
Erzurum’da devlet sanat ve halk müziği koruları neden yok?
Ahmet Hamdi Tanpınar, Beş Şehir’de Ankara, Erzurum, Konya, Bursa ve İstanbul’u konu edinir. Yazar, bizzat gezip gördüğü, tarihini ve kültürünü araştırdığı bu şehirler hakkındaki bilgiler verir ve milli varlığımızın temellerini bu şehirler üzerinden açıklar.
Malum olan hususları tekrar etmek istemiyorum. Sadece şu kadarını vurgulamamız gerekiyor: Erzurum, Anadolu Türk tarihinin harika sütunlarından bir sütündür. Erzurum bir tarih, kültür, eğitim ve medeniyet şehridir…
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın önemli görevlerinden biri milli tarihi yapan bu şehirlerde kültürel mirasa sahip çıkmak ve devam ettirmektir. Özellikle çeşitli sanat alanında yetenekli kişilerin yetişmelerine, sadece ülke içinde değil, dünyada etkinlikler yapabilmelerine imkân sağlamaktır.
Sanat ve sanatçı daima himaye ile kendini geliştirip eserler vererek ayakta durabilir. Bu nedenle Bakanlık, sanatsal ve kültürel etkinlikleri yaygınlaştırmak, eğitim faaliyetleri yoluyla toplumda ilgiyi, bilinci ve duyarlılığı artırmak için bazı önemli şehirlerimizde sanat faaliyetlerini teşkilatları aracılığıyla himayesi altına almış durumdadır.
Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Diyarbakır, Elazığ, Samsun ve Mersin’de Devlet Türk Sanat Müziği korularına sahiptir.
Peki, Erzurum çapındaki bir şehirde ‘Erzurum Devlet Türk Sanat Müziği Korusu’ neden yoktur?
Bir müzik korusu o şehrin yetenekli gençlerinden şef, hanende, sazende gibi yaşayan ve mazinin birikimini taşıyan bir kültür hazinesi demektir.
Bakanlığın Ankara, Sivas, Şanlıurfa ve İstanbul’da, Devlet Türk Halk Müziği koruları var.
Peki Erzurum gibi bir şehirde neden bakanlığın ‘Erzurum Devlet Türk Halk Müziği Korusu’ yok?
Bakanlığın, Ankara Devlet Halk Dansları Topluluğu, Ankara Türk Dünyası Müzik Topluluğu, İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu, İstanbul Devlet Modern Folk Müzik Topluluğu, İstanbul Devlet Türk Müziği Topluluğu, İstanbul Devlet Türk Müziği Araştırma ve Uygulama Topluluğu, Edirne Devlet Türk Müziği Topluluğu, Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu, İzmir Devlet Türk Dünyası Dans ve Müzik Topluluğu var;
Peki, Erzurum’da neden Bakanlığın bir sanat topluluğu yok?
Bakanlığın İstanbul, İzmir, Antalya, Çukurova ve Bursa’da ‘Devlet Senfoni Orkestraları’ var.
Peki, Kültür Bakanlığı’nın, Erzurum çapındaki bir şehirde, neden ‘Erzurum Devlet Senfoni Orkestrası’ yok?
1961’de Erzurum Radyo Müdürlüğü bünyesinde Doğudan Sesler kurulmuştu. Bunu daha sonra Türk Sanat ve Türk Halk Müziği şubelerinin kurulması takip etmişti. Bir ara TRT çocuk koruları da oluşturulmuştu. 2000’li yılların başında bu müzik ortamları TRT Erzurum Müdürlüğü bünyesinden dağıldı gitti.
Şimdilerde neredeyse müşterisiz bir radyo ve haber ünitesine sahip TRT Erzurum Müdürlüğü sadece atıl iş gücüne sahip bir istihdam ortamı.
Buradan Erzurum milletvekillerimize, belediye başkanlarımıza, il başkanlarına, Üniversitelerimize ve basınımıza çağrıda bulunuyorum.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan Erzurum için hiç olmazsa;
“Erzurum Devlet Türk Sanat Müziği ve Erzurum Devlet Türk Halk Müziği” koruları oluşturmasını talep etmeliyiz.
