
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, yaptığı yazılı açıklama ile MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin talimatları doğrultusunda hayata geçirilen "Hayırlı Günler Komşum" ziyaretlerinin 24 Ekim'de başlanacağını duyurdu.
Geniş katılımlı olması planlanan söz konusu etkinliklerin bütün il ve ilçelerde düzenlenerek yurdun her köşesinde yaygınlaştırılacağını dile getiren Yalçın, “ ‘Hayırlı günler komşum’ ziyaretleri, ‘Derdiniz Derdimizdir’ konulu sohbetlerle ortak ve birbirini tamamlayan konsept içinde düzenlenecektir. Sohbet toplantıları, sadece evlerle sınırlı tutulmayacak; esnafı, meslek odalarını, sivil toplum kuruluşlarını da kapsayacak ve hatta köylere kadar uzanacaktır" dedi.
Bölgemizde ve dünyada meydana gelen köklü değişimler nedeniyle içeride ve dışarıda birbirini tamamlayan yeni siyasi paradigmaların hayata geçirilmesinin zorunlu olduğunu belirten MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“MHP'nin, Türk milletinin refah ve saadetini, devletimizin kıyamete kadar baki kalmasını temel siyaset düsturu hâline getirdiği cümlenin malumudur. Nitekim MHP; üstlendiği tarihî sosyal sorumluluk doğrultusunda derhal devreye girerek, terörün olmadığı yeni bir toplumsal atmosferin tesisi yolunda kolları sıvamıştır. Mücadelesini verdiği ideolojinin bir gereği olarak uzlaşmacı ve barışçı politikaları esas alan MHP; değişen bölgesel ve küresel konjonktüre paralel olarak, Sayın Genel Başkanımızın attığı adımlarla Terörsüz Türkiye yolunda başat bir işlev üstlenmiştir.
Milletimizin huzur, refah ve esenliğine varlığını adayan MHP teşkilatları, Terörsüz Türkiye bağlamındaki çabalara kendi kabınca katkıda bulunmak üzere sosyal faaliyetlerine hız vermiştir. Son olarak partimizce düzenlenen "Asırlık Birlik, Sonsuz Kardeşlik" temasıyla 9 bölgede 81 ili kapsayacak şekilde "Terörsüz Türkiye İçin Millî Birlik ve Dayanışma Buluşmaları" oldukça verimli neticeler getirmiştir. Buluşma toplantılarına milletimizce gösterilen yoğun ilgi, aynı maksada dönük yeni etkinliklerin düzenlenmesi yolunda bizi yüreklendirmiştir.
Bu çerçevede halkla münasebetlerimizi sıkı tutmak üzere, 24 Ekim 2025 tarihinden itibaren "Hayırlı Günler Komşum" ziyaretleri yapılacak ve milletimizin bütün kesimleriyle bir araya gelinerek "Derdiniz Derdimizdir" sohbetleri gerçekleştirilecektir.
Tüm teşkilatlarımızın iştirak edeceği ziyaretler sırasında, vatandaşlarımızın dertleri dinlenecek, siyaset kurumuyla devletten beklenti ve talepler kayda geçirilecektir.
Ziyaretler dolayısıyla Terörsüz Türkiye'nin; hayalden gerçeğe, soyut ülküden somut düşünceye, projeden uygulamaya geçme aşamasında olduğu, ayrıntılı olarak milletimizle paylaşılacaktır.
Terörsüz Türkiye yolunda sarf edilen gayretlerin sonuçsuz kalmadığı; meselenin kamu vicdanına sığmaya, yerleşmeye başladığı delilleriyle anlatılacaktır.
Terörsüz Türkiye olgusunun; Gazze'deki soykırımın, İsrail terörünün durması yönündeki uluslararası çabaların yeşerttiği barış umutlarından ayrı düşünülmemesi gerektiği üzerinde durulacaktır.
Bu olgunun, Suriye ve Irak'ın toprak bütünlüğünün sağlanması hususundaki gayretlerden ayırt edilmemesinin önemi dile getirilecektir.
Suriye'nin toprak bütünlüğü ve bu ülkedeki SDG gibi ayrılıkçı unsurların Şam merkezli sisteme entegrasyon zarureti ve Terörsüz Türkiye olgusunun birbiriyle alakalı olduğu anlatılacaktır.
Terörsüz Türkiye konusunun, KKTC'nin dünyada bağımsız bir devlet olarak tanınması çabalarından soyutlanmaması, aynı perspektifte değerlendirilmesi gerektiğinin altı çizilecektir. Aksi takdirde KKTC Parlamentosunun Türkiye Cumhuriyeti'ne katılma kararı alması gerektiği anlatılacaktır.
Terörsüz Türkiye yolunda atılan adımların, Türkiye'nin Karadeniz, Akdeniz ve Ege'deki vazgeçilmez çıkarlarından bağımsız değerlendirilmemesi, hatta Balkanlar ve Kafkaslarda kalıcı barışın hâkim kılınması çabalarından vareste tutulmaması icap ettiği aktarılacaktır.
Kısacası Terörsüz Türkiye olgusunun, bölgesel ve küresel fotoğrafı tamamlayan karelerden biri olduğu gerçeği dillendirilecektir.Terörsüz Türkiye hamlesinin, bölgemizdeki dengelerle coğrafyamızdaki denklemleri dikkate alan ve çağımızı kucaklayan büyük bir devlet felsefesinin yansıması olduğu ifade edilecektir.
Terörsüz Türkiye'nin kâmilen hayata geçmesinin; sadece sosyal barışın ve millî bütünlüğün teminine katkı sağlamayacağı, ekonomik sorunlarını çözme çabasındaki ülkemizde kaynak israfına da son vereceği hatırlatılacaktır.
Muhalefetin Terörsüz Türkiye konusundaki olumsuz algı ve değersizleştirme çalışmalarının bir sonuç vermeyeceği, sabırla dile getirilecektir.
Terörün devam etmesinden ve yeni şehitler gelmesinden nemalanan çıkarcı siyaset anlayışının yeni yüzyılda kabul görmeyeceği, gerekçeleriyle izah edilecektir.
21. yüzyılda lider ülke olma hedefine yürüyen Türkiye'nin terör gibi bir ayak bağından ebediyen kurtulmasının değeri üzerinde durulacaktır.
Türkiye'de gündemi meşgul eden önemli hususlardan biri de Türk ekonomisinin yapısal sorunları ve hayat pahalılığıdır. MHP olarak, enflasyonla mücadelenin, Türkiye'yi zor ve sabır isteyen bir süreçten geçirmekte olduğunu görüyoruz. Hayat pahalılığının vatandaşlarımızın alım gücünü düşürdüğünün, başta emekli ve çalışanlarımız olmak üzere bilhassa ücretli kesimin hayat standartlarını aşağı çektiğinin farkındayız. Devletimizin bu konuda aldığı sıkı tedbirlerin arkasında durmakla birlikte, milyonlarca insanımızın hayat çarkını çeviren bordroluların ücretlerinde devletimizin imkânları ölçüsünde iyileştirme yapılmasının lüzumuna inanıyoruz.”
Nesrin DEMİR