
Kültürel yozlaşma, din anlayışının bilgisizlik ve batıdan gelen yaşam koşullarının zorlamasıyla gevşemesi, kurulan bazı yaşam alanlarının ‘din’in yaşamdan tamamen çıkarılmasına yol açabiliyor. Bayramlarda mezarlıklarda para karşılığı okunmuş nefesli poşet satılması bunun net örneğidir.
İslam dininin Türk toplumunda değer veya ölçü bağlamında ilk kaynak olduğunu biliyoruz. Kur’an’ın Peygamberler tarihine dair aktardığı bilgiler de geçmişten günümüze sapkınlıklar, sapkınlığın ısrarla bazı kesimlerde yer bulduğuna şahitlik etmektedir. İstisnasız dinlerin yasakladığı toplumca sapıklık olarak bilinen davranışlar bazı kesimler tarafından kışkırtılarak, bir biçimde toplumların kanıksamaları için çeşitli yollar aranmaktadır. İsrail’in İstanbul’a yıllar önce eşcinsel bir konsolos ataması, Türk Yahudi cemaatinin şiddetle buna karşı çıkmasını hatırlatmakta fayda var. LGBT diye örgütlendirilme çabasının Türkiye’de de yoğunluk kazandığını gözlemliyoruz.
“Onur yürüyüşü” adıyla ahlaksızlığın desteklenmeye çalışıldığı olayla ilgili şu tespit çok önemlidir; “Neslimiz tehdit altındadır. Neslin korunması devletin asli vazifesidir. Bireysel mücadelenin dışında sapkınlığın teşhir edilmesi, teşvik edilmesi, örgütlenmesi yasalarla engellenmelidir. Yarın çok geç olabilir!”
Kutsal kitaplar ne diyor!
“Tevrat’a göre Sodom halkı Rabb’e karşı günahkârdır; orada her türlü ahlâksızlık, özellikle de cinsî sapıklık yaygındır (Tekvîn, 13/13; 18/20; 19/4-5; Hezekiel, 16/49-50). Bunları cezalandırmakla görevli melekler insan sûretine girip misafir olarak İbrâhim’e gelirler. Tanrı, Sodom ve Gomore’nin günahının çok ağır olduğunu ve helâk edileceklerini bildirir. İbrâhim ise oradaki iyi insanların hatırına bu kararın gerçekleşmemesi için yalvarınca kendisine eğer on iyi kişi varsa oranın helâk edilmeyeceği vaad edilir, ancak on kişi bile bulunamaz. Akşam vakti Sodom’a varan iki melek şehrin kapısında oturan Lût’un daveti üzerine ona misafir olurlar. Halk evin çevresini sararak Lût’tan misafirlerini kendilerine teslim etmesini ister. Lût ise her istenileni yapabileceğini, hatta kızlarını kendilerine teslim etmek suretiyle feda edebileceğini, ancak misafirlerini vermeyeceğini söyler. Halk Lût’u tehdit ederek kapıyı kırmaya kalkışınca melekler müdahale ederek Lût’u içeriye alır ve dışarıdakileri evin kapısını bulamayacak şekilde kör ederler.
Melekler Lût’a şehri harap edeceklerini, aile fertlerini alıp burayı terketmesini bildirirler. Lût ağır davranınca melekler karısını ve iki kızını şehrin dışına bırakırlar; onlara arkalarına bakmadan dağa kaçmalarını tembih ederler. Lût kısa sürede dağa varmanın zor olduğunu, ancak yakındaki küçük şehre ulaşabileceklerini söyler. Güneş doğarken Tsoar’a varırlar. Arkalarından Sodom ve Gomore’ye göklerden kükürt ve ateş yağdırılır. Şehirler, bütün havza ve oralarda yaşayanların hepsi bitkilere varıncaya kadar helâk edilir. Lût’un karısı da meleklerin uyarısına rağmen kaçarken geriye baktığından bir tuz direği oluverir (Tekvîn, 18/1; 19/26; Petrus’un İkinci Mektubu, 2/6-7). Tsoar’da kendini güvende hissetmeyen Lût iki kızıyla birlikte Ölüdeniz’in doğusundaki dağlara çekilir ve bir mağaraya sığınır. Tevrat’ta Lût ile ilgili çok ağır bazı iftiraların dışında (Tekvîn, 19/30-38) başka bilgi yoktur. “ (Kaynak: TDV İslâm Ansiklopedisi internet sitesi)
İnsanlık tarihi Lut kavminin uğradığı akıbete dair başka bölgelerde de benzer sonların yaşandığını göstermektedir. Aynı insanlık tarihinin bütün ilahi kaynaklı uyarılar ve toplum tarafından uğranılan cezalara karşın arsızlıktan, ahlaksızlıktan vaz geçmediğini de göstermektedir.
