren valilik süresi boyunca mahalleye kendi adını taşıyan bir cami yaptıran Ali Paşa böylelikle Erzurum tarihindeki yerini de almıştır. Ali Paşa cami, mahallede dikkati çeken en önemli mimari yapıdır. Mahalleye ismini de veren cami, paşanın valilik yaptığı tarihler arasında yapılmıştır. Sonraki yıllarda harap olan caminin, Hasan Efendi isimde bir hayırsever tarafından 1693 yılında onarıldığı cami kapısı üzerinde bulunan kitabeden anlaşılmaktadır. Caminin önündeki son cemaat yeri altı ağaç sütunun taşıdığı bir çatı ile örtülmüştür. Dikdörtgen planlı caminin üzeri toprak bir damla örtülmüştür. İbadet mekanında mimari ve bezeme yönünden bir özellik bulunmamaktadır. Caminin sağ tarafında tuğladan tek şerefeli bir minaresi vardır. Caminin minberi Kasım Paşa ve Murat Paşa camilerinin minberiyle işleme yönünden benzerdir. Ali paşa camisi kubbesi olmayan camilerimizden birisidir. Ali paşa cami Hz. Peygamber’in mukaddes sakalı şeriflerinin bulunduğu camilerimizden biridir.
AYAS PAŞA MAHALLESİ
Mahallenin ismi Ayaz değil Ayas’tır aslında. Mahalleyle özdeşleşen ve XVII.yüzyılda iç kale mahallesi olarak kurulan bu mahalleye ismini veren bu Ayas Paşa kim dir peki? Ayas Paşa Erzurum Beylerbeyi İskender Paşanın takriben Diyarbekire tayin edilmesi ile boşalan Erzurum beylerbeyliğine getirilmiştir. Ayas Paşa Erzurum’da 3 Cemazil ahır 960 /17 Mayıs 1553 tarihinde bu göreve getirilmiş ve azl edildiği zilhicce 966 /Eylül 1559 tarihine kadar devamlı olarak 6 sene 4 ay bu görevde kalmıştır. Fiziki olarak oldukça ihtişamlı bir görünüşe sahiptir. Bu sebeple “Kumandanlar arasında parmakla gösterilmekte idi.” Osmanlı devleti ile İran arasındaki savaşlar sonucunda tarihteki İran ile Osmanlı arasındaki antlaşma olan 1555 ‘de Amasya ‘da imzalanan Osmanlı- Safevi antlaşmasında Ayas Paşanın gayretleri de görülmüştür. Safevi elçilerini ağırlamış olan Ayas Paşa, Kanuni Sultan Süleyman tarafından sevilen ve iltifatlarına mahzar olan bir kişidir. Osmanlı dönemi devlet adamlarından koca Sinan Paşanın kardeşi olması ona bazı konularda avantaj sağlamıştır; ama kardeşinin Sokullu Mehmet Paşa ile mücadelesini de engelleyememiştir. Erzurum da birçok hayır eserine imza atan Ayas Paşanın sonunu ise Şehzade Beyazıt olayı hazırlamıştır. 1559 yılında varisliği kardeşine kaptırıp isyan eden Şehzade Beyazıt, İran'a sığınmak maksadıyla Erzurum’a gelir. Beylerbeyi Ayas Paşa onu burada ağırlar, atına nah ve mıh temin eder. Bu durum daha sonra İstanbul tarafından öğrenilince Ayas Paşa suçlu bulunarak idam edilir. Ayas Paşa isyancı Şehzade Beyazıt’a doğru yolda olmadığını söylemesine rağmen olayda suçlu bulunarak görevden alınıp katline karar kılınmıştır.
