
‘Milli Siyaset, Ortadoğu ve Türkiye’ konulu konferansta konuşan Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ, bugün yaşanan olayları anlamak için tarihe bakılmasını istedi. 23 Temmuz Erzurum Kongresi’nin kararlarının bugün ne yapılması gerektiğini gösterdiğini ifade eden Başbuğ, “Kararları gözden geçirmek ve yaşatmak mecburiyetindeyiz” dedi
Halime DURMUŞ
Genelkurmay Eski Başkanı İlker Başbuğ, Atatürk Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Kulübü'nün davetlisi olarak Erzurum'a geldi. Nenehatun Kültür Merkezi’nde 'Milli Siyaset Ortadoğu ve Türkiye' konulu konferans verdi. Öğrenci ve vatandaşların yoğun ilgisiyle karşılanan İlker Başbuğ söyleşide Türkiye’nin güncel sorunlarını, Ortadoğu'da yaşanan bunalımda Türkiye’nin bulunduğu yeri örneklerle anlattı.

Erzurum Kongresi’nde alınana kararları yaşatmak mecburiyetindeyiz
Erzurum Kongresi’nin 23 Temmuz 1919 da başlayıp 14 gün sürdüğünü hatırlatan Başbuğ, kongrede 56 kişi tarafından alınan kararların bugün yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi. 1919 ile bugünkü Türkiye için aynı şeylerin geçerli olduğunu belirten Başbuğ, “1919’da Erzurum Kongresi’nde alınan kararlara baktığımız zaman bugün ne yapmamız gerektiğini zaten gösteriyor. Şimdi Erzurum Kongresi’ne katılan 56 kişi ne kararlar aldı bir bakalım. Birincisi “Vatan bir bütündür birbirinden ayrılamaz” ne zaman söylüyorlar 1919’da bakın bugün de aynı şey geçerli. Çeşitli sorunlarla karşı karşıyayız. Kongrenin ikinci temel maddesi ise ‘Millet’ yani ‘Türk Milleti’. Türk Milleti ülkesini savunacak direnecek. Üçüncüsü İstanbul Hükümeti görevini yerine getiremeyecek bir duruma düşmesi halinde yeni bir hükümet yeni bir meclis kurulacak. Bir diğer madde ise “Manda ve himaye kabul edilemez” yani içinde bulunduğumuz şu dönemde Erzurum’da alınan kararları yeniden gözden geçirmek ve yaşatmak mecburiyetinde olduğumuzu unutmamamız lazım” diye konuştu.
Mücadelede karamsarlığa yer yoktur
Dinleyicilere Mustafa Kemal Atatürk’ün hayalperest olmayan mücadeleci kimliğinden bahseden Başbuğ, Atatürk’ün kongre için geldiği Erzurum’dan annesine gönderdiği bir mektubunu anlattı. Atatürk’ün “Hayat mücadeledir” anlayışında olduğunu belirten Başbuğ, “Mustafa Kemal annesine yazdığı mektupta, “Her işittiğinize önem vermeyin. Pekala bilirsiniz ki ben yaptığımı bilirim. Netice görmeseydim başlamazdım” işte Mustafa Kemal’in düşüncesini ortaya koyan bu son 2 cümle çok önemli birincisi ben yaptığımı biliyorum, ikincisi yaptığım işte başarı görmeseydim bu gayret içine girmezdim. Çünkü başarılı olacağımıza inandım. Zaten Mustafa Kemal’in gençlere yani millete önder olacaklara öğüdü her ne olursa olsun amaçlarından geri dönememeleri yönünde. Ve kalplerinde bu gücü görmeyenlerin teşebbüse geçmemelerinin daha doğru olduğunu söylüyor. Dolayısı ile buradan şu sonuca varıyoruz. “Hayat bir mücadeledir ve bu mücadelede karamsarlığa yer yoktur” diye ifade etti.
PKK’nın öncelikli saldırı kavramı ‘Ulus Devlet’tir.
