
(Nezaketli)
Mecbur Kalırsanız
Efendimiz (asv) hayatı boyunca nazik ve temiz olmuş, insanlara nezaketle yaklaşmış ve hiçbir zaman yardım ederken dahi rencide olmamasına dikkat etmiştir.
Mescitte kıbleye yönelerek henüz oturmuştur ki, yüzü dalgalanır. Kıble duvarında kocaman bir balgam yapışık durmaktadır. Bu çirkinliğin, ne yaptığının farkında olmayan, Müslümanlıkta ve nezakette yeni bir göçebe Arabın eseri olduğu bellidir.
Sessizce yerinden kalkar ve duvarı kendi eliyle temizler, sonra dona kalmış kendisini seyreden topluluğa yönelir: "Hiçbiriniz kıblesine karşı tükürmesin. Mecbur kalırsanız, sol ayağınızın altına, toprağa tükürün."
Önce satın aldı
Fakir arkadaşlarından Abdullah oğlu Cabir yeni evlidir ve ciddi bir geçim sıkıntısı içerisindedir. Arkadaşını bu sıkıntıdan kurtarmak, fakat bu arada onurunu da rencide etmemek isteyen Hz. Muhammed (asv), Cabir'e mal varlığını sorar. Zayıf bir deveden başka bir şeyi yoktur. Hz. Muhammed (asv) de satın almak üzere talip olur. Ücretini yolculuktan Medine'ye dönüldüğünde öder. Alışveriş bitince Hz. Muhammed (asv) deveyi tekrar Cabir'e hediye eder. Olayı duyan bir Yahudi kulaklarına inanamamakta ve ısrarla:
"Deveyi önce satın aldı, sonra da hediye mi etti?” diye sormaktadır.
Hz. Muhammed (asv) ayrıca o gece Cabir'e dünya ve ahiret mutluluğu için uzun uzun dua etmiştir.
Saadet Asrından
İyâz b. Hımâr (r.a.)’tan rivayet edildiğine göre Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır:
“Allah, bana, birbirinize alçak gönüllü olmanızı, hiç kimsenin bir kimseye karşı böbürlenmemesini ve hiçbir kimsenin diğer kimseye karşı aşırı gitmemesini bildirdi.”[Müslim, Cennet 64 (2865)]