
İşte tasarım atölyelerinde, belli oranda da olsa, bu olumsuz çemberi kırabileceğimizi düşünüyoruz. Önce orada çocuklara ve gençlere, kendilerinin, herhangi bir alanda, basit te olsa bir şeyler tasarlamalarına ve yeni fikir, ürün ve yöntem geliştirmelerine imkân hazırlanmalıdır. Onlar oraya girince, (belli kurallar çerçevesinde) önceden ya da o anda özgürce bir şeyler tasarlayabilmeliler ve özgürce onları nasıl gerçekleştirebileceklerini düşünmeliler. Orası onlar için bir kuluçka merkezi olmalıdır. Tasarladıklarının basit ya da çok sade olması önemli değildir. Önemli olan, çocuk ve gençlerin, bir kere o üretim moduna girmeleridir. Eğer desteklenirse, sonrasını onlar, çok ciddi şeyler üreterek getirirler.
Bu atölyelerin de tasarımı, önemli bir konudur. Biz şu anda ona girecek değiliz. Ancak bu konunun, ilgili belediye ile ildeki Eğitim Fakültesi, il-ilçe MEB Müdürlükleri ve bu alanın tasarımcıları arasında yapılacak görüşmelerle tasarlanacağını düşünüyoruz.
3- Tema Parkları: Genel olarak bir düşüncenin, bir yazının, bir sanat eserinin özüne, ana fikrine ya da konusuna, Tema denir.
Belirli ilgi ve yeteneklere hitap etmek üzere, geniş bir alana yayılmış, bir kurgu çerçevesinde açık ve kapalı alanlarda yer alan, farklı yaşam ve eğlence tesislerden oluşan bir merkez de Tema Parkı olarak tanımlanır.
Tema Parkları, genelde her türlü yaş aralığına ve kalabalık insan gruplarına hitap eder. Belli tema parklarında ya da belli parkların belli bölgelerinde belli yaş gruplarına hitap eden temalı (konulu) etkinlikler de düzenlenebilir. Tema parklarını, lunaparklardan ayıran özellikler vardır. Tema parkları, ziyaretçileri bir fikrin, bir düşüncenin, bir faaliyetin ve bir hikâyenin içine sokmağa ve o düşünce, faaliyet ya da hikâyenin bir parçası haline getirmeğe çalışırlar. Tema parkları, eğlencenin yanında bilim, kültür, teknoloji, tarih ve sanat dallarına daha çok yer ve ağırlık verirler. Genel kullanımda su parkları, (park ve bahçe içinde tasarlanmış) tarlalar, hayvanat bahçeleri, botanik bahçeleri, doğal yaşam alanları, akvaryumlar, buz parkları, dinazor parkları vb. parklar, tema parkı olarak adlandırılırlar.

Biz bu projemizle, mevcut ya da yeni yapılacak park ve bahçelere, yukarıda sayılan tema (konu) lardan bir ya da bir kaçını, ama özellikle de (park ve bahçe içinde tasarlanmış) tarla temalı park yapılmasını öneriyoruz. Burada özellikle mevsimsel olarak, çocukların ve gençlerin o tarlada bir efor sarf etmelerine, tarlayı hazır hale getirerek bir şeyler ekmelerine, bu ekimin ürün sürecini yaşamalarına, o süreçte neler yapmaları gerektiğini görmelerine, sürecin sonuna kadar beklemeyi öğrenmelerine, sonunda ürünlerini görmelerine ve ona sahip çıkmalarına, evet bütün bunları yaşamalarına fırsat vermek gerekir. Böylece çalışmanın ve ürün üretmenin ne anlama geldiğini yaşamalarına da imkân vermiş oluruz. Bunun onlara kazandıracağı özgüven, deneyim ve zorluklara direnme gücünün çok ama çok önemli olacağı açıktır.
Hem sanat, hem tasarım atölyeleri, hem de tema parkları, mevcut ya da yapılacak olan park ve bahçelere yeni ve geleceğimiz açısından çok önemli fonksiyonlar getirecektir. Çocuklarımız ve gençlerimiz buralarda hem üretken, hem de orijinal (yaratıcı) olmayı deneyerek özgün üretim moduna germeyi yaşayacaklardır.
Sayın Cumhurbaşkanımızın, MİLLET BAHÇELERİ için sözünü ettiği ‘kek’lerle beraber, belli aralıklarla buraların üyelerine süt ve ayran da ikram edilmelidir. Bu açıdan bakılınca belediyelerin bir bakıma Bilgi Evleri, daha da geliştirilerek herhangi bir sokaktaki binadan alınıp parkın içine taşınmış olacaktır. Ayrıca il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerindeki Bil-Sem’ler (Bilim Sanat Eğitim Merkezleri) de yine daha geliştirilmiş bir şekilde park ve bahçelerde, daha özgün ve daha kaliteli hizmet vermeğe başlayacaklardır. Zira çocuklar ve gençler, artık bir binanın bir iki katında sıkışmış bir vaziyette değil, geniş yeşil alanlarda hem oynayıp, eğlenecek, hem sanat ya da tasarım atölyelerinden yararlanacak, hem de tema parkında üretim yapacaklardır.
