
KASIM PAŞA MAHALLESİ
Şehrin içerisinde Taşmağazaların bitiminde bir mahalle vardır ki oda adını eski bir Erzurum valisinden alır. Paşa mahallerinden biridir Kasım Paşa. Erzurum Sal-namelerine göre Cerrah Kasım Paşa 1668 den 1670 tarihine kadar iki yıl Erzurum’da valilik yapmıştır. Sicilli Osmanî Kasım Paşanın Mabeyn-i Hümayundan feyz alarak Rikaptarlık, bir hafta sonra Çukadar-ı Şehriyar-ı olup H.1070’ten itibaren Eğri, Yanova ve Temeşvar beylerbeyi görevinde bulunduktan sonra H.1076 da Erzurum valiliğine tayin olmuştur. Hicri 1081 yılında hakkında şikâyet bulunduğu için tahkik ve teftiş edilerek iddiaların asılsız olduğu anlaşıldığından Kastamonu’ya vali tayin edilmiştir. Miladı olarak 1676 yılında ölen Kasım Paşa’nın ismi Erzurum‘un merkezinden Taşmağazaların alt başındaki mahallede yaşatılmaktadır. Kasım Paşa, mahallesinde hem adıyla hem de camisi ile yaşamaktadır. Kasım Paşa Mahallesinde hemen hemen mahalleyle bütünleşmiş Habib Baba Türbesi, Kasım Paşa Camisi, çeşmeler ve Yeşildumlu hamamı bulunmaktadır. Mahalle, Erzurum’da herkesimin uğrak yerlerinden biridir. Mahallebaşından, Köseömerden, Ali Paşadan, Taşmağazalardan Ayas Paşadan ve Bat pazarından kolaylıkla Kasım Paşaya gelinebilir, Habib Baba Türbesinde manevi huzur bulanabilir. Mahallenin tam karşısında Bakırcılar çarşısı yer almaktadır. Kasım Paşa Mahallesinde ayrıca eski Hasır Garajının yerine yapılan büyük han ve Murat Paşanın hayratı olan Küçük Hamam da bulunmaktadır.
KEMHAN MAHALLESİ
Yüzyılımızda yaşanan hızlı sanayileşmeyle beraber, kentleşmenin yanı sıra toplumun ihtiyaçları ve yaşama tarzı da değişmiştir. Erzurumdaki eski evler aileler arasında bölünmüş, değiştirilmiş ya da terk edilmiştir. Bunların büyük bir kısmı da yıkılmıştır. Yıkıla yıkıla evler, mahalleler ya küçüldü ya da tamamen ortadan kalktılar. Akmescit, Karakilise, Hallaç Ahmet birde Kemhan. Sanayileşme, modernleşme ya da yok oluş Kemhan’ı da küçülttü ve sonunda Derviş Ağa Mahallesine bağlanmak zorunda kaldı. Peki; Kemhan mahallesi neredeydi ve bu ismi nereden alıyordu. Tebrizkapıda, Dabakhane’nin üstünde Hacı Cuma mahallesinin yanıbaşında Kevelciler caddesinin altbaşındaydı, belkide ismini Kevelcilerden alıyordu. Mahallenin isminin kumaş işlemeciliğinden geldiği muhtemeldir. Zira elde bulunan bazı tarihsel belgelerden anlaşıldığına göre birçok kumaş nevileri vardır. Kemha, kalınca okunmuş ipekli bir kumaştır. Kemhanın sırma ve simle dokunmuş olanları da vardır. Bu sebeple altınlı anlamında (müzehep) gümüşlü manasında olan (simli) Kemhan de tabir edilir.