Şu unutulmamalı: imkân daima mümkün kılar!
1960’de kurulan TRT Erzurum Radyosu ve aynı tarihlerde aktif olan Erzurum Halk Oyunları ve Halk Türküleri Derneği, birer bahçe olmuş nice güle çiçeğe vücut kazandırmışlardır. Sabahat Avşar, Necla Çelenk, Asuman Cengiz, Nazire Sezer, Tülay Çer, Raci Alkır, Mehmet Çalmaşır, Lütfi Ortakale, Gündüz Gözümoğlu, Remzi Dane, Zeki Süzergil, Ekrem Çakıllı, Mete Çelenk, Yaşar Köknar, Metin Solmaz, Mükerrem Kemertaş, Muharrem Akkuş, Fuat Durular, Aysun Gültekin, Gülten Budak, Sevim Salar, Şenay Akayran, Firdevs Yıldırım, Sema Kaya, Hediye Aktaş, Meryem Şenocak, Çiler Dilekçi, Gülhan Aksoy, Nezihe Hoşcan, Yıldız Demirkol, Gülseren Erdağ, Ragıp Topçu, Yavuz Değirmenci, Bülent Aslan, Kubilay Dökmetaş, Zülküf Altan, Salih Turhan, Günay Şimşek, Faruk Demir, Mehmet Aldaşoğlu, Bahattin Karakoç, Nihat Erdağ, Esat Kabaklı gibi ses sanatçıları;
Fuat Lehimler, Muammer Özkavcı, Arif Sağ, Metin Gülebenzer, Cahit Uzun, Ayhan Seratlı, Cengiz Çelenk, Turan Modoğlu, Talat Baydar, İlhami Kamber, Suat Işıklı, Osman Mavioğlu, Gıyasettin Temelli, Muzaffer Yöndem gibi nice saz sanatçıları yetişti.
İmkan yok edildi; bunun bir sonucu olarak, Erzurum’da ‘gerçek’ sanatçı yetişmesi de hemen hemen bitti.
Oysa sanat alt yapısı varsa, sanatçı yetişmemesi imkânsızdır.
Erzurum’un kültür hayatını çoraklaştırmak bir nevi ihanettir; çünkü Erzurum toprağı mümbit bir topraktır.
İmkân olunca nice güllerin sümbüllerin açtığı bülbüllerin şakıdığı malumdur.
[caption id="attachment_238720" align="aligncenter" width="833"]
TRT Erzurum Radyosu Doğudan Sesler Korusu 1961 (Zeki Kurnuc arşivi)[/caption]
[caption id="attachment_238721" align="aligncenter" width="837"]
TRT Erzurum Radyosu Sanat Müziği korusu (Zeki Kurnuc arşivi)[/caption]
[caption id="attachment_238722" align="aligncenter" width="842"]
TRT Erzurum Radyosu Çocuk Korusu 1985 (Zeki Kurnuc arşivi)[/caption]
[caption id="attachment_238723" align="aligncenter" width="833"]
Erzurum’da Türk müziğinin gelişmesi için yıllarca hizmet eden Sebahattin Bulut.[/caption]
[caption id="attachment_238724" align="aligncenter" width="842"]
Raci Alkır, Mükerrem Kemertaş ve Mehmet Çalmaşır[/caption]
[caption id="attachment_238725" align="aligncenter" width="844"]
TRT Erzurum Radyosu Korusu[/caption]
Kalbe dokunan bir siyasetçi
Yakutiye Belediye Başkanı Dr. Mahmut Uçar
Sosyal medyadaki paylaşımlarından görüyorum Erzurum şehir merkezinin (Yakutiye) belediye başkanı olarak ilginç ziyaretlerde bulunuyor ve yayınladığı videolar ve fotoğraflar birer insan hikâyesi.
Görev bölgesinde peşine onlarca insan takmadan fakire fukaraya, esnafa çiftçiye, köylüye mahalleliye ziyaretlerde bulunuyor.