Milli siyaseti açıklayan Başbuğ, ulus devletin öneminden bahsetti. Anayasanın 5’inci maddesinin önemine değinen Başbuğ, “Anayasanın ilk 4 maddesini herkes biliyor ama 5’inci madde daha çok önemli. 5’inci madde devletin görev ve amaçlarını tanımlayan bir madde. Milli siyasetin hudutlarını çiziyor. Birincisi toprak, ikincisi bu topraklar üzerinde yaşayan Türk Milleti. Yani milletin bağımsızlığı ve milletin bütünlüğü çok önemli. Ulus Devletin görevi budur, zaten bütünlüğü sağlamak zorundadır. PKK terör örgütünün bütün konuşmalarına bakın ilk ve öncelikle saldırdıkları kavram ulus devlettir. Peki neden bu kadar rahatsızlar, çünkü bu milletin bütünlüğüyle ilgili bir şey. Ulus Devlet etnik farklılıkları, din ve mezhep farklılıklarını bir kenara atarak bütün halkın 70 milyonun çimentosu. Devlet refahı, huzuru ve güvenliği sağlamak zorundadır” şeklinde konuştu.
Suriye Kürtleri eşittir PKK
2014 seçimlerinden sonra terör olaylarının neden başladığına değinen Başbuğ, terör olaylarının Türkiye Suriye dış politikasından kaynaklandığını söyledi. Öncelikle içerdeki problemlerin giderilmesi gerektiğine dikkat çeken Başbuğ, “2013’de Suriye’de eylemler başladı. İmralı tutanaklarında Abdullah Öcalan’ın Kandilli için Suriye’de özerk bölgeler oluşturmak lazım uyarısı bulunuyor. 6 ay sonrada özerk bölge oluştu. Suriye Kürtleri eşittir PKK. Suriye Kürtlerini yöneten güç PKK’dır. Bu yüzden önce içerdeki problemleri gidermelisiniz. İçerde problem varsa dış politikada başarılı olamazsınız” dedi.
Ortadoğu ve bugünkü Türkiye
Amerika’nın Türkiye’nin güçlenerek bu bölgede bir bölge gücü olasını istemeyeceğini anlatan Başbuğ, Ortadoğu gerçeğini anlattı. Başbuğ, “Ortadoğu bir büyük devletin şemsiyesi altında. 20 yüzyıldan itibaren Ortadoğu’da İngiltere ön plana çıktı. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Amerika ön plana çıktı. Bu bölgeyi nasıl idare edecek. En ekonomik nasıl yapılacak. Güç dengesi oluşturacak. Öyle devletler oluşturacak ki hiç biri öne çıkmayacak. Hiç biri bir diğerinin öne çıkmasını istemez. Dolayısı ile uluslar arası siyaset kavramında Türkiye’nin bölge gücü olmasına müsaade etmezler” ifadelerini kullandı.
Halime DURMUŞ
Genelkurmay Eski Başkanı İlker Başbuğ, Atatürk Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Kulübü'nün davetlisi olarak Erzurum'a geldi. Nenehatun Kültür Merkezi’nde 'Milli Siyaset Ortadoğu ve Türkiye' konulu konferans verdi. Öğrenci ve vatandaşların yoğun ilgisiyle karşılanan İlker Başbuğ söyleşide Türkiye’nin güncel sorunlarını, Ortadoğu'da yaşanan bunalımda Türkiye’nin bulunduğu yeri örneklerle anlattı.

Erzurum Kongresi’nde alınana kararları yaşatmak mecburiyetindeyiz
Erzurum Kongresi’nin 23 Temmuz 1919 da başlayıp 14 gün sürdüğünü hatırlatan Başbuğ, kongrede 56 kişi tarafından alınan kararların bugün yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi. 1919 ile bugünkü Türkiye için aynı şeylerin geçerli olduğunu belirten Başbuğ, “1919’da Erzurum Kongresi’nde alınan kararlara baktığımız zaman bugün ne yapmamız gerektiğini zaten gösteriyor. Şimdi Erzurum Kongresi’ne katılan 56 kişi ne kararlar aldı bir bakalım. Birincisi “Vatan bir bütündür birbirinden ayrılamaz” ne zaman söylüyorlar 1919’da bakın bugün de aynı şey geçerli. Çeşitli sorunlarla karşı karşıyayız. Kongrenin ikinci temel maddesi ise ‘Millet’ yani ‘Türk Milleti’. Türk Milleti ülkesini savunacak direnecek. Üçüncüsü İstanbul Hükümeti görevini yerine getiremeyecek bir duruma düşmesi halinde yeni bir hükümet yeni bir meclis kurulacak. Bir diğer madde ise “Manda ve himaye kabul edilemez” yani içinde bulunduğumuz şu dönemde Erzurum’da alınan kararları yeniden gözden geçirmek ve yaşatmak mecburiyetinde olduğumuzu unutmamamız lazım” diye konuştu.