MİRZA MEHMET MAHALLESİ
Erzurum kalesinin hemen alt başında unutulan mekânlardan birisidir, Mirza Mehmet Mahallesi. Bab-i Kan (kale içinde), Kırk çeşme, Sergender tepe, Bab-i Erzincan, Ahi Eyvad, Tabbagan, Karakilise, Bab-i Tebriz, Haydarhane, Camii Kebir, Megeçoğlu, Zaviye-i Hasan Şeyh, Zaviye-i Melik Saltuk, Ethem Şeyh, Şeyh Bula, Alaca Kilise, Sülük, Mansure, Baba Kulu, Hasan Basri, Kılıç Derviş ve birde Mirza Mehmet Osmanlı döneminde Erzurum’daki mevcut olan mahallelerdendir. Erzurum, Osmanlı Türklerinin eline harap bir şekilde geçmiştir. Mahalleye ismi verilen Mirza Mehmet Han Osmanlı döneminde yaşamış, vilayetinde ilk beylerbeyidir. Mirza sözcük manası olarak bazı Türk topluluklarında ve İran da kullanılan bir soyluluk sanıdır. Peki, Mirza Mehmet’i hangi çalışması ölümsüzleştirmiştir. Mirza Mehmet Han, 20 Eylül–3 Ekim 1535 tarihleri arasında ihdas edilmiş olan Erzurum beylerbeyliğinin ilk beylerbeyidir. Dulkadirlu beylerinden Alaüddevle Bey’in torunu ve Şahruh Bey’in oğludur. Mehmet Han ve kardeşi Ali Bey, Şahsuvaroğlu tarafından öldürülmek korkusuyla İran’a iltica etmişlerdir. Yirmi beş sene kadar İranda kalan Mehmet Han sırasıyla Tarım, Halhal ve İsfahan hanlıkları verilmiştir. Bu müddet içinde Şahsuvaroğlu Ali Bey,1522 yılında Kanuni Sultan Süleyman emri ile iki oğlu ile birlikte öldürülmüş ve Dulkadir toprakları Osmanlıya geçmiştir. Daha sonra, İran’a karşı, Irakeyn seferine çıkan Kanuni, 1534‘te Irak hududunda, Sultaniye kasabasına varınca, Şahın İsfahan beylerbeyi olan Mehmet Han, adamlar göndererek iltica talebinde bulunmuş ve padişahın, özrünü ve isteğini kabul etmesi üzere amanname verilmiştir. Bunun üzerine aralarında kardeşi Ali Beyinde bulunduğu üç bey ve bu kadar adamıyla, bir dönem Bayburt ve Kemah sancaklarında görev yapan Mirza, hudut muhafazasını başarıyla ifa ettiğinden Trabzon, Erzincan, Karahisar mıntıkaları içine ve 1535 yılında kurulan Erzurum beylerbeyi Mirza Mehmet olmuştur. Erzurum, Pasinler, Avnik, Kars ve mücavir diğer yerlerin Osmanlı sınırlarının içine girmesinden sonra bu metruk, harap, baykuş yuvası, bomboş yerlerin şenlenmesinde en büyük katkı Mirza Mehmet ve kardeşinin olmuştur. Hatta şehrin metruk halinden dolayı Mirza bir dönem Bayburt’ta oturmuştur. 1538’den sonra Mehmet Han’ın bu görevde ne kadar kaldığı tam olarak belli değildir. Ancak o sırada Şah Tahmasb tarafından vaatlerle tahrik edilen Mirza 1539 ya da 1540 yılında buradaki görevinden alınarak Rumeli’ne nakledilmiş orada kendisine Köstendil ve Niğbolu sancakları verilmiştir. Erzurum ve mülkatını bir taraftan imar ettirir ve nüfusu çoğaltırken diğer taraftan da Gürcü beyleriyle savaşlar yaparak Çoruh boylarını feth ve zapt ediyordu. Mehmet Han büyük ve kahraman asker ve idareci olduğu kadar hayırsever bir Türk idi. Kayserinin şimalinde Kızılırmak üzerine de bir köprü yaptırmıştır. Mirza Mehmet Han koca yurdu bayındır hale getirmeye çalışırken diğer yandan da şifalı su kaynaklarını da ihmal etmemiştir. Hasankale kaplıcalarını yaptırmıştır.