Çocuklarla bilye oynuyor, garibanın tahta iskemlesine oturuyor, taksici esnafının durak odasında sohbet ediyor, köylerde çiftçilerle tarla tumplarında oturuyor…
O bir tıp doktoru insan doğasına zaten biliyor ve o doğaya sıcak dokunuşlarda bulunuyor.
Yunus Emre’nin bir beyti aklımdan hiç çıkmaz:
Fukara kalbine her kim dokuna
Dokun sinesi Allah okuna…
Merhametin sesi olan bu duayı yapanlar Hazreti Ömer gönüllü insanlardır.
Belediye başkanlığı görevi, hayatın bir parçası olarak gelip geçer.
Dünyada ve ahirette kalan ise idarecilerin merhametle tuttuğu ellerdir.
Sn. Uçar, görüyorum, kanatlarınız rüzgâr alıyor, yalana talana bulaşmadan, Hak rızası için kanat çırpmaya devam edin. Bilin ki halktan Hak’a yükselmek bu kanat çırpışların eseridir.



Bizdekilerin içinde ne var, kim biliyor?
‘Bebek mamalarından yüksek düzeyde ağır metal bulundu!’
ABD Temsilciler Meclisi Ekonomi ve Tüketici Politikaları Alt Komitesi tarafından yapılan incelemeye göre önde gelen dört bebek maması üreticisi ‘bilerek’ yüksek düzeyde toksik ağır metal içeren bebek maması sattı.
CNN’e göre İllinois’den Temsilciler Meclisi üyesi olan Ekonomi ve Tüketici Politikaları Alt Komitesi Başkanı Raja Krishnamoorthi, “Bebek mamalarında, uzmanlar ve yönetim organlarının belirlediğini aşan seviyelerde arsenik, kurşun, kadmiyum ve cıva gibi tehlikeli seviyelerde toksik metaller mevcuttur” dedi.
Krishnamoorthi, üreticiler tarafından sağlanan verilerin ‘şok edici’ olduğunu dile getirerek, bazı bebek mamalarının tehlikeli metal içerdiğine dair kanıt olduğunu vurguladı.
Tüm bu ağır metaller, bebeğin beynine yapılacak ağır hasarın yanı sıra kanser, kronik hastalıklar ve bazı nörotoksik etkilerle ilişkilendiriliyor.
Komite tarafından yapılan araştırmada, ürünleri incelenen bu firmaların Nestle firmasına bağlı Hain Celestial, Gerber, Beech-Nut ve Nurtere olduğu bildirildi. (CNN)
Ahmet Hamdi Tanpınar, Beş Şehir’de Ankara, Erzurum, Konya, Bursa ve İstanbul’u konu edinir. Yazar, bizzat gezip gördüğü, tarihini ve kültürünü araştırdığı bu şehirler hakkındaki bilgiler verir ve milli varlığımızın temellerini bu şehirler üzerinden açıklar.
Malum olan hususları tekrar etmek istemiyorum. Sadece şu kadarını vurgulamamız gerekiyor: Erzurum, Anadolu Türk tarihinin harika sütunlarından bir sütündür. Erzurum bir tarih, kültür, eğitim ve medeniyet şehridir…
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın önemli görevlerinden biri milli tarihi yapan bu şehirlerde kültürel mirasa sahip çıkmak ve devam ettirmektir. Özellikle çeşitli sanat alanında yetenekli kişilerin yetişmelerine, sadece ülke içinde değil, dünyada etkinlikler yapabilmelerine imkân sağlamaktır.
Sanat ve sanatçı daima himaye ile kendini geliştirip eserler vererek ayakta durabilir. Bu nedenle Bakanlık, sanatsal ve kültürel etkinlikleri yaygınlaştırmak, eğitim faaliyetleri yoluyla toplumda ilgiyi, bilinci ve duyarlılığı artırmak için bazı önemli şehirlerimizde sanat faaliyetlerini teşkilatları aracılığıyla himayesi altına almış durumdadır.
Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Diyarbakır, Elazığ, Samsun ve Mersin’de Devlet Türk Sanat Müziği korularına sahiptir.
Peki, Erzurum çapındaki bir şehirde ‘Erzurum Devlet Türk Sanat Müziği Korusu’ neden yoktur?