CEDİT MAHALLESİ
Cedit kelime manası yeni, kullanılmamış, pek az zamandan beri bilinen veya mevcut olan ya da acemlerin kullandığı bir vezindir. Taşmagazaların arka tarafında kevelcilerin alt tarafında kurulan bu mahalle büyük ihtimalle derenin kurutulmasından sonra yerleşime uğradığından dolayı bu isimle anılmıştır. Yenilik eski zamana göre yenide, bu zamana göre pek de yeni sayılmaz. Cedid mahallesi kalenin kuzeydoğusunda ki topdağı’nın şehre bakan kısmında Gürcükapı varoşunda yer alan mahallelerimizden biridir. XVII yüzyılda kurulan mahalle de eski yapılar yıkık, virane bir halde kaderini beklemektedir. İşyerlerinin arasında kalan mahalle şehrin alt başında kalması nedeniyle sellerden en fazla etkilenen yerlerden biridir. Dere yatağında oluşu bunu artıran bir diğer etkendir. Son zamanlarda alınan tedbirlerle bu en alt seviyeye indirilmeye çalışılmıştır. Cedit Mahallesinin hemen girişinde Şabahane çeşmesinin küçük minyatürü mahalleye farklı bir hava verir. Çeşme başında durup kana kana su içebilir. Mahalle de Cedit caminin bulunduğu yerin tam karşısında dar bir sokak yer alır. Sokağın içinde karşılıklı birbirine bakan iki eski Erzurum evi vardır ki evler ikindi vakit görülmeye değerdir. Tahta işlemelerinin taşla uyumunun güzel örneklerinden olan bu yapılarda son zamanlar da terk edilmeye başlanmıştır. Güneş yavaş yavaş ufuktan tam kaybolmaya başladığında bir hüzün çöker bu sokağa. Dili olsa da neler anlatır bize bu cansız bedenler. İki çocuk vardı ben en son gördüğüm de sokak ortasında ellerinde misket, yüzlerinde afacan kızarıklığıyla…
Erzurum’un merkezi mahallerinden biri olan Ali Paşa Mahallesi kongre caddesini içine alan geniş bir mahalledir. Ali Paşa Mahallesi, şehrin Gürcü kapı varoşunda kurulan mahallelerdendir. Mahalle adını Erzurum da Esat Paşa, Ayas Paşa gibi şehirden derin izler bırakarak giden Osmanlı valilerinden Ali Paşadan alır. Ali Paşa 1569 yılından 1570 yılına kadar Erzurum da valilik görevinde bulunmuştur. Kısa süren valilik süresi boyunca mahalleye kendi adını taşıyan bir cami yaptıran Ali Paşa böylelikle Erzurum tarihindeki yerini de almıştır. Ali Paşa cami, mahallede dikkati çeken en önemli mimari yapıdır. Mahalleye ismini de veren cami, paşanın valilik yaptığı tarihler arasında yapılmıştır. Sonraki yıllarda harap olan caminin, Hasan Efendi isimde bir hayırsever tarafından 1693 yılında onarıldığı cami kapısı üzerinde bulunan kitabeden anlaşılmaktadır. Caminin önündeki son cemaat yeri altı ağaç sütunun taşıdığı bir çatı ile örtülmüştür. Dikdörtgen planlı caminin üzeri toprak bir damla örtülmüştür. İbadet mekanında mimari ve bezeme yönünden bir özellik bulunmamaktadır. Caminin sağ tarafında tuğladan tek şerefeli bir minaresi vardır. Caminin minberi Kasım Paşa ve Murat Paşa camilerinin minberiyle işleme yönünden benzerdir. Ali paşa camisi kubbesi olmayan camilerimizden birisidir. Ali paşa cami Hz. Peygamber’in mukaddes sakalı şeriflerinin bulunduğu camilerimizden biridir.