Şehrin içerisinde Taşmağazaların bitiminde bir mahalle vardır ki oda adını eski bir Erzurum valisinden alır. Paşa mahallerinden biridir Kasım Paşa. Erzurum Sal-namelerine göre Cerrah Kasım Paşa 1668 den 1670 tarihine kadar iki yıl Erzurum’da valilik yapmıştır. Sicilli Osmanî Kasım Paşanın Mabeyn-i Hümayundan feyz alarak Rikaptarlık, bir hafta sonra Çukadar-ı Şehriyar-ı olup H.1070’ten itibaren Eğri, Yanova ve Temeşvar beylerbeyi görevinde bulunduktan sonra H.1076 da Erzurum valiliğine tayin olmuştur. Hicri 1081 yılında hakkında şikâyet bulunduğu için tahkik ve teftiş edilerek iddiaların asılsız olduğu anlaşıldığından Kastamonu’ya vali tayin edilmiştir. Miladı olarak 1676 yılında ölen Kasım Paşa’nın ismi Erzurum‘un merkezinden Taşmağazaların alt başındaki mahallede yaşatılmaktadır. Kasım Paşa, mahallesinde hem adıyla hem de camisi ile yaşamaktadır. Kasım Paşa Mahallesinde hemen hemen mahalleyle bütünleşmiş Habib Baba Türbesi, Kasım Paşa Camisi, çeşmeler ve Yeşildumlu hamamı bulunmaktadır. Mahalle, Erzurum’da herkesimin uğrak yerlerinden biridir. Mahallebaşından, Köseömerden, Ali Paşadan, Taşmağazalardan Ayas Paşadan ve Bat pazarından kolaylıkla Kasım Paşaya gelinebilir, Habib Baba Türbesinde manevi huzur bulanabilir. Mahallenin tam karşısında Bakırcılar çarşısı yer almaktadır. Kasım Paşa Mahallesinde ayrıca eski Hasır Garajının yerine yapılan büyük han ve Murat Paşanın hayratı olan Küçük Hamam da bulunmaktadır.
KEMHAN MAHALLESİ
Yüzyılımızda yaşanan hızlı sanayileşmeyle beraber, kentleşmenin yanı sıra toplumun ihtiyaçları ve yaşama tarzı da değişmiştir. Erzurumdaki eski evler aileler arasında bölünmüş, değiştirilmiş ya da terk edilmiştir. Bunların büyük bir kısmı da yıkılmıştır. Yıkıla yıkıla evler, mahalleler ya küçüldü ya da tamamen ortadan kalktılar. Akmescit, Karakilise, Hallaç Ahmet birde Kemhan. Sanayileşme, modernleşme ya da yok oluş Kemhan’ı da küçülttü ve sonunda Derviş Ağa Mahallesine bağlanmak zorunda kaldı. Peki; Kemhan mahallesi neredeydi ve bu ismi nereden alıyordu. Tebrizkapıda, Dabakhane’nin üstünde Hacı Cuma mahallesinin yanıbaşında Kevelciler caddesinin altbaşındaydı, belkide ismini Kevelcilerden alıyordu. Mahallenin isminin kumaş işlemeciliğinden geldiği muhtemeldir. Zira elde bulunan bazı tarihsel belgelerden anlaşıldığına göre birçok kumaş nevileri vardır. Kemha, kalınca okunmuş ipekli bir kumaştır. Kemhanın sırma ve simle dokunmuş olanları da vardır. Bu sebeple altınlı anlamında (müzehep) gümüşlü manasında olan (simli) Kemhan de tabir edilir.