Bir müzik korusu o şehrin yetenekli gençlerinden şef, hanende, sazende gibi yaşayan ve mazinin birikimini taşıyan bir kültür hazinesi demektir.
Bakanlığın Ankara, Sivas, Şanlıurfa ve İstanbul’da, Devlet Türk Halk Müziği koruları var.
Peki Erzurum gibi bir şehirde neden bakanlığın ‘Erzurum Devlet Türk Halk Müziği Korusu’ yok?
Bakanlığın, Ankara Devlet Halk Dansları Topluluğu, Ankara Türk Dünyası Müzik Topluluğu, İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu, İstanbul Devlet Modern Folk Müzik Topluluğu, İstanbul Devlet Türk Müziği Topluluğu, İstanbul Devlet Türk Müziği Araştırma ve Uygulama Topluluğu, Edirne Devlet Türk Müziği Topluluğu, Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu, İzmir Devlet Türk Dünyası Dans ve Müzik Topluluğu var;
Peki, Erzurum’da neden Bakanlığın bir sanat topluluğu yok?
Bakanlığın İstanbul, İzmir, Antalya, Çukurova ve Bursa’da ‘Devlet Senfoni Orkestraları’ var.
Peki, Kültür Bakanlığı’nın, Erzurum çapındaki bir şehirde, neden ‘Erzurum Devlet Senfoni Orkestrası’ yok?
1961’de Erzurum Radyo Müdürlüğü bünyesinde Doğudan Sesler kurulmuştu. Bunu daha sonra Türk Sanat ve Türk Halk Müziği şubelerinin kurulması takip etmişti. Bir ara TRT çocuk koruları da oluşturulmuştu. 2000’li yılların başında bu müzik ortamları TRT Erzurum Müdürlüğü bünyesinden dağıldı gitti.
Şimdilerde neredeyse müşterisiz bir radyo ve haber ünitesine sahip TRT Erzurum Müdürlüğü sadece atıl iş gücüne sahip bir istihdam ortamı.
Buradan Erzurum milletvekillerimize, belediye başkanlarımıza, il başkanlarına, Üniversitelerimize ve basınımıza çağrıda bulunuyorum.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan Erzurum için hiç olmazsa;
“Erzurum Devlet Türk Sanat Müziği ve Erzurum Devlet Türk Halk Müziği” koruları oluşturmasını talep etmeliyiz.
Şu unutulmamalı: imkân daima mümkün kılar!
1960’de kurulan TRT Erzurum Radyosu ve aynı tarihlerde aktif olan Erzurum Halk Oyunları ve Halk Türküleri Derneği, birer bahçe olmuş nice güle çiçeğe vücut kazandırmışlardır. Sabahat Avşar, Necla Çelenk, Asuman Cengiz, Nazire Sezer, Tülay Çer, Raci Alkır, Mehmet Çalmaşır, Lütfi Ortakale, Gündüz Gözümoğlu, Remzi Dane, Zeki Süzergil, Ekrem Çakıllı, Mete Çelenk, Yaşar Köknar, Metin Solmaz, Mükerrem Kemertaş, Muharrem Akkuş, Fuat Durular, Aysun Gültekin, Gülten Budak, Sevim Salar, Şenay Akayran, Firdevs Yıldırım, Sema Kaya, Hediye Aktaş, Meryem Şenocak, Çiler Dilekçi, Gülhan Aksoy, Nezihe Hoşcan, Yıldız Demirkol, Gülseren Erdağ, Ragıp Topçu, Yavuz Değirmenci, Bülent Aslan, Kubilay Dökmetaş, Zülküf Altan, Salih Turhan, Günay Şimşek, Faruk Demir, Mehmet Aldaşoğlu, Bahattin Karakoç, Nihat Erdağ, Esat Kabaklı gibi ses sanatçıları;
Fuat Lehimler, Muammer Özkavcı, Arif Sağ, Metin Gülebenzer, Cahit Uzun, Ayhan Seratlı, Cengiz Çelenk, Turan Modoğlu, Talat Baydar, İlhami Kamber, Suat Işıklı, Osman Mavioğlu, Gıyasettin Temelli, Muzaffer Yöndem gibi nice saz sanatçıları yetişti.
