
Erzurum’daki önemli mesire alanlarından biri bir zamanlar köşk mahallesi ve çevresidir. Köşkten alır ismini aynı zamanda yukarı ve aşağı köşk olmak üzere iki kısım halindedir. Mahallenin bulunduğu alanda bir zamanlar hastaneler, okullar ve diğer kamu kurumları yer almakta idi. Bu gün artık o özelliğini kaybetmeye başlamıştır Köşk Mahallesi. Tarihi ipek yolu üzerinde yer alması Köşk Mahallesinin şehirde en çok tercih edilen mahallelerden biri olmasını sağlamıştır. Mahallenin sakinliği, yeşil alanların fazlalığı ve şehir merkezine yakınlığı mahallenin tercih edilme nedenleridir. Şehir karmaşasından bunalanların temiz hava almak için uğradıkları yer yine Köşk Mahallesi olmaktadır. Köşk Mahallesine ismini veren ise Erzurum'un bir zamanlar en gözde mesire yerlerinden biri olan Nüzhetül Hazra Köşküdür. 1795’te dönemin Erzurum Valisi Maadini Hümayun Emini Sadrazam Yusuf Ziya Paşa tarafından yaptırılmış. Köşk iki katlı olup, her iki katın girişi farklı kapılardan yapılır. Üst kata giriş binanın yan kısmındaki merdivenlerden sağlanmaktadır. Nüzhetül Hazra Köşkünün iç kısmı kullanılmamaktadır. Nüzhetül Hazra Köşkünün girişinde ki tabela da ise köşkün künyesi verilmektedir: “Köşkün Adı: Nüzhetül Hazra, Bahçenin Adı: Ravzatül Hazra, Yapım tarihi: 1795, Yaptıran Zat: Erzurum Valisi Maadini Hümayun Emini Sadrazam Yusuf Ziya Paşa ahalinin nüzhetgahına mahsus şehirden hariç tahtani ve fevkani bir salon ve üç odalı Nüzhetül Hazra namı ile muanven ve mükemmel bir kasrı dilara ve pişganında envai şüküfe ve ezhap ile müzeyyen Ravzatül Hazra namı ile bir bahçe ve bir havzı kebir vardır....” Bugünkü Türkçeyle (Bu binayı yaptıran kişi, Osmanlı devleti madenlerinden sorumlu eski başbakanlardan Yusuf Ziya Paşa’dır. Halkın seyir ve gezi amacıyla şehir dışında bir katlı, salon ve üç odalı Nüzhetül Hazra unvanıyla isimlendirilmiş mükemmel ve gönül okşayıcı bir köşk, ön tarafında da çeşitli çiçeklerle süslü Ravzatül Hadra adıyla bir bahçe ve büyük bir havuz vardır.) Nüzhetül Hazra Köşkünün ilk onarım tarihi 1821’de M. Emin Rauf Paşa (Osmanlı devleti sadrazamlarından 1821-1824 yılları arasında Erzurumda valilik yapan Mehmet Emin Rauf Paşa, kasrı esaslı bir surette tamir ettirmiş ve buraya birde çeşme yaptırmıştır”, Sebahattin Bulut, Erzurum Çarşı Pazar, s.34.) tarafından, ikinci onarım tarihi 1921’de Belediye Reisi Şerif Efendi tarafından yapılmıştır. Köşkün ilave havuzlarla genişletme ise 1957’de Belediye Reisi Edip Somunoğlu tarafından sağlanmıştır. Köşkteki kabinler, köşkün restoresi ve bahçe düzenlemesi ise 1986’da Belediye Başkanı Necati Güllülü tarafından yapılmıştır.
Sadrazam Yusuf Ziya Paşa tarafından bugünkü görünüşüne kavuşturulmuş; halen türbenin girişinde bulunan kitabede o yıllarda yazılmıştır. Kızı Ayşe Hanım'ı İstanbul'dan Erzurum'a getirten Yusuf Ziya Paşa, onun müptela olduğu verem hastalığını Erzurum'un havası ve suyuyla tedavi ettirmiş; şehre şükran ifadesi olarak da kızı adına eskiden Nüzhet’ül Hadra denilen bugünkü Köşk bahçesini yaptırmış ve Abdurrahman Gazi Hazretlerinin türbesini de ihya ettirmiştir.
Köşk camii, güney çevre yolu üzerinde Nüzhed-ül Hazra’nın doğusundan geçen yolun çevre yoluyla kesiştiği yerdedir. Caminin giriş kapısının çevresi beyaz Bayburt taşından kornişli olarak yapılmıştır. Caminin toplam on altı penceresi bulunmakta olup, üzeri kubbe ile örtülüdür. Kubbe kaidesinin çevresinde de belli ve eşit aralıklarla on altı adet daha pencere vardır. Son cemaat yeri ise sekiz yuvarlak sütun üzerine düz örtülüdür. (Başar, Tarih Boyunca Çeşitli Hizmetleriyle Camilerimiz, s.170.) Cami, mihrabı, kapı ve pencere işlemeleri mütevazıdir. Caminin minaresi girişte sağ tarafta yer almaktadır. Yüksekliği 16 metre olan minare beyaz kesme taştan yapılmıştır. Minarenin üst taraf çevresi küçük kareler içerisinde oyma nakışlı kürsü ve kaide kısmına oturan yuvarlak pabuç kısma dayalı olarak yükselen gövdesi yivlidir. Köşk camisinin abdesthaneleri de mevcuttur.
Sadrazam Yusuf Ziya Paşa tarafından bugünkü görünüşüne kavuşturulmuş; halen türbenin girişinde bulunan kitabede o yıllarda yazılmıştır. Kızı Ayşe Hanım'ı İstanbul'dan Erzurum'a getirten Yusuf Ziya Paşa, onun müptela olduğu verem hastalığını Erzurum'un havası ve suyuyla tedavi ettirmiş; şehre şükran ifadesi olarak da kızı adına eskiden Nüzhet’ül Hadra denilen bugünkü Köşk bahçesini yaptırmış ve Abdurrahman Gazi Hazretlerinin türbesini de ihya ettirmiştir.
KÖŞK CAMİ
Köşk camii, güney çevre yolu üzerinde Nüzhed-ül Hazra’nın doğusundan geçen yolun çevre yoluyla kesiştiği yerdedir. Caminin giriş kapısının çevresi beyaz Bayburt taşından kornişli olarak yapılmıştır. Caminin toplam on altı penceresi bulunmakta olup, üzeri kubbe ile örtülüdür. Kubbe kaidesinin çevresinde de belli ve eşit aralıklarla on altı adet daha pencere vardır. Son cemaat yeri ise sekiz yuvarlak sütun üzerine düz örtülüdür. (Başar, Tarih Boyunca Çeşitli Hizmetleriyle Camilerimiz, s.170.) Cami, mihrabı, kapı ve pencere işlemeleri mütevazıdir. Caminin minaresi girişte sağ tarafta yer almaktadır. Yüksekliği 16 metre olan minare beyaz kesme taştan yapılmıştır. Minarenin üst taraf çevresi küçük kareler içerisinde oyma nakışlı kürsü ve kaide kısmına oturan yuvarlak pabuç kısma dayalı olarak yükselen gövdesi yivlidir. Köşk camisinin abdesthaneleri de mevcuttur.