MİRZA MEHMET MAHALLESİ
Erzurum kalesinin hemen alt başında unutulan mekânlardan birisidir, Mirza Mehmet Mahallesi. Bab-i Kan (kale içinde), Kırk çeşme, Sergender tepe, Bab-i Erzincan, Ahi Eyvad, Tabbagan, Karakilise, Bab-i Tebriz, Haydarhane, Camii Kebir, Megeçoğlu, Zaviye-i Hasan Şeyh, Zaviye-i Melik Saltuk, Ethem Şeyh, Şeyh Bula, Alaca Kilise, Sülük, Mansure, Baba Kulu, Hasan Basri, Kılıç Derviş ve birde Mirza Mehmet Osmanlı döneminde Erzurum’daki mevcut olan mahallelerdendir. Erzurum, Osmanlı Türklerinin eline harap bir şekilde geçmiştir. Mahalleye ismi verilen Mirza Mehmet Han Osmanlı döneminde yaşamış, vilayetinde ilk beylerbeyidir. Mirza sözcük manası olarak bazı Türk topluluklarında ve İran da kullanılan bir soyluluk sanıdır. Peki, Mirza Mehmet’i hangi çalışması ölümsüzleştirmiştir. Mirza Mehmet Han, 20 Eylül–3 Ekim 1535 tarihleri arasında ihdas edilmiş olan Erzurum beylerbeyliğinin ilk beylerbeyidir. Dulkadirlu beylerinden Alaüddevle Bey’in torunu ve Şahruh Bey’in oğludur. Mehmet Han ve kardeşi Ali Bey, Şahsuvaroğlu tarafından öldürülmek korkusuyla İran’a iltica etmişlerdir. Yirmi beş sene kadar İranda kalan Mehmet Han sırasıyla Tarım, Halhal ve İsfahan hanlıkları verilmiştir. Bu müddet içinde Şahsuvaroğlu Ali Bey,1522 yılında Kanuni Sultan Süleyman emri ile iki oğlu ile birlikte öldürülmüş ve Dulkadir toprakları Osmanlıya geçmiştir. Daha sonra, İran’a karşı, Irakeyn seferine çıkan Kanuni, 1534‘te Irak hududunda, Sultaniye kasabasına varınca, Şahın İsfahan beylerbeyi olan Mehmet Han, adamlar göndererek iltica talebinde bulunmuş ve padişahın, özrünü ve isteğini kabul etmesi üzere amanname verilmiştir. Bunun üzerine aralarında kardeşi Ali Beyinde bulunduğu üç bey ve bu kadar adamıyla, bir dönem Bayburt ve Kemah sancaklarında görev yapan Mirza, hudut muhafazasını başarıyla ifa ettiğinden Trabzon, Erzincan, Karahisar mıntıkaları içine ve 1535 yılında kurulan Erzurum beylerbeyi Mirza Mehmet olmuştur. Erzurum, Pasinler, Avnik, Kars ve mücavir diğer yerlerin Osmanlı sınırlarının içine girmesinden sonra bu metruk, harap, baykuş yuvası, bomboş yerlerin şenlenmesinde en büyük katkı Mirza Mehmet ve kardeşinin olmuştur. Hatta şehrin metruk halinden dolayı Mirza bir dönem Bayburt’ta oturmuştur. 1538’den sonra Mehmet Han’ın bu görevde ne kadar kaldığı tam olarak belli değildir. Ancak o sırada Şah Tahmasb tarafından vaatlerle tahrik edilen Mirza 1539 ya da 1540 yılında buradaki görevinden alınarak Rumeli’ne nakledilmiş orada kendisine Köstendil ve Niğbolu sancakları verilmiştir. Erzurum ve mülkatını bir taraftan imar ettirir ve nüfusu çoğaltırken diğer taraftan da Gürcü beyleriyle savaşlar yaparak Çoruh boylarını feth ve zapt ediyordu. Mehmet Han büyük ve kahraman asker ve idareci olduğu kadar hayırsever bir Türk idi. Kayserinin şimalinde Kızılırmak üzerine de bir köprü yaptırmıştır. Mirza Mehmet Han koca yurdu bayındır hale getirmeye çalışırken diğer yandan da şifalı su kaynaklarını da ihmal etmemiştir. Hasankale kaplıcalarını yaptırmıştır.