Son olarak şunu belirtelim ki, bu projenin çok önemli bir yararı da belediyeleri doğrudan eğitim sisteminin içine çekecek olmasıdır.
Bu atölyelerin de tasarımı, önemli bir konudur. Biz şu anda ona girecek değiliz. Ancak bu konunun, ilgili belediye ile ildeki Eğitim Fakültesi, il-ilçe MEB Müdürlükleri ve bu alanın tasarımcıları arasında yapılacak görüşmelerle tasarlanacağını düşünüyoruz.
3- Tema Parkları: Genel olarak bir düşüncenin, bir yazının, bir sanat eserinin özüne, ana fikrine ya da konusuna, Tema denir.
Belirli ilgi ve yeteneklere hitap etmek üzere, geniş bir alana yayılmış, bir kurgu çerçevesinde açık ve kapalı alanlarda yer alan, farklı yaşam ve eğlence tesislerden oluşan bir merkez de Tema Parkı olarak tanımlanır.
Tema Parkları, genelde her türlü yaş aralığına ve kalabalık insan gruplarına hitap eder. Belli tema parklarında ya da belli parkların belli bölgelerinde belli yaş gruplarına hitap eden temalı (konulu) etkinlikler de düzenlenebilir. Tema parklarını, lunaparklardan ayıran özellikler vardır. Tema parkları, ziyaretçileri bir fikrin, bir düşüncenin, bir faaliyetin ve bir hikâyenin içine sokmağa ve o düşünce, faaliyet ya da hikâyenin bir parçası haline getirmeğe çalışırlar. Tema parkları, eğlencenin yanında bilim, kültür, teknoloji, tarih ve sanat dallarına daha çok yer ve ağırlık verirler. Genel kullanımda su parkları, (park ve bahçe içinde tasarlanmış) tarlalar, hayvanat bahçeleri, botanik bahçeleri, doğal yaşam alanları, akvaryumlar, buz parkları, dinazor parkları vb. parklar, tema parkı olarak adlandırılırlar.

Biz bu projemizle, mevcut ya da yeni yapılacak park ve bahçelere, yukarıda sayılan tema (konu) lardan bir ya da bir kaçını, ama özellikle de (park ve bahçe içinde tasarlanmış) tarla temalı park yapılmasını öneriyoruz. Burada özellikle mevsimsel olarak, çocukların ve gençlerin o tarlada bir efor sarf etmelerine, tarlayı hazır hale getirerek bir şeyler ekmelerine, bu ekimin ürün sürecini yaşamalarına, o süreçte neler yapmaları gerektiğini görmelerine, sürecin sonuna kadar beklemeyi öğrenmelerine, sonunda ürünlerini görmelerine ve ona sahip çıkmalarına, evet bütün bunları yaşamalarına fırsat vermek gerekir. Böylece çalışmanın ve ürün üretmenin ne anlama geldiğini yaşamalarına da imkân vermiş oluruz. Bunun onlara kazandıracağı özgüven, deneyim ve zorluklara direnme gücünün çok ama çok önemli olacağı açıktır.
Hem sanat, hem tasarım atölyeleri, hem de tema parkları, mevcut ya da yapılacak olan park ve bahçelere yeni ve geleceğimiz açısından çok önemli fonksiyonlar getirecektir. Çocuklarımız ve gençlerimiz buralarda hem üretken, hem de orijinal (yaratıcı) olmayı deneyerek özgün üretim moduna germeyi yaşayacaklardır.
Sayın Cumhurbaşkanımızın, MİLLET BAHÇELERİ için sözünü ettiği ‘kek’lerle beraber, belli aralıklarla buraların üyelerine süt ve ayran da ikram edilmelidir. Bu açıdan bakılınca belediyelerin bir bakıma Bilgi Evleri, daha da geliştirilerek herhangi bir sokaktaki binadan alınıp parkın içine taşınmış olacaktır. Ayrıca il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerindeki Bil-Sem’ler (Bilim Sanat Eğitim Merkezleri) de yine daha geliştirilmiş bir şekilde park ve bahçelerde, daha özgün ve daha kaliteli hizmet vermeğe başlayacaklardır. Zira çocuklar ve gençler, artık bir binanın bir iki katında sıkışmış bir vaziyette değil, geniş yeşil alanlarda hem oynayıp, eğlenecek, hem sanat ya da tasarım atölyelerinden yararlanacak, hem de tema parkında üretim yapacaklardır.
Son olarak şunu belirtelim ki, bu projenin çok önemli bir yararı da belediyeleri doğrudan eğitim sisteminin içine çekecek olmasıdır.