
Metin Bey ve Sevgi Hanım bayram ziyaretlerine çocukları da götürür ve bunu alışkanlık haline getirmelerini sağlamak isterlerdi. Çocuklar gittikleri yerdeki çoğu kişiyi Yarende tanımıyorlardı; ama saygılarından dolayı insanlarla samimi bir tavırla bayramlaşıyorlardı. Ziyaretlerde leziz ikramlarda bulunuluyor, bol cevizli baklava ya da ev yapımı börekler sofraları süslüyordu. Resmen bayram ziyaretinin vazgeçilmezi olmuştu bu yiyecekler, tabii nezaket gereği ikisi de neden sadece bu yiyeceklerin ikram edildiğini sormamışlardı. Her gittikleri yerde tıka basa doymalarına rağmen “Hatırım için bir tane tadına bakın bari.’’ sözleri üzerine kimseyi kırmamış ve her gittikleri evdeki ikramları afiyetle yemişlerdi. Ziyaretleri sırasında evlerin hiçbirinde televizyon açık değildi ve bu durum insanların birbiriyle sohbet etmelerini sağlıyordu. Eskilerden, eski kültürlerden konu açılıyor ve o zamanlardaki güzel muhabbetlerin, sevginin saygının, ne kadar önemli olduğundan bahsediliyordu. Yaren bir anda konuşmaya girdi: -Babacığım eskiden kurban bayramı ziyaretleri nasıl yapılırdı? diye sordu: -Metin Bey: -Güzel kızım, eskiden daha çok bayram ziyaretine uzakta olan akrabalara gidilir daha sonra yakın olan ev halkıyla beraber bayram geçirilirdi. Ayrıca bayram ziyaretlerinde kadınlar ve erkekler aynı yerlerde oturmaz farklı odalarda otururlardı. Şimdi sadece bayram gibi özel günlerde kapatılan televizyon o zamanlarda çoğu zaman zaten açılmazdı dedi. Fatma da birden konuşmaya dâhil oldu: -Peki, babacığım eski zamanlarda insanlar sadece bayramlarda mı birbirlerini ziyaret ederlerdi? -Metin Bey: -Tam tersi kızım bizim sadece bayramlarda aklımıza gelen insanlar eskiden bayramı beklemez zaten sıklıkla aralarındaki bağı koruyarak beraber zaman geçirip birbirlerinin hal ve hatırlarını sorarlardı. Şimdi televizyonun, telefonun, bilgisayarın kısacası teknolojinin esiri olan bizler, kafamızı bunlardan kaldırıp yakınlarımızın halini hatırını bile soramaz olduk. Bir sürü boş şey için kullandığımız ve elimizden hiç düşürmediğimiz telefonla bile yakınlarımızı aramaz hale geldik. -Yaren ve Fatma çok utanmışlardı, gerçekten hayatta insanların sadece kendileri için yaşadıklarını düşünmeye başlamışlardı. Babalarının bu sitem dolu sözlerine karşı Fatma: -Çok haklısın babacığım biz artık kendimizi düşünmekten çevremizdeki en yakınlarımızı bile göremez ve önemsemez olmuşuz ancak eminim ki herkes bunu anladığında dünya daha da yaşanılacak bir yer olacaktır. Kızının bu sözleri karşısında Metin Bey, onları çok iyi yetiştirdiğini düşünerek kızlarıyla gurur duydu. Bayram ziyaretlerini tamamlamışlardı. Hepsi artık tatlı yemekten bıkmış şekilde eve gitti. O kadar yorulmuşlardı ki eve girer girmez yataklarına koştular ve hemen uykuya daldılar.
Yaren ve Fatma rüyalarının en güzel yerinde annelerinin şefkatli sesi uyandılar. Haftanın ilk günüydü. Kıyafetlerini giyinip kahvaltılarını yaptılar. Daha sonra okula gittiler. Fatma sınıfta arkadaşlarıyla konuşurken Melike Hoca farklı bir kıyafetle içeriye girdi. Çocuklar ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. Herkes yavaşça sırasına geçti ve Melike Hoca derse başladı. Melike Hoca bugünkü konunun Erzurum’un yaygın kültürü olan kına gecesi, üzerindeki kıyafetin de o gece gelinin giyindiği yöresel kıyafet olduğunu söyledi. Öğrencilere kına gecesi hakkında neler bildiklerini sordu Melike Öğretmen. O günkü derse Yaren misafir olarak gelmişti. Yaren ve Fatma hiç kına gecesine gitmediklerini fark edip göz göze geldiler. Hocanın ne dediğini pek de anlamadılar. Birkaç kişi kalkıp bir şeyler söylemişti. Yaren gerçekten kına gecesinin nasıl olduğunu çok merak etti.
Yaren ve Fatma rüyalarının en güzel yerinde annelerinin şefkatli sesi uyandılar. Haftanın ilk günüydü. Kıyafetlerini giyinip kahvaltılarını yaptılar. Daha sonra okula gittiler. Fatma sınıfta arkadaşlarıyla konuşurken Melike Hoca farklı bir kıyafetle içeriye girdi. Çocuklar ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. Herkes yavaşça sırasına geçti ve Melike Hoca derse başladı. Melike Hoca bugünkü konunun Erzurum’un yaygın kültürü olan kına gecesi, üzerindeki kıyafetin de o gece gelinin giyindiği yöresel kıyafet olduğunu söyledi. Öğrencilere kına gecesi hakkında neler bildiklerini sordu Melike Öğretmen. O günkü derse Yaren misafir olarak gelmişti. Yaren ve Fatma hiç kına gecesine gitmediklerini fark edip göz göze geldiler. Hocanın ne dediğini pek de anlamadılar. Birkaç kişi kalkıp bir şeyler söylemişti. Yaren gerçekten kına gecesinin nasıl olduğunu çok merak etti.