
Hatay’da tanıdığım Gazetecileri aradım ve ‘Kapımız size ve arkadaşlarınıza sonuna kadar açık… Gelin misafir edelim ve acınızı paylaşalım…’
Çok teşekkür ettiler ve Mersin’e, akrabalarının yanına gideceklerini ve illa ki Hatay’a geri döneceklerini söylediler…
Hatay’dan, İskenderun’dan olmak üzere deprem bölgesinden gidenler, önce Mersin’i tercih ediyor ve sonra diğer illeri…
Onun için bu sıkıntılı günlerde Mersin’in nüfusu en az ikiye katladı…
Mersinliler de bu durumdan şikâyetçi değiller…
Belki Belediyecilik hizmeti gecikiyor ama olsun.
*
Bu bağlamda Erzurum’a da Deprem Bölgesi illerden 6 binin üzerinde depremzede geldi…
Akrabalarının yanına ve çoğunlukla da Öğretmenlerin eğitim gördüğü Hizmetiçi Eğitim Merkezine yerleştirildiler.
Okul çağındaki çocuklar, kentteki Özel Okullara ve Devlet Okullarına dağıtıldı.
*
Kimi yardım kuruluşları, kendilerine yapılan yardımlarla para kazanma peşinde,
Ancak;
‘Asrın Felâketi’nde yaraları sarma zamanıdır…
*
Yazımıza Hatay’dan bir anekdotla başladık, gene Hatay’la bitirelim…
17 Şubat 2023 günü yayınladığımız yazıdan bir bölümü aynen yeniden yayımlıyoruz…
‘DEMOGRAFİK YAPI BOZULMASIN...
Hatay, Türk kültürü bakımından ve Milletimiz açısından çok önemli sahip bir sevgi ve hoşgörü kentidir.
Hatay ayrıca semavi dinlerin bir arada harmanlandığı şehirdir.
Ne yazık ki bu güzel kent depremde yerle yeksan oldu.
Şimdilerde insanlar bu şehirden geri gelmemek üzere kaçıyorlar.
Giden insanlara engel olmak ve bir şekilde geri gelmelerini sağlamak, demografik yapının bozulmasını önlemek zorundayız.
Unutulmasın ki Antakya, Hataylılarındır...
*
Son bir anekdot;
Mustafa Kemal, hasta yatağında 38 derece ateşle yatmaktadır.
Bu haliyle bile Hatay’ı sormakta ve sık sık bilgi almaktadır.
Bir ara Hatay’ın Ana Vatan’a henüz ilhak edilmediğini öğrenince çok sinirlenir, hasta yatağından doğrulur ve,
‘.....şimdi asker elbiselerini geçirip, bir gerilla gibi Amik dağlarında Hatay için savaşmak vardı !...’ der....
Son günlerini Hatay’ı Ana Vatan’a katmak için harcadı ama Hatay’ın 1939 yılında Ana Vatan’a katılmasını göremedi.
Böylesi öneme sahip Hatay’ın yapısının bozulmasına müsaade edilemez...’
Çok teşekkür ettiler ve Mersin’e, akrabalarının yanına gideceklerini ve illa ki Hatay’a geri döneceklerini söylediler…
Hatay’dan, İskenderun’dan olmak üzere deprem bölgesinden gidenler, önce Mersin’i tercih ediyor ve sonra diğer illeri…
Onun için bu sıkıntılı günlerde Mersin’in nüfusu en az ikiye katladı…
Mersinliler de bu durumdan şikâyetçi değiller…
Belki Belediyecilik hizmeti gecikiyor ama olsun.
*
Bu bağlamda Erzurum’a da Deprem Bölgesi illerden 6 binin üzerinde depremzede geldi…
Akrabalarının yanına ve çoğunlukla da Öğretmenlerin eğitim gördüğü Hizmetiçi Eğitim Merkezine yerleştirildiler.
Okul çağındaki çocuklar, kentteki Özel Okullara ve Devlet Okullarına dağıtıldı.
*
Kimi yardım kuruluşları, kendilerine yapılan yardımlarla para kazanma peşinde,
Ancak;
‘Asrın Felâketi’nde yaraları sarma zamanıdır…
*
Yazımıza Hatay’dan bir anekdotla başladık, gene Hatay’la bitirelim…
17 Şubat 2023 günü yayınladığımız yazıdan bir bölümü aynen yeniden yayımlıyoruz…
‘DEMOGRAFİK YAPI BOZULMASIN...
Hatay, Türk kültürü bakımından ve Milletimiz açısından çok önemli sahip bir sevgi ve hoşgörü kentidir.
Hatay ayrıca semavi dinlerin bir arada harmanlandığı şehirdir.
Ne yazık ki bu güzel kent depremde yerle yeksan oldu.
Şimdilerde insanlar bu şehirden geri gelmemek üzere kaçıyorlar.
Giden insanlara engel olmak ve bir şekilde geri gelmelerini sağlamak, demografik yapının bozulmasını önlemek zorundayız.
Unutulmasın ki Antakya, Hataylılarındır...
*
Son bir anekdot;
Mustafa Kemal, hasta yatağında 38 derece ateşle yatmaktadır.
Bu haliyle bile Hatay’ı sormakta ve sık sık bilgi almaktadır.
Bir ara Hatay’ın Ana Vatan’a henüz ilhak edilmediğini öğrenince çok sinirlenir, hasta yatağından doğrulur ve,
‘.....şimdi asker elbiselerini geçirip, bir gerilla gibi Amik dağlarında Hatay için savaşmak vardı !...’ der....
Son günlerini Hatay’ı Ana Vatan’a katmak için harcadı ama Hatay’ın 1939 yılında Ana Vatan’a katılmasını göremedi.
Böylesi öneme sahip Hatay’ın yapısının bozulmasına müsaade edilemez...’