Mücadelede karamsarlığa yer yoktur
Dinleyicilere Mustafa Kemal Atatürk’ün hayalperest olmayan mücadeleci kimliğinden bahseden Başbuğ, Atatürk’ün kongre için geldiği Erzurum’dan annesine gönderdiği bir mektubunu anlattı. Atatürk’ün “Hayat mücadeledir” anlayışında olduğunu belirten Başbuğ, “Mustafa Kemal annesine yazdığı mektupta, “Her işittiğinize önem vermeyin. Pekala bilirsiniz ki ben yaptığımı bilirim. Netice görmeseydim başlamazdım” işte Mustafa Kemal’in düşüncesini ortaya koyan bu son 2 cümle çok önemli birincisi ben yaptığımı biliyorum, ikincisi yaptığım işte başarı görmeseydim bu gayret içine girmezdim. Çünkü başarılı olacağımıza inandım. Zaten Mustafa Kemal’in gençlere yani millete önder olacaklara öğüdü her ne olursa olsun amaçlarından geri dönememeleri yönünde. Ve kalplerinde bu gücü görmeyenlerin teşebbüse geçmemelerinin daha doğru olduğunu söylüyor. Dolayısı ile buradan şu sonuca varıyoruz. “Hayat bir mücadeledir ve bu mücadelede karamsarlığa yer yoktur” diye ifade etti.
PKK’nın öncelikli saldırı kavramı ‘Ulus Devlet’tir.
Milli siyaseti açıklayan Başbuğ, ulus devletin öneminden bahsetti. Anayasanın 5’inci maddesinin önemine değinen Başbuğ, “Anayasanın ilk 4 maddesini herkes biliyor ama 5’inci madde daha çok önemli. 5’inci madde devletin görev ve amaçlarını tanımlayan bir madde. Milli siyasetin hudutlarını çiziyor. Birincisi toprak, ikincisi bu topraklar üzerinde yaşayan Türk Milleti. Yani milletin bağımsızlığı ve milletin bütünlüğü çok önemli. Ulus Devletin görevi budur, zaten bütünlüğü sağlamak zorundadır. PKK terör örgütünün bütün konuşmalarına bakın ilk ve öncelikle saldırdıkları kavram ulus devlettir. Peki neden bu kadar rahatsızlar, çünkü bu milletin bütünlüğüyle ilgili bir şey. Ulus Devlet etnik farklılıkları, din ve mezhep farklılıklarını bir kenara atarak bütün halkın 70 milyonun çimentosu. Devlet refahı, huzuru ve güvenliği sağlamak zorundadır” şeklinde konuştu.
Suriye Kürtleri eşittir PKK
2014 seçimlerinden sonra terör olaylarının neden başladığına değinen Başbuğ, terör olaylarının Türkiye Suriye dış politikasından kaynaklandığını söyledi. Öncelikle içerdeki problemlerin giderilmesi gerektiğine dikkat çeken Başbuğ, “2013’de Suriye’de eylemler başladı. İmralı tutanaklarında Abdullah Öcalan’ın Kandilli için Suriye’de özerk bölgeler oluşturmak lazım uyarısı bulunuyor. 6 ay sonrada özerk bölge oluştu. Suriye Kürtleri eşittir PKK. Suriye Kürtlerini yöneten güç PKK’dır. Bu yüzden önce içerdeki problemleri gidermelisiniz. İçerde problem varsa dış politikada başarılı olamazsınız” dedi.
Ortadoğu ve bugünkü Türkiye
Amerika’nın Türkiye’nin güçlenerek bu bölgede bir bölge gücü olasını istemeyeceğini anlatan Başbuğ, Ortadoğu gerçeğini anlattı. Başbuğ, “Ortadoğu bir büyük devletin şemsiyesi altında. 20 yüzyıldan itibaren Ortadoğu’da İngiltere ön plana çıktı. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Amerika ön plana çıktı. Bu bölgeyi nasıl idare edecek. En ekonomik nasıl yapılacak. Güç dengesi oluşturacak. Öyle devletler oluşturacak ki hiç biri öne çıkmayacak. Hiç biri bir diğerinin öne çıkmasını istemez. Dolayısı ile uluslar arası siyaset kavramında Türkiye’nin bölge gücü olmasına müsaade etmezler” ifadelerini kullandı.