İmkan yok edildi; bunun bir sonucu olarak, Erzurum’da ‘gerçek’ sanatçı yetişmesi de hemen hemen bitti.
Oysa sanat alt yapısı varsa, sanatçı yetişmemesi imkânsızdır.
Erzurum’un kültür hayatını çoraklaştırmak bir nevi ihanettir; çünkü Erzurum toprağı mümbit bir topraktır.
İmkân olunca nice güllerin sümbüllerin açtığı bülbüllerin şakıdığı malumdur.
[caption id="attachment_238720" align="aligncenter" width="833"]

[caption id="attachment_238721" align="aligncenter" width="837"]

[caption id="attachment_238722" align="aligncenter" width="842"]

[caption id="attachment_238723" align="aligncenter" width="833"]

[caption id="attachment_238724" align="aligncenter" width="842"]

[caption id="attachment_238725" align="aligncenter" width="844"]

Kalbe dokunan bir siyasetçi
Yakutiye Belediye Başkanı Dr. Mahmut Uçar
Sosyal medyadaki paylaşımlarından görüyorum Erzurum şehir merkezinin (Yakutiye) belediye başkanı olarak ilginç ziyaretlerde bulunuyor ve yayınladığı videolar ve fotoğraflar birer insan hikâyesi.
Görev bölgesinde peşine onlarca insan takmadan fakire fukaraya, esnafa çiftçiye, köylüye mahalleliye ziyaretlerde bulunuyor.
Çocuklarla bilye oynuyor, garibanın tahta iskemlesine oturuyor, taksici esnafının durak odasında sohbet ediyor, köylerde çiftçilerle tarla tumplarında oturuyor…
O bir tıp doktoru insan doğasına zaten biliyor ve o doğaya sıcak dokunuşlarda bulunuyor.
Yunus Emre’nin bir beyti aklımdan hiç çıkmaz:
Fukara kalbine her kim dokuna
Dokun sinesi Allah okuna…
Merhametin sesi olan bu duayı yapanlar Hazreti Ömer gönüllü insanlardır.
Belediye başkanlığı görevi, hayatın bir parçası olarak gelip geçer.
Dünyada ve ahirette kalan ise idarecilerin merhametle tuttuğu ellerdir.
Sn. Uçar, görüyorum, kanatlarınız rüzgâr alıyor, yalana talana bulaşmadan, Hak rızası için kanat çırpmaya devam edin. Bilin ki halktan Hak’a yükselmek bu kanat çırpışların eseridir.



Bizdekilerin içinde ne var, kim biliyor?
‘Bebek mamalarından yüksek düzeyde ağır metal bulundu!’
ABD Temsilciler Meclisi Ekonomi ve Tüketici Politikaları Alt Komitesi tarafından yapılan incelemeye göre önde gelen dört bebek maması üreticisi ‘bilerek’ yüksek düzeyde toksik ağır metal içeren bebek maması sattı.
CNN’e göre İllinois’den Temsilciler Meclisi üyesi olan Ekonomi ve Tüketici Politikaları Alt Komitesi Başkanı Raja Krishnamoorthi, “Bebek mamalarında, uzmanlar ve yönetim organlarının belirlediğini aşan seviyelerde arsenik, kurşun, kadmiyum ve cıva gibi tehlikeli seviyelerde toksik metaller mevcuttur” dedi.
Krishnamoorthi, üreticiler tarafından sağlanan verilerin ‘şok edici’ olduğunu dile getirerek, bazı bebek mamalarının tehlikeli metal içerdiğine dair kanıt olduğunu vurguladı.
Tüm bu ağır metaller, bebeğin beynine yapılacak ağır hasarın yanı sıra kanser, kronik hastalıklar ve bazı nörotoksik etkilerle ilişkilendiriliyor.
Komite tarafından yapılan araştırmada, ürünleri incelenen bu firmaların Nestle firmasına bağlı Hain Celestial, Gerber, Beech-Nut ve Nurtere olduğu bildirildi. (CNN)
