
Bu gün 24 Temmuz 1923’de ikinci meclis tarafından onaylanan Lozan Barış Antlaşmasına giriş yapıp, antlaşmanın tüm yönlerini ortaya koymaya çalışacağız. Lozan Barış Konferansına gelinceye kadar Türk milleti büyük bir mücadele vermiş, antlaşmayı yapmaya hak kazanmıştır. Lozan Barış Antlaşması geçerliliğini günümüze kadar koruyan uzun ömürlü antlaşmalardan biridir. Muharebeler döneminden sonra aslında böyle bir konferansın İzmir’de yapılmasını Mustafa Kemal Atatürk çok istemiştir. İzmir’de olacak bir konferansa hem kendi katılabilecek, hem de Yunanlıların yaptığı tahribatı dünya devletlerine gösterebilecekti. İtilaf Devletleri ise kendi ülkelerinde böyle bir konferansın toplanmasını isteyince, taraflar aralarında anlaştıktan sonra tarafsız ülke olan İsviçre’nin Lozan kentinde konferansın toplanmasına karar verilmiştir. Bu durumda Lozan Barış Konferansına Mustafa Kemal gidememiş yerine, dışişleri bakanı Yusuf Kemal Bey’in istifası üzerine atanan İsmet Paşa gitmiştir. Konferansa Hamidiye Kahramanı olarak bilinen Rauf Orbay’da gitmek istemiş; ama Mondros Ateşkes Anlaşmasında ki başarısızlığından dolayı gönderilmemiştir. İsmet Bey’in tercih edilme nedenleri arasında Mudanya Ateşkes Anlaşmasında ki başarısı önem arz etmiştir. İsmet Paşa yanında Dr. Rıza Nur, Hasan Saka ve 30’dan fazla delegeyle Lozan’a gitmiştir. Konferansın başında İsmet Paşa: “Buraya gelinceye kadar çok çile çektik ve milletlerin eşitliliği prensiplerine uygun bir antlaşma yapılmasını beklediklerini dile getirmiştir.” İşte burada Lozan Barış Antlaşmasıyla ilgili olarak kritik bir soru sorulmalıdır. Lozan Barış Konferansına giden Türk heyeti hangi konularda Türkiye Büyük Millet Meclisi başkanı Mustafa Kemal’den bilgi almışlardır?
Mustafa Kemal Lozan Barış Konferansına giden delegelerden özellikle Ermeni yurdu ve kapitülasyonlar konusunda taviz verilmemesini, Süleymaniye Kerkük ve Musul’un, Türkiye’ye yakın adaların Türkiye ye verilmesini, boğazlarda ya da Gelibolu da yabancı asker bulundurulmaması, borçların ödenmesinde ayrılan devletlerin bu borçları ödemesi gerektiği, Türkiye’nin borcunun ise Yunanistan’dan alınacak savaş tazminatıyla ödenmesinin sağlanmasını, Batı Trakya da halk oylamasının yapılmasını ve yabancıların Türk kanunlarına tabi olmalarını, asker kısıtlamasının kesinlikle kabul edilmemesi gibi konularda bilgi vermiştir.
Zaten itilaf devletleri ve imtiyaz elde eden devletler asırlardır gelen sorunların çözümüne yaklaşmamış konferans dağılmıştır. Özellikle kapitülasyonlar ve Ermeni yurdu konusunda pürüz çıkması halinde konferansı terk edin talimatını alan heyet, sorunların çözümüne İtilaf Devletleri yanaşmayınca konferansı terk etmiştir. İsmet İnönü çözüme yanaşmayan işgalci güçlere biz buraya Mondros Ateşkes Anlaşmasından değil, Mudanya Ateşkes Anlaşmasından geldik cevabını vermiş ve konferansı terk etmiştir. Ankara’ya gelen heyet belli bir süre kaldıktan sonra tekrar Lozan’a geri dönmüştür. Yine aynı tavizleri vermeme konusunda talimat alınmış ve görüşmelerden sonra Lozan Antlaşması 24 Temmuz 1923’te kabul edilmiştir.
Mustafa Kemal Lozan Barış Konferansına giden delegelerden özellikle Ermeni yurdu ve kapitülasyonlar konusunda taviz verilmemesini, Süleymaniye Kerkük ve Musul’un, Türkiye’ye yakın adaların Türkiye ye verilmesini, boğazlarda ya da Gelibolu da yabancı asker bulundurulmaması, borçların ödenmesinde ayrılan devletlerin bu borçları ödemesi gerektiği, Türkiye’nin borcunun ise Yunanistan’dan alınacak savaş tazminatıyla ödenmesinin sağlanmasını, Batı Trakya da halk oylamasının yapılmasını ve yabancıların Türk kanunlarına tabi olmalarını, asker kısıtlamasının kesinlikle kabul edilmemesi gibi konularda bilgi vermiştir.
Zaten itilaf devletleri ve imtiyaz elde eden devletler asırlardır gelen sorunların çözümüne yaklaşmamış konferans dağılmıştır. Özellikle kapitülasyonlar ve Ermeni yurdu konusunda pürüz çıkması halinde konferansı terk edin talimatını alan heyet, sorunların çözümüne İtilaf Devletleri yanaşmayınca konferansı terk etmiştir. İsmet İnönü çözüme yanaşmayan işgalci güçlere biz buraya Mondros Ateşkes Anlaşmasından değil, Mudanya Ateşkes Anlaşmasından geldik cevabını vermiş ve konferansı terk etmiştir. Ankara’ya gelen heyet belli bir süre kaldıktan sonra tekrar Lozan’a geri dönmüştür. Yine aynı tavizleri vermeme konusunda talimat alınmış ve görüşmelerden sonra Lozan Antlaşması 24 Temmuz 1923’te kabul edilmiştir.