Tarihi süreç içerisinde sapkınlık, sapıklık ve ahlaksızlık düzleminde en sağlam secere ve seciyeye sahip milletin Türkler olduğunu hatırlatmak gerekiyor.
İslam dininin Türk toplumunda değer veya ölçü bağlamında ilk kaynak olduğunu biliyoruz. Kur’an’ın Peygamberler tarihine dair aktardığı bilgiler de geçmişten günümüze sapkınlıklar, sapkınlığın ısrarla bazı kesimlerde yer bulduğuna şahitlik etmektedir. İstisnasız dinlerin yasakladığı toplumca sapıklık olarak bilinen davranışlar bazı kesimler tarafından kışkırtılarak, bir biçimde toplumların kanıksamaları için çeşitli yollar aranmaktadır. İsrail’in İstanbul’a yıllar önce eşcinsel bir konsolos ataması, Türk Yahudi cemaatinin şiddetle buna karşı çıkmasını hatırlatmakta fayda var. LGBT diye örgütlendirilme çabasının Türkiye’de de yoğunluk kazandığını gözlemliyoruz.
“Onur yürüyüşü” adıyla ahlaksızlığın desteklenmeye çalışıldığı olayla ilgili şu tespit çok önemlidir; “Neslimiz tehdit altındadır. Neslin korunması devletin asli vazifesidir. Bireysel mücadelenin dışında sapkınlığın teşhir edilmesi, teşvik edilmesi, örgütlenmesi yasalarla engellenmelidir. Yarın çok geç olabilir!”
Kutsal kitaplar ne diyor!
“Tevrat’a göre Sodom halkı Rabb’e karşı günahkârdır; orada her türlü ahlâksızlık, özellikle de cinsî sapıklık yaygındır (Tekvîn, 13/13; 18/20; 19/4-5; Hezekiel, 16/49-50). Bunları cezalandırmakla görevli melekler insan sûretine girip misafir olarak İbrâhim’e gelirler. Tanrı, Sodom ve Gomore’nin günahının çok ağır olduğunu ve helâk edileceklerini bildirir. İbrâhim ise oradaki iyi insanların hatırına bu kararın gerçekleşmemesi için yalvarınca kendisine eğer on iyi kişi varsa oranın helâk edilmeyeceği vaad edilir, ancak on kişi bile bulunamaz. Akşam vakti Sodom’a varan iki melek şehrin kapısında oturan Lût’un daveti üzerine ona misafir olurlar. Halk evin çevresini sararak Lût’tan misafirlerini kendilerine teslim etmesini ister. Lût ise her istenileni yapabileceğini, hatta kızlarını kendilerine teslim etmek suretiyle feda edebileceğini, ancak misafirlerini vermeyeceğini söyler. Halk Lût’u tehdit ederek kapıyı kırmaya kalkışınca melekler müdahale ederek Lût’u içeriye alır ve dışarıdakileri evin kapısını bulamayacak şekilde kör ederler.
Melekler Lût’a şehri harap edeceklerini, aile fertlerini alıp burayı terketmesini bildirirler. Lût ağır davranınca melekler karısını ve iki kızını şehrin dışına bırakırlar; onlara arkalarına bakmadan dağa kaçmalarını tembih ederler. Lût kısa sürede dağa varmanın zor olduğunu, ancak yakındaki küçük şehre ulaşabileceklerini söyler. Güneş doğarken Tsoar’a varırlar. Arkalarından Sodom ve Gomore’ye göklerden kükürt ve ateş yağdırılır. Şehirler, bütün havza ve oralarda yaşayanların hepsi bitkilere varıncaya kadar helâk edilir. Lût’un karısı da meleklerin uyarısına rağmen kaçarken geriye baktığından bir tuz direği oluverir (Tekvîn, 18/1; 19/26; Petrus’un İkinci Mektubu, 2/6-7). Tsoar’da kendini güvende hissetmeyen Lût iki kızıyla birlikte Ölüdeniz’in doğusundaki dağlara çekilir ve bir mağaraya sığınır. Tevrat’ta Lût ile ilgili çok ağır bazı iftiraların dışında (Tekvîn, 19/30-38) başka bilgi yoktur. “ (Kaynak: TDV İslâm Ansiklopedisi internet sitesi)
İnsanlık tarihi Lut kavminin uğradığı akıbete dair başka bölgelerde de benzer sonların yaşandığını göstermektedir. Aynı insanlık tarihinin bütün ilahi kaynaklı uyarılar ve toplum tarafından uğranılan cezalara karşın arsızlıktan, ahlaksızlıktan vaz geçmediğini de göstermektedir.
Tarihi süreç içerisinde sapkınlık, sapıklık ve ahlaksızlık düzleminde en sağlam secere ve seciyeye sahip milletin Türkler olduğunu hatırlatmak gerekiyor.