AYAS PAŞA MAHALLESİ
Mahallenin ismi Ayaz değil Ayas’tır aslında. Mahalleyle özdeşleşen ve XVII.yüzyılda iç kale mahallesi olarak kurulan bu mahalleye ismini veren bu Ayas Paşa kim dir peki? Ayas Paşa Erzurum Beylerbeyi İskender Paşanın takriben Diyarbekire tayin edilmesi ile boşalan Erzurum beylerbeyliğine getirilmiştir. Ayas Paşa Erzurum’da 3 Cemazil ahır 960 /17 Mayıs 1553 tarihinde bu göreve getirilmiş ve azl edildiği zilhicce 966 /Eylül 1559 tarihine kadar devamlı olarak 6 sene 4 ay bu görevde kalmıştır. Fiziki olarak oldukça ihtişamlı bir görünüşe sahiptir. Bu sebeple “Kumandanlar arasında parmakla gösterilmekte idi.” Osmanlı devleti ile İran arasındaki savaşlar sonucunda tarihteki İran ile Osmanlı arasındaki antlaşma olan 1555 ‘de Amasya ‘da imzalanan Osmanlı- Safevi antlaşmasında Ayas Paşanın gayretleri de görülmüştür. Safevi elçilerini ağırlamış olan Ayas Paşa, Kanuni Sultan Süleyman tarafından sevilen ve iltifatlarına mahzar olan bir kişidir. Osmanlı dönemi devlet adamlarından koca Sinan Paşanın kardeşi olması ona bazı konularda avantaj sağlamıştır; ama kardeşinin Sokullu Mehmet Paşa ile mücadelesini de engelleyememiştir. Erzurum da birçok hayır eserine imza atan Ayas Paşanın sonunu ise Şehzade Beyazıt olayı hazırlamıştır. 1559 yılında varisliği kardeşine kaptırıp isyan eden Şehzade Beyazıt, İran'a sığınmak maksadıyla Erzurum’a gelir. Beylerbeyi Ayas Paşa onu burada ağırlar, atına nah ve mıh temin eder. Bu durum daha sonra İstanbul tarafından öğrenilince Ayas Paşa suçlu bulunarak idam edilir. Ayas Paşa isyancı Şehzade Beyazıt’a doğru yolda olmadığını söylemesine rağmen olayda suçlu bulunarak görevden alınıp katline karar kılınmıştır.
CEDİT MAHALLESİ
Cedit kelime manası yeni, kullanılmamış, pek az zamandan beri bilinen veya mevcut olan ya da acemlerin kullandığı bir vezindir. Taşmagazaların arka tarafında kevelcilerin alt tarafında kurulan bu mahalle büyük ihtimalle derenin kurutulmasından sonra yerleşime uğradığından dolayı bu isimle anılmıştır. Yenilik eski zamana göre yenide, bu zamana göre pek de yeni sayılmaz. Cedid mahallesi kalenin kuzeydoğusunda ki topdağı’nın şehre bakan kısmında Gürcükapı varoşunda yer alan mahallelerimizden biridir. XVII yüzyılda kurulan mahalle de eski yapılar yıkık, virane bir halde kaderini beklemektedir. İşyerlerinin arasında kalan mahalle şehrin alt başında kalması nedeniyle sellerden en fazla etkilenen yerlerden biridir. Dere yatağında oluşu bunu artıran bir diğer etkendir. Son zamanlarda alınan tedbirlerle bu en alt seviyeye indirilmeye çalışılmıştır. Cedit Mahallesinin hemen girişinde Şabahane çeşmesinin küçük minyatürü mahalleye farklı bir hava verir. Çeşme başında durup kana kana su içebilir. Mahalle de Cedit caminin bulunduğu yerin tam karşısında dar bir sokak yer alır. Sokağın içinde karşılıklı birbirine bakan iki eski Erzurum evi vardır ki evler ikindi vakit görülmeye değerdir. Tahta işlemelerinin taşla uyumunun güzel örneklerinden olan bu yapılarda son zamanlar da terk edilmeye başlanmıştır. Güneş yavaş yavaş ufuktan tam kaybolmaya başladığında bir hüzün çöker bu sokağa. Dili olsa da neler anlatır bize bu cansız bedenler. İki çocuk vardı ben en son gördüğüm de sokak ortasında ellerinde misket, yüzlerinde afacan kızarıklığıyla…