Malazgirt Meydan Savaşı, yalnızca bir savaş mı? Hayır.
Malazgirt, 1071 ile Türk Milletinin Anadolu'ya yerleştiği, yurt tutuğu kritik bir savaş. Bugün de 'batı'yı temsil eden, Doğu'yu sömürü alanı olarak gören, dünyaya kurulan tüm tuzakların kırıldığı, 'Medeni!' Batı'nın kirli yüzünün toprağa gömüldüğü kutlu bir gündür.
Malazgirt, Türk milletinin merhamet ve adaletiyle tüm dünyanın karşılaştığı yeni dünyanın adıdır aynı zamanda. Sultan Alp Arslan, Türk medeniyetinin dünyayla tanışmasını sağlayan zaferin komutanıdır, Türk medeniyetinin taşıyıcısıdır.
Malazgirt simgedir, semboldür.
Emperyalist batı, Malazgirt ile gelen merhamet ve adaleti boğmak, yeniden sömürge sistemini tesis için Sevr'i hayata geçirmeye çalışmıştır. Sınırları yeniden çizmiş, kin ve ihanet tohumlarını ekerek, çarkın yeniden dönmesini sağlamıştır. İnsanlığı kurtaracak anlayışın, zihniyetin temsilcisi Türk Milleti, 26 Ağustos günü, Malazgirt zaferinde olduğu gibi, vahşi batıyı darmadağın eden Büyük Taarruzun başladığı gündür. Alp Arslan, Mustafa Kemal Atatürk. Kan aynı kan..
Ardından yeni dünya düzenleri kurulur, Türkiye batının beşiğinde uyutulmaya başlanır. Ne Malazgirt zaferi, ne de ruhu hatırlanmaz olur.
Taaki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çıkıp, Malazgirt ruhunu unutmayın çağrısını yapana kadar.
Malazgirt ruhu nasıl yaşar
Ahlat, asırlardır adeta yetim kalmış mezar taşları, kültürüyle bir başına kalmıştı. Batı'nın önemsiz şeyleri dahi büyük değer olarak sunduğu dünyada Türk Milletinin adeta büyük bir geçmişi, sanatı, ince ruhu Ahlat'da yatıyor. Şimdi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sayesinde Ahlat ve Malazgirt eski ruhuyla ele alınacak. Malazgirt Meydan Savaşı’nın yaşandığı bölge Millî Park ilan edildi.
Bir güzel haberde yine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ağzından açıklandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Sultan Alparslan’ın Malazgirt zaferi öncesi otağını kurduğu Ahlat’ta Cumhurbaşkanlığı Köşkü kurulmasına yönelik tekliflerini hatırlatarak, Sultan Alparslan’ın varisleri olarak Ahlat’a otağ kurulması için gerekli hazırlıklara başlandığını, Selçuklu mimarisiyle inşa edilecek yapının en kısa zamanda bitirileceğini söyledi.
Erdoğan, ihtiyacımız olan şeyleri söylüyor ve yapıyor. Millet olarak bu duyarlılığı kavramak durumundayız. Yani fert fert değerlerimize sahip çıkmak zorunluluğumuz var. Yoksa kökümüz kaybolacak veya talan edilecektir. Erdoğan, "Aynı şekilde diğer bölgelerde de, Ahlat başta olmak üzere, tarihimizi, köklerimizi, ecdadımızı yaşatacak çalışmalara önem ve öncelik vereceğiz" dedi.
Şimdi, geçmişe ağıt zamanı değil, sahip çıkmak zamanıdır. Millet severlik bunu gerektirir, dindarlık bunu gerektirir.
Öyle değil mi???
Malazgirt, 1071 ile Türk Milletinin Anadolu'ya yerleştiği, yurt tutuğu kritik bir savaş. Bugün de 'batı'yı temsil eden, Doğu'yu sömürü alanı olarak gören, dünyaya kurulan tüm tuzakların kırıldığı, 'Medeni!' Batı'nın kirli yüzünün toprağa gömüldüğü kutlu bir gündür.
Malazgirt, Türk milletinin merhamet ve adaletiyle tüm dünyanın karşılaştığı yeni dünyanın adıdır aynı zamanda. Sultan Alp Arslan, Türk medeniyetinin dünyayla tanışmasını sağlayan zaferin komutanıdır, Türk medeniyetinin taşıyıcısıdır.
Malazgirt simgedir, semboldür.
Emperyalist batı, Malazgirt ile gelen merhamet ve adaleti boğmak, yeniden sömürge sistemini tesis için Sevr'i hayata geçirmeye çalışmıştır. Sınırları yeniden çizmiş, kin ve ihanet tohumlarını ekerek, çarkın yeniden dönmesini sağlamıştır. İnsanlığı kurtaracak anlayışın, zihniyetin temsilcisi Türk Milleti, 26 Ağustos günü, Malazgirt zaferinde olduğu gibi, vahşi batıyı darmadağın eden Büyük Taarruzun başladığı gündür. Alp Arslan, Mustafa Kemal Atatürk. Kan aynı kan..
Ardından yeni dünya düzenleri kurulur, Türkiye batının beşiğinde uyutulmaya başlanır. Ne Malazgirt zaferi, ne de ruhu hatırlanmaz olur.
Taaki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çıkıp, Malazgirt ruhunu unutmayın çağrısını yapana kadar.
Malazgirt ruhu nasıl yaşar
Ahlat, asırlardır adeta yetim kalmış mezar taşları, kültürüyle bir başına kalmıştı. Batı'nın önemsiz şeyleri dahi büyük değer olarak sunduğu dünyada Türk Milletinin adeta büyük bir geçmişi, sanatı, ince ruhu Ahlat'da yatıyor. Şimdi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sayesinde Ahlat ve Malazgirt eski ruhuyla ele alınacak. Malazgirt Meydan Savaşı’nın yaşandığı bölge Millî Park ilan edildi.
Bir güzel haberde yine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ağzından açıklandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Sultan Alparslan’ın Malazgirt zaferi öncesi otağını kurduğu Ahlat’ta Cumhurbaşkanlığı Köşkü kurulmasına yönelik tekliflerini hatırlatarak, Sultan Alparslan’ın varisleri olarak Ahlat’a otağ kurulması için gerekli hazırlıklara başlandığını, Selçuklu mimarisiyle inşa edilecek yapının en kısa zamanda bitirileceğini söyledi.
Erdoğan, ihtiyacımız olan şeyleri söylüyor ve yapıyor. Millet olarak bu duyarlılığı kavramak durumundayız. Yani fert fert değerlerimize sahip çıkmak zorunluluğumuz var. Yoksa kökümüz kaybolacak veya talan edilecektir. Erdoğan, "Aynı şekilde diğer bölgelerde de, Ahlat başta olmak üzere, tarihimizi, köklerimizi, ecdadımızı yaşatacak çalışmalara önem ve öncelik vereceğiz" dedi.
Şimdi, geçmişe ağıt zamanı değil, sahip çıkmak zamanıdır. Millet severlik bunu gerektirir, dindarlık bunu gerektirir.
Öyle değil mi???